Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/983 E. 2019/1233 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/983 Esas
KARAR NO : 2019/1233 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017
DOSYA NUMARASI : 2017/735 Esas – 2017/1080 Karar
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ: 25/09/2019
YAZIM TARİHİ: 30/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin serbest meslek erbabı olup avukat olarak faaliyet gösterdiğini, 27/07/2017 günü etkili olan fırtına ve şiddetli yağış sonrası İstanbul’da birçok bölgede su baskınları ve sel meydana geldiğini , su baskınlarının sonrasında mal kayıplarının yaşandığını, oluşan su baskınları ve sel sonucunda müvekkiline ait bodrum katta yer alan arşivini su bastığını suların yaklaşık 1-1,5 metre yükseldiğini, arşivde buluna 2012-2013-2014-2015 yılı alış faturaları, 2015-2016 yılları serbest meslek makbuzlarının su seviyesinin altında kalarak zayi olduğunu, Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre müvekkilinin tutma ve saklama yükümlülüğü bulunan defter ve belgelere ilişkin olarak hukuki ve cezai sorumluluğununun bulunduğunu bildirerek; müvekkilinin gerekli özeni göstermiş olmasına rağmen 27/07/2017 tarihinde İstanbul ilinde görülen şiddetli yağış sonrasında meydana gelen su baskınları ve sele bağlı olarak zayi olan 2012-2013-2014-2015 yılı alış faturaları, 2015-2016 yılları serbest meslek makbuzlarına ilişkin olarak TTK.nun 82/7 maddesine istinaden zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi 28/12/2017 tarih 2017/735 Esas – 2017/1080 Karar sayılı kararında;
“…Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı Müvekkilinin serbest meslek erbabı olarak avukat olarak faaliyet gösterdiğini, su basması sonucu zayii olan 2012-2013-2014-2015 yılı alış faturaları ile 2015-2016 yılı serbest meslek makbuzuna ilişkin olarak zayii belgesi verilmesini talep ettiği, davacının avukat olduğu, tacir sıfatına haiz olmadığı, TTK nun 82/7 mad uyarınca defter ve belgeleri için zayi belgesi verilmesini isteyemeyeceği, Yargıtay 11. HD nin 2014/274 Esas 2014/7901 Karar sayılı 28/04/2014 tarihli kararının da bu yönde olduğu anlaşıldığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş…”gerekçesi ile,
Davacının davasının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre müvekkilinin tutma ve saklama yükümlülüğü bulunan defter ve belgelere ilişkin olarak hukuki ve cezai sorumluluğunun bulunduğunu ve huzurdaki davayı açmakta hukuki menfaatinin olduğunun tartışmasız olduğunu, Defter Tutma Yükümlülüğü ile ilgili hükümlerin VUK 171. ve 226. maddeleri arasında düzenlendiğini,İlk derece mahkemesince verilen karara dayanak gösterilen TTK’ nun 82/7. Madde hükmünde tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler bakımından zayi belgesi talep edebileceği hüküm altına alınmışsa da Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği uyarınca, VUK’ nun 13. maddesi hükmünde belirtilen ” yangın, yer sarsıntısı, su basması” gibi mücbir sebeplerden herhangi birisi nedeniyle defter ve belgelerin zayi olması halinde TTK’ nun 82. Maddesine uygun olarak mahkemeye başvurup bir zayi belgesinin alınabileceğinin belirtildiğini,Davaya konu talep ile ilgili olarak hukukta bir kanun boşluğu olduğunun muhakkak olduğunu, bu durumda ilk derece mahkemesince yapılması gerekenin MK’ nın 1. Maddesi kapsamında kıyasen hüküm vermesi olduğunu, ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 10/12/1997 gün 1997/19-665 E. – 1997/1008 Karar , Yargıtay İçtihadi Birleştirme Genel Kurulu’nun 1964/2 E. 1964/4 K. , Yargıtay 10 HD 2004/210 E. 2004/2476 K)Müvekkili ile aynı adreste faaliyet gösteren diğer serbest meslek erbabı ” avukat” müvekkilinin de birtakım defter ve belgelerinin de aynı olayda zayi olması üzerine huzurdaki dava ile eşzamanlı olarak İstanbul Adliyesinde işbu defter ve belgeler için zayi davaları ikame edildiğini ve zayi belgesi verilmesi kararının verildiğini , işbu kararların ekte sunulduğunu,Müvekkilinin gerekli özeni göstermesine rağmen 27/07/2017 tarihinde İstanbul ilinde görülen şiddetli yağış sonrasında meydana gelen su baskınları ve sele bağlı olarak belgelerin zayi olduğunu,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, 2012-2013-2014-2015 yılı alış faturaları ve 2015-2016 Yılları Serbest Meslek Makbuzlarına ilişkin olarak taraflarına TTK’ nun 82/7. Maddesine istinaden zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, TTK’nun 82/7 maddesi uyarınca zayii belgesi verilmesi istemine ilişkindir. TTK’nun 82/7 maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir,” düzenlemesini içermektedir.Somut olayda, davacı avukat olup su baskını nedeniyle zayii olan serbest meslek kazanç defterleri ile alış faturalarına ilişkin olarak zayii belgesi verilmesini talep etmiştir. Davacının ticaret siciline kayıtlı olmadığı, tacir sıfatına haiz olmadığı ve TTK’nın 64. ve 82. maddelerinde iş bu davanın ancak tacir sıfatını haiz olanlar tarafından açılabileceği açıkça belirtilmiştir. Avukat olan davacının tacir sıfatının bulunmamasına göre iş bu davada aktif husumeti bulunmamakta olup Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 10/10/2017 tarih ve 2016/2678 Esas,2017/5213 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik içtihatları da bu yöndedir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde değerlendirilmiş olup davacı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir.
Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince davacı tarafa tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/09/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.