Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1006 E. 2019/985 K. 10.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1006
KARAR NO : 2019/985
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/577 Esas
TARİH: 20/02/2019 Tensip Ara Kararı/ 21/01/2019 Ara Karar
DAVA: Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
KARAR TARİHİ : 10/07/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müşterileri dava dışı firmanın kendilerine teminat amacıyla tevdi ettiği çekin şubelerinde kaybolduğunu belirterek, teminatsız olarak ödeme yasağı kararı verilmesini, ödeme yasağı kararının borçluya ve çek hesabının bulunduğu banka şubesine tebliğine, çekin vadesi gelmiş olduğundan tensiben tevdi mahalli tayin edilerek borçluya tevdi mahallini de belirten muhtıra çıkartılmak suretiyle tebliğini ve söz konusu kayıp çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/01/2019 tarih 2019/577 Esas sayılı ara kararında; “Tevdi mahalli tayini talebinde bulunmakta hukuki yararı olan tarafın borçlu olduğunu, alacaklının bu yönde talepte bulunmasında hukuki yararı bulunmadığı …”gerekçesi ile, Talebin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, 6102 sayılı TTK 757. maddesinin 1. ve 2. fıkrasında tevdi mahalli tayini talebi hakkında kanunda bir kısıtlama konulmadığını, müvekkili bankanın da hukuki yararının bulunduğunu, çekin kaybolması sebebiyle müvekkili bankanın sorumluluğunun doğma ihtimalinin bulunduğunu ve mükerrer ödemeye sebebiyet verilmemesi için tevdi mahalli tayin edilmesi gerektiğini,
Bu hususta Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/175 Esas sayılı dosyası tensip zaptı, Kavak Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/12 Esas sayılı tensip zaptı bulunduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, tevdi mahalli olarak müvekkili bankanın İstanbul Yolu Bursa Şubesinin tayin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/577 Esas sayılı dosyası kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; zayi nedeniyle kıymetli evrak iptaline yönelik bir dava olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu davada tevdi mahalli tayini koşullarının oluşup oluşmadığı, mahkemece verilen kararın, yasa ve usule uygun olup olmadığı noktasındadır. Zayi olduğu öne sürülen kıymetli evrak bir çek olup, 6102 sayılı TTK’nin 818/1-s.maddesinin yollamasıyla iptal davasında uygulanması gereken, önleyici önlemlere ilişkin TTK’ nin 757/2. maddesine göre: Mahkeme, ödemeyi men eden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir. Poliçe üzerinden yapılan bu düzenlemede belirtilen muhatap, poliçeyi ödeyecek olan kişi olup, çekte ödeyecek olan kişi ise borçlu keşidecidir. Çekte keşideci borçlu ödemesini muhatap banka nezdindeki hesabından yapmaktadır. Mahkeme talebin borçlu tarafından yapılması gerektiği gerekçesiyle talebi reddetmiştir. Yukarıda belirtilen yasa hükmünde, zayi nedeniyle iptal davası açanın (hamil) mahkemeye başvurusu üzerine ödemeyi men kararında senet borçlusunun vadesi geldiğinde ödemeyi nereye yapacağını belirleyerek bunu da borçluya bildirmesi öngörülmüştür. Davacı hamilin iptal davasında tensiple ödeme yasağı kabul edilerek muhatap bankaya ödeme yapmaması hususunda yazı yazılmıştır. Buna rağmen davaya konu çekin dava tarihinde ibraz tarihi geçmiştir. Çek, 31/01/2019, dava tarihi ise 12/02/2019 dur.TTK’nın 757/2.maddesinde poliçe esas alınarak yapılan düzenlemenin çeke uyarlanmasında özel bir durum bulunmaktadır. Çekte borçlu keşideci, alacaklı hamile ödemeyi çekte yazılı muhatap banka nezdindeki hesabından yapmaktadır. Poliçede borçlu muhatap, hamilin kim olduğunu bilemez. Muhatap resmi bir kurum olmayıp poliçenin keşidecisine olan borcunu, poliçe karşılığı ödeyerek borcundan kurtulmaktadır. Bu anlamda poliçenin tevdi mahallinin tayini poliçe için gerekli bir durum olmakla birlikte çekte keşideci borçlu muhatap banka nezdindeki hesabında çek karşılığını bulundurmak zorundadır. Yani çekin keşidecisinin çek hesabının bulunduğu bankada çekin karşılığını bulundurması yeterli olup çek keşidecisi açısından tevdi mahalli her halükarda muhatap bankadır. Dava konusu olayda çekin ibraz süresi geçmiştir. İbraz süresi geçmiş bir çek için keşideciyi çek bedelini tevdi etmeye zorlama anlamına gelecek tevdi mahalli tayini talebi ve geçmişe dönük olarak keşidecinin muhatap bankada çek bedelini yatırması yönünde karar verilmesi çekin hukuki niteliklerine uygun ve geçerli değildir. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçede yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıdığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına; yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince davacı tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/07/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.