Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1000 E. 2021/335 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1000
KARAR NO : 2021/335
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/687 Esas – 2018/1028 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Çekten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılardan … arasında sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalı tarafından müvekkiline iskontolu olarak malzeme verileceğini, buna karşılık müvekkili tarafından bu davalıya, avans olarak dava konusu çekin de içinde bulunduğu toplamda 510.000,00-TL tutarında çeklerin avans olarak verildiğini, yapılan harici sözleşmeye göre bu çeklerin ciro edilmeyeceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalı …n, aldığı avansa rağmen malzemeleri teslim etmediğini, müvekkili tarafından ihtarname ile sözleşmenin feshi ve çeklerin iade edilmesi talep edilmiş ise de, çeklerin iade edilmediğini ve dava konusu çekin aralarında hiç bir ticari ilişki olmamasına rağmen diğer davalıya ciro edilerek, bankaya ibraz edildiğini, müvekkilinin davalılara borcunun bulunmadığını belirterek, … Bank Tavşanlı Şubesi’ne ait 31.07.2017 düzenleme tarihli 70.000,00 TL bedelli çekten dolayı İİK md 72 vd gereği davalılara borçlu olmadığının tespitine, dava konusu çekin iptaline ve icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki dava ile Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/41 esas sayılı davasının mükerrer olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, müvekkili şirket yönünden sebepten mücerretlik ilkesi gereği davanın reddine karar verilmesini gerektiğini savunmuştur. Davalı … San ve Tic. Ltd. Şti.’nin davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/10/2018 tarih ve 2017/687 Esas – 2018/1028 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, kambiyo senedinden dolayı 2004 sayılı İİK’nın 72. Maddesine göre menfi tespit talebidir. Davacı tarafından bir fotokopisi dosyaya sunulan 07/05/2016 tarihli adi matbu yazılı tek sayfalık protokole göre, davacı ile davalılardan … arasında batarya ve yedek parça satımının kararlaştırıldığı 2016 yılı fiyat listesinden %65 iskonto ile davalının davacıya bu malları temine edeceği, bu mallara mukabil davacının toplamda 510.000,00-TL tutan bir kısım çekler ile birlikte dava konusu çeki de davalı … avans olarak verdiği anlaşılmıştır. Yine bu sözleşmede çeklerin ciro edilmeyeceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Davalı … tarafından usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen karşılığı avans olarak alınan malların davacıya teslim edildiğine dair davaya savunma getirilmediği gibi, delil de sunulmamıştır. Bu nedenle dava konusu avans çeki nedeniyle davacının davalı … borcunun doğmadığı anlaşıldığından bu davalı yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Diğer davalı yönünden ise bu davalının çekte hamil olduğu görülmektedir. Bilindiği üzere kambiyo senetleri iyi niyetli üçüncü kişi konumundaki ciranta ve hamiller yönünden sebepten mücerrettir. İyi niyetli üçüncü kişilere karşı esas ilişkiden kaynaklanan defiler ileri sürelemez. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 3. maddesine göre kanunun iyi niyete sonuç bağladığı durumlarda iyi niyetin var olduğu karine olarak kabul edilir. Dolayısıyla davalı … karine olarak iyi niyetli olduğunu kabul etmek gerekir. Bu kanuni karine karşısında bu kişinin iyi niyetli olmadığını ispat külfeti davacı taraftadır. Ne var ki davacı taraf bu davalının iyi niyetli olmadığını ispat edemediği gibi mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde bu davalı şirketin diğer davalı … ile gerçek bir ticari ilişki içerisinde olduğu, bu ilişkiden dolayı alacaklı pozisyonda bulunduğu, dava konusu çeki de alacağa karşılık ciro aldığı anlaşıldığından bu davalı yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın DAVALI …SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ yönünden KABULÜNE, Dava konusu … Tavşanlı Şubesine ait 31/07/2017 düzenleme tarihli … çek numaralı 70.000,00-TL bedelli çekten dolayı davacının bu davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2-Davanın DAVALI …SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. yönünden REDDİNE, 3-Mahkememizce daha önceden verilen 08/08/2017 tarih ve … e. Sayılı ihtiyati tedbir kararının davalı Davalı …San. ve Tic. Ltd. Şti yönünden kaldırılmasına, 4-Tarafların kötü niyet tazminat taleplerinin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, mahkemece alınan bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli olmadığını, çelişkilerle dolu olduğunu, mahkemece yaptıkları hiçbir itirazın değerlendirilmediğini, Bilirkişi raporunda; davalı …’in alacağının 214.074,32 TL olduğu, diğer bölümünde ise 225.000,00.TL olduğunun yazılı olduğunu, buradan dahi çelişkinin anlaşıldığını, her ne kadar ticari defterlerde açılma ve kapanma usulleri yerine getirildiği beyan edilmişse de bu çelişkinin bilirkişice irdelenmediğini, çelişkili rakamların gerçek bir alacak olmadığını gösterdiğini, mahkemece, dosya kapsamına sunulan faturalar ve cevap dilekçesinde bahsedilen icra takip miktarları arasında çelişki bulunup bulunmadığı yönünde de bir inceleme yapılmadığını, … firmasının defterleri incelenmeden salt … firmasının defterlerine dayanılarak bir hüküm verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davalı … ait aynı tarihli çek bordrosu ve yevmiye kayıtları arasında farklılık tespit edilmediğini, ancak davalı … firması ile başka bir çekten dolayı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/971 E sayılı dosyası kapsamında alınan raporda bu farklılıkların ortaya konduğunu, çek bordrolarının şirketlerce tek taraflı olarak düzenlendiğini, herhangi bir denetime açık olmadıklarını, dolayısıyla çek bordrosunun ancak usulüne uygun olarak tutulmuş olan ticari defterle uyuştuğu noktada hukuken ve finansal açıdan bir geçerlilik kazanacağını, Çek bordrosundaki çekler ile yevmiye kayıtlarında borca mahsuben alınan çeklerin tamamen farklı olup, müvekkili şirket çeklerinin hiçbir surette şirket borcunun tutulduğu yevmiye defterinde, borca mahsuben alındığının yazmadığını, aynı tarihte verilen hem yevmiye defteri hem de çek bordrosunda toplamda 7 farklı çek gözüktüğünü ve ikili ayrımda 225.000,00.TL’den toplamda 550.000,00 TL bedelli çek alındığının anlaşıldığını, zaten yevmiye defteri kayıtlarına göre bu borç farklı çeklerle ödenmişse borcun kapandığını ve … … bir alacağı kalmadığını, dolayısıyla müvekkili şirkete ait çeklerin dava dışı şirkete borca mahsuben verildiği iddiasının da geçersiz olduğunu, Müvekkilinin davalılara herhangi bir borcu bulunmadığını, 2004 sayılı İİK’nın 72. maddesi gereği açılan davada ispat yükünün davalılar üzerinde olduğunu, dava konusu çekin bankaya ibraz edildiğini, şu an müvekkilinin icra tehdidi altında bulunduğunu, kambiyo senedi ciro edilmiş olsa bile, borçlunun cirantalara karşı hamille birlikte veya ayrı olarak menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu, davalıların kötü niyetli olarak müvekkili şirketi zarara uğratarak haksız kazanç elde etme gayesinde olduklarını, Mahkemece müvekkili şirket lehine verilen ihtiyati tedbir kararının, karar aşamasında kaldırıldığını, kendileri tarafından söz konusu paranın tamamının mahkeme veznesine depo edildiğini, karar kesinleşinceye kadar işbu paranın ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, davalı … firmasına borçlarının olmadığına ilişkin tespit hakkında, herhangi bir itirazları olmadığını ve bu yönden dosyayı istinaf etmediklerini belirterek; – İleride telafisi güç ve imkansız zararların doğmasını engeller mahiyette ve çeke ait paranın tamamını mahkeme veznesine depo ettikleri de nazara alınarak, karar kesinleşinceye kadar depo edilen miktarın ödenmesini engeller mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesini, – Diğer davalı … firması hakkında ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde dosyanın esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, çekten kaynaklanan ve İİK.72 maddesine göre açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davalı … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi yönünden kabulüne, davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça, davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında verilen hüküm yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava dilekçesinde, davacı şirket tarafından keşide edilen dava konusu çekin, taraflar arasındaki sözleşme ve ticari ilişki kapsamında alınacak mal karşılığı davalı… Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’ne avans olarak verildiği, ancak adı geçen davalının malzemeleri teslim etmediği, buna rağmen dava konusu çekin, davalı … tarafından kötüniyetli olarak aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmayan diğer davalıya ciro edildiği, davacının davalılara hiç bir borcunun bulunmadığı belirtilerek, dava konusu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespiti ile çekin iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. Dava konusu çekte; davacı keşideci, davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. hamil, diğer davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti ise lehtardır. TTK’nın 687. maddesinde “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defi’leri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre şahsî def’îlerin kural olarak hamile karşı ileri sürülmesi söz konusu değildir. Ancak hamil poliçeyi devralırken bile bile borçlunun zararına hareket ederse, bu durumda şahsî def’îler hamile karşı da ileri sürülebilecektir. Anılan bu düzenleme TTK’nın 818. maddesi göndermesi nedeniyle çekler hakkında da uygulanmaktadır. Somut olayda; davacı, davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin, dava konusu çeki bedelsiz olduğunu bilerek devraldığını ispat etmelidir. Çekin bedelsiz olduğunun bilinmesi gereken an, çekin devralındığı andır. İspat yükü davacı tarafta olup, dosya kapsamı ile davacının, davalı … firmasının dava konusu çeki, bedelsiz olduğunu bilerek devraldığı ve davacıyı zarara uğratmak maksadıyla hareket ettiği ispatlanmadığından, keşideci davacının, çekin lehtara avans olarak verildiği ve bedelsiz kaldığı iddiasına dayanarak hamil davalıya karşı sorumluluktan kurtulamayacağı, kaldı ki mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davalılar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı … firmasının diğer davalıdan alacaklı olduğu, dava konusu çekin de alacağa karşılık ciro ile alındığının tespit edildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Davacı tarafça istinaf dilekçesi ile ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuşsa da; davacının talebi Dairemiz ara kararları ile değerlenmiş olup, bu nedenle yeniden incelenerek, bir karar verilmemiştir. İstinaf aşamasında davalı … vekili ibraz ettiği dilekçe ile; Davacı tarafça, işbu davaya konu çek hakkında 27.01.2017 tarihinde Tavşanlı 2. Asliye Hukuk mahkemesinin 2017/41 E. Sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, huzurdaki davanın mükerrer olduğunu belirterek, mahkeme kararının, dava şartı yokluğundan ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/41 esas sayılı dosyasının UYAP ortamından incelenmesinde; davanın 27/01/2017 tarihinde açıldığı, davacının … San. ve Tic. Ltd Şti, davalının … San. ve Tic. Ltd. Şti, … olduğu, davacı tarafça bir kısım çeklerle birlikte dava konusu … Tavşanlı Şubesine ait 31/07/2017 düzenleme tarihli … çek numaralı 70.000,00-TL bedelli çekten dolayı, menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 20/09/2020 tarihinde, asıl ve birleşen davanın reddine karar verildiği, verilen kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Yapılan incelemeden anlaşılacağı üzere, davaya konu çekten dolayı davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/41 esas sayılı dosyası ile açılan dava görülmekte iken işbu davanın açıldığı, davaların tarafları, dava sebepleri ve netice-i taleplerinin aynı olduğu, dolayısıyla HMK’nın 114/ı maddesi uyarınca derdestlik halinin mevcut olduğu anlaşılmakta ise de, davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığından kararın kesinleştiği, kesinleşen karara yönelik istinaf incelemesi yapılmasının mümkün olmadığı nazara alınarak, Dairemizce bu hususta inceleme yapılarak bir karar verilmemiştir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,9.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/03/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.