Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1033 E. 2021/258 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1033 Esas
KARAR NO: 2021/258 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2019
NUMARASI: 2017/967 Esas 2019/67 Karar
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
ASIL DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesi ile,Müvekkili şirketin lazer kesme tezgahı alımı için davalı bankadan kredi kullandığını, davalı tarafndan müvekkili şirkete çıkartılan 02/05/2017 tarihli kredi tahsilat programında BSMV’nin tahakkuk ettirildiğini, bu bedelin müvekkiline iadesinin gerektiğini belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığı halde BSMV adı altında haksız şekilde tahsil edilmiş olan tutarların tahsil tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile ödenmesine, henüz tahsil edilmemiş kısımlar içinse borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesi ile,Müvekkili şirketin lazer kesme tezgahı alımı için davalı bankadan kredi kullandığını, davalı tarafndan müvekkili şirkete çıkartılan 31/07/2017 tarihli kredi tahsilat programında BSMV’nin tahakkuk ettirildiğini, bu bedelin müvekkiline iadesinin gerektiğini belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığı halde BSMV adı altında haksız şekilde tahsil edilmiş olan tutarların tahsil tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile ödenmesine, henüz tahsil edilmemiş kısımlar içinse borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili asıl ve birleşen davada sunduğu cevap dilekçesi ile, Davacı tarafından müvekkili bankaya kredinin teşvik kapsamında olduğuna dair bilgi verilmediğini, bankalar tarafından yasal zorunluluk kapsamında tahsil edilen ve devlete ödenen BSMV vergi bedelinin davacıya iadesinin mümkün olmadığını, davacı kendi kusrunu müvekkili bankaya yüklemeye çalışmakta olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/01/2019 tarih ve 2017/967 Esas – 2019/67 Karar sayılı kararında; “…Davalı banka tarafından BSMV den muaf olarak kullandırılan kredilerin muafiyetlerin kaldırılmasının nedeni olarak Sanayici Sicil Belgesinin bulunmadığı ve işlemin Teşvik Belgesi kapsamında yapıldığının bankaya bildirilmediğinin gösterildiği, ancak kredi dosyasında geçerli bir Sanayici Sicil Belgesinin bulunduğu, işlemin dayanağı proforma faturadan işlemin teşvik belgesi kapsamında olduğu ve KDV den de muaf olduğunun açıkça belirtildiği, kredi dosyasında teşvik belgesi ile ilgili evrak bulunduğu, bankanın kredinin ilk 4 taksitini BSMV den muaf olarak tahsil ettiği, dolayısıyla bankanın teşvik kapsamı içinde olduğunun bilemeyeceği savunmasının kabulünün hayatın olağan akışına göre mümkün olmadığı, Bankanın işlemin teşvik belgesi kapsamında olduğunu bilerek BSMV den muaf kredi kullandırdığı, makine bedeli için avans olarak kullandırılan kredinin ithalatının kredi kullanımım takiben 4 ay içinde yapamaması üzerine BSMV muafiyetini kaldırdığı, ancak kredi kullandırırken makinenin 29.09.2017 tarihinden önce yüklenilemeyeceğinin bilindiği, bu çerçevede, Bankanın gerekçesinin kabul edilemeyeceği, Bankanın kullandırdığı krediyi BSMV den muaf olarak kullandırdrğı, işlemin teşvik belgesi kapsamında olduğunun mevcut evraklardan bilindiği/bilinmesi gerektiği ve Firmanın geçerli Sanayici Sicil Belgesinin Bankada bulunduğu, davacı Firmanın krediyi vergilerden muaf kullanmak istediği ve kullandığı, uygulamada ve yorumda hata yapıldı ise bundan sorumlu olmadığı, uygulamadaki hatadan Bankanın sorumlu olduğu, yüklenilmesi gereken bir verginin mevcut olması halinde bu yükümlülüğe uygulamada hata yapan tarafın katlanması gerektiği, nedeni ile davacının iade talebinin haklı olduğu takdir ve sonucuna varılarak asıl ve birleşen davaların kabulü ile dava tarihi itibariyle tahsil edilen BSMV lerin iadesine, tahsil edilmemiş olanlar yönünden ise davacının borçlu olmadığının tespitine…”gerekçesi ile,
