Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1008 E. 2019/860 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1008 Esas
KARAR NO : 2019/860 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/1098 Esas
TARİH : 28/01/2019 Tarihli Ara Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)- İhtiyati Tedbir.
KARAR TARİHİ: 29/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, TTK’nın 56. maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri gereğince davalı tarafça gerçekleştirilmiş ve gerçekleşmekte olan haksız rekabetin men’i ve maddi durumun ortadan kaldırılması amacıyla müvekkili şirketinin müşterileri arasında yer alan ve aynı zamanda davalı şirketin de potansiyel müşterileri arasında bulunan şirketler ile davalı şirketin tedbir tarihinden geçerli olmak üzere herhangi ticari ilişki kurmaması ve pazarlama faaliyetinde bulunmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, cevap dilekçesinde ayrıntılı izah edildiği üzere, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığı, müvekkilinin eylemlerinin haksız rekabet teşkil etmediği, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle de haksız rekabet iddiasının kabul göremeyeceği açıkça ortaya konduğundan, haksız davanın zamanaşımı ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 28/01/2019 tarih 2018/1098 Esas sayılı ara kararında;”Davanın haksız rekabetin tespiti, men’i ve buna bağlı tazminat davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada talep edilen nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesinin davanın esastan halli anlamına geleceği …”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin 6100 sayılı HMK’nın 389. ve devamı maddeleri gereğince reddine karar verilmiş ve ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Dava dilekçesi ile birlikte TTK 56. Maddesinin 1. Fıkrasının b ve c bentleri gereğince davalı tarafça gerçekleştirildiği ve gerçekleştirilmekte olan haksız rekabetin meni ve maddi durumun ortadan kaldırılması amacıyla dava dilekçesinin 14. Maddesinde sıralanan şirket/işletmeler ile davalı şirketin tedbir tarihinden geçerli olmak üzere herhangi bir ticari ilişki kurmaması ve pazarlama faaliyetinde bulunmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinde bulunulduğunu, Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, İhtiyati tedbir talebinin reddinin isabetli olmadığını,… San Tic A.Ş. ile … arasında yazılı distribütörlük sözleşmesi düzenlendiğini, Anılan sözleşme hükümlerine göre … San A.Ş.’nin, sözleşme konusu ürünlerin Türkiye içerisinde satış ve dağıtımını yapmak üzere münhasıran yetkili kılındığını, sözleşmenin imzalanmasının ardından müvekkili şirket …San ve Tic A.Ş.’nin, söz konusu sözleşmeye dayalı olarak … tarafından resmi acenta olarak kabul edildiği ve bütün ürünlerini satma ve servis hizmetleri verilmesi yönünde yetkili kılındığını, Taraflar arasında distribütörlük ilişkisi devam etmekte iken …San ve Tic A.Ş. aleyhine Bursa … Noterliğinin 26.09.2017 gün ve … yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ettiğini ve hiçbir nedene dayanmaksızın ve gerekçe göstermeksizin taraflar arasındaki sözleşmenin 11. maddesi mucibince sözleşmenin 31.03.2018 tarihi itibariyle hüküm ifade etmek üzere feshedildiğini bildirdiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 11. maddesine göre; sözleşme belirsiz süreli yapılmış olup sözleşme taraflardan birince 6 aylık bir bildirim nezdinde tescilli yazı ile üç takvim ayı sonu itibariyle sonlandırılabileceğini, Taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki yürürlükte iken, bir grup müvekkili şirket çalışanının organize bir şekilde işten ayrıldığını ve ayrılan bu çalışanların daha sonra … San. ve Tic. A.Ş bünyesinde çalışmaya başladığı duyumları gelmeye başladığını, duyumlar üzerine müvekkili şirketçe yapılan araştırmalar sonucunda 01.12.2017 tarihli 9464 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde …. San ve Tic A.Ş. unvanlı bir şirketin kuruluş ilanı yayımlandığı ve söz konusu şirket ile …A.