Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1181 E. 2019/852 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1181
KARAR NO : 2019/852
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2019 ( Tensip Tutanağı 10 no.lu ara karar )
NUMARASI : 2019/140 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
KARAR TARİHİ : 29/05/2019
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda 15/03/2019 tarihli tensip tutanağının 10 nolu ara kararı ile; ” Her ne kadar Genel Kurul Karlarının uygulanmasının durdurulması ve şirkete kayyım atanması yönünde ihtiyati tedbir talep edilmişse de kayyım atanmasını gerektirecek mahiyette yönetim ve denetimin ihlal edildiği veya genel kurul kararlarının uygulanmasının zarara sebebiyet verip vermeyeceği hususları yargılamayı gerektirir mahiyette olduğundan İhtiyati Tedbir Talebinin reddine, ( Tebliğden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere ) … ” ilişkin olarak verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Taraflar arasında görülmekte olan davanın yargılaması sırasında davacılar vekilinin tedbir talebinin reddine ilişkin olarak tensip tutanağı ile karar verildiği, ancak gerekçeli ve ayrıntılı bir karar yazılmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Genel Kurulda alınan kararların uygulanmasının da geri bırakılması yönünde ihtiyati tedbir talep edilmesine rağmen 6102 sayılı TTK’ nun 449. maddesinde öngörülen prosedür uygulanmadan tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Adı geçen maddede: Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkemenin yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebileceği düzenlenmiştir. Geçici hukuki koruma niteliğinde bulunan ihtiyati tedbir kararının nasıl yazılacağı da HMK’ nun 391. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre ihtiyati tedbir kararında; a) İhtiyati tedbir talep edenin, varsa kanuni temsilcisi ve vekilinin ve karşı tarafın adı, soyadı ve yerleşim yeri ile talep edenin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, b) Tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığı, c) Tereddüde yer vermeyecek şekilde, neyin üzerinde ve ne tür bir tedbire karar verildiği, ç) Talepte bulunanın, ne tutarda ve ne türde bir teminat göstereceği, yazılmalıdır. Bir mahkeme kararında bulunması gereken hususlar ise HMK’ nun 297. maddesinde sayılmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. Yine Anayasa’ nın 141/3. madde hükmü de tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olmasını emretmektedir. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da İstinaf ve Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilecektir. HMK’ nın 391/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde istinaf kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir. Ancak istinafa getirilen bir kararın Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından incelemesinin yapılabilmesi için öncelikle kararın taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi ve süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmuş olması gerekmektedir. Bundan başka, ihtiyati tedbir kararının HMK’ nın 391/2. maddesi uyarınca gerekçeli karar şeklinde yazılması gerekmekte olup, esasen İstinaf denetiminin de ancak gerekçeli karar üzerinden yapılması mümkündür. (aynı nitelikteki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 20.12.2013 tarih 2013/21-1791 esas 2013/1676 karar sayılı ilamı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’ nin 2013/889 Esas – 2013/962 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 2013/7414 Esas – 2013/11546 Karar sayılı ilamı ) İstinaf konusu kararın ( tedbir talebinin reddine ilişkin tensip tutanağı tutanağı ile verilen ara karar ) gerekçeli karar şeklinde yazılmadığı ve davacının genel kurul kararının geri yürütülmesi yönündeki talebi açısından TTK 449. madde hükmüne uygun bir karar bulunmaması nedeniyle istinaf incelemesinin yapılması mümkün değildir. Bu durumda, ilk derece mahkemesince davacının ihtiyati tedbir talepleri açısından 6102 sayılı TTK’nın 449.maddesi uygulanmak suretiyle verilmiş usulüne uygun bir karar olmadığı gibi, HMK’ nın 391/2., 297/1 maddeleri ve 1982 Anayasası’ nın 141. Maddesinin öngördüğü şekilde yazılmamış olan ” tedbir talebinin reddine ilişkin tensip tutanağı ara kararının ” HMK’ nın 391/2., 297/1 maddeleri ve 1982 Anayasası’ nın 141. maddesine uygun şekilde verilerek yazıldıktan sonra taraflara tebliğe gönderilerek HMK 347/2 maddesindeki süreler de dolduktan sonra yeniden gönderilmesi için kararın kaldırılması dava dosyasının mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İlk derece mahkemesinin 15/03/2019 tarihli tensip tutanağının 10. maddesiyle verdiği ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar, 6102 sayılı TTK’ nın 449.maddesi uygulanmadan ve 6100 sayılı HMK’ nın 391/2- 297. maddelerine aykırı yazılmış olduğundan, söz konusu kararın kaldırılarak, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılarak karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GERİ ÇEVRİLMESİNE, 2-İstinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA, 3-Verilen kararın niteliğine göre harç ve yargılama giderleri yönünden bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 29/05/2019 tarihinde oy birliği ile HMK’ nun 352. maddesi uyarınca karar verildi.