Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1034 E. 2019/845 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1034
KARAR NO : 2019/845
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2019 Tarihli Ek Karar
DOSYA NUMARASI: 2018/1564 D. İş – 2018/1626 Karar
TALEP : İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
KARAR TARİHİ : 29/05/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati Haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; borçlular ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi gereğince borçluya Nakdi Krediler, Taksitli Ticari Kredi kredileri açılıp kullandırıldığını, ancak borçuların kredi yükümlülüklerini yerine getirmediğini, akdedilen sözleşme hükümleri ihlal edilmiş olduğundan kredi hesabının 19.10.2018 tarihinde kat edildiğini, Genel Kredi Sözleşmeleri gereği, hesap kat tarihi itibari ile ve Mahkemeye sunmuş oldukları hesap özetlerinde belirtildiği üzere borçlunun müvekkiline fazla hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile 628.421,28 TL nakdi borcu bulunduğunu, söz konusu borcun bütün talep ve ihtarlarına rağmen ödenmediğini, Borçluların borçlarından kurtulmak amacı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya ve mevcut alacak haklarını hilal eden hileli işlemlerde bulunma ihtimalleri mevcut olduğunu, bu yüzden borçlular hakkında yapacakları icra takibi için, borca yeter tutarda, taşınır ve taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını istemek zorunluluğu doğduğunu, Mahkemece ihtiyati haciz kararı için takdir edilecek teminat miktarının müvekkili tarafından temin edileceğini, Borçlunun borç miktarını ödemekten kaçınma ihtimali mevcut olduğundan, müvekkilinin haklarına halel gelmemesi bakımından işbu ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu beyanla; borçlulara karşı ihtiyati haciz kararı verilmesini, borca yetecek tutarda borçluların taşınır ve taşınmaz mallarına ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına haciz konulmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’ nin 06/12/2018 tarih ve 2018/1564 D. İş – 2018/1626 Karar sayılı kararı ile; ” … ve … AŞ. açısından; alacak ipotek ile teminat altına alınmış olmakla talebin reddine,… açısından TBK 584 maddesi gereği eş rızası olmadığından 584/3 maddesi koşulları da olmadığından talebin reddine,…. ŞTİ. açısından talebin % 15 teminat ile kabulüne, Yukarıda hüviyeti yazılı alacaklının borçlular …. ŞTİ.’ den alacağı olan 628.421,28 TL’nin tahsilinin ifasını temin bakımından, vaki isteği İ.İ.K.’ nun 257. maddesi 1. fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve karşı tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı yeterli teminat da alınmış bulunduğundan, adı geçen borçluların yukarıda gösterilen malları ile alacaklarının; İcra İflas Kanunu’nda gösterilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, borçlulardan …vekili tarafından itiraz edilmiştir. Borçlu …. vekili itiraz dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak genel yetki kuralları gereğince aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın ikametgahının bulunduğu mahkemelerin yetkili olduğunu, müvekkilinin kanuni ikametgahının Sakarya olduğunu, müvekkilinin yerleşik adres sahibi olduğunu, mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmasının söz konusu olmadığını, takip konusu alacak hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından ipotek takibi yapıldığını, söz konusu borcun rehinle teminat altına alınmış olduğunu, 10/10/2018 tarihli 162 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca kredi borcunun taksitle ödenmesi için yeniden yapılandırılması hususunda hak tanınmadığını, muaccel bir alacak olmadan davalı bankanın henüz riski bulunmadan müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını ve müvekkilinin ticari hayatına zarar verildiğini ileri sürerek dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 28/02/2019 tarih ve 2018/1564 D. İş – 2018/1626 Karar sayılı Ek Kararı ile; ” İhtiyati haciz kararına yönelik itiraz nedenlerinin yasada sınırlı olarak sayıldığını, somut olayda, ihtiyati haciz kararının; Genel Kredi Sözleşmelerinden kaynaklanan ve vadesinde ödenmeyen kredi taksitlerinden kaynaklanan muaccel hale gelen borç için yasa gereği gerekli teminat alınarak verildiğini, Muteriz her ne kadar mahkemenin yetkisine itiraz etmiş ise de genel kredi sözleşmesinin teminatını oluşturan ipotek belgesi ve resmi senedinde kredi borçlusu ile yetki sözleşmesi yapılarak taraflar arasında oluşacak her türlü ihtilaf halinde İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını, muterizin anılan kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığını, asıl kredi borçlusu ile yapılan yetki sözleşmesinin kefilleri de bağladığını, muteriz kefil yönünden de mahkemenin yetkili olduğunu, itiraz edenin sair itirazlarının İİK 265. madde kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçeleri ile; ” 1-İtirazın reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, borçlu … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Borçlu … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Usule ilişkin olarak; Genel yetki kuralları gereğince İhtiyati Haciz başvurularında yetkili mahkemenin, aleyhine İhtiyati Haciz İstenen tarafın ikametgahının bulunduğu mahkeme olduğunu, müvekkillerin ve şirketin kanuni ikametgahının Sakarya adresi olduğunu, bu nedenle yetkili Mahkemenin Sakarya Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetki itirazları bulunduğunu, 10.10.2018 Tarih ve 162 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine ilişkin Kararda Değişiklik yapılmasına Dair Kararda yer aldığı üzere (Ek:2) Madde 2: “Kredi veren tarafından tazmin talebinde bulunulmadan önce, yararlanıcıya Kararın 4.üncü maddesi ile hüküm altına alınan yapılandırma kapsamında veya 15/8/2018 tarihli ve 30510 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden yapılandırılması Hakkında Yönetmelik kapsamında yapılandırma imkanı tanınmış olması gerekir ‘’ hükmünün yer aldığını, anılan madde uyarınca müvekkillerine, kredi borcunun taksitle ödenmesi için yeniden yapılandırılma hususunda hak tanınmadığını, Alacaklı Bankanın, 15/8/2018 tarihli ve 30510 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden yapılandırılması Hakkında Yönetmelik hükümlerine aykırı davranarak halen ticari faaliyetini devam ettirmeye çalışan müvekkillerini 1.360.000 TL’ lik gayrimenkul ipoteği ile teminat altına alınmış alacakları dolayısıyla ticari bir çıkmaza soktuğunu, Kabul anlamına gelmemekle beraber, dava konusu var olduğu iddia edilen hakkın esası hakkında bir karar verilebilmesi için, alacağın net olarak belirlenmesi gerektiğini, davalı bankanın ödenmesi gereken taksitleri belirlemeden; 24 saat içinde alacağının defaten ödenmesini istemesi ve 15/8/2018 tarihli ve 30510 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden yapılandırılması Hakkında Yönetmelik hükümlerine aykırı davrandığını ve icra takibi başlatarak, müvekkillerin mevcut ekonomik şartlarını daha da zorlaştırdığını, bu yüzden ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, Esasa ilişkin olarak; İlk Derece Mahkemesi tarafından ihtiyati haciz kararına itiraz dosyasında verilen itirazın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan istinaf kanun yoluna başvurma zorunluluğu hasıl olduğunu, Müvekkil hakkında, İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını ve ödeme emirlerinin 30.11.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, söz konusu takibe Sakarya İcra Müdürlüğü aracılığıyla müvekkiller adına itiraz edildiğini ve müvekkiller yönünden takibin durduğunu, ANCAK 13.01.2019 tarihinde müvekkiller (…) adına ½ hisseli kayıtlı araçlar … plakalı araçlar üzerine, İstanbul …. İcra Müdürlüğü …. E. sayılı dosyasından haciz konulduğunun ve yakalama istendiği öğrenilince, Sakarya ilinden İstanbul’a gelinerek dosyanın incelendiğini ve takibin durduğunu ancak ihtiyati haciz kararının devam ettiğinin öğrenildiğini, bu vesile ile ihtiyati haciz kararından haberdar olunduğunu, ihtiyati haciz kararının müvekkile tebliğ edilmediğini, ödeme emri içeriğinde ihtiyati haciz bilgisi bulunmadığını, bu nedenle ihtiyati haciz kararına karşı itirazlarının süresi içinde gerçekleştiğini beyanla; müvekkili hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını ve itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Uyuşmazlık ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen ek kararın usul ve yasaya, dosya içeriğine uygun olup olmadığı noktalarındadır. İhtiyati hacze itiraz edenin, dosyada bulunan 20/05/2013 tarihli 1.000,000,00 TL limitli ve 18/11/2015 tarihli 750.