Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/978 E. 2019/957 K. 03.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/978 Esas
KARAR NO : 2019/957 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 18/04/2018
DOSYA NUMARASI 2017/11 Esas – 2018/456 Karar
DAVA: Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı))
KARAR TARİHİ: 03/07/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/423 E. sayılı dosyası ile çek iptali davası ikame edildiğini ve … Bankası Ulus /Ankara Şubesine ait ….A.Ş. tarafından keşide olunan 30.4.2015 keşide tarihli 15.000,00-TL bedelli … seri no.lu çekin iptaline karar verildiğini, anılan çekin müvekkili şirket ile faktoring müşterisi … arasında akdedilen 01/07/2014 tarih ve 24241 sayılı Genel Faktoring Sözleşmesine istinaden yapılan 22.12.2014 tarihli … sayılı faktoring işlemi neticesinde müvekkili şirkete teslim edildiğini, bedelinin, müşterisinin talimatına istinaden belirtiği banka hesabına EFT yapıldığını, sözleşme uyarınca, ödemelerini ifa etmeyen müşterinin faktoring konusu edilen teminatla alınan çekinin ibrazı suretiyle tahsiline çalışıldığını, karşılığı tahsil edilemeyince İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, müvekkili şirketin geç haberdar olması, davalı tarafın çeki müvekkili şirkette olduğunu icra takibinden sonra öğrenmesi, icra takibine karşı itirazda bulunması, açık ve net bir şekilde çekin müvekkili şirkette olduğunu bilmesine rağmen mahkemeye beyan etmemesi nedeni ile iptaline karar verilen çek ile ilgili olarak, iptal kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, kıymetli evrakın iptaline ilişkin kararların, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden, çeki elinde bulunduran hamilin, bir nedenle müdahale imkanı bulunmaması nedeniyle iptaline karar verilen kıymetli evrakla ilgili iptal kararının ortadan kaldırılmasını (iptalini) dava edebileceğini, çeklerin kaybolması nedeni ile açılan davada verilmiş bulunan iptal kararı bir ilam olmayıp, tespit niteliğini taşıdığını, ayrıca bu kararın hasımsız olarak tesis edilmiş olduğunu, bu nedenle davacının iptale ilişkin kararı ortadan kaldırılmasını istemesinin mümkün olduğunu, davacı müvekkilinin, iptal kararına konu çeki, faktoring işlemi neticesi iktisap ettiğini ve çekin son yasal/meşru hamili olduğunu, kıymetli evrakın mücerretliği ilkesi gereği, son hamilin araştırma yükümlülüğünün dahi bulunmadığını, belirterek, meskur çek yönünden İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/423 E. sayılı dosyasından verilen çek iptali kararının kaldırılmasına (iptali) karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin İstanbul, Eminönü’nde bulunan iş yerinden, 13.11.2014 günü gerçekleşen hırsızlıkta 77 adet 1.518.883,67 TL tutarlı müşteri çeki, boş çek karneleri ve bir miktar paranın çalındığını, çeklerin vadesi gelmemiş olduğundan bir yandan savcılığa suç duyurusunda bulunup ifadeler verilirken bir yandan müşterilere, bankalara ve faktoring kuruluşlarına hırsızlık durumunun bildirildiğini, faks ve mailler gönderildiğini, aynı anda çek iptali davaları açıldığını, bir yandan vadesi gelen çeklerle ilgili İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde çek iptali davası açıldığını, dava konusu çekle ilgili İstanbul 3.Asliye Ticaret mahkemesinin 2015/423 E. no. lu dosyasının, vadesi daha sonra gelen ikinci grup çeklerle ilgili olduğunu, ayrıca bu çeklerin tamamında müvekkili … Züccaciye Şirketi’nin kaşesi ve imzalarının sahte olduğunu, müvekkiline ait olmadığını, davacının işbu davada haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı … şirketi olarak gerekli dikkat ve özeni gösterse idi, faktoring derneğine 17.11.2014 pazartesi günü saat 15.59’da yapılan bildiriye özen gösterip , bu çeki almayacağını davacının kastı yahut ağır kusuru bulunup, bu nedenle çek