Ş. nin aynı faaliyet konular ile iştigal ettiğinin görüldüğünü, şirketin kurucusunun …. olduğunu, Taraflar arasındaki distribütörlük ilişkisi çerçevesinde müvekkili çalışanlarının …’ya ait https://….com adresinde bulunan internet sitesine giriş hakkı tanındığı, söz konusu internet sitesinde iş planlamaları, uygulanacak stratejiler, raporlar vb içeriklerin olduğunu, müvekkili şirket çalışanlarının bu kapsamda anılan internet sitesine 2018 yılı Şubat ayında giriş yaptıklarında …’nın “ …” olarak yeni bir oluşum başlattığını ve bu oluşum kapsamında bazı planlamalarda bulunduklarını, bu oluşum yukarıda anılan ….San ve Tic A.Ş. unvanlı şirket üzerinde yürütülmeye başlanıldığını gördüklerini,Söz konusu sitede organizasyon şemasına ve aktivasyon listesine yer verildiği ve şemada daha önce müvekkili şirket bünyesinde çalışmış ve ayrılmış ve halen çalışmakta olan bazı şahısların isim ve soy isimlerine yer verildiği, site içerisinde o güne değin yapılan çalışma, planlama ve stratejiler ile ileride yapılması düşünülen çalışma, planlama ve stratejilerin yer aldığını, Müvekkili şirketçe yapılan bu tespitler üzerine TTK madde 55 vd maddelerinde vücut bulan Haksız Rekabet hükümlerine dayalı olarak Bursa 4 Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimliğinin 2018/20 D İş sayılı dosyası ile tespit işlemi yaptırıldığını, uzman bilirkişi eşliğinde yapılan inceleme sonucunda dosya içerisinde yer alan raporun düzenlendiğini, söz konusu rapor ile; bir bölümü önceki tarihlerde … bünyesinde çalışmış olanların fiilen … bünyesinde çalışmaya başladığı, tespit tarihinde halen … bünyesinde çalışmakta olan bir kısım personelin ise müstakbel …. çalışanları olarak organizasyon ve planlamalara dahil edildiğini, raporda bilirkişi incelemesine konu olan https://…com adresinin alt başlıkları çıktılarına yer verildiğini, Raporda ve internet sayfasında adları geçen çalışanlara ait iş sözleşmesi, istifa dilekçeleri ve işten çıkış belgeleri dosyasında sunulmuş ayrıca dava dilekçesinin 11 nolu maddesinde şema halinde ad/soyad, işten ayrılış tarihleri, gerekçeleri ve İş Kanunu fesih maddeleri gösterildiğini, Bilirkişi raporuna konu internet sayfası incelendiğinde ….’nın, … şirketinin müşterileri ile ticari ilişkiye girmek yönünde planlamaları bulunduğu ve hatta girmiş olduğunu, bu ilişkinin müvekkili şirketten ayrılan bilgi ve deneyim sahibi müvekkili şirket eski çalışanları aracılığı ile gerçekleştiğini, Tüm bu somut verilerin davalı şirketin aynı sektörde faaliyet gösteren….aleyhine TTK madde 55 vd. hükümlerince haksız rekabet içerisinde bulunduğunu gösterdiğini, Uygulama ve öğretide şirketlerin başka şirket çalışanlarını ayartarak kendi bünyelerine katmaları haksız rekabet eylemi olarak kabul görmekte olduğunu, zira ayartma eylemi ile sadece bir şirketin herhangi bir bölümünde çalışanların sahip oldukları bilgi ve deneyimlerden kendi şirketinde faydalanma amacı güdülmemekte olduğunu, aynı zamanda önceki işyerinin müşteri çevresini kazanma, önceki rakip şirketin bilgi ve deneyimlerine sahip olma, kendi rekabet gücünü artırarak dolaylı yoldan rekabet içerisindeki şirkete zarar vermek amacıyla hareket edilmekte olduğunu, iş yerindeki bir çalışanın kaybının aynı zamanda know how kaybı olduğunun tartışmasız olduğunu, araştırılması gereken hususun bu eylemin iktisadi rekabeti haksız bir şekilde etkileyip etkilemediği ve önceki işverenin ekonomik menfaatlerinin zarar görüp görmediği olduğunu, iktisadi rekabetin iyiniyet kurallarına aykırı şekilde ihlalinin haksız rekabet kabul edilmekte olduğunu, takip edilen yöntem ve ulaşılması güdülen amacın değerlendirmeye alınması gerektiğini, rakip işletmenin ekonomik olarak zarar görmesi, müşteri kaybına vb uğraması gibi rakip işletmenin üretim, ticari ve müşteri sırlarına ulaşmanın haksız rekabet hallerine örnek gösterilebileceğini, Somut olayda davalı şirketin, müvekkili şirket çalışanlarının bir bölümünü ayartarak, organize bir şekilde, kendi bünyesine geçişini sağladığını, bunun sadece alelade bir transfer olarak değerlendirilemeyeceğini, zira her 2 şirket aynı alanda faaliyet göstermekte aynı müşteri kitlesini hedeflemekte olduğunu, davalı şirketin kurucu ortağı şirketin aynı zamanda müvekkili şirkete distribütörlük yetkisi verdiğini, distirbütörlük ilişkisi çerçevesinde müvekkili şirketi, çalışanlarını ve müşteri çevresini yakından tanımakta olduğunu ve müvekkili şirketin sırlarına hangi çalışanlar aracılığı ile ulaşacağının