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi kapsamında … kullandığı kredilere müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, bu kapsamda … nakdi rotatif ve taksitli ticari- ihtiyaç kredileri kullandırıldığı, borçlunun borcunu ödemede temerrüde düştüğü, alacaklı bankanın Kahramanmaraş …. Noterliğinin 22/10/2018 tarih ve …. no.lu ihtarnamesiyle hesabı 19/10/2018 tarihi itibariyle kat ettiğini borçlu ve kefillere ihtar ettiği, borçluya ve müteselsil kefillere tebligatın yapıldığı ve ilk derece mahkemesince de talebin (borçlular yönünden) kısmen kabulüne karar verildiği, müşterek borçlu müteselsil kefilin itirazı üzerine de istinafa konu kararın verildiği anlaşılmaktadır. İtiraz ve istinaf eden müşterek borçlu müteselsil kefil, mahkemenin yetkisiz olduğunu öne sürmektedir. Asıl borçlu ile alacaklı banka arasındaki genel kredi sözleşmesinde yetki şartının yer aldığı ve İstanbul Çağlayan mahkemelerinin yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Asıl borçlunun tacir olmasına göre TTK’ nın 7. maddesine göre kefil de aynı koşullara tabi olduğundan yetki itirazı kabul edilemez. Borcun muaccel olmadığı, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı ve alacağın ipotekle teminat altına alındığı öne sürülmektedir. İhtiyati Haciz talebinde bulunan alacaklı bankanın düzenlediği kat İhtarı, sözleşmede belirtilen adrese tebliğe çıkarılmış olup, ortada İİK’ nın 68/b-1 uygun bir kat ihtarı ve tebliği olduğuna göre İİK’ nın 257/1. maddesi anlamında vadesi gelmiş, rehinle temin edilmemiş bir para alacağı mevcut olup, adı geçen madde uyarınca İhtiyati Haciz kararı verme koşulları oluşmuş bulunmaktadır. Buna ek olarak İpotek asıl borçlunun borcunun teminatını oluşturmak üzere verilmiş olup müteselsil kefillerin kefalet borcuna karşılık verilmiş bir ipotek bulunmamaktadır. İİK’ nın 45. maddesi uyarınca, ipotekle temin edilmiş alacaklar için kural olarak adi takip yoluna gidilemez. Ancak, TBK’nın 586/1. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmiş alacak için ayrıca müteselsil kefil varsa, rehin alacaklısı, müteselsil kefile karşı haciz yoluyla takip yapabilir, yani İİK’ nın 45. maddesi, müteselsil kefiller hakkında uygulanamaz. İstinaf nedeni olarak Alacaklı Banka’ nın 15/08/2018 tarihli 30510 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması Hakkındaki Yönetmelik hükümleri uygulanarak borcun yeniden yapılandırılmadığını bu itibarla da ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı öne sürülmüştür. Belirtilen sözleşme uyarınca yeniden yapılandırma yapılması, bu konuda taraflar arasında bir çerçeve anlaşması olmasına tabi kılınmış ve borçlunun durumunun finansal yapılanmaya uygun olması da yapılandırma için ön şart olarak belirtilmiştir. Bu kapsamda Türkiye Bankalar Birliği tarafından hazırlanan 29/01/2019 tarihli standart çerçeve anlaşmasında da yeniden yapılandırmaya başvuracak borçlunun Başvuru Bankası’na başvuru tarihi itibariyle anapara (nakit+gayrinakit) borç toplamının 100 milyon TL’den büyük olması öngörülmüştür. Yukarıda belirtildiği gibi ihtiyati hacze itiraz eden borçlu açısından Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun hazırladığı yönetmelik kapsamında uygulama yapılabilmesi, borçlunun başvurmasına ve şartlarının uygun bulunmasına tabi olduğundan bu konudaki istinaf nedeni yerinde değildir. Bunun dışında 10/10/2018 tarih ve 162 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ise 31/10/2016 tarih ve 2016/9538 sayılı “Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararında” değişiklik yapılmasına yönelik olup, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi; yeniden yapılandırmaya karar verilmesi halinde buna ilişkin ödemesiz dönem, vadeler ve dövize endeksli kredilerin yapılandırılmasında baz alınacak kur tarihine ilişkin düzenlemelerle yapılandırmaya ilişkin kurallar içermekte olup, belirtilen kurallar, İİK’ nın 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz müessesesi ile ilgili bir düzenleme içermemektedir. İİK’ nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek olmadığı gibi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’ nun 27.12.2017 tarih, 2016/1 Esas, 2017/6 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, ihtiyati haciz bir icra işlemi de olmayıp özel geçici bir hukuki koruma müessesesidir. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu taraf vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlu … istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı ihtiyati hacze itiraz eden tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/05/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.