Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/112 E. 2020/1244 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/112
KARAR NO: 2020/1244
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 16/05/2018
DOSYA NUMARASI: 2015/1160 Esas – 2018/580 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Yusufpaşa şubesinin dava dışı … Ltd Şti ile imzalamış olduğu Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde dava dışı şirkete Biscard ticari kredi ile krediler kullandırıldığını, davalının, genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kullandırılan kredilerde müteselsil kefil olduğunu, kullandırılan kredi borcunun zamanında ödenmemesi üzerine 03/02/2015 tarihinde kat ihtarnamesi gönderildiğini, ihtardan sonra borcun ödenmemesi sebebiyle Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini belirtirik, itirazın iptaline ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; kredi sözleşmesini okumadan imzaladığını, 02/08/2012 tarihinde evli olduğunu, kredi sözleşmesine kefil olabilmesi için eş rızasının alınmamış olması sebebiyle geçerli olmadığını, kendisine kat ihtarnamesi gönderilmediğini, limiti aşan kısımla sorumlu olamayacağını, imza tarihinin sonradan doldurulduğunu, davacı bankanın ilk kredi borcunu ödemede acze düşmesine rağmen borçluya tekrar kredi kullandırdığını, borcun büyümesine sebebiyet verdiğini, babasından intikal eden Trabzon Değirmendere, ve Araklı Yeşilköy’deki taşınmazlardan kendisine düşen hisselerin takip konusu borcu ödemeye yeterli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/05/2018 tarih ve 2015/1160 Esas – 2018/580 Karar sayılı kararı ile; ” … Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu … Ltd Şti ve müteselsil kefil davalı aleyhine kullandırılan 4 kredi için toplam 33.583,78 TL alacağa ilişkin takip yapıldığı, davalının takibe konu olan borçla ilgili kefalet sorumluluğunun limit miktarı ile sınırlı olduğunu, miktarı aşan borca itiraz ettiğini beyan ederek itirazda bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında 28/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi mevcut olup davalı sözleşmede kefil sıfatı ile imzalamış olup kredi limitinin ve kefalet limitinin 100.000 TL olarak belirlendiği, kullandırılacak kredilerden kaynaklı olarak 10 yıl süre ile genel kredi sözleşmesi hükümleri çerçevesinde sorumlu olacağını, davalının taahhüt ettiği anlaşılmıştır. Davalı her ne kadar sözleşmenin imzalandığı tarihte evli olması sebebiyle eşin rızasının alınmadığını iddia etmiş ise de BK 584 maddesi gereğince ticari işletme lehine verilecek kredilerde kefaletler yönünden eş rızası aranmadığından kefalet sözleşmesi geçerlidir. Davacı tarafından ödenmeyen kredi borçlarına ilişkin davalıya ihtarname gönderilmiş, ihtarnamenin bila tebliğ edildiği anlaşılmış ise de genel kredi sözleşmesinde davalının adresinin Trabzon olarak yer aldığı, buna mukabil İstanbul adresine ihtarname gönderildiği bu nedenle icra takibinden önce davalının temerrüde düşürülmediği asıl alacak miktarına hesabın kat edildiği, 02/02/2015 tarihinden 22/06/2015 tarihine kadar akdi faiz oranı üzerinden faiz uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır. Kredi sözleşmesi gereğince dava dışı akit şirkete kullandırılan krediler ticari kredi hesaplarında ve Biscard borçlarından kaynaklandığı, takip tarihi itibariyle asıl borcun 26.916,14 TL, takip öncesi işlemiş faizin 3.787,30 TL, % 5 BSMV 189 TL olmak üzere 30.892,79 TL üzerinden itirazın iptaline … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasından yapılan takipte 26.916,14 TL asıl alacak, 3.787,30 TL takip öncesi faiz, 189,35 TL BSMV olmak üzere toplam 30.892,74 TL üzerinden itirazın iptaline, 2-Takip tarihinden itibaren % 26,65’i geçmemek üzere temerrüt faizi ile takibin devamına, 3-26.916,14 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı asıl tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı asıl istinaf dilekçesinde özetle; İcra takip dosyasına sunduğu itiraz ve mal beyanında faize ve kısmen borca itiraz edildiğini, kendisine yöneltilen borcun, annesinden kendisine intikal eden taşınmaz ve babası adına kayıtlı