Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1023 E. 2021/181 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1023 Esas
KARAR NO: 2021/181 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/09/2018
NUMARASI: 2017/583 Esas 2018/868 Karar
DAVA TÜRÜ: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 15/02/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının … numaralı nakliyat emtia sigorta poliçesi ile İtalya’dan Türkiye’ye taşıma sırasrnda risklere karşı sigortaladığı dava dışı … firmasına ait alüminyum tüplerin taşıma sırasında hasarlandığı, davalı … fırmasımn taşıyıcı, davalı … firmasının sorumluluk sigortacısı olduğunu, … plakalı araçla taşımaya atman emtianın 28,06.2016 tarihinde antrepoya teslim edildiği, teslim tutanağında hasarrn tespit edildiğini, antrepoda yapılan hasar ekspertiz çalışması neticesi, hasarrn taşıma sürecinde meydana geldiğinin belirlendiği, davacının belirlenen 3.750,00 TL tazminatı dava dışı sigortalısına 28.03.2017 tarihinde ödediği, TTK m,1472 gereği sigortalısına halef olduğunu, davalıların sorumluluk sigortacısı ve fiili taşıyıcı sıfatlan İle müteselsilen sorumlu olduğunu, hususları ileri sürülmüştür. Dilekçe ekinde, CMR taşıma senedi, sigorta poliçesi; gümrük evrakt, 28,06.2016 tarihli TUTANAK, Sigortacı ödeme dekontu, CMR sorumluluk sigorta poliçesi suretleri deliller arasında sunulduğunu, davacı vekili tarafından 02.10.2017 havale tarihti cevaba cevap dilekçesi sunulmuş; zamanaşımı süresi içinde davanın ikame edildiği, hasarın taşıma sürecinde olduğunun tutulan tutanak ile tespit edildiği, hasarın taşıma sürecinde olduğu, taşıma süreci tamamlanmadan meydana gelen hasardan davalının sorumlu olacağı belirtilmiş, davacının ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile alacağını tahsile karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … LİMİTED ŞİRKETİ vekili cevap dilekçesi ile, Taşımanın CMR hükümlerine tabi olduğu, taşıyıcının sorumluluğu hususlarının da bu konvansiyona göre değerlendirilmesi gerektiğini, yükleme tarihi 21.06,2016, dava tarihi 23,06.2016 olduğu zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının aktif husumet açısından halefi yetini ispat etmesi gerektiğini, CMR m.30 gereği hasar ihbarı yapılmadığını, hasarsız taşıma sürecinin tamamlandığını, yüklemenin gönderen tarafından yapıldığı, taşıma süreci sonunda gümrük mührü sağlam bir şekilde taşıma sürecinin tamamlandığını, hasarın antrepoda meydana geldiğini, talep edilen hasar zararının yüksek olduğunu, ileri sürülerek, davanın usul ve esastan reddi talep etmiştir. Diğer davalı sigorta şirketine usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen, davaya karşı cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/09/2018 tarih 2017/583 Esas 2018/868 Karar sayılı kararında; “…Somut olayda, davacının … plaka sayılı araçla taşınan yük için sigorta teminatı verdiği, davalı … Ltd. Şirketinin taşıyıcı, diğer davalı S.S. Doğa Sigorta Kooperatifinin CMR sorumluluk sigortacısı olduğu, 21/06/2016 tarihinde emtia taşıma sürecine girildiği, 27/06/2016 tarihinde gümrük özet beyanı verilerek emtianın geçici depolamaya alındığı, bu sırada taşıcı veya yardımcısının katılımı olmaksızın tutanak düzenlendiği, sadece antrepo yetkililerince düzenlenen tutanakta araç içindeki emtianın hasarlı olarak tahliye edildiğinin belirtildiği, CMR 30/1 gereği 27/06/2016 tarihinde derhal veya en geç 7 iş günü içinde taşıyıcıya hasar bildirimi yapılması gerektiği, aksi halde hasarın taşıma sürecinde meydana geldiğinin ispat külfetinin emtiayı taşıtana ait olacağı, davacı veya halef olduğu sigortalısı tarafından süresinde hasar ihbarı yapıldığının belgelendirilemediği, sigorta ekspertiz