Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/992 E. 2019/1137 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/992 Esas
KARAR NO : 2019/1137 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 28/02/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/313 Esas – 2018/170 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalıdan olan alacağı nedeniyle takip yaptığını, davalı-borçlunun icra takibine itiraz ettiğini, davalı borçlunun itirazında haksız olduğundan mahkemece itirazının iptalinin gerektiğini, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirerek malları teslim ettiğini, teslim irsaliyelerinin ekte olduğunu, borçlunun borcun tahsilini geciktirme gayesinde olduğunu belirterek davalı/borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, alacaklı olduğunu iddia eden davacı ile müvekkili arasında ticari ilişkinin bulunmadığını, davacının her ne kadar fatura kesmişse de faturanın kabul edilmeyerek derhal iade faturası kesildiğini, davacının müvekkili için araç yıkama sistemi kurmadığını, yıkama sistemi kurmadan fatura kestiğini, yapılan yargılama neticesi davacının kendi yararına fatura düzenlediğinin ortaya çıkacağını, müvekkilinin Mimarsinan’da kurulu Total bayi akaryakıt istasyonu olduğunu,… isimli şahısla müvekkili şirketin işlettiği istasyona oto yıkama kurulumu için görüşüldüğünü ancak oto yıkamaya dair hiç bir mal teslim edilmediğini ve hizmet verilmediğini, ancak adı geçen şahıs adına hareket ettiği düşünülen davacı tarafından gönderilen 59.000 TL bedelli fatura teslim alınmasına rağmen müvekkili şirket tarafından 08.07.2013 tarihli 478848 nolu 59.000 TL. bedelli iade faturası tanzim edilerek noter ihtarnamesi ile iade edildiğini, herhangi bir sevk irsaliyesinin mevcut olmadığını zira teslim edilen mal olmadığını, her ne kadar irsaliye bulunmasa da mahkemece keşif yapılması halinde kurulmuş herhangi bir oto yıkama olmadığı ve buna ilişkin mal teslimi yapılmadığının net anlaşılacağını belirterek fatura bedeli hizmetin müvekkiline verilmediğinden ve taraflarınca iade faturası kesildiğinden, açılan davanın reddiyle davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatı ile cezalandırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 28/02/2018 tarih 2016/313 Esas – 2018/170 Karar sayılı kararında;
“…Tüm dosya kapsamı itibariyle bilirkişi raporu ile tarafların ticari defterlerinde de tespit edildiği üzere davacı ve davalı arasında ticari ilişki kapsamında davacının düzenlemiş olduğu faturaların davalıya tebliğ edildiği, davalı ticari defterlerin de de bu faturaların kayıtlı olduğu ve faturaların davalı tarafından iade edilmediği, fatura itibariyle hizmet ve malın alındığının kabulü ile takip konusu asıl alacak miktarı itibariyle davacının davalıdan alacaklı olduğu, takip öncesi davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin belge sunulmamış olduğundan takip öncesi faiz işletilemeyeceği anlaşıldığından davacının davasının .000,00.-TL’sinin KABULÜ ile Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin DEVAMINA, Davacının davasının 2.062,58.-TL’lik kısmının REDDİNE karar verilmesi gerektiği, taraflar arasında ki alacak kaynağı faturaya dayalı bilinebilir nitelikte olması sebebiyle yüzde yirmi icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesi gerektiği… ” gerekçesi ile,
Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
Davacının davasının 59.000,00.-TL’sinin KABULÜ ile Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin DEVAMINA,
Davacının davasının 2.062,58.-TL’lik kısmının REDDİNE,
Dava konusu itibariyle faturaya dayalı olmuş olması dikkate alınarak %20 icra inkar tazminatını oluşturan 11.800,00.-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile,
Davacı yan tarafından verilmiş, teslim edilmiş bir mal ya da hizmetin kesinlikle olmadığını,
… isimli şahıs tarafından müvekkili şirketin işlettiği istasyona oto yıkama kurulumu ile alakalı görüşüldüğünü, ancak müvekkili şirkete oto yıkamaya dair veya başkaca hiçbir mal teslim edilmediğini, hizmetin verilmediğini ve kurulumunun yapılmadığını, Adı geçen şahıs adına hareket ettiği düşünülen davacı tarafından 061198 nolu, 29/03/2013 tarihli, 59.000,00 TL bedelli faturanın gönderildiğini, ancak ürün teslimatının yapılmaması nedeni ile iade faturasının kesildiğini, Bakırköy … Noterliği’ nin… sayılı, 10/07/2013 tarihli ihtarname ile iade edildiğini,
Herhangi bir sevk irsaliyesinin olmadığını ve davacı tarafa verilen kesin sürelere rağmen fatura içeriğine dair izahatta bulanamadıklarını,
Davacı yan ile müvekkili şirketin herhangi bir ticari ilişkisi olmadığını, aralarında alacak/borç ilişkisi doğuracak herhangi bir durumun gerçekleşmediğini,
Mahalde keşif yapılmamasının da yasaya ve usule aykırı olduğunu,
Mahallinde keşif yapılması istemine de ilk derece mahkemesince itibar edilmediğini, bu delil ve beyan ve taleplerinin yasaya ve usule aykırı olarak değerlendirilmediğini,
Davacının defterlerinin kanuna ve usule uygun tutulmadığının bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu,
Taraflar arasında ticari ilişki olmamasına ve davacı yanca ticari ilişki hiçbir şekilde ispatlanamamasına rağmen ilk derece mahkemesinin ticari ilişkinin varlığına dair tespit ve değerlendirmesinin olayın oluşuna ve dosya kapsamına ve delillere açıkça aykırı olduğunu,
Kabul anlamına gelmemek kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de yasaya ve usule aykırı olduğunu,
Dosya kapsamı deliller çerçevesinde ilk derece mahkemesince davanın reddine dair karar verilmesinin gerektiğini,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda davanın reddine, yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava; faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
TTK’nın 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre fatura alan kişinin bu faturaya süresi içinde itiraz etmemesi halinde fatura içeriğini kabul ettiğine dair bir karine kabul edilmiştir. Somut olayda, taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporuna göre, davaya ve takibe konu davacı tarafça kesilen fatura takip tarihi itibarıyla davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup bedelinin ödendiğine ilişkin bir kayıt yer almamaktadır.
Davalı her ne kadar fatura içeriği malların teslim edilmediğini, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını belirtmiş ise de, söz konusu faturayı ticari defterlerine kaydetmiş ve süresi içinde faturaya itiraz etmemiştir. Buna göre fatura içeriği mal veya hizmetin teslim alındığı yolundaki karinenin aksinin yani mal veya hizmetin teslim edilmediğinin ispat külfeti davalı taraftadır. Davalı fatura içeriği mal veya hizmetin teslim edilmediğini ispatlayamamıştır. Davalı iade faturası kesmiş ise de söz konusu iade faturası icra takibinden sonra düzenlenmiştir. Davalı ödeme savunmasında da bulunmamıştır.
Takip konusu alacak faturaya dayalı olup miktarı belirlidir. Davalı borçlu takibe itirazında haksız olup alacak da likit olduğundan İİK 67/2 maddesinde öngörülen inkar tazminatı koşulları oluşmuştur.
Buna göre; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.030,29.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.007,57.TL harcın mahsubu ile bakiye 3.022,72.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 11/09/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.