Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/991 E. 2019/1149 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/991
KARAR NO : 2019/1149
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2017
DOSYA NUMARASI : 2016/227 Esas – 2017/567 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ 18/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı tarafın davalı şirketten personel taşımacılığı ile ilgili faturadan kaynaklı alacaklarının bulunduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine alacaklarını tahsil amacıyla icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı ile takibin durduğunu, dosyaya sunulan faturaların müvekkili ticari defter kayıtlarında mevcut olduğunu, ayrıca dosyaya sunulan protokolden de müvekkilinin alacağının sabit olduğunun görüleceğini, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu ileri sürerek; borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının, kötü niyetli itirazı nedeniyle icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin davacı şirkete borcunun bulunmadığını, borç kabul protokolünün müvekkilinin bilgisi haricinde düzenlendiğini, müvekkilinin protokolle alakasının bulunmadığını, aralarındaki ticari ilişki ile doğan borçları çek ile ödediklerini, icra dosyasına yapılan itirazın gerçek ve hukuki olduğunu ileri sürerek; davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 29/05/2017 tarih ve 2016/227 Esas – 2017/567 Karar sayılı kararında; ” … Uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan protokol uyarınca takibe dayanak fatura bedellerinden davalının sorumlu olup olmadığı, davacının bu faturalardan dolayı alacaklı olup olmadığı noktasında olduğu, Faturanın ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisi olduğu, bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı ile ispat edilememesi durumunda ise davaya konu hizmetin verildiğinin muteber deliller ile ispatının gerektiği, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 21.524,40 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki protokole konu edilen faturaların davalı tarafından kabul edildiği, ayrıca davalının cevap dilekçesinde hizmeti aldığını ancak ödemesini çekle yaptığı yönündeki beyanı da göz önüne alındığında, ispat yükünün davalıya geçtiği, davalı tarafa delillerini, defter ve ödeme belgelerini sunması için süre verilmesine rağmen ödeme iddiasını ispata yarar elverişli delil sunmadığı gibi çekle ilgili yazılan banka cevaplarının da davalı savunmasını doğrulamadığı, ticari defterlerinin incelenmediği taraflar arasındaki davalı tarafça imzalanan protokol ve davacının kendi lehine delil sayılan ticari defterlerine göre davalıdan 11.075,50 TL alacaklı olduğu, İİK’nin 67 maddesi uyarınca davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği … ” gerekçesi ile, 1-Davanın esastan KABULÜNE, 2-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte takibin aynen devamına, 3-Davalı borçlunun asıl alacağın % 20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İcra dosyasında gönderilen ödeme emrinde takibin bir faturaya dahi dayandırılmadığını, İcra dosyasına yapılan itiraz sonucu açılan işbu davaya dayanak olan faturaların da davalı müvekkiline gönderilmediğini, müvekkili firmanın davacıya borçlu olduğu yönündeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, Müvekkili firma ile davacı arasında daha önceden ticari ilişkinin olduğunu, ancak müvekkilinin bu ticari ilişkiden doğan borcunu çek ile ödediğini, Dava dilekçesinin ekinde 02.11.2015 tarihli “Borç Kabul Protokolü” nün müvekkilin bilgisi haricinde düzenlendiğini, Müvekkili firmanın elinde olmayan sebeplerle ticari defter ve kayıtlarını sunamadığını, çünkü müvekkili firmanın defter ve kayıtlarının o dönemlerde Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/332 Esas, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1033 Esas ve Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/448 esas numaraları ile görülmekte olan dava dosyalarına bakan mahkemelerce istendiğini ve ticari defter ve kayıtların bu mahkemelere sunulduğunu, Bu konuyla ilgili Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1033 Esaslı dosyadan 05.05.2017 tarihinde “ilgi sayılı yazınız ile istenen davalı … SAN. TİC. LTD. ŞTİ. ticari defter ve kayıtları, dosyamızın 23.01.2017 tarihinde bilirkişiye teslim edildiği ve rapor sunulmadığından gönderilemediği” cevabının alındığını, Yargıtay’ ın yerleşmiş içtihatlarına göre de eksik inceleme yapılarak verilen işbu kararın bozularak tekrar yargılama yapılmasının gerektiğini, (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/4862 