bilincinde olduğunu, müvekkili şirket çalışanlarının birbirine yakın tarihlerde işyerinden ayrılması, bir bölümünün diğer şirkette işbaşı yapmasının davalı şirketin iyiniyetle hareket etmediğinin göstergesi olduğunu, TTK madde 61/1’e göre dava açmak hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme mevcut durumun olduğu gibi korunmasına 56. Maddenin 1. Fıkrasının b ve c bendlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere HMK’nın ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebileceğini, Dosya içerisinde yer alan davalı şirkete ait internet sitesi üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan tespit raporu ve diğer yazılı tüm kanıtların davalı şirketin eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunu açıkça gösterdiğini, müvekkili şirketin bu eylemler nedeniyle hem çalışan hem de müşteri ve kazanç kaybına uğramış ve halen uğramakta olduğunu, bu kayıplar sektör içerisinde müvekkili şirket hakkında sanki ekonomik ve organizasyonel anlamda zora girmişçesine söylentiler doğurmuş ve itibarı zedelenmeye çalışıldığını, davalı şirketin haksız rekabet içeren eylemlerinin halen devam etmekte olduğunu ve müvekkili şirketin bu eylemlerden zarar gördüğünü, TTK 56. Maddesinin 1. Fıkrasının b ve c bentleri gereğince davalı tarafça gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmekte olan haksız rekabetin meni ve maddi durumun ortadan kaldırılması amacıyla dava dilekçesinin 14. Maddesinde sıralanan şirket/işletmeler ile davalı şirketin tedbir tarihinden geçerli olmak üzere herhangi bir ticari ilişki kurmaması ve pazarlama faaliyetinde bulunmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasını, dava dilekçesinin 14. Maddesinde sıralanan şirket/işletmeler ile davalı şirketin tedbir tarihinden geçerli olmak üzere herhangi bir ticari ilişki kurmaması ve pazarlama faaliyetinde bulunmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1098 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep, TTK 56. maddesine göre açılmış, haksız rekabetin tespiti, meni, maddi ve manevi tazminat ile 59. madde uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra ilanı talepli davada ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.Davacı davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğu, müvekkili şirket müşterileri arasında yer alan aynı zamanda davalının da potansiyel müşterileri arasında bulunan ve dava dilekçesinin 14. maddesinde sayılan şirket/ işletmeler ile davalının herhangi bir ticari ilişki kurmaması ve pazarlama faaliyetinde bulunmaması yönünde TTK 61/1 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.TTK’nın 61/1 maddesinde ” mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebilir” hükmü düzenlenmiştir.Dava dilekçesine göre distribütörlük sözleşmesi, davacının distribütörü olduğu dava dışı şirketçe 26/09/2017 tarihli ihtarname ile 31/03/2018 tarihinden itibaren hüküm ifade etmek üzere feshedilmiştir. Haklarında İhtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilen firmaların davalı şirket ile henüz çalışmaya başlamadıkları da yine tedbir talebinde belirtilmiştir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için HMK’nın 390/3 maddesi gereğince talep edenin davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekir. Ayrıca uyuşmazlığın esasını çözecek şekilde tedbir kararı da verilemez. Somut olayda, davacının distribütörlük sözleşmesi feshedilmiş olmasına göre ve davalı ile tedbire konu firmalar arasında ticari ilişki kurulmamış bulunmasına göre, dosya içine sunulan belgeler yaklaşık ispata yeterli değildir. Ayrıca uyuşmazlığın esasını çözecek şekilde tedbir kararı da verilemez. Tedbir talep edilen firmalar ile davalı arasında henüz bir ticari ilişki kurulmamış olup, davada davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile TTK 56/1-c maddesinde düzenlenen haksız rekabet sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması talebi de vardır. Buna göre asıl dava sonucunda elde edilecek sonuca ulaşacak şekilde tedbir kararı verilemeyecektir.Uyuşmazlığı esastan çözecek olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre; ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/05/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.