Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1138 E. 2021/187 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1138 Esas
KARAR NO: 2021/187 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/780 Esas – 2018/589 Karar
TARİH: 19/06/2018
ASIL DAVA:
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) (ISLAH İLE ALACAK DAVASI )
BİRLEŞEN DAVADA
MAHKEMEMİZİN 2017/781 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) (ISLAH İLE ALACAK DAVASI )
KARAR TARİHİ: 15/02/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın elinde bulundurduğu bir kısım çek bedelleri yönünden davalı taraftan alacağının bulunduğunu, alacağın tahsili için giriştikleri icra takibine borçlu – davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili asıl davada cevap dilekçesinde özetle; usül yönünden yetkisizlik itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; davacının müvekkili bankadan sorumluluk bedelini talep edebilmesi için çek asıllarını müvekkiline teslim etmesi gerektiğini belirterek haksız ve kötüniyetli davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın elinde bulundurduğu; … Güneşli Kurumsal ve Tic. Merk şubesi 30/04/2017 tarih ve … seri nolu … Ltd. Şti, adına basılı çeklerden dolayı “bankanın ödemekle yükümlü olduğu asgari çek bedeli” nedeni ile davalıdan alacağı olduğunu, alacağını tahsil etmek için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek davalı-borçlunun haksız itirazının iptali ile icra takibinin devamına, itirazın haksız olması nedeni ile %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili banka aleyhine İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası nezdinde takip başlattığını, yetki ve borca yönelik itiraz neticesinde takibin durmasına karar verildiğini, bunun üzerine davacı taraf yetkili icra dairesinde icra takibini başlatmak yerine adeta yapılan yetki itirazını yok sayarak İstanbul mahkemelerinde işbu itirazın iptali davasını ikame ettiğini, bu durumda İstanbul mahkemeleri nezdinde müvekkili banka aleyhine ikame edilen davada mahkemenin yetkili olmayıp, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu mahkemeleri olduğunu, açıklanan nedenlerle açılmış bulunan işbu davanın müvekkil banka açısından öncelikle yetkisizlik nedeniyle aksi halde esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl ve birleşen dava davacısı yargılama sırasında ıslahla her iki davayı da alacak davasına dönüştürmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/06/2018 tarih 2017/780 Esas – 2018/589 Karar sayılı kararında; “1- Usule İllişkin : Ana ve birleşen davada takibin yetkisiz icra müdürlüğünde yapılmış olduğu yönündeki davalı itirazı yerinde olmakla birlikte davacı yan her iki davada da ISLAH hakkını kullanarak davayı alacak davası olarak devam ettirmiş olmakla ve davalı adresine istinadan Mahkememiz yetkili olduğundan bu usuli itiraz ön inceleme duruşmasında reddedilmiştir. 2- Esasa ilişkin olarak; Somut olayda hukuki ihtilaf bankanın çek sorumluluk bedelini ödememekte haklı olup olmadığı noktasındadır. Ödeme için bankaya ibraz edilen çekle ilgili olarak 5941 Sayılı Çek Kanunu’ndaki düzenlemelere bakmak gerekecektir. İlgili Yasanın 2. Maddesine göre; bankanın çek defteri verirken ve çekin ibrazı halinde ” yetkili temsilci” açısından imza kontrolu yapma görev ve sorumluluğu bulunmaktadır. Zira aksine bir davranış çek hesabı sahibinin banka nezdinde tazmini sorumluluk talep etmesine neden olacaktır. Sözkonusu çeklerden 3 adedi takas aracılığı ile 1 adedi de doğrudan davalı bankaya ibraz edilmiştir. Takasa ibraz edilenler açısından zaten bankanın sorumluluk bedeli ödeme yükümlülğü yoktur. 5941 Sayılı Çek Kanunu ( 3167 Sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran) nun 8/4 maddesine göre Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 3. maddenin 3. fıkrasında belirlenen sorumluluk miktarı dahil, kısmi ödeme yapılamaz. Gelen Ticaret Sicil Kayıtlarına göre dava dışı çek keşidecisi şirketin ” çift imza” ile temsil edileceği kararlaştırılmış ve bu husus sicil gazetesinde ilan edilmiştir. Davalı bankaya çeklerin keşide tarihi dışında ayrıca gerçek düzenleme ve verilme tarihini araştırma zorunluluğu verilemez. Yani eskiden tek imza ile çek düzenleyebilen dava dışı şirket çekleri ileri tarihli yazarak çek tarihlerine yakın temsil değişikliği ile çekleri geçersiz hale getirmesinin sorumluluğu davalı bankaya yüklenemez, çek hesabı sahibinin buna ilişkin cezai ve hukuki sorumlulukları bakidir.Bu nedenle çeklerin 3 tanesinin takastan ibrazı, sonraki taleplerde de imza incelemesi yapmasının davalı bankanın bizzat kendi sorumluluğunda ve yasal görevi olması karşısında davacının her iki davasının da yerinde olmadığı…”gerekçesi ile,
