Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1100 E. 2021/474 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1100
KARAR NO: 2021/474
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/10/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/1052 Esas – 2018/818 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kurye/kargo/dağıtım hizmeti verdiğini, davalıya verilen hizmet gereği kesilen 108.273,32 TL faturalar bedellerinin ödenmediğini, davalının takibe itirazdan sonra 7.965,00 TL ödediğini, söz konusu bedelin alacaktan düşüldüğünü, takipteki asıl alacak olan 102.738,85 TL üzerinden haksız olarak borca itiraz edildiğini, dava konusu alacağın davalının kayıtlarında mevcut olduğunu belirterek, davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının hizmet sunmuş olduğu şirketin, müvekkilini mali açıdan zor duruma düşüren eski mütevelli heyet başkanı …’nun şahsi şirketi olduğunu, eski yöneticinin kendi şahsi şirketlerinin giderlerini müvekkili üniversiteden karşılayarak, müvekkilini zarara uğrattığını, davaya konu icra takibinde varlığını iddia ettiği alacaklarının tespitinin yargılamayı gerektirdiğini, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/10/2018 tarih ve 2016/1052 Esas – 2018/818 Karar sayılı kararı ile; ” Dava; İİK’nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, davada; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına, cari hesap dökümü, faturalar, makbuzlar, hizmet sunulduğuna dair posta, kargı vs. evraklar, vergi dairesi kayıtları, yazışmalar, mutabakatlar, bilirkişi incelemesi, tanık vs. delillerine dayanmıştır. Davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı … Ltd. Şti. tarafından; … aleyhine; 102.738,85 TL fatura alacağının tahsili için 08/08/2016 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, ödeme emrinin 12/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 16/08/2016 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre davacının, davalı borçludan alacaklı olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi 13/06/2018 tarihli raporunda; davacının ve davalının 2015-2016 takvim yıllarına ait, sahibi lehine delil vasfına haiz olan incelenen resmi defter ve belgelerinde kayıtlı, cari hesap bakiye alacağının 20/10/2016 dava tarihi itibarıyla 86.808,83 TL olduğunu, davacının icra takip tarihi itibarıyla 102.738,83 TL alacaklı olduğunu, davacının dava tarihindeki talebi olan 86.808,83 TL’ nin yerinde olmadığı, 07/10/2016 davalı yanın ödeme yaptığı tarih itibarıyla, faiz eklendikten sonra davacının davalıdan 88.456,34 TL alacak talep edebileceğini, davacının 07/10/2016 tarihi itibarıyla avans faizi talep edebileceğini bildirilmiştir. Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı ve davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; davacının ve davalının 2015-2016 takvim yıllarına ait, sahibi lehine delil vasfına haiz olan incelenen resmi defter ve belgelerinde kayıtlı cari hesap bakiye alacağının 20/10/2016 dava tarihi itibarıyla 86.808,83 TL olduğunun tespit edildiği, ayrıca tarafların defterler ve belgelerinin birbirlerini doğruladığı bu sebeple davalının itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. … ” gerekçeleri ile; ” Davacının davasının kabulü ile; 1- İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının itirazının 86.808,83 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin asıl alacağa yıllık %10,50 oranında avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, 2-Alacağın %20′ si oranında 17.361,76 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davalıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın yasa ve usule aykırı olduğunu, davacının, haksız taleplerinin afaki iddialara dayandığını, ileri sürdüğü iddiaların gerçek ile örtüşmediğini, olağan hayat akışına da aykırılık içerdiğini, müvekkili üniversitenin eski yöneticileri tarafından bir kısım kişi ve kurumlar ile danışıklı bir biçimde hareket edildiğini, üniversitenin kaynaklarının muvazaalı işlemlerle 3. şahıslara aktarıldığını, müvekkilinin almadığı hizmetler için müvekkilinin borçlandırıldığını, Müvekkil …nde YÖK tarafından yapılan inceleme ve denetimler sonucunda, üniversitenin mali açıdan kötü yönetildiği ve mali düzensizlik