Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1099 E. 2021/356 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1099 Esas
KARAR NO : 2021/356 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2019
NUMARASI : 2018/1069 Esas 2019/280 Karar
DAVA:Yargılamanın yenilenmesi istemi (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/03/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,davalının eczacı olan müvekkilinden değişik tarihlerde ilaç ve sağlık ürünleri satın aldığı, satım konusu emtianın teslim edilmesine rağmen bedelinin ödenmemesi üzerine Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibe vaki itirazının haksız olduğunu, davalının esas olarak borcu kabul etmesine rağmen kendisinin de alacaklı olduğunu ileri sürerek ödemezlik def’inde bulunduğunu, ancak davalının alacağının bulunmadığı, davalı borçlunun bahsettiği faturanın tamamen müvekkilinin bilgisi dışında muhasebe elamanı tarafından kayıtlara geçirildiğini, fark edildiğinde de hemen iade edildiğini, fatura konusu emtianın davalı tarafından müvekkiline teslim edilmediğini, ürünlerin karakodlu olması nedeni ile usulüne uygun şekilde kayıtlarının yapılması gerektiğini, davalı tarafından ileri sürülen ürenlerin kendisine ne zaman geldiğini kanıtlaması gerektiğini, bu durumun dahi teslim olgusunun gerçek olmadığının kanıtı olduğunu, davalı tarafından Ağrı İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında başlattığı takipte bu faturanın görmezden gelindiğini ileri sürerek itirazın iptaline itirazın iptaline icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, uyuşmazlık bakmaya Ağrı Mahkemelerinin yetkili olduğu, müvekkilinin davacıdan mal aldığını ancak karşılığında 30.06.2015 tarihli 72.284,40-TL’li satım faturası düzenlendiğini, yapılan mahsup sonucu müvekkilinin 13.319,63-TL alacaklı bulunduğunu, buna ilişkin olarak Ağrı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının takip başlatıldığını, taraflar arasında Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/53 esas sayılı dava dosyasının bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 17/05/2018 tarih 2016/22 Esas 2018/599 Karar sayılı kararı ile, Davacının davasının kısmen kabulü ile; Davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 58.964,77-TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %11.75 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, hükmedilen alacağın %20’i olan 11.792,95-TL icra inkarın tazminatının, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği, verilen kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. Davalı vekili yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçesi ile, mahkemece ihtilaf konusu 24/06/2015 tarihli 39088 seri nolu fatura yerine sehven diğer faturanın numarasının belirtildiği mahkemece davacının faturasının kanıtlanmaması nedeniyle, davanın kabulüne karar verildiği, fatura kanıtlanmamış ise davaının reddine karar verilmesi gerekeceği mahkemece bu konuda yanılgıya düşüldüğü yargılama sırasında elde bulunmayan, davadan sonra elde edilen 29/06/2015 tarihli ürün teslim tutanağını bu taleple birlikte değerlendirilmesi halinde HMK’nın 375/ç gereğince yargılamanın iadesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek yargılamanın yenilenmesine ilamın icrasının tedbiren uygulanmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/03/2019 tarih ve 2018/1069 Esas – 2019/280 Karar sayılı kararında;”…Davalının talebi yargılanmanın yenilenmesi istemine ilişkindir. HMK’nın 374. Maddesi gereğince yargılama iadesi istemi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir. Yargılamanını iadesi nedenleri HMK’nın 375. Maddesinde düzenlenmiş olup davalı maddenin ç bendinde düzenlenen ‘yargılama sırasında aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra eline geçirilmiş olması’ nedenine