Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1179 E. 2019/1660 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1179 Esas
KARAR NO : 2019/1660 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH 28/12/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/546 Esas – 2018/1456 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
KARAR TARİHİ: 20/11/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (“Şirket”) 2017 yılı Olağan Genel Kurulu 19 Mart 2018 tarihinde saat 12:00’de şirket merkezi olan … Caddesi, No: …, Mecidıyeköy/İstanbul adresinde toplandığını, Şirket’in toplam 24.000.000 TL’lik sermayesine tekabül eden 2.400.000.000 adet payın tamamı Genel Kurul Toplantısında temsil edildiğini, Genel Kurul Toplantısı gündemi, çağrı metninden de görüleceği üzere sırasıyla (1) Açılış ve toplantı başkanlığının oluşturulması, (2) Yönetim kurulu faaliyet raporu ile bağımsız denetim raporunun okunması ve müzakere edilmesi, (3) 2017 yılma ait bilanço ve kar/zarar hesaplarının okunması müzakeresi ve onaylanması, (4) Yönetim Kurulunun ayrı ayrı ibra edilmesi, (5) Yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi ve görev sürelerinin belirlenmesi, (6) Yeni seçilen yönetim kurulu ücret, prim ve diğer sosyal haklarının belirlenmesi, (7) Kar dağıtımı ile ilgili karar alınması, (8) Türk Ticaret Kanunu gereğince Bağımsız Dış Denetleme Kuruluşu’nun seçimi ve onaylanması, (0) Yönetim Kurulu üyelerinin şirket konusu işlerle iştigal etmelerine TT.K.’nm 395. ve 396. maddeleri gereğince müsaade edilmesi, (10) Dilekler ve kapanış maddelerinden oluştuğunu, Genel Kuıul Toplantısı’nın açılmasıyla birlikte, ilk gündem maddesi uyarınca Divan Heyeti seçilmiş ancak diğer maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce azınlık pay sahipleri sıfatıyla müvekkillerininGenel Kurul Toplantısı’nda vekaleten temsil eden vekillerin 6102 sayılı Türk Ticaret Kânunu TTK’nun 420’nci maddesi uyarınca finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların görüşülmesinin ertelenmesi talebinde bulunması üzerine, Genel Kurul Toplantısı gündeminin (2), (3), (4), (6) ve (7) ncı maddelerinin görüşülmesi Genel Kurul Toplantısı’nın başkanınca ertelendiğini, Ne var ki TTK’nın 420’nci maddesi uyarınca finansal tabloların müzakeresine bağlı konulardan olan ve Genel Kurul Toplantısı gündeminin yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi ve görev sürelerinin belirlenmesine ilişkin (5) inci, Türk Ticaret Kanunu gereğince Bağımsız Dış Denetleme Kuruluşunun seçimi ve onaylanmasına ilişkin (8)’ıncı ve Yönetim Kurulu üyelerinin şirket konusu işlerle iştigal etmelerine T.T.K.nın 395. ve 396. maddeleri gereğince müsaade edilmesine ilişkin (9)’uncu maddelerinin görüşülmesi müvekkillerinin iradesine aykırı ve hukuka aykırı olarak ertelenmemiş ve bu hukuka aykırılığa müvekkillerinin ve diğer azınlık pay sahipleri vekillerinin itiraz etmelerine ve bu itirazlarını Genel Kurul Toplantısı tutanağına geçirmiş olmalarına rağmen oyçokluğu ile süz konusu kararlar alındığını, Müvekkilleri … Şirket sermayesinin 5.427.231,66 TL’lik kısmına tekabül eden 542.723.166 adet payın sahibi ve % 22.6’lık oranda pay sahibi olarak ve … Şirket sermayesinin 206.900 TL’lık kısmına tekabül eden 20.690.000 adet payın sahibi ve % 0,86’lık oranda pay sahibi olarak anılan kararlara karşı itiraz etmişler, muhalif oldukları kararlarda dileklerini tutanağa geçirdiklerini, belirterek davalı şirketin 19.03.2018 tarihli 2017 yılı Olağan Genel Kurulu’nda TTK 420. Maddesine aykırı olarak ve ayrıca muhalefetlerine rağmen gündemin 5. maddesi uyarınca Yönetim Kurulu seçilmesi, gündemin 8. maddesi uyarınca bağımsız denetçi seçilmesi, gündemin 9. maddesi uyarınca yeni seçilen Yönetim Kurulu üyelerine TTK m 395 ve 396. maddeleri uyarınca şirketin iştigal konuları ile iştigal etmelerine izin verilmesine ilişkin kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davada 19 Mart 2018 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında yönetim kurulunun seçimine ilişkin iptal isteminin konusuz kaldığını, Şirketin 28 Haziran 2013 tarihli Ertelenen Genel Kurul toplantısında 28.06.2018 tarihinde yapıldığınıve yeni bir Yönetim Kurulu seçildiğini, davacıların huzurdaki davaya konu husumeti sürdürmelerinde hiçbir meşru menfaatleri kalmadığını, müvekkil şirketin muhtemel zararına karşilik TTK 448. ve 451. maddeleri gereğince davacıların teminat yatırması gerektiğini, huzurdaki dava HMK M. 166 uyarinca istanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/560 Esas no.lu dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini, davacıların genel kurulu erteleme taleplerinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, gündemin beşinci maddesinin iptal talebine ilişkin yeni yönetimin seçilmesinin zorunluluk olduğunu, şirketin organsız kalmaması için yönetim kurulu oylamasına geçildiğini, yeni yönetim ile eski yönetimin aynı olması tek başına iptal nedeni olmadığını, yönetim kurulunun seçilmesinin finansal tablolarla ilgili olduğu gerekçesiyle seçiminde ertelenmesi itirazlarının haksız olduğunu, gündemin 8. Maddesi olan bağımsız denetçi seçimine ilişkin kararın iptal talebinin bağımsız denetçinin seçimi konusunun TTK’nun 420’e yer alan finansal tabloların ertelenmesine ilişkin konu ile bir ilgisinin bulunmadığını, göndemin 9. Maddesi olan şirket konusu işlere iştigale izin verilmesine ilişkin kararın iptal talebinin TTK’nun 395. Ve 396 maddelerine göre verilen izinlerin grup dışı şirketlerlde faaliyet izni olarak verilmemekte olduğunu, davacıların yürütmenin geri bırakılmasına ilişkin yürütmeyi durdurmayı gerektirecek bir durum olmadığını, TTK 420. Hükmüne göre ertelenen genel kurul toplantısında iptalini istedikleri yönetim kurulu seçimine ilişkin kararın konusuz kaldığını belirterek TTK’nun 448/2 md. hükmü gereğince huzurdaki davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 28/12/2018 tarih 2018/546 Esas – 2018/1456 Karar sayılı kararında;”… Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacılar … Şirket sermayesinin 5.427.231,66 TL’lik kısmına tekabül eden 542.723.166 adet payın sahibi ve % 22.6’lık oranda pay sahibi olarak ve … Şirket sermayesinin 206.900 TL’lık kısmına tekabül eden 20.690.000 adet payın sahibi ve % 0,86’lık oranda pay sahibi oldukları, davacılar şirket sermayesinin 1/4’ünü karşılayan pay sahipleri olarak dava açma hakları mevcuttur. Genel kurul toplantısı 19.03.2018 tarihli olup, dava, TTK 445. Maddesi gereğince yasal 3 aylık süre içinde 18/06/2018 tarihinde açılmıştır. Davacıların TTK’nun 446. Md. Gereğince genel kurulda hazır bulundukları, iptali istenen 5, 8 ve 9. Maddelere olumsuz oy kullandıkları ve muhalefet şerhlerini tutanağa yazdırdıkları Genel kurul toplantı tutanağından tespit edilmiştir. Davacılar davalı şirketin 19.03.2018 tarihinde yapılan 2017 yılına ait genel kurul toplantısında alınan ( 5 ) yönetim kurulu seçilmesi, ( 8 ) bağımsız denetçi seçilmesi, (9) yeni seçilen yönetim kurulu üyelerine şirket işleri ile iştigal izni verilmesi şeklindeki kararların iptalini talep etmiştir. 5 ve 9 numaralı kararların iptal geerekçesi olarak davacılar TTK’nun 413/3. Maddesinde açıklanan ” Yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi yıl sonu finansal tablolarının müzakeresi ile ilgili sayılır ” hükmünü açıklamıştır. 5 ve 9 numaralı kararlar yeni yönetim kurulunun seçilmesi ve yönetim kuruluna yönetim konusunda yetki verilmesine ilişkindir. İncelenen genel kurul toplantı tutanağında mevcut yönetim kurulunun ibra edilmesinin finansal tabloların onaylanmasının TTK’nun 420. Maddesi gereğince 28.06.2018 tarihinde yapılacak ikinci genel kurul toplantısına ertelendiği anlaşılmıştır. Erteleme kararı gereğince finansal tablolar onaylanmamış ve mevcut yönetim kurulu ibra edilmemiştir. Bu nedenle TTK’nun 413/3. Maddesi gereğince 5 ve 9 numaralı kararlar kanuna aykırıdır. TTK’nun 445. Maddesi gereğince kanuna aykırı olarak alınan 5 ve 9 numaralı kararların iptaline karar vermek gerekmiştir. Taraf vekillerinin beyanlarına göre davalı şirkette bağımsız denetçi şirket denetim görevini üstlenmiştir. Yapılan genel kurul toplantısında bağımsız denetçi olarak atanan şirket işlemleri finansal tablolar onaylanmadığı için ibra edilmemiştir. Bağımsız denetçi şirket ibra edilmeden yeniden aynı göreve seçilmiştir. Bu da TTK 445. Md. gereğince esas sözleşmeye esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırıdır. 