Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/11 E. 2020/901 K. 21.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/11
KARAR NO: 2020/901
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2018
DOSYA NUMARASI: 2015/1287 Esas – 2018/659 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/09/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil şirket 4458 sayılı Gümrük Kanununun 93 ve Gümrük Yönetmeliğinin 77 vd maddeleri uyarınca Antalya Gümrük Müdürlüğünün kontrol ve denetimine bağlı olarak ticari faaliyet gösteren geçici depolama yeri işleticisi olduğunu, davalı şirkete ait … nolu konşimento, … nolu özet beyan muhteviyatı toplam 6 kap 99 kg ağırlığındaki eşyaların 09.07.2015 tarihinde davacı şirketin geçici depolama yerine konulduğunu, davalının kendi adına gelen bu eşyalarla ilgili olarak 28.07.2015 ve 27.08.2015 tarihinde gümrük idaresine başvurarak eşyaların ambar bekleme sürelerinin birer ay daha uzatılması talebinde bulunmuş ise de bu eşyaların gümrük işlemlerini tamamlamadığını, eşyaların depodan çıkışını sağlamadığını, ardiye ücret tarife gereğince eşyaların depoya girişinden ( 09/07/2015) 07/12/2015 tarihine kadar 5.005,00-TL ardiye ücreti oluştuğunu, davalı tarafın bu miktarı ödemeyeceğini, bunun gerekçesi olarak da eşyalar ile ilgili olarak ihracatçılar birliğinden gerekli belgeleri temin edemediğinden eşyaları depodan çıkarmayacağını bildirdiğini belirterek, 5.005,00-TL ardiye ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, Antalya ‘da faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, taraflar arasında İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığına dair bir yetki sözleşmesi bulunmadığını, davacının da iddia ettiğine göre hizmetin de, Antalya Gümrük Müdürlüğü’ne bağlı depoda verildiğini, bu nedenle yetkili mahkemeler Antalya mahkemeleri olduğundan yetki itirazında bulunduklarını, taraflar arasında herhangi bir iş hizmet sözleşmesi, ticari ilişki olmadığını, müvekkili şirketin, davacı şirkete herhangi bir mal teslim etmediğini, iddia konusu malların müvekkil şirkete ait olmadığını, davacı kime iş yapmış ise ücretini de ondan talep etmesi gerektiğini, öncelikle yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin Antalya Mahkemeleri olduğuna, yasal dayanağı olmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 03/07/2018 tarih ve 2015/1287 Esas – 2018/659 Karar sayılı kararı ile; ” … Dava; Ardiye ücreti alacağı talebine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; davalı şirkete ait eşyaların 09.07.2015 tarihinde davacı şirketin geçici depolama yerine konulduğu, davalı tarafın kendi adına gelen bu eşyalarla ilgili olarak 28.07.2015 ve 27.08.2015 tarihlerinde gümrük idaresine başvurularak eşyaların ambar bekleme sürelerinin uzatılmasını talep etmiş ise de; bu eşyaların gümrük işlemleri tamamlanamadığından 09.07.2015 ile 07.12.2015 tarihine kadar 5.005,00-TL ardiye ücretinin oluştuğundan bahisle adiye ücret tarifesi doğrultusunda oluşan ardiye ücretinin tahsili talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporlarında da belirlendiği üzere; Davacı yanın davaya konu alacak karşılığında davalı yana fatura düzenlenmemiş olduğu, dava dosyasına sunulu Antalya Havalimanı Gümrük Müdürlüğünün cevabi yazısı ekindeki evraklardan davalı yanın 6 kap 99 kg’ luk kargosunun, davacı antreposuna 09/07/2015 giriş yaptığı, davalı yanın 28/07/2015 ve 27/08/2015 tarihli dilekçeleri ile Antalya Havalimanı Gümrük Müdürlüğüne hitaben 2 defa birer aylık süre uzatımı talep dilekçesi verdiği, ürünleri ikinci uzatma süresinin dolduğu tarih itibarıyla da çekmemiş olması nedeni ile bu defa davacı yanın Antalya Havalimanı Gümrük Müdürlüğüne vermiş olduğu 07/12/2015 tarihli dilekçe ile antrepodaki davalı yan ürünlerinin tasfiye işlemleri ile ilgili gerekli işlemlerin yapılmasını talep ettiği, bu kapsamda davalı tarafça malın Türkiye’ye gelişinde mala ilgi gösterilmiş ve malın alıcısı olunduğu davalı yanca beyan edilmiş olduğu, Antalya … Noterliğinin 09.01.2015 tarih ve … yevmiye sayılı vekaletnamesi ile davalı temsilcisi … için verdiği temsil yetkisinin teyit edildiği, yetkililer arasında ardiye işlemleri de dahil olmak üzere eşyanın gümrüklenmesi için yasal çerçeve içerisinde yapabileceği tüm işlere yetkili kılındığı, gümrük