dayanmıştır. Bu madde uyarınca yargılamanın iadesini istenebilmesi 377/1-c maddesi gereğince belgenin elde ediğildiği tarihten itibaren 3 ay ve her halde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren 10 yıldır. Davalı vekilince, sunulan 24/06/2015 tarihli listenin hüküm sonrası elde edildiği bildirildiğinden mahkememizce talebin süresinde olup olmadığı değerlendirelememiştir.Davalı tarafından sunulan belge, davalının davacıya emtia teslimine ilişkin belge olup bu belgede 24/06/2015 tarihli … seri nolu fatura içeriğine ait emtianın davacıya teslim edildiği, belirtilen faturanın muhtelif ilaç bedeline ilişkin olmasına rağmen listede belirtilen ürünlerin tıbbı destek ürünleri olduğu fatura ile liste içeriğinin birbirine uygun olmadığı görülmüştür. Diğer yandan davalı tarafından teslim edilen emtiaya ilişkin belgenin davalı elinde olması gerektiği açık olup bu belgenin sonradan temin edildiği sanılmasına itibar edilemez, çünkü davalı belgenin elinde olmayan nedenlerle yargılama sonrası elde edildiğini savunup kanıtlamamıştır. Bu durumda yargılamanın yenilenmesi talebini ilk inceleme sonucu reddi gerektiği anlaşılmakla, davalının yargılamanın iadesi talebinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. .”gerekçesi ile, 1-Davalının yerinde görülmeyen yargılamanın yenilenmesi talebinin REDDİNE;2-Davalının infazın durdurulması talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı yargılamanın yenilenmesini talep eden davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Yargılamanın yenilenmesini talep eden davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili borçlu – davalı ( Yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan) …’nın , Ağrı’da faaliyet gösteren … sahibi, sorumlusu ve çalıştıranı olduğu, Davacı alacaklı …’in, İstanbul’da faaliyet gösteren … sahibi, sorumlusu ve çalıştıranı olduğu, Eczacılık faaliyeti ile uğraşan müvekkili …. ile davacı … arasında muhtelif zamanlarda mesleki alışverişler yapıldığı, bu husus davacı … ‘ın müvekkili … hitaben düzenlemiş olduğu, 05.08.2015 tarihli Bakırköy …. Noterliği’nce düzenlenen … Yevmiye Nolu ihtarnamede de dile getirildiğini, Bu bilgiler ışığında, müvekkili … ile davacı – alacaklı … arasında Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin (Eski 2016/22 Esas ) 2018/1069 Esas sayılı dava dosyasında çözülmesi gereken ve dava konusu edilen ihtilafın, Müvekkili- borçlu …’nın, 24.06.2015 tarih ve … nolu fatura ile davacı – alacaklı …’e toplam 72.284,40 TL’lik muhtelif ilaç bedeli adı altında fatura düzenlemiştir. Bu faturada bahsedilen muhtelif ilaçların ÜRÜN ADI, FİYATI VE TOPLAM TUTARI listelenmek sureti ile 29.06.2015 tarihli tutanak ile faturada ve listede belirtilen tüm ilaçlar davacı- alacaklı …’e ait olan … sigortalı çalışanı … isimli şahısa imzası karşılığında teslim edildiği, ürünler teslim edildiği halde, davacı- alacaklı … tarafından, müvekkili – borçlu …’ya faturada belirtilen ilaç bedelleri ödenmediğini, Davacı- alacaklı …’in, müvekkili davalı- borçlu …’ya 02.07.2015 Tarih ve … Seri Nolu fatura ile toplam 58.964,77TL mal satış faturası düzenlediği, bu fatura karşılığında, davacı … tarafından, davalı borçlu müvekkili …’ya faturada belirtilen bedel kadar muhtelif ilaç teslimi yapıldığı, Davacı alacaklı …’in, müvekkili – borçlu … tarafından kendisine gönderilen 24.06.2015 tarih ve … nolu 72.284,40 TL bedelli faturayı kendi ticaret defterlerine kaydettiği, daha sonra alacaklı-davacı …, borçlu-davalı …’ya karşı 02.07.2015 tarih ve … seri nolu 58.964,77TL bedelli faturayı düzenleyip gönderdiği, bu faturayı düzenleyip müvekkiline gönderdikten ve müvekkili tarafından da bu fatura yevmiye defterine kaydedildikten yaklaşık 1 ay sonra, davacı-alacaklı …, Bakırköy …. Noterliği’nin 05.08.2015 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile özetle;”… Sayın muhatap, bildiğiniz gibi aramızda uzun süreden beri devam edenmesleki alışveriş bulunmaktadır. Tarafınıza göndermiş olduğumuz ilaç bedellerinin belli bir yeküne ulaşması karşısında; bir çok kez uyarılmış olmanıza karşın talep edilen bedelleri göndermediğiniz gibi; 24.06.2015 tarih … nolu 72.284,40TL’lik bir fatura düzenleyerek tarafımıza göndermiş bulunmanız sonucu; muhasebe elemanımızca gelen fatura sehven kayıtlara geçirilmiş olmakla birlikte yapılan yanlışlığın farkına varılmış olması karşısında yasal sürede gerekli düzeltme yapılarak iptal işlemi yapılmış, tarafınızla yapılan görüşmede bu durum bildirilmiş olup ihtarname ekinde faturanızın iadesinin yapılması gerekmiştir.. Bildiğiniz gibi, birikmiş cari alacaklarımıza ilişkin olarak tarafımıza borçlu durumdasınız. Yapılan inceleme sonucunda 02.07.2015 tarihli … Seri nolu KDV dahil 58.964,77TL lik fatura hazırlanarak tarafınıza kargo ile gönderilmiştir…… Sayın muhatap öncelikle iade faturası ile ilgili gerekli düzeltmenin yapılmasına, cari alacaklarımıza ilişkin düzenlenmiş ve kargo ile tarafımıza gönderilmiş olan 02.07.2015 tarihli fatura bedelini işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde ödemenizi aksi halde yasal işlemlere başlanacağının bilinmesini…” şeklinde ihtarname düzenleyerek müvekkiline gönderdiği, Müvekkili davalı – borçlu … da bu ihtarnameye karşı Ağrı …. Noterliği’nin 17.08.2015 tarihli ihtarnamede özetle;”….24.06.2015 tarih , … sıra nolu 72.284,40TL’lik fatura nedeni ile … kendisine borçlu olduğunu, 02.07.2015 tarih 024516 seri nolu … tarafından düzenlenen 58.964,77 TL fatura nedeni ile MAHSUPLAŞMA yapıldığını, iki fatura arasındaki fark olan bakiye 13.319,63 TL müvekkilin davacı alacaklı …’ten bakiye alacağının kaldığı, bu nedenle davacı alacaklı … müvekkil … herhangi bir borcunun bulunmadığı….” şeklinde karşı ihtarname ile cevap verildiği, Bu teslimat sonrasında; müvekkili davalı – borçlu …’nın, davacı – alacaklı …’ ten 24.06.2015 tarih ve … Nolu fatura nedeni ile toplam 72.284,40TL Muhtelif İlaç Bedeli ( 29.06.2015 tarihli teslim tutanağı ile alacaklının eczanesinde SGK’lı olarak çalışan … imzası ve …. kaşesi ile teslim edilen ) alacağı MUACCEL olduğundan; taraflar karşılıklı rızaları ile mahsuplaştığı, bu mahsuplaşma sonucunda ( 72.284,40 – 58.964,77 = 13.319,63TL ) müvekkili davalı – borçlu …’nın bakiye 13.319,63 TL alacağı kaldığı, Mahsuplaşma sonucunda, müvekkili davalı – borçlu …, bakiye alacak olarak kalan 13.319,63 TL alacağı ile ilgili Ağrı İcra Dairesi’nin… Esas sayılı takip dosyasında ilamsız takibe giriştiği, borçlu …’in itirazı üzerine takip durduğu, müvekkilinin açmış olduğu itirazın iptali Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/33 Esasında kayıtlı olup halen derdest olduğu, Davacı alacaklı …, yukarıda izahata rağmen 02.07.2015 tarih ve … seri nolu fatura bedeli olan 58.964,77 TL alacak için, müvekkili davalı borçlu … aleyhine 23.12.2015 tarihinde, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 58.964,77TL asıl alacak ve birikmiş faizi için ilamsız icra takibine başladığı, ödeme emrinin müvekkiline 26.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, müvekkilinin 28.12.2015 tarihinde bu borca itiraz ettiği ve takibin durduğunu, Davacı alacaklı …’in, 12.01.2016 tarihli dilekçe ile Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/22 Esasında kayıtlı İtirazın İptali ( …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali) talepli davayı açtığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda, 17.05.2018 tarih 2016/22 Esas, 2018/599 Karar sayılı ilam ile; ” …Davacının davasının kısmen kabulü ile; davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 58.964,77TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağın takip tarihinden itibaren %11,75 