8 numaralı genel kurul kararınında bu nedenle iptaline karar vermek gerekmiştir. Davacılar TTK’nun 449. Maddesi gereğince yürütmenin durdurulmasını istemiştir. Ancak davalı şirketin ertelenen genel kurulunun 28.06.2018 tarihinde yapıldığı, şirketin işleyişinde iptaline karar verilen önceki genel kurul kararlarının etkili olmadığı ve yeni kararlar alındığı tespit edildiğinden davacıların yürütmenin durdurulması, davalı tarafın teminat alınması taleplerinde hukuki yararı olmadığından bu taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile;1a)Davanın Kabulü ile, … San. Ve Tic. A. Ş.’nin 2017 yılına ait 19.03.2018 tarihinde yapılan Genel Kurulda alınan 5, 8, 9 nolu kararların iptaline, b)Yürütmeyi durdurma koşulları oluşmadığından davacının yürütmeyi durdurma talebinin reddine,c)Davalının teminat talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Usule ilişkin Yerel mahkemenin gerekse İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin önüne gelen uyuşmazlıkların çözümünde, tarafların bu yönde herhangi bir talepleri olmasa dahi, hukukun emredici nitelikteki hükümlerini res’en dikkate almakla yükümlü olmaları asıl iken müvekkili şirketin tüm açıklamalarını ve ısrarlı taleplerini göz ardı ederek ard arda verdikleri kararlarının hukuki temelden yoksun olduğunun açık olduğunu, bu sebeple yerel mahkemenin 28/12/2018 tarihli ve 2018/546 E. 2018/1456 K. sayılı kararı aleyhine istinaf yoluna başvurmak gereği hasıl olduğunu,Davanın davacıların hukuki yararının bulunmamasına bağlı dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nın 114/1-h maddesi gereğince evvelemirde reddi gerektiğini, ancak yerel mahkemenin davanın kabulüne karar vermesi ve müvekkili şirketin cevap dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz ve taleplerini hukuken muteber bir gerekçeye de yer vermeden red etmesi, karar tarihi itibari ile artık yürürlükte dahi olmayan genel kurul kararlarının iptaline hükmederek esasen icra edilemez nitelikte hüküm tesis etmesinin hukuka aykırı olduğunu,Öncelikle uyuşmazlık konusu yönetim kurulu seçimine ilişkin 5 no’lu genel kurul kararının iptaline ilişkin kararın Başkanlığınızca evvelemirde kaldırılmasını talep ettiklerini,Müvekkili şirketin huzurdaki davanın istanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/560 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesi için vaki istinaf sonucunun beklenmesi ve aynı genel kurul kararlarının iptalini konu alan davaların birleştirilerek görülmesi yönündeki talebinin reddi yasaya ve usule aykırı olduğunu, Diğer mahkemelerin gerekçeli kararlarında belirttikleri üzere, aynı genel kurul toplantı kararları aleyhine açılan davaların birlikte ve birleştirerek görülmesi yasa hükmü gereği kanuni bir zorunluluk olduğundan evvelemirde usule aykırı karar veren birleşecek dosyanın istinaf incelemesini bekletici mesele yapmasının gerektiğini,Bu sebeple, yerel mahkeme kararının TTK 448/2 madde hükmü gereği res’en esasa dahi girilmeden HMK’nın 353/1 (a) bendi uyarınca usulden bozulmasının gerektiğini,Yerel mahkeme nezdinde görülen işbu davada HMK hükümleri ihlal edilerek basit yargılama usulü kurallarına da uyulmadığını,Davacıların istinafa konu iş bu davada yürütmenin geri bırakılması talebinin bulunmadığını, yerel mahkeme taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak bu hususta karar verdiğini,Yerel mahkemenin hem kısa kararı hem de gerekçeli kararı davacıların taleplerine uygun olmadığını, davacıların iş bu davada “YÜRÜTMENİN GERİ BIRAKILMASI” talebinin bulunmazken, kısa kararda bu talebin reddine karar verilmiş ardından da gerekçeli kararda İst 15. ATM’nin gerekçeli kararındaki ifadelere benzer ifadelerle yürütmeyi geri bırakma talebinin neden reddedildiğinin açıklandığını, bu durumun yerel mahkemenin iş bu davada yüzeysel inceleme yaptığını ve İST 15 ATM dosyasının gerekçeli kararından esinlendiğini ve etkilendiğini düşündüklerini, davalı tarafından dosyaya sunulan beyanlar ve usule ilişkin reddedilemeyecek taleplerin dikkate alınmaz iken, davacıların hiç olmayan bir talebi hakkında karar veren ve neden reddettiğini açıklayan yerel mahkemenin dosya üzerinde eksik inceleme yaparak esasa ve usule ilişkin doğru karar vermediğinin açık olduğunu, Esasa ilişkinGenel kurul iptal davası açılması için TTK’nın 445. maddesinde aranan şartların mevcut olmadığını, TTK’da, genel kurul kararlarının iptal sebepleri kanun, esas sözleşme hükümlerine aykırılık ve dürüstlük kurallarına aykırılık olarak belirlendiğini, ve sınırlandırıldığını, müvekkili şirketin Birinci Genel Kurul Toplantısında alınan kararlar kanunda sayılan iptal sebeplerinden hiçbiri ile sakat olmadığını, bu nedenle de işbu davanın esas yönünden de hukuki mesnetten yoksun olduğunun sabit olduğunu, ve reddinin gerektiğini,Davacıların dava dilekçelerindeki aksi yönde iddia ve taleplerinin haksız ve kötü niyetli olduğunu,Yerel mahkemenin 5. nolu kararına ilişkin iptal gerekçelerinin yasaya ve usule aykırı olduğunu, Davacıların finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesi talebi son derece kötüniyetli ve haksız olduğunu. zira 2017 mali yılına ait finansal tabloların tamamı birinci genel kurul toplantısından makul bir süre öncesinde, şubat 2018 ayından itibaren, tüm pay sahiplerinin bilgi ve incelemesine sunulduğunu, fakat davacılar bu finansal tabloları incelemeksizin genel kurulda doğrudan bu konudaki gündem maddesinin görüşülmesini erteleme talebinde bulunduklarını,Müvekkili şirket’in 2018 yılına dek yapılan genel kurul toplantılarında, davacılar ile birlikte diğer pay sahiplerinin katılımı ile yapılan müzakerelerde, müvekkili şirketin yönetim kurulu faaliyet raporu, bilanço ve finansal tablolarının müzakere edilerek kabulüne ilişkin hususların da yer aldığı gündem maddeleri, oybirliği ile kabul edildiğini,Yerel mahkeme, ibra edilmese bile aynı yönetim kurulu üyelerinin diğer genel kurulda seçilmesinin önünde yasal bir engel olmadığı hususunu görmezlikten geldiğini,Davacıların iddialarının aksine, anonim şirketlerinin genel kurullarında görev süresi dolan “yönetim kurulu üyelerinin seçimi”, bir önceki mali yıla ait finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular dâhilinde yer almadığını,Bu bakımdan görev süresi dolan “yönetim kurulu üyelerinin seçimi” TTK.’nın 420. maddesinde belirtilen şartlar dahilinde müzakeresi ertelemeye tabi olan konulardan biri olmadığını, aksi yöndeki bir yorum, ilgili kanun maddelerinin düzenlenme amacına, lafzına ve gerekçesine aykırılık teşkil edeceğini,Müvekkili şirketin birinci genel kurul toplantısında yeni yönetim kurulu seçilmesi kanuna aykırı olmadığını, davacıların 5 no’lu bu kararın iptaline ilişkin taleplerinin reddinin gerektiğini,Yerel Mahkeme TTK’nın 413/3. maddesini somut olay bakımından hatalı olarak yorumladığını,Bağımsız denetçi şirketin bir organı olmadığını, yönetim kurulunun ibrasına bağlı olmaksızın yeni dönemde yeniden bağımsız denetçi atanmış olmasının kanun gereği olduğunu, yerel mahkemenin bu hususu gözetmeden birinci genel kurul toplantısında alınan yeni bir bağımsız denetçi seçilmesine ilişkin 8 no’lu genel kurul kararını iptal etmesinin hukuka aykırı olduğunu (TTK’nın 399/1. maddesi – Yargıtay 11. HD., 10.12.2014, E. 2014/13853 E. , K. 2014/19407 – Yargıtay 11. HD. E. 2013/8028, K. 204/13660 ve 12.09.2014 tarihli – Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/12519 Esas ve 2014/2803 Karar)Yerel mahkeme tarafından verilen yönetim kuruluna şirket konusu işlerle iştigal