ASIL DAVANIN KABULÜ İLE; Dava tarihi itibari ile BSMV adı altında davacı taraftan tahsil edilen 300,95 TL’nin 29/09/2017 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Dava tarihi itibari ile tahsil edilmemiş olan 4.898,80 TL yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, 2017/968 ESAS NOLU BİRLEŞEN DAVANIN KABULÜ İLE; Dava tarihi itibari ile BSMV adı altında davacı taraftan tahsil edilen 61,39 USD nin 29/09/2017 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Dava tarihi itibari ile tahsil edilmemiş olan 329,76 USD yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş ve karara karşı asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkemenin müvekkili banka tarafından BMSV alınmasının haksız olduğuna davanın kabulüne karar verdiğini, kararın usule ve yüksek Mahkeme kararlarına aykırı olduğunu, Davacı tarafından müvekkili bankaya kredinin teşvik kapsamında olduğuna dair bilgi verilmediğini, Davacı müvekkili bankadan kullandığı kredinin teşvik kapsamında olduğu, Gider Vergileri Genel Tebliği (Seri No:90) 2. Maddesinde; “Bu Tebliğ, 17/4/1957 tarihli ve 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesini haiz sanayi işletmelerince münhasıran imalat sanayinde kullanılmak üzere alınan makine ve teçhizatın finansmanı için bu işletmeler tarafından kullanılan krediler dolayısıyla lehe alınan paraların banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna tutulmasını kapsamaktadır.” hükmü gereğince BSMV tahsil edilmeyeceğini beyan etmiş olup, davacının beyanları usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı tarafından müvekkili bankaya kredinin teşvik kapsamında olduğu hususunda bilgi verilmemiş olup, sanayi sicil belgesi sunulmadığını, Gider Vergileri Genel Tebliğin (Seri No:90) 7. Maddesinde; “İstisna kapsamında kredi kullanmak isteyen sanayi işletmelerinin, sanayi sicil belgesi ile makine ve teçhizat alımına ilişkin proforma fatura veya kredi başvuru tarihinden önceki yedi gün içinde düzenlenmiş satış faturasının birer örneğini kredi kullanılacak finans kuruluşuna ibraz etmesi gerekmektedir. (2) Yeni kurulan ve henüz sanayi sicil belgesi almamış olan sanayi işletmeleri ile sanayi sicil belgesinde yer almayan bir imalat ve üretim alanında faaliyette bulunacak sanayi işletmelerince imalat ve üretim faaliyetlerinde kullanılmak üzere alınan yeni makine ve teçhizatın finansmanı için kullanılan krediler dolayısıyla da kredinin kullanıldığı tarihten itibaren istisnadan yararlanılabilmesi mümkündür. Bu şekilde istisna kapsamında kredi kullanmak isteyen işletmelerin, makine ve teçhizat alımına ilişkin proforma fatura veya kredi başvuru tarihinden önceki yedi gün içinde düzenlenmiş satış faturası ile işletmenin kuruluşuna ya da üretim değişikliğine dair Ticaret veya Esnaf Sicil Gazetesinin birer örneğini kredi kullanılacak finans kuruluşuna ibraz etmesi gerekmektedir. Ancak, bu şekilde kullanılan kredilerde, istisnanın baştan itibaren geçerli sayılabilmesi için ilk defa alınacak sanayi sicil belgesinin veya üretim konusu değişikliğini içeren yeni sanayi sicil belgesinin bir örneğinin, her halükarda kredinin kapandığı tarihi aşmamak kaydıyla, kredi kullanım tarihinden itibaren dört ay içinde kredi kullanılan finans kuruluşuna ibraz edilmesi gerekmektedir. (3) İstisna kapsamında kredi kullanan sanayi işletmeleri, alınan makine ve teçhizatın işletme aktifine kaydedildiğini gösteren yasal defter kaydının; kredi başvurusunda proforma fatura kullanan işletmeler ise ayrıca makine ve teçhizat alımına ilişkin satış faturasının birer örneğini kredi kullanım tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili finans kuruluşuna ibraz etmekle yükümlüdür. Bununla birlikte, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından çıkarılan ve 25/10/2014 tarihli ve 29156 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan SGM 2014/11 sayılı Sanayi Sicil Tebliğinin 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca sanayi sicil kaydı için kapasite raporu istenen işletmelerce (halen sanayi sicil belgesini haiz olarak faaliyette bulunduklarına veya sanayi sicil belgesi için ilk defa başvurduklarına bakılmaksızın) istisna kapsamında kullanılan kredi ile alınan makine ve teçhizatın