E – 2015/2901 K, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/5642 E – 2015/1319 K ) İki tarafın ticari defterlerinin ve kayıtlarının incelenip buna göre hüküm kurulmasının gerektiğini, eksik inceleme sonucunda böyle bir hüküm kurulmasının en temel ilkelerden adil yargılanma hakkına da ihlal niteliğinde olduğunu, bu durumun hukuk ve adalet mekanizmasının gereği gibi işlemesini engellediğini, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas 2011/11-554 Karar 2011/684 Tarih 23.11.2011) yapılan yargılamada davalı müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının incelemeye dahi alınmadan hüküm tesis edilmesinin hukuka aykırı bir yaklaşım olduğunu, (HMK madde 27.) ileri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının bozularak tekrar yargılama yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; yerine getirildiği öne sürülen taşıma hizmetinin bedelinin tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık konusu, davacının yerine getirdiğini öne sürdüğü taşıma hizmetinin bedelinin davalı tarafça ödenip ödenmediği noktasındadır. Davacı takibin faturaya dayanmadığını öne sürmüşse de dosyada bulunan icra dosyasında ödeme emrinde fatura alacağı olarak belirtilen alacağın dayanak fatura örnekleri dosyaya eklenmiştir. Davalı icra takibine konu borcun çekle ödendiğini savunmuş olup ispat yükü kendisine geçmiştir. Ödemelerin yaptıkları çeklere ilişkin dilekçesinde … Beykent Şubesi’ne ait 23/06/2015 tarihli … no.lu 14.900,00 TL bedelli çek ile sadece bedeli belirtilen 9.800,89 TL bedelli çekle ödeme yapıldığı bildirilmiş olup mahkeme tarafından söz konusu banka şubesine yazılan yazıya verilen cevapta … San,Tic. Ltd. Şti nin hesabına tanımla 23/06/2015 tarihli çekin …Bankası A.Ş tarafından elektronik takas ortamında ibraz edilip ödendiği, ödemenin yapıldığı hamil bilgilerinin karşı banka nezdinde olduğu, diğer çekin ise numarasının bildirilmesinin istendiği, bu haliyle bulunamadığı belirtilmiştir. Altında taraf şirketlerin kaşelerinin bulunduğu borç kabul protokolü başlıklı 02/11/2015 tarihli belgede ödenmesi kabul edilen faturalar ve borç olarak kabul edilen havale ve ödemeler karşılığı olarak … Firmasının ödeme yapacağı miktarlar ve tarihleri kabul ve taahhüt edilmiş bulunmaktadır. Davalı taraf bu belgeyi kabul etmemektedir. Bilirkişi incelemesine defterlerini sunamayan davalı taraf, defterlerin bulunduğu dosyayı bildirmiş, mahkeme tarafından söz konusu dosyanın bulunduğu mahkemeden defterler istenmiş ise de defterlerin dosyada bulunmadığı belirtilmiş, verilen kesin sürede de defterlerin bulunduğu yer bildirilmemiştir. Bu durumda davalının defterlerinin incelenmemesi kendi kusurundan kaynaklanmakta olup bunun sonuçlarına da katlanmak durumundadır. Hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz. TMK’ nın 2. Ve HMK’nın 29. maddesinde ifadesini bulan dürüstlük kuralı karşısında defterlerini sunmayan, yerini doğru olarak bildirmeyen davalının adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini savunması hukuken geçerli değildir. Çekle yapılan ödeme savunması karşısında çeklerden birinin tahsil edildiği belirlenmekle birlikte kime ödendiği anlaşılamamaktadır. Çekin kambiyo senedi olması karşısında takip ve dava konusu borcun ödenmesine hasren verilip verilmediği konusunda da yazılı bir delil bulunmamaktadır. Bilirkişi incelemesine göre HMK 222 uyarınca geçerli olan davacı ticari defterlerinde davalının savunduğu ödemenin bulunmadığı, davacının ticari defterlerine göre 21.524,40 TL alacaklı olduğu, fakat 11.075,50 TL fatura alacağını takip ve dava konusu yaptığı, davalının ödeme savunmasını kanıtlayamadığı, süresinde defterlerini sunmadığı ve yerini bildirmediği, çeklerle ödeme yaptığını öne sürerek biri ayrıntılı iki çek bilgisi vermişse de birinin bulunmadığı, diğerinin ise ödendiği bildirilmekle birlikte, davalının takip ve dava konusu fatura alacaklarına yönelik olarak ödeme yaptığı yönünde, çekle bağlantı kurulacak çek tevdi bordrosu yahut buna muadil bir delil sunmadığı, salt ödeme savunmasıyla ispat yükünün yerine getirilmiş sayılamayacağı, mahkemece uyuşmazlık konuları dahilinde tahkikatın usul ve yasaya uygun olarak yürütüldüğü, kararın dosya içeriğine uygun olup, istinaf nedenlerinin ise yerinde olmaması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 756,56 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 190,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 566,56 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/09/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.