taşınmazların kendisine düşen hisselerinin borcu ödemeye yeterli olduğunu ve borcun haciz yolu ile tahsil edilmesinin istendiğini, ancak davacı bankanın haciz yolu ile alacağı tahsil etmekten kaçındığını ve işbu davayı açtığını, İşbu davada cevaba cevap dilekçelerinde de, Bakırköy … İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı dosyasına bulunduğu mal beyanı gözetilerek, anne ve babasından kendisine intikal eden taşınmazlar üzerine haciz konularak borcun tahsili mümkünken, haciz işlemi yapmaktan kaçınan davacı tarafça haksız açılan işbu davanın reddine karar verilmesinin talep edildiğini, ancak bu taleplerinin mahkemece uygun görülmediğini, reddedilerek, istinafa konu kararın verildiğini, Davacı alacaklı banka tarafından, icra takip dosyasına mal beyanı olarak bildirilen taşınmazlar üzerinde haciz işlemi yaparak alacağı tahsil etmiş olsaydı, işbu davanın açılmamış olacağını, dava açıldıktan sonra bu durum cevaba cevap dilekçesinde mahkemeye bildirilerek davanın reddinin talep edildiğini, ancak mahkemenin haksız açılan davayı reddetmeyerek davanın sürmesine dolayısıyla borcun ve faizlerinin yükselmesine sebep olduğunu, Sonuç olarak talepleri kabul edilmiş olsaydı, hükümde belirtilen ” takip tarihinden bugüne kadar geçen zaman içinde % 26,65 oranında temerrüt faizine ve % 20 oranında ” icra inkar tazminatı ödemeye mahkum olmayacağını, Bilirkişi raporunda, talep edilen alacağın 33.583,78 TL değil, 30.892,74 TL olduğu tespit edildiğinden, borca itirazının haklı olduğunu, bu durumda hem temerrüt faizi hem de icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yasa ve yönteme uygun olmadığını belirterek; – Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2018 tarihli 2015/1160 Esas 2018/580 Karar sayılı kararında hükmedilen temerrüt faizinin ve icra inkar tazminatının kaldırılıp bilirkişi raporunda belirtilen alacak miktarının mal beyanında belirttiği taşınmazlar üzerine haciz konularak tahsil edilmesi yönünde davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde; Davacı banka ile dava dışı … Ltd Şti arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalının müteselsil kefil olduğu ve kefalet limitinin 100.000 TL olarak belirlendiği, bu sözleşme kapsamında dava dışı borçlu şirkete kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile asıl borçlu şirket ve kefiller aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itirazı üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir. itirazın iptali davasının alacaklının lehine sonuçlanması halinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur. Bunun üzerine alacaklı itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Davalı tarafça, annesinden kendisine intikal eden taşınmaz ve babası adına kayıtlı taşınmazların kendisine düşen hisselerinin borcu ödemeye yeterli olduğu, belirtilen bu gayrimenkuller haczedilerek alacağın tahsil edilmesini talep etmesine rağmen mahkemece bu talebinin dikkate alınmamasının hatalı olduğu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de, yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, icra takibine yapılan itirazın ancak itirazın iptali davasında verilecek hükümle iptal edilebileceği, yine itiraz edilmekle birlikte itirazdan vazgeçilmesi halinde takibe devam edilebileceği, davalının yargılamanın sonuna kadar itirazını devam ettirdiği nazara alındığında, belirttiği şekilde işlem yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı kefile hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilemediği, dolayısıyla davalının icra takibinden önce temerrüde düşmediği dikkate alındığında, mahkemece icra takibinden önceki döneme ilişkin akdi faiz oranı üzerinden faiz uygulanmasına karar verilmesi, ayrıca alacak kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygundur. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.110,28 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 527,57 TL ( 35,90 TL + 491,67 TL ) harcın mahsubu ile bakiye 1.582,71 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatırana iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/11/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.