Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1120 E. 2021/185 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1120 Esas
KARAR NO: 2021/185 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/88 Esas – 2019/62 Karar
TARİH: 23/01/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/02/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin davalıya satmış olduğu mallara karşılık düzenlediği fatura bedelini tahsil edememesi üzerine fatura alacağının tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … Es. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu iddia ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin, davacı şirketin ürün portföyünde bulunan ürünlerin bir kısmından birer adet numune olarak otel ve konaklama alanında faaliyet gösteren üçüncü kişilere pazarladığını, üçüncü kişilerin bu ürünleri beğenip satın alma talebinde bulunması durumunda ise, müvekkilinin, davacı şirkete üçüncü kişinin talepleri doğrultusunda toplu sipariş geçerek aralarında satış sözleşmesinin doğmasını sağladığını, aksi halde ise müvekkilinin davacı şirketten aldığı numune ürünleri iade edip, iade fatura ve sevk irsaliyesi düzenlediğini, dava konusu fatura edilen ürünlerin müvekkili tarafından satın alınmadığını, numune olarak sergilemek üzere teslim alındığını, taraflar arasında satış sözleşmesi olmayıp, daha sonradan doğması muhtemel olan bir satış sözleşmesi öncesinde numune olarak üçüncü kişilere tanıtım amacıyla teslim alınma işlemi olduğunu, ürünlerin yetkililere tanıtıldığını ancak yetkililerce beğenilmemesi nedeniyle satış işleminin gerçekleşmediğini, tarafların her ikisinin de satış iradesi ortaya koymadığını, müvekkile teslim edilen ürünlerin geri iade edilmek koşuluyla teslim edilmiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/01/2019 tarih 2017/88 Esas – 2019/62 Karar sayılı kararında; ” itirazın iptali davası takiple sıkı sıkıya bağlı bir dava olması sebebiyle ve ayrıca davacı, … A.Ş.’nin dava konusu ettiği fatura içeriği malzemeler birer adet ve teşhir ve numune belirtilmemiş olmasına rağmen, taraflar arasında bu türden ticari ilişkilerin olduğu ve ürünlerde, zayii, ayıplı ve eksiklik olmadan, muhasebe usul ve kurallarına göre, davalı tarafından, muhasebe kayıtlarına alınarak, yıllık dönem içinde, fatura ve sevk irsaliyesi tanzim etmek suretiyle iade ettiği ve ürünlerin davacının uhdesinde olması nedeniyle, dosyada numune satışına dair yazışmaların bulunması, talep edilmeyen, maliyet bedeli, vade farkı vs. hususlarında konu edilmemesi ve ayrıca incelenen; … el kurutma makinası beyaz ürünün orijinal ambalajında olmadığı, kutu içinde montaj kiti ve “…” isimli su tankının bulunmadığının tespit edilmesi ayrıca itirazın iptali davasının takiple sıkı sıkıya bağlı bir dava olması sebebiyle iddia edilen ayıp bu davayı ilgilendirmeyip ayrı bir alacak davasının konusu olması sebebiyle davanın reddine kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığı …”gerekçesi ile, 1-Davanın REDDİNE, 2-Kötü niyet tazminat talebinin şartlar oluşmadığından reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usule ve yasaya aykırı olduğunu, Taraflar arasındaki hukuki ve ticari ilişkinin yanlış biçimde değerlendirildiğini, taraflar arasındaki ilişkinin satış sözleşmesine dayalı olduğunu, verilen malın miktarından çıkarım yapılarak aralarındaki ticari ilişkinin belirlenmesinin mümkün olmadığını, Yerel mahkemenin görevlerini aşarak hukuki görüş bildiriminde bulunulduğunu, hatalı hukuka aykırı mali bilirkişi raporuna karşı itirazların değerlendirilmediğini, yeni bir mali bilirkişi inceleme talebinin karara bağlanmadığını, hatalı bilirkişi raporunun karara dayanak kabul edildiğini, Davaya konu faturanın bir numune faturası da olmadığını bilirkişi incelemesindeki amaçlanan mali müşavir olan bilirkişinin davacı şirketin müvekkili şirkete borcu olup olmadığının ticari defter ve kayıtları bazında tespit edilmesinden ibaret olduğunu, Ürünlerin zayi, ayıplı ve eksik olmadan muhasebe usul ve kurallarına göre davalı tarafından müvekkili şirkete iade edildiklerine ilişkin bilirkişi tespitinin hatalı olduğunu, Davalı şirket tarafından düzenlenen iade faturasının müvekkili şirket tarafından kayıtlara alınmadığından davalı şirketin müvekkili şirkete halen borçlu olduğunu, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır.Davacı, takibe konu fatura bedeli kadar davalıdan alacaklı olduklarını, fatura bedelinin ödenmediğini, tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Taraflar arasındaki ihtilaf takip dayanağı faturadan kaynaklanmaktadır. Fatura içeriği malların ve faturanın davalıya teslim edildiği, davalı tarafça sevk irsaliyesi ile söz konusu malların davacıya iade edildiği ve iade faturası düzenlendiği çekişme konusu değildir. Davacı iade faturasına konu malları 05/08/2016 tarihli sevk irsaliyesi ile iade almıştır. İade alırken herhangi bir itirazi kayıt koymamış iade aldığı ürünlerin ayıplı olduğuna dair bir şerh düşmemiştir. Davacının iade mallarda olduğunu belirttiği ayıplar teslim sırasında açıkça belli olan ayıplardır. Buna rağmen teslim sırasında ayıba dair herhangi bir çekince konulmamış, tutanak tutulmamıştır. Ayrıca davacı iadeyi kabul etmediğini bildirmemiş fatura konusu malları iade almıştır. Her ne kadar davalı fatura içeriği malları süresinden sonra iade etmiş ise de davacı iade hususunda çekince belirtmemiş ve iadeyi kabul etmiştir. İade olunan malların ayıplı olduğuna ilişkin itiraza gelince, davacının belirttiği ayıplar teslim sırasında açıkça belli olan ayıplardır. TTK 23/1-c maddesine göre bu durumda ayıp ihbarının 2 gün içinde bildirilmesi gerekir. Ayrıca teslim sırasında malların ayıplı olduğuna ilişkin bir tutanak tutulmamış, sevk irsaliyesine bu konuda çekince düşülmemiştir. Buna göre davacının iade malları bu haliyle kabul ettiği varsayılmaktadır. Buna göre takibe dayanak fatura içeriği mallar iade alındığından davacının fatura bedeli kadar alacağı olduğundan bahsedilemeyecektir. Dava itirazın iptali davası olup takibe sıkı şekilde bağlı olduğundan ve takip faturaya dayandığından, fatura içeriği mallar iade edilip karşılığı iade faturası düzenlendiğinden faturadan kaynaklı davacı alacağı bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı istinaf sebepleri yerinde değildir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/02/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.