raporunda ambalaj içeriğindeki hasara işaret ettiği, mühürleri bozulmamış, kapalı, tente-dış cidar hasarı olmaksızın taşıma yapılması ve yükün antrepoya teslim edilmesi karşısında ve davacının halef olduğu sigortalısının CMR taşıma senedi ve sevk evrakına göre taşıma süreci bitimi olan … – antrepo teslimine kadar emtianın hak sahibi ve tasarruf yetkilisi olduğunun sabit olmaması karşısında CMR 30/1 gereği ve denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile, Davacının davasının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, … numaralı Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalı … Ltd. Şti.’ye ait emtia, nakliyat muhataralarına karşı müvekkili şirket tarafından sigortalandığını, Söz konusu emtia, davalı … Ltd. Şti. tarafından, sağlam ve eksiksiz olarak, İtalya’dan Türkiye’ye getirilmek üzere, … plakalı araca yüklendiği ancak 28.06.2016 tarihinde yapılan teslimat ile taşınan emtianın taşıma esnasında hasara uğradığı tespit edildiğini, Ekspertiz incelemesi ile tespit edilen hasar tazminatını ödeyen müvekkili şirket, sigortalı şirketin tüm dava ve talep haklarını halefiyet ilkesi gereği devir ve temlik aldığını, Buna istinaden davalıya karşı yerel mahkeme nezdinde halefiyet ilkesi gereği açılan davada, yerel mahkeme tarafından sigortalı emtianın taşıma işlemi esnasında hasarlandığına dair delil bulunmadığı ve hazırlanan tutanağın taşıyıcının katılımı olmada imzalandığı sebepleriyle davanın reddine karar verildiği ve ayrıca davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu, Hasarlı teslime ilişkin derc edilen tutanakta taşıyanın imzası olmamasının, meydana gelen hasarın taşıma esnasında olmadığına delalet etmesi nedeniyle verilen davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel Mahkeme tarafından aldırılan 26.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda, taşıma süreci sonunda tutulan tutanakta taşıyıcı katılımı olmadığı, ayrıca CMR taşıma senedinde de hasar tespiti bulunmadığı, bu nedenle hasarın taşıma sürecinde meydana geldiğinin ispat edilemediği kanaatinde bulunulduğunu, Dava konusu taşışa işi ile ilgili ve dosyada mübrez tüm evrakta, emtianın taşımayı gerçekleştiren araca tam, sağlam ve eksiksiz olarak yüklendiği açıkça anlaşılmakta olduğu, kaldı ki, yükleme işleminden sonra konulan mühürün, teslim esnasında aynen korunmakla, meydana gelecek hasarın ancak ve ancak taşıma işlemi esnasında oluşabileceğinin anlaşılmakta olduğunu, Bunun dışında, hasarın boşaltma işlemi esnasında gelmesi ihtimali dahi bulunmadığını, 28.06.2016 tarihli, Gümrük Antrepo Memuru tarafından da imzalanan Teslim Tesellüm Tutanağı’nda “Aracın yapılan kontrolünde branda ve mühürünün sağlam olmasına rağmen … markalı eşyalar kısmen ıslak nemli olarak teslim alındı.” ifadeleri ile hasarın boşaltma işlemi sürecinde olmayacağının ortada olduğunu, Ayrıca, sigortalı emtia gruplar halinde kraft ambalaj kağıdı ile sarılarak paketlendiği ve 23 palet emtia davalı firmaya ait … plakalı araca tam ve eksiksiz olarak yüklendiğini, CMR’nin fiili nakliyeci yetkilisi tarafından temiz olarak imzalandığını, Bilirkişilerin, hayatın olağan akışına göre dava konusu hasarın yükleme ve boşaltma süreçlerinde meydana gelemeyeceği açıkça belli olmakla, bu hususlarla dikkat etmeksizin, salt tahmin ve ihtimale dayalı tespitlerine istinat edilerek, gerekli inceleme ve araştırma yapmaksızın Mahkeme tarafından karara varılması usule ve yasaya tamamen aykırı olduğunu, Yerel mahkeme tarafından verilen kararın tamamıyla eksik inceleme sonucu verildiğini, Navlun faturası husumet konusunda kilit evraklardan olduğu, navlun faturasını kesen kişi, bunu kendi nam ve hesabına kesmiş ise o kişi taşıyan olduğu, davalıya