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizler uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, hükmedilen alacağın %20 si olan 11.792,95 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine…” şeklinde karar verildiği ve kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğini, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.05.2018 tarih 2016/22 Esas, 2018/599 Karar sayılı ilamının gerekçesine bakıldığında; “….Taraflar arasındaki ticari ilişkide davacının takip ve dava konusu 02.07.2015 tarihli … nolu 58.964,77 TL lik fatura konusu emtiayı davalıya teslim ettiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı yan bu olguyu kabul etmekle birlikte 02.07.2015 tarih … nolu faturaya konu 72.284,40 TL değerinde ilaç ve tıbbi malzemeyi davacıya satarak teslim ettiğini, bu miktarın davacı alacağından mahsubu sonrası bakiye 13.319,63TL alacağın tahsili için Ağrı İcra Müdürlüğü’nde takip başlattığını savunmaktadır. Davalı tarafından ileri sürülen takas, mahsup sonrası mahkememizce incelenmiştir. Sözleşme konusu emtia ilaç niteliğinde, belli şart ve şekillerde satımı öngörülen ve kare kodlu olarak tüketiciye kadar takip edilen ilaç emtiası olup, davalı yana, 02.07.2015 tarihli fatura konusu emtianın hangi tarihlerde ve hangi emtianın davacıya teslim edildiğini kanıtlanması istenmiş olup, davalı yanca buna ilişkin beyan veya kanıt sunulmamıştır. Taraflar arasında bir çok ticari ilişki olduğu gözetildiğinde bir adet faturanın davacı kayıtlarına işlenmiş olması ve bu faturanın da iade edildiği gözetilerek başlı başına 72.284,40TL bedelli faturaya konu emtianın davacıya teslim edildiği olgusu kabule yeterli değildir. Bu durumda, davalının fatura konusu emtiayı davacıya teslim ettiğini kanıtlayamaması sebebi ile mahsup savunması yerinde görülmemiş olup, davacının ticari satımdan kaynaklı bakiye alacağının tahsili gerektiği sonucuna varılarak davacının asıl alacağa yönelik itirazının iptaline….” şeklindeki gerekçe ile dava müvekkili aleyhine sonuçlandığı, Bu gerekçe incelendiğinde; müvekkilinin mahsuplaşmaya konu ettiği faturanın tarihi ve seri numarası gerekçede hatalı yazıldığı, mahsuba konu müvekkili tarafından düzenlenip davacıya gönderilen fatura 24.06.2015 tarihli ve … seri nolu 72.284,40TL bedelli fatura olduğu, yerel mahkeme davacının kendisinin düzenlediği fatura bilgilerini, müvekkilinin düzenlediği fatura gibi değerlendirip faturaları karıştırarak müvekkil aleyhine sonuca ulaştığı, Yerel Mahkeme hem müvekkili hem de davacıyı, eczacı olmaları nedeni ile tacir kabul edip Vergi Usul Kanunu’nun 172. Maddesi gereğince defter tutma zorunluluklarını dikkate alarak bu resmi defterler üzerinden olayın çözümü yoluna gitmiştir. Bu kapsamda Ağrı’ya talimat yazarak bilirkişi Mali müşavir … bila tarihli 2017/57 Talimat sayılı rapor ile müvekkili …’nın VUK 172. Maddesi gereğince tutmak zorunda olduğu defterler üzerinde inceleme yaptırdığın, aynı davanın diğer tarafı olan davacı … yönünden mahkemenin VUK 172. Maddesi gereğince tutması gereken defterler üzerinde inceleme yaptırmamış olması eksik inceleme olduğu, Yerel Mahkeme gerekçenin son cümlesinde; “…Davacının asıl alacağa yönelik itirazının iptaline…” şeklinde dosyayı karara bağladığını belirttiği halde hüküm fıkrasının 1. Maddesi bu ifadenin tam tersi olduğu, bu yönüyle de mahkemenin kararı tutarsız olduğu, Eldeki Yargılamanın İadesi davasının konusunu da oluşturan Yerel Mahkemenin ilk kararının gerekçesinde; “… Davalı yana, 02.07.2015 tarihli fatura (Dogrusu 24.06.2015 tarih A-… Seri Nolu fatura ) konusu emtianın hangi tarihlerde ve hangi emtianın davacıya teslim edildiğini kanıtlanması istenmiş olup,davalı yanca buna ilişkin beyan ve kanıt sunulmamıştır…….Bu durumda davalının fatura konusu emtiayı davacıya teslim ettiğini kanıtlayamaması nedeni ile mahsup