etmesi için izin verilmesine ilişkin genel kurul kararının iptaline ilişkin karar da hukuka aykırı olduğunu, bozulmasının gerektiğini,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda Usule ilişkin istinaf sebepleri doğrultusunda; HMK 353/1 –a hükmü uyarınca, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmesine, Aksi halde;3- HMK 356 madde hükmü uyarınca, 353. maddede belirtilen haller dışında kalan İstinaf sebepleri bakımından incelemenin DURUŞMALI OLARAK yapılmasına,4.Haksız, hukuki temelden yoksun ve kötü niyetle ikame edilen işbu davada yeniden yapılacak yargılama ile yukarıda arz ve izah edilen usule ve esasa ilişkin sebepleri ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava; davalı şirketin 19/03/2018 TARİHLİ 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 5,8,9 numaralı kararların iptaline ilişkindir. Mahkemece,Davanın Kabulü ile, … San. Ve Tic. A. Ş.’nin 2017 yılına ait 19.03.2018 tarihinde yapılan Genel Kurulda alınan 5, 8, 9 nolu kararların iptaline, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Karar davalı tarafça istinaf edildiği için istinaf açısından uyuşmazlık konuları, dava konusu genel kurul kararlarının 6102 sayılı TTK’ nın 445.maddesinde yazılı olduğu şekilde kanun, esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı ve mahkemece verilen kararın yerinde olup olmadığı yönündedir. Davalı vekilinin Emredici TTK mad. 448/2 hükmü gereği dosyanın İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/560 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirme kararı verilmesi gerekirken talebin reddedilerek usul ve yasaya aykırı karar verildiğine yönelik istinaf sebebi incelendiğinde;Dosya arasında uyap kayıtları bulunan İstanbul 15 ATM’nin 2018/560 E. sayılı dosyasının uyap sisteminden gönderilen kayıtları incelendiğinde;davacılar …. tarafından aynı davalı şirkete karşı 19/03/2018 tarihli 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 5,8,9 numaralı kararların iptaline ilişkin 18/06/2018 tarihinde dava açıldığı ve 15/11/2018 tarihinde davanın kabulüne yönelik karar verildiği görülmüştür.Davalı tarafça her eki davanın birleştirilmesi talep edildiği halde,mahkemece 28/12/2018 tarihli duruşmanın ara kararı ile davalının birleştirme talebinin ve bekletici mesele yapılması talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.6102 Sayılı TTK. Nın 448/2 Maddesinde;” ….Birden fazla iptal davası açıldığı taktirde davalar birleştirilerek görülür,” hükmü düzenlenmiştir.Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 15/10/2018 tarih ve 2017/504 Esas,2018/6319 Karar sayılı kararında kararında da belirtildiği üzere, 6102 Sayılı TTK. nın 448. maddenin 2. fıkrasında yer alan ”Birden fazla iptal davası açıldığı takdirde davalar birleştirilerek görülür,” hükmü uyarınca şirket genel kurul kararlarının iptali amacıyla birden fazla dava açılması halinde davaların birleştirilerek görülmesi gerekmektedir.Mahkemece, 6102 sayılı TTK’nın 448. maddesinin 2. fıkra son cümlesi uyarınca değerlendirme yapılıp dava dosyalarının birleştirilerek görülmesi gerekirken yasanın açık hükmüne aykırılık yapılması yerinde olmayıp davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.Sonuç itibariyle, davalı vekilinin esasa yönelik istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf talebi yerinde görülmekle, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının, HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2018 tarih ve 2018/546 Esas – 2018/1456 Karar sayılı kararının HMK.nun 353/1-a4 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE,2-Davalının diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına,3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarfedilen 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş- dönüş masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,6-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/11/2019 tarihinde HMK 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.