iptali kararının iptali talebinin reddi gerektiğini davacının başlattığı icra takibinin İstanbul …. İcra Mahkemesi’nin … E. Sayılı kararı ile müvekkili yönünden iptal edildiğini, imzaya itiraz taleplerinin haklı bulunduğunu, diğer keşideci … Şirketi’nin yine aynı davada borca itiraz talebinin haklı bulunduğunu, keşideci yönünden de davanın kabul edildiğini, çek iptali kararı alındığında çekin keşidecisi dava dışı … Şirketinin müvekkiline iyi niyetle ödeme yaptığını, müvekkilinin de vadesi geldiğinde satım konusu mallarının karşılığı olan bu çek bedeline kavuştuğunu, zira müvekkilinin TTK.m.646 hükmüne göre alacaklı görünen kişi durumunda olduğunu, müvekkili tarafından açılmış İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1158 E. sayılı istirdat davasının halen derdest olduğunu, bu davada gerçek yetkili hamil olan müvekkilinin çeki davacıdan talep ettiğini, bu nedenle işbu davanın İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1158 E. sayılı dosya ile birleştirilmesi gerektiğini belirterek, neticeten haksız ve kötü niyetle davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 18/04/2018 tarih 2017/11 Esas – 2018/456 Karar sayılı kararında;”…İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/02/2016 tarih 2015/423 E., 2016/55 K.sayılı kararı ile davaya konu 15.000,00-Tl bedelli çekin iptaline karar verildiği görülmüştür.İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. takip sayılı dosyası ile 11/05/2015 tarihinde davacı … Şti tarafından davaya konu çeke istinaden davalı … Şti. ile çekteki diğer cirantalara karşı icra takibine geçildiği görülmüştür.İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1158 E. sayılı dosya ile davalı … Şti. tarafından davacı ….’ye karşı davaya konu çekten kaynaklanan istirdat davası açıldığı ve davanın derdest olduğu görülmüştür.İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/02/2016 tarih 2015/423 E., 2016/55 K. sayılı kararı ile iptaline karar verilen … Bankası Ulus Ankara Şubesine ait, keşidecisi … San. Tic. A.Ş olan 30/04/2015 keşide tarihli, … seri no’lu, 15.000,00 TL bedelli çekle ilgili çalıntı olmaları nedeniyle iptallerine ilişkin karar verilip kesinleştiği, ancak hasımsız görülen bu davadan önce davacı …’nin davaya konu çeke istinaden davalı ile çek keşidecisi ve diğer cirantalar aleyhine icra takibi başlattığı, çek iptali davasından önce çekin davacı şirketin elinde olduğu, davacı şirketin hamili olduğu çekin, çalıntı çek olduğunu bile bile alıp, bu çeki işleme tabi tuttuğuna ilişkin davalı tarafından dosyaya bilgi, belge sunulmadığı ve taraflar arasındaki istirdat davasının da derdest olduğu dikkate alınarak, hasımsız görülen davada iptal kararı verilen dava konusu çeke ilişkin hükmün kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği…”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜ İle İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/02/2016 tarih 2015/423 E., 2016/55 K.sayılı kararı ile iptaline karar verilen dava konusu … Bankası Ulus Ankara Şubesine ait, keşidecisi … San. Tic. A.Ş olan 30/04/2015 keşide tarihli, …. seri no’lu, 15.000,00 TL bedelli çek ile ilgili iptaline ilişkin bölümün hükümden kaldırılmasına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkilin İstanbul, Eminönü’nde bulunan işyerinde, 13.11.2014 günü gerçekleşen hırsızlıkta 77 adet 1.518.883,67 TL tutarlı müşteri çeki, boş çek karneleri, bir miktar paranın çalındığını, çeklerin vadesinin gelmediğinden bir yandan savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu bir yandan müşterilere, bankalara ve faktoring kuruluşlarına hırsızlık durumunun bildirildiğini, faks ve maillerin gönderildiği, aynı anda çek iptali davalarının açıldığını,Dava konusu çek İstanbul 3.Asliye Ticaret mahkemesi 2015/423 E. nolu dosyasında, vadesi daha sonra gelen ikinci grup