Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1171 E. 2019/851 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1171
KARAR NO : 2019/851
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 5.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2018
NUMARASI : 2015/930 Esas – 2018/1180 Karar
DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 29/05/2019
İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 11/12/2018 tarih ve 2015/930 Esas – 2018/1180 Karar sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya dairemize gönderilmiş olmakla; HMK.’ nun 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının gayrimenkul değerleme şirketi olduğunu ve bankalara gayrimenkul değerlemesi yaptığını, hatalı değerleme riskine ve bunun yol açabileceği zararlara binaen davalı sigortacı nezdinde 31.05.2012-31.05.2013 vadeli meslekî sorumluluk poliçesi tanzim ettirdiğini, faaliyet konusu çerçevesinde … Bankası A.Ş. Batman Şubesi’nin talebi üzerine dava dışı bir banka müşterisinin kredi teminatını teşkil edecek taşınmazın değerleme raporunu hazırladığını, hazırlanan gayrimenkul değerleme raporu dikkate alınarak anılan banka tarafından müşterilerine kredi tesis edildiğini, müvekkilinin hatalı değerlendirme yapması sonucunda dava dışı bankanın zarara uğradığını, bankanın bu zararı müvekkili şirketten talep ettiğini, müvekkilinin de e-mail yoluyla davalı acenteye durumu bildirdiğini, davalı sigorta şirketi tarafından 50.000,00-TL muafiyet tutarı düşüldükten sonra 10.114,64-TL ödeme yapılabileceğinin bildirildiğini, bankanın bu teklifi kabul etmediğini, bu hususun davalı şirkete bildirildiğini belirterek 134.956,82-TL’ nin temerrüt tarihinden ticari temerrüt faizi ile birlikte kendilerine ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı şirket nezdinde 31.05.2016-31.05.2016 vade tarihli … numaralı poliçe ile sigortalı olduğunu, poliçe üst limitinin olay başına 250.000,00 TL hasar başı da 50.000,00 TL muafiyeti olduğunu, davacının düzenlediği değerleme raporu nedeniyle dava dışı … Bankası’nın zarara uğradığını iddia etmekte ise de bu zararı belgeleri ile ispatlayamadığını, ileri sürerek haksız ve dayanaksız davanın reddedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 11/12/2018 tarih ve 2015/930 Esas – 2018/1180 Karar sayılı kararı ile; ” … Davacının gayrimenkul değerleme faaliyeti sebebiyle hazırladığı raporlardaki değer tespitlerinin hatalı veya eksik olmasına ilişkin olarak faaliyet riskinin mesleki sorumluluk sigorta poliçesiyle teminat altına alındığı, davacının gayrimenkulün değerini 500.000,00-TL olarak belirlediği, ancak kredinin ödenmemesi sebebiyle başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip dosyasında yapılan kıymet takdirinde söz konusu gayrimenkulün değerinin 70.435,20-TL olarak belirlendiği ve gayrimenkulün icraen satışında 39.500,00-TL’ye satıldığı, davacı ile dava dışı banka arasında tanzim edilen protokol kapsamında davacı tarafından dava dışı bankaya, zarara karşılık olarak 136.248,27-TL’nin on eşit taksit ile ödenmesi hususunda anlaşıldığı ve bu tutarın davacı tarafından yargılama devam ederken dava dışı bankaya ödendiği fakat, dava dışı kredi borçluları aleyhine başlatılan rehin takibinde rehin açığı belgesi alınmadığı gibi teminat olarak senede dair başlatılan kambiyo takibinde de tüm cebri icra yollarının tüketilmediği ve aciz vesikasının alınmadığı, kredi borcunun tahsili için tüm yasal yolların tüketilmediği, dava tarihi itibariyle dava dışı bankanın gerçek zararının belli olmaması nedeniyle davacı tarafından dava dışı bankaya yapılan ödemeye ilişkin olarak davalı aleyhine talepte bulunulamayacağı, davanın zamansız açıldığı … ” gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen karar, davacı vekili tarafından süre tutum dilekçesiyle istinaf edilmiştir. Davacı vekili süre tutum dilekçesinde özetle; Mahkemenin vermiş olduğu 11/12/2018 tarihli kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle istinaf incelemes zarureti hasıl olduğunu, ayrıntılı istinaf dilekçesini gerekçeli karar tebliğinden sonra ibraz edeceklerini beyanla; gerekçeli istinaf dilekçesi sunmamaları halinde işbu dilekçelerinin istinaf dilekçesi olarak kabul edilmesine, yargılamanın duruşmalı olarak yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararının, e – tebligat olarak tebliğe çıkarıldığı ve mevzuat gereği belirlenen süre sonunda – 18/03/2019 günü – otomatik olarak okundu sayıldığı, gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğ edilmesine rağmen dairemizce dava dosyası ve UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede davacı vekilinin gerekçeli bir istinaf dilekçesi sunmamıştır. 6100 sayılı HMK’ nın 342/2 maddesine göre istinaf yoluna başvuran taraf istinaf dilekçesinde, başvuru sebeplerini ve gerekçesini göstermek zorundadır. 6100 sayılı HMK’ nın 342/3. maddesine göre de istinaf sebebi içermeyen dilekçeler HMK 355. maddesi çerçevesinde değerlendirilir. 6100 sayılı HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. 6100 sayılı HMK’ nın 352. maddesine göre de, istinaf dilekçesinde başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde öncelikle gerekli kararın verileceği hükme bağlanmıştır. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde istinaf sebeplerinin veya gerekçesinin açık bir şekilde belirtilmediği ve ilk derece mahkemesinin kararında da HMK’ nun 355. maddesine göre re’sen gözetilmesi gereken kamu düzenine ilişkin bir aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğrultusunda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 29/05/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.