nedeniyle öğrenim sürecinin devam edilemez noktaya geldiği tespit edilerek üniversitenin mevcut yönetimi görevden alınarak Haliç Üniversitesi’nin, 1 yıllık süre ile garantörü olan İstanbul Üniversitesi’ne devredildiğini, üniversite yönetimine atanan yeni yöneticiler tarafından bir yandan öğrenim hayatının devamı için çalışmalar yapılırken, bir yandan ise üniversitenin içine düştüğü mali krizin atlatılmaya çalışıldığını, Gerek yeni yönetimin gerekse YÖK heyetinin denetim ve incelemelerde eski yöneticilerin, üniversite kaynaklarını, kendi şahsi çıkarları gayesi ile 3. kişi şahıs ve şirketler üzerinden haksız yere aktardıklarının, hayali hizmetler göstererek faturalar düzenlediklerinin ve borç doğurucu işlemler yaptıklarının tespit edildiğini, bu işlemlerin bir kısmının da, eski yöneticilerin sahibi oldukları ve müvekkili üniversite ile hiçbir ilgisi bulunmayan … Ltd. Ştl.(…) ve … Gazetesi için satın aldıkları mal ve hizmetleri müvekkili üniversiteye fatura ettirmiş olmaları olduğunu, söz konusu kolejin bulunduğu … Mah. … Cd. N:… Kağıthane/İst. adresinin, davacı tarafın icra takibine dayanak faturalarında belirttiği adres ile aynı olup müvekkilin faaliyet gösterdiği … Mah. … Cd. N:… Beyoğlu/İst. adresinden farklı olunca da müvekkili üniversite tarafından haklı olarak davacı yan ile üniversite arasındaki cari hesaplar incelenerek borç sebebinin araştırıldığını, yapılan incelemeler henüz tamamlanmamakla birlikte davacının müvekkili üniversiteye verdiğini iddia ettiği hizmetleri, aslında … Ltd. Şti. (…) isimli 3. şahıs kuruma verdiğinin tespit edildiğini, bu noktada davacı yanın, müvekkiline verdiğini iddia ettiği hizmeti gösterir faturaların dayanak sevk belgeleri ile teslimat belgelerini de dosyaya sunarak iddiasına konu hizmeti müvekkiline verdiğini ispata mecbur olduğunu, Davacının hizmet sunmuş olduğu şirketin, müvekkili mali açıdan zor duruma düşüren eski mütevelli heyeti başkanı …’ nun şahsi şirketi olduğunu, eski yöneticinin kendi şahsi şirketlerinin (…, … Gazetesi vb.) giderlerini müvekkili üniversiteden karşılayarak müvekkilini zarara uğrattığının tespit edildiğini, davacı ile üçüncü şahıs şirketin (hizmetten yararlanan) muvazaalı işlemleri neticesinde müvekkilinin zarara uğratıldığını, davacı tarafın hizmeti farklı bir şirkete verdiğini bilmesine rağmen, faturayı kasten müvekkili aleyhinde tanzim ettiğini, İcra takibi ile talep edilen alacaklarının tespiti yargılamayı gerektirmekte olup, takibe itiraz eden müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, davacı yanın davasına dayanak olarak gösterdiği faturaların gerçeği yansıtmadığını, hizmetin ifa edildiği yerin tespiti halinde davacının gerçekte hangi şirketten alacaklı olduğunun anlaşılacağını, Kabul etmemekle birlikte, davacının müvekkiline verdiğini iddia ettiği hizmetin gerçek ve sözleşmeye uygun olarak tamamlanmış olup olmadığı ve yapılmış olan hizmetin gerçek değerinin ne kadar olduğunun ve hizmetin müvekkiline verilip verilmediğinin bilirkişi incelemesinde tespiti noktasında araştırmalar yapılmasını talep etmiş olmalarına rağmen, bilirkişilerin bu taleplerine değinmediklerini, sadece davacı taraf beyanları ile hükme esas alınamayacak bir rapor hazırladıklarını, yerel mahkemenin de bu rapora itibar ederek hüküm tesis ettiğini,20.08.2016 kabul tarihli 3745 sayılı yasa çerçevesinde müvekkil aleyhine hiçbir icra takibatı yapılamayacağını, yapılmış olan takiplerin de duracağını, kanun çerçevesinde davacının yasa nedeniyle de durmuş bir takip çerçevesinde itirazın iptali davası açmasının kanunen korunmadığını, davacının huzurdaki davasının itirazın iptali davası değil, belki bir alacak davası olabileceğini, bu nedenle davacının icra inkar tazminatına dair taleplerinin yersiz olup reddi gerektiğini, Müvekkili üniversitenin, 18.1.1998 tarih ve 23234 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4324 sayılı kanun ile 28.03.1983 tarih ve 2809 sayılı kanuna eklenen Ek 48. maddesi gereğince kurulmuş olup 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 56. maddesi ve ek 7. maddesi atfıyla 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin J fıkrası çerçevesinde her türlü harçtan muaf olduğunu, kararın bu yönden de hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın yeniden incelenmesine, müvekkili üniversitenin harçtan muaf olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin harca ilişkin kurmuş olduğu hükmün iptaline, denetime elverişli olmayan bir bilirkişi raporunu hükme esas almış olması nedeniyle, ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılarak davanın reddine, İlk derece mahkemesi hükmünün – yasa ve usule aykırı olduğundan – tamamen iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Bilirkişi raporunda, sahibi lehine delil vasfına haiz olan taraf defterlerinde, davacının kayıtlı cari hesap bakiye alacağının 20/10/2016 dava tarihi itibarıyla 86.808,83 TL olduğunun tespit edildiği, tarafların defterler ve belgelerinin birbirlerini doğruladığı, takip talebine konu edilen ve alacağa dayanak gösterilen faturaların kayıtlı olduğu tespit edilmiş, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, icra takibine dayanak faturaların davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve süresinde faturalara itiraz edilmediği de nazara alındığında, davacının, taraf defterleri ile alacağını ispatladığı, davalının, üniversitenin eski yöneticileri tarafından bir kısım kişi ve kurumlar ile danışıklı hareket edildiği, üniversitenin kaynaklarının muvazaalı işlemlerle 3. şahıslara aktarıldığı, alınmayan hizmetler için üniversitenin borçlandırıldığı yönündeki savunmasının dosya kapsamı ile ispatlanmadığı, davalı tarafça, davalı üniversite aleyhine 20.08.2016 kabul tarihli 6745 sayılı yasa çerçevesinde hiçbir icra takibatı yapılamayacağı, yasa nedeniyle durmuş bir takip çerçevesinde itirazın iptali davası açılmasının kanunen korunmadığı ileri sürülmüş ise de, davalı üniversitenin YÖK Başkanlığı Genel Kurulunun 12/05/2016 tarihli kararı ile faaliyet izninin 1 yıl süre ile durdurularak yönetiminin garantör İstanbul Üniversitesine devredildiği, 6745 sayılı yasanın 07/09/2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, icra takibinin ise 08/08/2016 tarihinde başlatıldığı nazara alındığında, işbu itirazın iptali davasının açılmasında yasal bir engel bulunmadığı, alacak faturadan kaynaklanıp likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Ancak; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 3708 Sayılı Yasa ile değişik 56/b ve aynı yasanın Ek 7.maddeleri delaletiyle 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca üniversiteler harçtan muaftır. Açıklanan kanun hükmü nedeniyle davalı üniversiteden harç alınması mümkün değildir. Mahkemece, bu husus gözardı edilerek, davalıdan harç alınmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı aleyhine hükmedilen harç yönünden kaldırılarak, dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2018 tarih ve 2016/1052 Esas – 2018/818 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına; 1-Davacının davasının KABULÜ İLE; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının itirazının 86.808,83 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin asıl alacağa yıllık %10,50 oranında avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, 2-Alacağın %20′ si oranında 17.361,76 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 3708 Sayılı Yasa ile değişik 56/b ve aynı yasanın Ek 7.maddeleri delaletiyle 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca; davalı üniversite harçtan muaf olduğundan davacı tarafça yatırılan 1.104,82 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4-İlk Derece Mahkemesi’nde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edilen 600,00 TL bilirkişi ücreti ve 108,00 TL davetiye gideri olmak üzere; toplam 708,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davalı tarafından sarf edilen 46,00 TL posta/tebligat giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.695,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 3708 Sayılı Yasa ile değişik 56/b ve aynı yasanın Ek 7.maddeleri delaletiyle 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca; davalı üniversite harçtan muaf olduğundan, istinaf harçlarının tahsiline yer olmadığına, 9-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş-dönüş masrafı 16,45 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 01/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.