çeklerden olduğunu, bu dava sürecinde 3 kez ticaret sicilde ilanların yapıldığını ve çalıntı çeklerin bildirildiğini, bu çeklerin tamamında müvekkili … Şirketi’nin kaşesi ve imzalarının sahte olduğunu, müvekkiline ait olmadığını, Davacı … şirketi olarak gerekli dikkati ve özeni göstermediğini, dikkat ve özen gösterse faktoring derneğine 17.11.2014 Pazartesi günü saat 15.59’da yapılan bildiriye özen göstereceğini ve bu çeki almayacağını, fakat gerekli özeni göstermeyerek bu çekin alındığını, davacının kastı yahut ağır kusurunun bulunduğu halde ilk derece mahkemesince beyanlarının dikkate alınmadığını, kararda gerekçe bile gösterilmeden hukuka aykırı olarak iş bu davanın davalı aleyhine sonuçlandığını,Müvekkili tarafından açılan İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1158 E. Sayılı çekin istirdatı davası derdest olup bu davada gerçek yetkili hamil olan müvekkilinin çeki davacıdan talep ettiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 05.06.2002 tarih 2002/19-443 E. – 2002/474 K. sayılı içtihatı gereğince çek istirdatı davası ile iş bu davanını birleştirilmesinin davalı tarafından talep edildiğini, ancak talebin dikkate alınmadığını, daha sonradan bu davanın bekletici mesele yapılmasının istendiğini, ancak talebin yine dinlenmeyerek davanın davalı aleyhine sonuçlandığını, Aynı zamanda dava konusu çekle ilgili olarak İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi 2015/250 E. ve İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/638 E. sayılı birleşen menfi tespit ve itirazın iptali dosyalarının halen derdest olduğunu, iş tüm bu davaların sonucu bu davayı etkileyeceğinden gerekçesiz olarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddi yönünde karar verilmesine, aksi kanaatte İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1158 E. sayılı çekin istirdatı davası ile dosyanın birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava; hasımsız olarak açılan zayi nedeniyle çek iptali davasında verilen iptal kararının karara konu çekin zayi olmadığından bahisle kaldırılması talebine ilişkindir.Davacı, TTK’nın 818/1-s maddesi yollaması ile çekler hakkında da uygulanacak olan TTK’nın 757-764 maddeleri arasında düzenlenen hükümlere göre davaya konu çekin zayi olduğu iddiası ile hasımsız olarak açılan çek iptali davası sonunda anılan çekin iptaline karar verildiğini, çekin zayi olmadığını iptal davası açılmadan önce ciro yoluyla çekin kendilerine geçtiğini belirterek iptal hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.Anılan hükümlere göre açılan çek iptali davaları hasımsız davalar olduğundan bu davalar sonucunda verilen kararlar kesin hüküm oluşturmayacaktır. Verilen karar tespit hükmü olup, çek elinde iken zayi olan yetkili hamile keşideciye karşı çekten doğan haklarını çek olmadan da ileri sürme hakkını veren kararlardır.TTK 763 maddesine göre elden çıkan çek mahkemeye sunulur ise mahkeme iade davası açması için talep sahibine süre verir. Somut olayda davalı davaya konu çekin zayi olduğundan bahisle iptali için dava açmış olup, mahkemece yapılan ilanlar sonucunda çek ibraz edilmediğinden iptaline karar verilmiştir. Ancak davacı tarafça sunulan belgelere göre çek iptali davası açılmadan önce söz konusu çek davacıya geçmiştir.Davalı da davacı aleyhine İstanbul 13 Asliye Ticaret Mahkemesinde 2016/1158 E. nolu söz konusu çekin istirdadı için dava açmıştır. Tarafların iddia ve savunmaları bu davada incelenerek karar verileceğinden, zayi olmadığı ortaya çıkan çekle ilgili verilen iptal kararının kaldırılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.Bu nedenle; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesinde taraflara tebliğe çıkartılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/07/2019 tarihinde HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.