Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1040 E. 2019/844 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1040
KARAR NO : 2019/844
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2019 ( Ara Karar )
DOSYA NUMARASI : 2019/92 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA: Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti
KARAR TARİHİ : 29/05/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın ihracat, ithalat işlemleri nedeniyle Gümrük Müdürlüğü tarafından ibrazı zorunlu tutulan miktarda teminat mektubunu …nden 01/06/1998 tarihinde alarak Erenköy Gümrük Müdürlüğüne teslim ettiğini, teminat mektubuna konu hukuki işlem yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı bankanın teminat mektubu aslı kendilerine ibraz edilmedikçe mektuptan kaynaklı komisyon ve BSMV gibi mektuptan kaynaklı masrafları müvekkilinden talep ettiğini, Gümrük Müdürlüğü’nün hukuki işleme dair beyanname, fatura gibi belgelerin ibrazı halinde teminat mektubunu iade edeceğini bildirdiğini, aradan 21 yıl geçmiş olduğundan ellerinde bilgi ve belge bulunmadığını, teminat mektubuna konu hukuki işlemin zamanaşamına uğradığını, bu mektuptan kaynaklı banka riskinin ortadan kalkması nedeniyle mektubun hükümsüzlüğünün tespiti ile dava hakkında kesin olarak karar verilinceye kadar mektuba dair masraf ve giderlerin müvekkilden alınmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 26/02/2019 tarih ve 2019/92 Esas sayılı ara kararı ile; ” … Somut olayda her ne kadar davacı tarafça hükümsüzlüğünün tespiti istenen banka teminat mektubuna ilişkin masraf ve sair giderlerin tahsilinin önlenmesine dair tedbir kararı verilmesi istenmekte ise de somut uyuşmazlığın zaten tedbir talebi içeriğiyle aynı olduğu, verilecek tedbir kararının davanın esasına girilmeksizin uyuşmazlığı ortadan kaldıracağı, keza talebin yaklaşık haklılığı noktasında mahkememiz nezdinde kanaat oluşmasını sağlayacak dosyada mübrez somut bir delilin de bulunmadığı … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacı vekilinin İHTİYATİ TEDBİR talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtilafa konu teminat mektubunun konusunu oluşturan hukuki işlemin sona erdiğini ve zamanaşımına uğradığını, asıl hukuki ilişki zamanaşımına uğradığından dolayı ilgili teminat mektubundan kaynaklı riskin ortadan kalktığını, bu nedenle teminat mektubunun hükümsüz kalacağını, hükümsüz kalan teminat mektubu nedeni ile müvekkilden tahsil edilen komisyon ve bsmv gibi masrafların haksız olduğunu bu nedenle mahkemece esas hakında karar verilene kadar teminat mektubuna ilişkin komisyon ve BSMV gibi masrafların alınmaması yönünde ihtiyadi tedbir kararı verilmesi gerektiğini, mahkeme tarafından bu talebin reddedilmesinin haksız ve mesnetsiz olup hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Somut uyuşmazlıkta talep edilenin, düzenleme amaçlı bir ihtiyati tedbir olduğunu, fakat ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir kararının verilmesi halinde esas sonuca etkili olacak şekilde uyuşmazlığın ortadan kalkacağına yönelik kararının, Prof. Dr. … de ifade ettiği gibi düzenleme amaçlı ihtiyati tedbirlerin uygulanmasını neredeyse imkansız hale getireceğini, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde ifade ettiği şekilde uyuşmazlığı ortadan kaldıracak bir talebin söz konusu olmadığını, aksine müvekkil şirketten yıllardır haksız olarak tahsil edilen masrafların müvekkile daha fazla zarar vermesinin önlenmesinin amaçlandığını, bu zararın önüne geçmek ve hukuki ilişkinin karşı tarafı olan davadışı Erenköy Gümrük Müdürlüğü’ nün esas hakkında verilecek olan karar kesinleşinceye kadar mağdur edilmemesi adına teminat mektubu bedelinin mahkemenin başka bir banka üzerine açacağı hesaba yatırılması yönünde ihtiyati tedbir talep edildiğini ve talebin ilk derece mahkemesi tarafından haksız ve mesnetsiz olarak reddedildiğini, mahkemenin bu kararının hukuka aykırı olup kaldırılması gerektiğini beyanla; Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; – İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2019/92 E. numaralı dosyasında verilen 26/02/2019 tarihli ara kararın kaldırılmasını, 2- Dava hakkında verilecek olan karar kesinleşinceye kadar teminat mektubundan kaynaklı komisyon ve BSMV gibi masrafların müvekkilden alınmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava banka teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu davada ihtiyati tedbir kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığı, bu bağlamda mahkemece verilen kararın dosya içeriğine uygun olup olmadığı noktasındadır. Davacı, muhatabı Erenköy Gümrük Müdürlüğü olan 01/06/1998 tarih ve 370.000,00 TL bedelli davalı banka tarafından verilen teminat mektubunun ve güvence altına aldığı hukuki ilişkinin zamanaşımına uğradığını, muhatap kuruma doğmuş ve doğacak bir borçlarının bulunmadığını, davalı bankanın riskinin de kalmadığını öne sürerek hükümsüzlüğünün tespitini talep etmekte, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere teminat mektubundan kaynaklanan komisyon, BSMV ve diğer masrafların alınmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmektedir. Mahkeme, uyuşmazlığı ortadan kaldıracak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığını belirterek talebin reddine karar vermiştir. HMK’ nın 389/1 maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmü düzenlenmiştir. Maddeye göre şartların mevcut olması durumunda ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Dava, hükümsüzlüğün tespitine yöneliktir. Davada eda hükmü kurulması mümkün değildir. Tespit kararı davacının talebi doğrultusunda çıkarsa, davacının teminat mektubundan kaynaklanan yükümlülüklerinin hukuki bir dayanağı kalmayacaktır. İhtiyati tedbir davanın sonunda elde edilebilecek hukuki yararı davanın başından sağlamayı hedeflemektedir. Bu nitelikte bir ihtiyati tedbir kararı verilemez. Bununla beraber üzerinden 21 yıl geçmiş olsa da dava konusu teminat mektubu kesin ve süresizdir. Dosyada ihtiyati tedbirin talep edildiği tarih itibariyle dava dilekçesinden başka bir belge bulunmamaktadır. HMK’ nın 390/3.maddesine göre ihtiyati tedbir talep eden taraf esas yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olup, yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı da söylenemez. Uyuşmazlığı esastan çözecek olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre; ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı istinaf aşamasında davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/05/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.