Asıl Davada: davanın reddine
Birleşen Davada: Birleşen davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, … Limited Şirketi, adına basılı çeklerden “bankanın ödemekle yükümlü olduğu asgari çek yaprak bedeli” nedeni ile doğan alacağını davalı taraftan tahsil etmek için çekleri ilgili bankaya ibraz etmesine rağmen çek yaprak bedellerinin davalı banka tarafından ödenmediğini, Müvekkilinin, alacaklarını İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyaları ile icra takibine konu ederek icra marifeti ile tahsil yoluna giriştiğini, davalının takiplere itirazı ile karşı karşıya kaldığını, icra takiplerine itiraz edilmesi üzerine davalar açıldığını, Davalı tarafın davaya karşı sunmuş olduğu savunmasında, çek yaprak bedelinin ödenmemesine ilişkin sadece çek asıllarının bankaya ibraz edilmediği savunmasına yer verdiğini, Davalı her ne kadar çek asıllarının bankaya ibraz edilmediğini iddia etmiş ise de mahkemeye sunulan çek asıllarının incelenmesinden de görüleceği üzere müvekkilinin, bankanın ödemekle yükümlü olduğu asgari çek yaprak bedeli’nin tahsili için çeklerin tamamını muhatap bankaya ibraz ettiğini, davalının çek yaprak bedellerini ödememeye ilişkin bu gerekçesinin dayanaksız ve gerçeğe aykırı olduğunu, Bilirkişinin, bankanın “keşidecisinin yetkisiz temsilci olması gerekçesi ile çek bedellerini ödemeyebileceği” şeklinde kendi görev ve yetki sınırını aşan, tamamen taraflı bir beyan ve tespitte bulunduğunu, Davalının savunmaları arasında “keşidecinin yetkisiz temsilci” olduğuna dair en ufak bir savunma dahi bulunmadığını, yerel mahkemenin bu iddia üzerinden karar oluşturulduğunu, sunulan delillerin incelenmediğini, Bankanın çek defteri verdikten sonra, kendi verdiği çekler için imza yetkilisinin değiştiğinden bahisle kanunen çeki elinde bulundurana verilen güvenceyi geri çekmesinin hukuken korunacak hiçbir tarafı bulunmamakla beraber iyiniyet kurallarına da açıkça aykırılık teşkil ettiğini, İleri sürerek yerel mahkeme kararının bozulmasını talep doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı bankanın ödemekle yükümlü olduğu asgari çek bedelinin tahsili talebine ilişkindir. Davacı vekili asıl ve birleşen davalarda, muhatabı davalı banka olan ve dava dışı keşideci tarafından keşide edilen çeklerin süresinde davalı bankaya ibraz edildiğini, davalı bankanın ödemekle yükümlü olduğu asgari çek bedellerini ödemediğini, bu bedellerin tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz ettiğini belirterek öncelikle itirazın iptali davası açmış daha sonra ıslahla davasını alacak davasına çevirmiştir. Karşılıksız çıkan çek yapraklarından dolayı muhatap bankanın ödemekle yükümlü bulunduğu çek yasal sorumluluk bedeli 5941 sayılı kanunun 3. Maddesinin 3 fıkrasında düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre muhatap bankanın çek yaprağı başına kanuni sorumluluk bedelini ödemesi için, çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edilmesi ve ilgili çek hesabında karşılığının bulunmaması gerekir. Aksi halde muhatap bankanın asgari çek yaprağı sorumluluğundan bahsedilemeyecektir. Somut olayda davaya konu ve davalı bankanın muhatap olduğu, dava dışı şirket tarafından keşide edilen çekler süresinde bankaya ibraz edilmiş ise de ilgili çeklere ”keşideci yetkisiz temsilci olup işlem yapılmamıştır” kaşesi vurulmuştur. Yani anılan çekler karşılıksız işlemi yapılmadan keşideci imzası yetkiliye ait olmadığı gerekçesi ile işlem yapılmadan hamile iade edilmiştir. Davaya konu çeklerde karşılıksız işlemi yapılmadığından muhatap bankanın 5941 sayılı yasa 3/3 maddesinde belirtilen çek yasal sorumluluğundan bahsedilemeyecektir. Davalı muhatap banka çeklerin keşide tarihini ve keşide tarihi itibarıyla keşideci şirket temsilcilerinin imzasını içerip içermediğini araştırmakla yükümlülü olup çeklerin ileri tarihli keşide edilip edilmediğini araştırma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Davacı davaya konu çeklerin muhatap bankaya keşide tarihinden önce teminata verildiğini, davalı bankanın çeklerin daha önce keşide edildiğini bildiğini iddia etmiş ise de çeklerin teminat olarak bankaya verilmesinde bankanın keşideci imzasının geçerliliğini kontrol yükümlülüğü yoktur. Muhatap banka ancak ödeme için ibraz halinde keşideci imzasını kontrol ile mükelleftir. Bu nedenle davacının istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken (59,30.TL + 59,30.TL=) 118,60.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan (44,40.TL + 44,40.TL=) 88,80.TL harcın mahsubu ile bakiye 29,80.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/02/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.