Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1200 E. 2021/245 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1200 Esas
KARAR NO: 2021/245 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/460 Esas – 2018/1203 Karar
TARİH: 24/12/2019
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili sigorta şirketine sigortalı olan emtiaların davalıların maliki ve sürücüsü oldukları … plakalı nakliye aracından, dava dışı sigortalının firmasına ait deponun önünde park halinde iken kimliği belirsiz kişiler tarafından çalındığını, meydana gelen olay neticesinde müvekkili sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına çalınan emtiaların bedeli olan 11.670,00 TL ödeme yaptığını, müvekkili sigorta şirketinin bu ödemeye ilişkin olarak alacağının rücuen tahsili için davalılara karşı Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçluların dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacı … şirketini zarara uğratanın müvekkileri olmadığını, husumetin hırsızlık olayını gerçekleştiren şahıslara yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilinin bu hırsızlık olayına ilişkin olarak kolluk kuvvetlerine başvuruda bulunduğunu ve savcılık tarafından soruşturma başlatıldığını, bu soruşturmanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/12/2019 tarih 2017/460 Esas – 2018/1203 Karar sayılı kararında; ” 6102 sayılı TTK’nın 850-893, maddelerinde yapılan düzenlenme çercevesinde kara yolu ile yapılan ve ilgili milletler arası sözleşmelerin uygulama alanına girmeyen eşya taşımaları, yolcu taşımaları, taşıma eşyası taşıması, değişik tür araçlar ile yapılan (karma kombine) taşıma işleri yüklenicileri hakkında uygulanacak ortak hükümler belirlenmiştir, TTK madde 850 taşıyıcıyı, taşıma sözleşmesi ile eşya yada yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstlenen kişi olarak tanımlamıştır. Taşıyıcı, gönderen ile akdettiği taşıma sözleşmesi ile sözleşmeye konu eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi borçlanmaktadır, böylelikle taşıyıcı, eşyanın kendi koruması altında bir yerden diğer bir yere taşıması işini üstlenmektedir. Taşıyıcının üstlendiği edimi yerine getirebilmesi için sözleşme konusu eşyanın, taşıyıcının, muhafaza ve kontrolüne bırakılması gerekmektedir. Taşıyıcı sözleşmede belirlenen taşıma sözleşmesi içerisinde taşınmak üzere kendisine bırakılan eşyayı muhafaza etmekle yükümlü tutulmuş bulunmaktadır. Taşıyıcı eşyayı kararlaştırılan şartlarla bir yerden diğer bir yere taşıma yanında, muhafazası altındaki eşyanın her türlü tehlikeye karşı korunması için de özen gösterecektir. Ziya ve/veya hasarında sorumluluğu yanında taşıma süresinin aşılmasından kaynaklanan gecikme zararlarından kaynaklanan sorumluluğu da bulunmaktadır. TTK madde 871/1 hükmü uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere kendisine teslim edildiği anda gönderilene teslim edileceği ana kadar kendisine bırakılan eşyanın ziya ve/veya hasar görmesinden ve taşıma süresinin geçirilmesinden sorumlu bulunmaktadır. TTK 883/3 gereği, asıl taşıyıcı ve fiili taşıyıcı müteselsilen sorumludur. Her ne kadar 11.760,00 TL alacaktan bahsedilmiş olsa da bilirkişilerin sehven yapmış oldukları bir hata olup Küçükcekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında asıl alacağın 11.670,00 TL olduğu tespit edilmiş, talebe bağlılık ilkesi gereği mahkememizin hükmünü kurarken 11.670,00 TL üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 11.670,00 TL tazminat alacağının bulunduğu…”gerekçesi ile, 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalıların Küçükcekkmece … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın 11670 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin belirtilen değer üzerinden devamına, fazlaya illişkin talebin reddine, 2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden davacı lehine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme tarafından verilen kararda tüm delillerin bir bütün olarak değerlendirilemediğini, Müvekkilinin hırsızlanan menkulleri araç içerisinde kilitli olan kasada tutarak ve hırsızlara karşı gereken mücadeleyi vererek yüklenen özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini, 21/05/2018 tarihli bilirkişi raporunun 7. Sayfasının 3.bendi ile açık ve net şekilde dosyadaki vakıaları yanlış yorumlandığını, Olayın oluş şekli bütün olarak değerlendirildiğinde hırsızlanan menkuller sebebiyle meydana gelen zararda müvekkillerinin kasıt veya kusuru olmadığını, Müvekkilleri hakkında kusursuz sorumluluk iddiası ile dava açılmasına rağmen izah edildiği üzere müvekkillerinin kusuru olmadığını, müvekkilleri ile olay arasında illiyet bağı olmadığını, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinin haksız olduğunu, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, müvekkilleri yönünden davanın tüm yönleri ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava taşımadan kaynaklı hasarın rücuen tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketine sigortalı emtianın davalı taşıyıcıların sorumluluğunda taşınırken çalındığını, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, ödeme yapmakla müvekkilinin sigortalının haklarına halef olduğunu, meydana gelen hasardan davalıların sorumlu olduğunu, hasar bedelinin tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava dışı sigortalıya ait eşyaların taşınmasının davalılar tarafından üstlenildiği, eşyaların davacı tarafça nakliyat abonman sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, eşyaların bir kısmının davalıların taşıması sırasında 3. Kişiler tarafından taşıma aracından çalındığı, hasar bedelinin poliçe kapsamında sigortalıya ödendiği çekişme konusu değildir. TTK 875. maddesine göre ”Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur’. Taşıyıcının sorumluluktan kurtulma halleri TTK’nın 876 ve 878 maddesinde düzenlenmiştir. Davalılar olayda sorumluluktan kurtulma hallerinin gerçekleştiğini ispatlayamamıştır. Davalılar taşınmak üzere kendilerine teslim edilen eşyanın gerekli güvenlik önlemlerini almamaları nedeniyle çalınmasına neden olduklarından hasardan dolayı sorumludurlar. Bu nedenle davalılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalılar tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 797,17.TL istinaf karar harcından istinaf edenler tarafından yatırılan 199,50.TL harcın mahsubu ile bakiye 597,67.TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalılar üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/02/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.