ait ticari defterler taraflarına ulaşılması mümkün olmayan evraktan olup, ancak yerel mahkeme tarafından incelenebilmekte olduğu, dolayısıyla, verilen karar tamamen eksik inceleme sonucu verilmiş olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, meydana gelen hasardan davalıların sorumlu olduğunun tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, karayoluyla uluslararası nakliyesi davalı … LİMİTED ŞİRKETİ tarafından üstlenilen emtianın hasarlanması nedeniyle sigortalısına hasar bedelini ödeyen sigortacının, sigortalısının haklarına halef olarak açtığı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının davasının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davaya konu uyuşmazlık uluslararası kara yoluyla taşımadan kaynaklandığından olaya CMR konvansiyonu hükümleri uygulanacaktır. CMR konvansiyonu 17. maddeye göre; “Taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur.” Yine CMR konvansiyonu 3. maddesinde taşımacının, çalıştırdığı kişilerin ve taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı diğer kimselerin görevleri sırasındaki hareket ve ihmallerinden, sanki bu hareket ve ihmalleri kendisi yapmış gibi sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Hasara uğrayan emtia İtalya’dan İstanbul’a davalı tarafından nakledilmiş olup bu durumda taraflar arasındaki ihtilafa CMR Konvansiyonu (Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi) hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. CMR Konvansiyonu 30. maddesi hükmüne göre alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (Pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde aldığına kanıt oluşturur. Bu maddeye göre, süresinde ihbarda bulunulmadığı takdirde alıcının malı sağlam tesellüm ettiği yönünde karine oluşmakta olup alıcı karinenin aksini ispatlamak suretiyle hasarını talep edebilir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından malın davalının taşıması esnasında hasarlandığı iddiasına dayanak olarak sunulan belgede taşıyıcının imzası bulunmadığı gibi davacı bunun dışında da CMR konvansiyonunun 30’uncu maddesinde belirtilen süre içinde hasarın davalı taşıyıcıya ihbar edildiğine ilişkin bir delil sunmamıştır. Bu durumda taşınan emtianın hasarsız bir şekilde teslim edildiğine ilişkin davalı yararına karine oluşmuş olup malın taşıma esnasında hasarlandığını ispat yükü davacı üzerindedir.( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/15680 Esas- 2016/5200 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.) Somut olayda, davacıya sigorta şirketine … numaralı Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalı … Ltd. Şti.’ne ait İtalya’dan ithal edilen 23 palet emtianın davalı … LİMİTED ŞİRKETİ’ne ait … plakalı römorka 21/06/2016 tarihinde yüklendiği, CMR.’nin fiili nakliyeci tarafından çekince konulmadan temiz olarak imzalandığı, Sigortalı emtianın Halkalı Gümrük Müdürlüğüne bağlı … A.Ş. Tarafından işletilen gümrüklü antrepoya 28/06/2016 tarihinde tahliyesi sonucunda gümrük antrepo Memuru ve yetkilendirilmiş gümrük müşaviri vekili tarafından tutulan 28/06/2016 tarihli tutanakta; … Markalı eşyaların kısmen ıslak ve nemli teslim alındığı belirtilmiş olup tutanak altında araç şöförü veya taşıyıcıya ait imzanın olmadığı, tutanağın taşıcı veya yardımcısının katılımı olmaksızın düzenlendiği anlaşılmıştır. CMR taşıma senedinde … teslim yazılı olduğu, ispat yükünün davacıda olup davacının hak sahibi olduğuna dair mahkemece alınan bilirkişi raporuna bu yönde bir itirazı olmadığı gibi bu konuda bir beyanınında olmadığı, ilk derece mahkemesine sunulan deliller, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/02/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.