savunması yerinde görülmemiştir..” şeklindeki gerekçe ile müvekkili …’nın mahsup savunmasını ispat edemediği ve 24.06.2015 tarih … Seri Nolu faturada bahsedilen emtianın hangi tarihte, ne şekilde teslim edildiğine dair kanıt sunamadığını gerekçe göstererek, davacı alacaklı …’in davasının kısmen kabulüne karar verdiği, Oysa 24.06.2015 tarih … Seri Nolu faturada zikredilen muhtelif ilaçların 29.06.2015 tarihli teslimat listesi ile davacı …’e ait … ECZANESİ’nin SGK’lı çalışanı … imzasına ve … kaşesi basılmak sureti ile teslim edildiğine ilişkin belge yeniden yargılama dilekçesi ekinde mahkemeye sunulduğu, bu dilekçenin kesin mehil verilen 15.06.2017 tarihli 4. Celse itibari ile sunulamamasının sebebi; müvekkili …’nın … ECZANESİ’ni Ağrı İlinden İstanbul’a taşıma çalışmalarına başlaması nedeni ile arşivlerini ve belgelerini kolilere doldurduğundan 29.06.2015 tarihli teslimat belgesine süresinde ulaşıp mahkemeye ulaşıp ibraz edememesi olduğu, Bilirkişi … tarafından hazırlanan rapor içeriğine göre davalı borçlu müvekkili …’nın yevmiye defteri göz önünde bulundurulduğunda; “a-) Yevmiye defterinde 24.06.2015 tarih ve 305. Madde numarasında davalı …’ya ait 24.06.2015 tarih ve … nolu toplam 72.284,40TL mal satış faturasının kayıtlı olduğu ve ödemenin kayıtlara göre nakit (peşin) yapıldığı, b-) Yevmiye defterinde 02.07.2015 tarih ve 3222. Madde numarasında …’e ait 02.07.2015 tarih ve … nolu toplam 58.964,77TL mal alış faturasının kayıtlı olduğu ve ödemenin kayıtlara göre (nakit) peşin yapıldığı,c-) Yevmiye defterinin 21.12.2015 tarih ve 658. Kapanış maddesine göre de davalı ile davacı arasında herhangi bir borç alacak kalmadığı görülmektedir …” şeklinde rapor düzenlendiği, Bu rapordan da anlaşılacağı üzere, müvekkili Sevil ile davacı … arasında dava konusu olan faturalar nedeni ile herhangi bir alacak borç ilişkisinin kalmadığı, VUK 172. Maddesi gereğince tutulması gereken zorunlu, ticari defter kayıtları ile sabit olduğu, yerel mahkeme tarafların tacir olması nedeni ile ticari defterlerindeki kayıtlara bakarak dava konusu uyuşmazlığı çözmek gerektiğine gerekçesinde işaret ettiği halde, sadece müvekkilinin defterlerini inceleyip, davacı …’in ticari defterlerini incelememesi hususu da bir başka eksiklik olduğu, Diğer taraftan davacı …, kendisine 24.06.2015 tarih … seri nolu fatura ve 29.06.2015 tarihli teslim tutanağı ile teslim edilen ilaç ve tıbbi malzeme bedeli toplam 72.284,40 TL lik borcunu nakit olarak müvekkile ödemediği halde, müvekkiline herhangi bir tıbbi malzeme ve ilaç teslimi yapmamasına karşın 02.07.2015 tarihli ve … Seri Nolu 58.964,77 TL lik fatura düzenlediği, davacı …, hem müvekkilinin düzenlediği faturayı kendi defterlerine kaydetmiş hem de kendi düzenlediği faturayı kendi defterine kaydettiği, bu faturayı müvekkiline gönderdikten sonra, mahsuplaşma işlemini yapıp müvekkilinin defterinde fatura bedelinin nakit olarak ödendiği kaydı, müvekkilinin ticari defterlerine yazıldıktan sonra 05.08.2015 tarihinde noter aracılığı ile müvekkiline ihtarname çekmesi ve 24.06.2015 tarihli faturayı iade etmesi kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğu, çünkü bu şekilde davranarak davacı, müvekkilinin ticari defterlerine göre alacaklı pozisyonda olup kendi defterlerine göre de müvekkili …’ya bir borcu gözükmemiş olacağı, Mahkeme heyetinin burada dikkat etmesi gereke husus, tarafların ticari defter kayıtlarına göre, kayda giren, karşılıklı mahsuplaşılan dava konusu faturalarla ilgili olarak davacının sonradan icra takibine başlaması, sebepsiz zenginleşme sonucunu da doğuracağı, uzun süredir taraflar arasında devam eden mesleki alışveriş nedeni ile faturalar düzenlenip ve teslimatlar yapıldığı, ticari defter kayıtlarına göre ve bilirkişinin raporuna da yansıdığı şekli ile davaya ve icra takibine konu olan ve davacı