idaresine verilen dilekçelerin davalı temsilci konumunda bulunan … tarafından imzalandığı, bu bağlamda davalı tarafın taraflar arasındaki ticari ilişkinin oluşmadığına ilişkin beyanlarına itibar edilmediği, somut olayda, davalı tarafın emir ve talimatı ile malın depoda beklemesi söz konusu olduğundan, davacı tarafın saklama ücretine hak kazandığı, taraflar arasında bu konuda bir sözleşme bulunmadığından antrepo işletmecilerinin kendi tarifelerine göre ücret hesabı yapılarak tespit edilen 5.328,06-TL ardiye saklama bedelinden davacının talebi ile bağlı kalınarak 5.005,00-TL ardiye bedelinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine ilişkin davanın kabulüne dair … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-Davanın KABULÜ İLE; 5.005,00-TL alacağın dava tarihi olan 28/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlekte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Usul yönünden; Yetkisizlik itirazları yönünden bir karar verilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin Antalya’ da faaliyet gösterdiğini, taraflar arasında İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili kılındığına dair bir yetki sözleşmesi bulunmadığını, davacının da hizmetin, Antalya Gümrük Müdürlüğü’nde verildiğini iddia ettiğini, dava konusu uyuşmazlığın salt alacak davası olmadığını, borç ilişkisi doğup doğmadığının da değerlendirilmesi gerektiğini, bu durumda yetkili mahkemeler Antalya Mahkemeleri olup, İstanbul Mahkemeleri’nin yetkisiz olduğunu, bu nedenle yetkisizlik itirazlarının kabulüne karar verilmesi gerekirken, olumlu olumsuz hiçbir karar verilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Esas Yönünden Taraflar arasında, sözleşme/ borç ilişkisi doğmadığını, Kargonun davalı yanın kargosu olmadığını, bahse konu kargonun, davalı yanın talebi olmadan yurt dışından, şirket adına 3. kişi tarafından gönderilen bir ” numune ürün ” kargosu olduğunu, kargonun davalının kargosu olabilmesi için, davalının o kargoyu kabul etmesi, yani kargodaki malı ” ithal “etmesi gerektiğini, Bilirkişinin, bu kargo ile ilgili davalının pozisyonunu belirlemediğini, hiç kimsenin talebi ve rızası olmadan kendi adına gönderilen kargoyu kabul etmek zorunda olmadığını, davalı/ müvekkili şirketin de bu kargoyu kabul etmediğini, Bu durumda, taraflar arasında zımmi olarak da, böyle bir sözleşme kurulmadığının kabulü gerektiğini, Kargo davalı tarafından kabul edilmediğine göre, kargoyu kim göndermiş ise davacı kime hizmet vermiş ise ücretini de ondan talep etmesi gerektiğini, Davalı şirketin, süre uzatım talep dilekçesi vermediğini, Bilirkişinin, ” davalı yanın, 28-07-2015 ve 27-08-2015 tarihli dilekçeleriyle Antalya hava Limanı Gümrük Müdürlüğü’ne hitaben 2 defa birer aylık süre uzatımı talep dilekçesi verdiği..” şeklindeki tespitinin kesinlikle doğru olmadığını, müvekkili şirket tarafından bu yönde bir dilekçe verilmediğini, verilmiş ise bile bu dilekçenin müvekkili şirket yetkililerinin elinden sadır olmuş bir dilekçe veya talep olmadığını, bahse konu Antalya … Noterliği 09-01-2015 tarih ve … Yevmiye nolu vekaletnamesinde ; …’a bu hususta bir yetki verilmediğini, Davalı şirket süre uzatım dilekçesi verseydi bile, müvekkili şirket malın gönderilmesini talep etmediği ve gönderilen malı “ithal etmediği ” sürece, davacının, davalı şirketten ücret talep etmesinin yasal olmadığını, kargoyu kim göndermiş ise hizmetin ona verilmiş olup, ücretin de ondan talep edilebileceğini, Bilirkişinin raporunda; “dava konusu uyuşmazlığın, tarafların ticari defter ve kayıtlarında bulunmadığı ..” nın tespit edildiğini, bu tespitin müvekkil şirket yönüyle, davacı ile uyuşmazlık konusu alacağın dayanağı olabilecek bir ticari ilişkinin doğmadığını tespit ettiğini, aynı zamanda davacının ticari defter ve kayıtları kendini bağlayacağından, uyuşmazlık konusu alacağın dayanağı ile ilgili taraflar arasına ticari bir ilişki doğmadığının bilirkişi tarafından belirlendiğini, bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönündeki kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla; 1-Öncelikle Antalya Mahkemelerinin yetkili olduğunun kabulü ile İstanbul 9 . Asliye Ticaret mahkemesinin yetksisizliğine karar verilerek mahkeme kararının kaldırılmasına, 2-Esasa geçilmesi halinde, esasa ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile mahkeme kararınının kaldırılmasına; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; antrepo ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı şirkete ait eşyaların müvekkilinin deposuna girdiği 09/07/2015 tarihinden 07/12/2015 tarihine kadar 5.005,00-TL ardiye ücreti borcu bulunmasına rağmen ödenmediğini belirterek, sözkonusu ücretin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı vekili yetki itirazı ile birlikte davacı ile sözleşme ilişkisi bulunmadığını, malların müvekkiline ait olmadığını, davacıdan bu hususta herhangi bir hizmet alınmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi üzerine karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Yetkiye yönelik istinaf itirazı yönünden; Saklama sözleşmesi 6098 sayılı TBK’nun 561 ve devam maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunda sözleşmenin geçerliliği için bir şekil şartı öngörülmemiştir. Davacı tarafça davalı şirkete ait eşyaların kendisine ait depoda saklanmasına rağmen davalının saklama ücretini ödemediği belirtilerek saklama ücret alacağının ödenmesi talep edilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesinde borcun ifa yerinin, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirleneceği, para borçlarının, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinin hüküm altına alındığı, davacı şirket adresinin Karaköy/ İstanbul olduğu dikkate alındığında, davanın yetkili mahkemede açıldığı, davalının yetki itirazı mahkemece değerlendirilmemiş ise de, yargılama yapılıp esastan karar verilmekle itirazın zımnen red edildiği sonucuna varıldığı, davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Davanın esasına yönelik istinaf itirazları yönünden; Antalya Havalimanı Gümrük Müdürlüğü’ nün cevabi yazısı ve dosya kapsamına göre; davalı şirketin 6 kap 99 kg’ lık kargosunun davacı antreposuna 09.07.2015 tarihinde giriş yaptığı, davalı şirket vekili sıfatı ile …’ un 28.07.2015 ve 27.08.2015 tarihli dilekçeleri ile Antalya Havalimanı Gümrük Müdürlüğü’ ne hitaben iki defa birer aylık süre uzatımı talep dilekçesi verdiği, ürünleri ikinci uzatma süresinin dolduğu tarih itibariyle de çekmemiş olması nedeni ile davacının Antalya Havalimanı Gümrük Müdürlüğü’ ne vermiş olduğu 07.12.2015 tarihli dilekçe ile davalı tarafa ait ürünlerin tasfiye işlemleri ile ilgili gerekli işlemlerin yapılmasını talep ettiği, bu şekilde eşyaların tasfiyesinin sağlandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı vekilince …’ un müvekkili şirket temsilcisi olmadığı ileri sürülmüş ise de; Antalya … Noterliği’ nin 09.01.2015 tarih … yevmiye numaralı vekaletnamesinde davacı şirket tarafından …’a ” … navlun bedelleri, ardiye vs ücretleri yatırmaya, … eşyanın yüklenmesi için yasal çerçeve içerisinde yapabileceğimiz tüm işlemleri …. yapmak … ” yetkilerinin verildiği, söz konusu vekaletname uyarınca …’ un davalı şirketi temsil yetkisinin bulunduğu, bu hali ile süre uzatım talebinin davalı şirketçe yapılmadığı yönündeki savunmanın dinlenilemeyeceği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta; dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere; yurtdışından gelen malların geçici depolama sürecinde taşıyıcı adına ve hesabına davacıya ait antrepoda bekletildiği, davalı temsilcisinin süre uzatım talebinde bulunduğu dikkate alındığında gönderilen – alıcı olan davalı adına ve hesabına beklediğinin kabul edilmesi gerektiği, alıcının mala ilgisini gümrük müşaviri veya kendi bağlı çalışanı – temsilcisi vasıtası ile vereceği emir ve talimatlar ile gösterebileceği, bu durumda artık taşıma sürecinin yönetiminin de davalıya geçtiği, dolayısıyla davalı şirketin taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulmadığı savunması yerinde olmayıp, saklama bedelinden de sorumlu olacağı, söz konusu saklama işlemine ilişkin fatura düzenlenmemesi veya ticari defterlerde kaydın bulunmamasının, borcun olmadığını göstermeyeceği, ileri sürülen istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 341,89 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 86,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 255,89 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/09/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.