bulunduğu kapasite raporunun bir örneğinin, her halükarda kredinin kapandığı tarihi aşmamak kaydıyla, dört ay içinde ilgili finans kuruluşuna ibraz edilmesi gerekmektedir.” şeklinde belirtildiğini, Davacı tarafından 4 aylık süre de 7. maddesinde beyan edilen belgenin sunulmaması nedeniyle davacıdan BSMV alındığını, müvekkili banka tarafından kredinin teşvikli olmasının bilinmesinin beklenmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle usul ve yasaya uygun olarak BSMV alındığını, Bankalar tarafından yasal zorunluluk kapsamında tahsil edilen ve devlete ödenen BSMV vergi bedelinin davacıya iadesinin mümkün olmadığını, Müvekkili banka tarafından davacının kullanmış olduğu kredi nedeniyle yapılmış olan BSMV kesintisi vergisel yükümlülük kapsamında tahsil edilmiş olup, işbu bedel müvekkili banka uhdesinde kalmadığını, yapılan BSMV kesintisi bankacılık mevzuatı gereğince doğrudan doğruya vergi olarak devlete ödenmekte olduğunu, BSMV bedeli müvekkili banka tarafından masraf kalemi olarak kesilmediği, vergisel zorunluluğun yerine getirilmesi amacı ile yasal zorunluluk kapsamında tahsil edildiğini, bu nedenle öncelikle ilgili bedelin müvekkili banka uhdesinde bulunmadığı, haksız şart olarak değerlendirilemeyeceği ve vergisel zorunluluk kapsamında kesilmiş olduğu göz önüne alınarak iadesinin mümkün olmadığının dikkate alınması gerektiğini, Konu ile ilgili Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 2015/22094 E., 2015/28291 K. sayılı kararında; “karara konu toplam bedel içerisinde vergisel yükümlülük kapsamında tahsil edilen BSMV alacağı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı banka tarafından yasal zorunluluk kapsamında tahsil edilen vergi bedelinin davacıya iadesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir.” ifadelerine yer verilerek, yasal zorunluluk kapsamında tahsil edilen BSMV’nin iadesine karar verilemeyeceği hususu hüküm altına alındığını, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 14.10.2014 tarih, 2014/31543 E. 2014/31093 sayılı kararında; “Davalı, davacı tarafından talep edilen masraf kalemleri içinde vergisel yükümlülük kapsamında tahsil edilen BSMV’nin de bulunduğunu savunmuşsa da, mahkemece bu yönde bir araştırma ve inceleme yapılmamış, bilirkişi raporu alınmamıştır. Dosyada mevcut olan delillerden de, davacıdan kesilen miktar içinde BSMV’nin olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Davalı Banka tarafından yasal zorunluluk kapsamında tahsil edilen vergi bedelinin davacıya iadesine karar verilemeyeceğinden, mahkemece, gerektiğinde konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle, davalının bu yöndeki savunması üzerinde durularak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalının bu savunması üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” denildiğini, Davacının kendi kusurunu müvekkili bankaya yüklemeye çalıştığını, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 31.03.2006 tarih 2005/15654 E ve 2006/4848 Sayılı kararında; “Bir kişinin zarara kendi kusuru ile sebebiyet vermesi halinde zarara o kişinin kendisinin katlanması gerektiği, genel hukuk ilkelerindendir. Kaldı ki hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz. Davacının olayda ağır kusurlu olduğunun kabulü zorunludur. Böyle olunca mahkemece, davacıların ağır kusurlu olduğu gözetilerek, hükmedilen tazminattan indirim yapılması gerekirken, bu hususu gözardı ederek yazılı şekilde hüküm tesisi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” denildiğini, Davacının dürüst davranmadığını, Medeni Kanunun 2. maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uygun davranmak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” denildiğini, Davacının dürüst olmayıp kötü niyetli olarak hareket ettiğini, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağı, Davacı tacir olması nedeniyle ticaret yaparken TTK 18. maddesince basiretli tacir gibi davranmak yükümlülüğü altında olduğunu, dava dilekçesindeki ifadelerden ve dosya içeriğinden davacının bu konuda yeterli basiret ve özeni göstermediğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl ve Birleşen Dava, taraflar arasındaki kredi sözleşmesi kapsamında davalı banka tarafından tahsil edilen BSMV bedelinin istirdadı ve borçlu olmadığının tespiti talepli istirdat ve menfi tesbit davasıdır. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf sebebi incelendiğinde; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu; 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı HMK’ nın 341. maddesinin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında yer alan “binbeşyüz” ibareleri “üç bin” şeklinde değiştirilmiş ve ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.” HMK 341/4 maddesindeki kesinlik sınırı, yeniden değerleme oranı ile 01/01/2019 – 31/12/2019 tarihleri arasında verilen hükümlerde geçerli olmak üzere 4.400,00.TL olarak belirlenmiştir. İstinafa konu edilen birleşen davada kabul edilen ve davalı tarafından istinaf edilen değer 391,15 USD ( 391,15X3,6595=1.431,41 TL.) olup 22/01/2019 karar tarihi itibariyle kabul edilen ve istinafa konu edilen miktar kesin nitelikte olduğundan, davalı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 352/1. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf sebebi incelendiğinde; HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” yasal düzenlemeleri de gözetildiğinde; davalı vekili tarafından istinaf sebebi olarak ileri sürülen sebeplerin yargılama aşamasında cevap dilekçesinde de ileri sürüldüğü, İlk Derece Mahkemesince sunulan deliller, bankacı bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler de gözetildiğinde; ”Davalı bankaca davacıya ilgili kanun ve tebliğler çerçevesinde BSMV’den muaf 2 adet kredi kullandırıldığı, BSMV’den muaf olarak kullandırılan kredilerin muafiyetlerin kaldırılmasının nedeni olarak sanayi sicil belgesinin bulunmadığı ve işlemin teşvik belgesi kapsamında yapıldığının bankaya bildirilmediğinin gösterildiği, bilirkişi tarafından banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede kredi dosyasında geçerli bir sanayi sicil belgesinin bulunduğunun tesbit edildiği, işlemin dayanağı proforma faturanın teşvik belgesi kapsamında olduğu ve KDV. Den muaf olduğunun açıkça belirtildiği, kredi dosyasında teşvik belgesi ile ilgili evrak bulunduğu, bankanın kredinin ilk 4 taksitini BSMV’den muaf olarak tahsil etmesi nedeni ile davacı kredi kullanan firmanın işlemin teşvik kapsamında olduğunu birdirmediği savunmasının dosya kapsamı itibariyle yerinde olmadığı, bankanın işlemin teşvik kapsamında olduğunu bilerek BSMV’den muaf kredi kullandırdığı, davalı bankanın makine bedeli için avans olarak kullandırılan kredinin ithalatının kredi kullanımını takiben 4 ay içinde yapılmaması üzerine BSMV muafiyetini kaldırdığını, ancak kredi kullandırırken makinenin 29.09.2017 tarihinden önce yüklenilemeyeceğinin bilindiği, bu hususun proforme fatura üzerinde yazılı olup bu çerçevede, davalı bankanın savunmasının kabul edilemeyeceği,” ilk derece mahkemesince kurulan hüküm gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenleri de karşılanmış olmakla; ilk derece mahkemesince verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak; dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğunda davalı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine, davalı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 352/1. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının birleşen davaya ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Davalının asıl davaya ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 355,19.TL istinaf karar harcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan toplam (66,00.TL+22,79.TL=) 88,79.TL harcın mahsubu ile bakiye 266,40.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince birleşen dava yönünden alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan toplam: 24,45.TL harcın mahsubu ile bakiye 34,85.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 7-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/02/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.