tarafından düzenlenen 02.07.2015 tarih 024546 seri nolu fatura bedeli olan 58.964,77 TL bedel nakit ve peşin olarak ödenmiş gözüktüğü, aslında bu bedel ile müvekkili tarafından düzenlenip davacıya gönderilen 26.04.2015 tarih 039088 seri nolu fatura bedeli olan 72.284,40TL lik bedel arasında karşılıklı mahsuplaşma yapıldığı, bu nedenle de yevmiye defterinde fatura kayıtları karşısında bedeli peşin ve nakden ödenmiştir kaydı bulunduğu, taraflar tacir olduğuna göre asıl olan defterdeki kayıtlar olduğu, kaldı ki davacı defter kayıtlarına da herhangi bir itirazda bulunmadığı, bu yönde bir itiraz olmadığı, bu durum da davacının icra takibine konu ettiği 02.07.2015 tarihli fatura bedelini mahsuplaşma nedeni ile önceden aldığı halde tekrar bu faturayı icraya koyması sebepsiz zenginleşme oluşturacağı, Müvekkili tarafından 24.06.2015 tarih ve … seri nolu 72.284,40TL bedelli faturada zikredilen ilaçların ve tıbbi malzemelerin davacı alacaklı …’e 29.06.2015 tarihinde SGK’lı çalışan … imzasına ve …ECZANESİNİN kaşesi de vurulmak sureti ile teslim edildiğine dair belge, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.05.2018 tarih ve 2016/22 Esas ve 2018/599 Karar sayılı ilamı kesinleştikten sonra, eczane evrak kolileri karıştırılırken tesadüfen bulunduğu ve taraflarına ulaştırıldığı, kendilerinin de vekil sıfatı ile yasal süresi içerisinde işbu belgeyi dilekçe ekine eklemek sureti ile 6100 sayılı HMK’nın Yargılamanın İadesi sebepleri başlıklı 375/1-ç maddesi gereğince, usulüne uygun şekilde yerel mahkemeden Yargılamanın İadesini talep ettiklerini, Yerel Mahkemece, bu dilekçe 2018/1069 Esasına kaydedildiği ve yapılan yargılama sonucunda, “…Davalı tarafından sunulan belge, davalının davacıya emtia teslimine ilişkin belge olup bu belgede 24.06.2015 tarihli 039088 Seri nolu fatura içeriğine ait emtianın davacıya teslim edildiği, belirtilen faturanın muhtelif ilaç bedeline ilişkin olmasına rağmen, listede belirtilen ürünlerin tıbbi destek ürünleri olduğu , fatura ile liste içeriğinin birbirine uygun olmadığı görülmüştür. Diğer yandan davalı tarafından teslim edilen emtiaya ilişkin belgenin davalı elinde olması gerektiği açık olup bu belgenin sonradan temin edildiği savunmasına itibar edilemez. Çünkü davalı, belgenin elinde olmayan nedenler ile yargılama sonrası elde edildiğini savunup kanıtlamamıştır. Bu durumda Yargılamanın Yenilenmesi talebinin ilk inceleme sonucu reddi gerektiği anlaşılmakla, davanın yargılamanın iadesi talebinin reddine…” şeklindeki hükümle Yargılamanın İadesi talebinin reddedildiğini, Yerel mahkeme, yukarıda izah edildiği üzere yargılamada 24.06.2015 tarih … seri nolu faturada bahsedilen muhtelif tıbbi ilaçların ve “emtianın davalı borçlu tarafından, hangi tarihlerde ve hangi emtianın davacıya teslim edildiğini kanıtlanması istenmiş olup, davalı yanca buna ilişkin beyan ve kanıt sunulmamıştır…….Bu durumda davalının fatura konusu emtiayı davacıya teslim ettiğini kanıtlayamaması nedeni ile mahsup savunması yerinde görülmemiştir..” gerekçesi ile davacı alacaklı … lehine 2016/22 Esas sayılı dosya karara bağlandığı, Yargılamanın iadesi talepli 05.11.2018 tarihli işbu davanın konusunu oluşturan dilekçe ile mahkemeye yeniden müracaat ederken, mahkemenin 17.05.2018 tarih 2016/22 Esas, 2018/599 Karar sayılı kararının gerekçesinde işaret ettiği, 24.06.2015 tarih ve …. Seri nolu faturada zikredilen ilaç ve tıbbi malzemelerin davacı …’a teslimine ilişkin 29.06.2015 tarihli teslim belgesini de sundukları halde, yukarıda özetlenen gerekçeden de anlaşıldığı üzere, yerel mahkemenin 05.03.2019 tarihli işbu kararında önceki kararından farklı olarak “…Davalı, belgenin elinde olmayan nedenlerle yargılama sonrası elde edildiğini savunup kanıtlamamıştır…” şeklindeki gerekçe ile yargılamanın iadesi talebini reddettiğini, aynı mahkemenin aynı konuda iki ayrı tarihlerde müvekkilinin mağduriyetine yol açacak şekilde birbiri ile çelişen gerekçelerle, müvekkili aleyhine hüküm kurması kabul edilemez olduğu, Yerel mahkemenin ilk kararının gerekçesine uygun şekilde teslimata ilişkin belge eline geçer geçmez Yargılamanın İadesi talebinde bulunduğuna göre, mahkeme işin esasına girerek bu teslim belgesinde zikredilen ilaç ve tıbbi malzemelerin davacı- alacaklı …’e ait … ECZANESİ’ne teslim edilip edilmediğini araştırması gerektiği, şayet mahkeme 29.06.2015 tarihli sunulan teslim belgesini yeterli görmüyor ise belgenin altında teslim alan sıfatı ile imzası olan ve o tarihte davacı alacaklının SGK’lı çalışanı pozisyonunda bulunan … isimli şahsı çağırıp tanık olarak dinlemesi, belgede bahsedilen tıbbi malzeme ve ilaçların teslim edilip edilmediğini sorması, yine belge altındaki imzanın kendisine ait olup olmadığını da sorması gerektiğini, Bu araştırmalar yapılmaksızın dosya üzerinde önyargılarla hareket ederek müvekkili aleyhine Yargılamanın İadesi talebinin reddine karar verilmesi mevzuata aykırı olduğu, 24.06.2015 tarihli ve …. seri nolu faturada muhtelif ilaç bedeli olarak zikredilen, 29.06.2015 tarihli teslim tutanağı ile davacı …’e ait … kaşesi de vurulmak sureti ile, o tarihte eczane çalışanı olan … imzasına teslim edilen ilaç ve tıbbi malzemelerin karekod uygulaması yöntemi ile teslim edilip edilmediklerinin SGK, Eczacılar Odası, Ecza depoları gibi kurumlardan sorulmak sureti ile araştırılmamış olması da bir eksiklik olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.03.2019 tarih 2018/1069 Esas, 2019/280 Karar sayılı Yargılamanın iadesi(yenilenmesi) talebinin reddine dair kararın kaldırılmasına, 05.11.2018 tarihli dilekçemiz ve ekindeki belgeler doğrultusunda yargılamanın iadesi talep haklı bulunarak işin esasına girilmesine, Yargılamanın iadesi talebinin kabulü ile, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.05.2018 tarih, 2016/22 Esas 2018/599 Karar sayılı itirazın iptali konulu kesinleşen mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden yapılacak yargılama sonunda davacı …’in 12.01.2016 tarihli dava dilekçesi ile talep etmiş olduğu itirazın iptali yönündeki davasının reddine, tüm yargılama gideri ve ücret-i vekaletin davacı … üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, yargılamanın yenilenmesi davasıdır. Mahkemece, Davalının yerinde görülmeyen yargılamanın yenilenmesi talebinin REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 379. maddesi gereğince “ Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra ; talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını, yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını, kendiliğinden inceler. Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder.”6100 Sayılı HMK’nın, yargılamanın iadesi sebepleri başlıklı 375 inci maddesinde, yargılamanın iadesi sebepleri sınırlı bir biçimde sayılmış olup davalı maddenin ç bendinde düzenlenen ‘yargılama sırasında aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra eline geçirilmiş olması’ nedenine dayanmıştır.İlk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, davalı tarafından teslim edilen emtiaya ilişkin belgenin davalı elinde olması gerektiği açık olup bu belgenin sonradan temin edildiği savunması kanıtlamamıştır. Bu durumda yargılamanın iadesi şartları oluşmadığından davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç olarak, ilk derece mahkemesinin yargılamanın iadesi koşullarının oluşmadığı yönündeki kararı dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Yargılamanın yenilenmesini talep eden davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’ nin yargılamanın yenilenmesini talep eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/03/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.