Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/968 E. 2018/703 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/968 Esas
KARAR NO : 2018/703 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 27/04/2018
NUMARASI : 2018/297 Esas
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 17/07/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili 27/04/2018 tarihli dilekçesi ile, görevi kötüye kullanan, müdürlük görevini yapacak yeterlilikte olmayan ve hissedar müvekkili ile olan husumetleri sebebiyle şirkete ve müvekkile zarar vermeye yönelik işlemlerde bulunan davalı şirket müdürü …’un azledilmesi ni ve yeni bir müdür seçilmesini, şirket tüzel kişiliğinin devamı, şirket varlığının devamı, şirketin organsız kalmaması ve hisedarlar, müdürler arasında her ne husumet olursa olsun şirketin faaliyetinin devamının sağlanması amacıyla mahkeme marifetiyle yönetim kuruluna geçici bir temsilci atanmasını, şirketin bir daha faaliyete geçemeyecek kadar büyük zararlar görmemesi için geçici olarak atanacak müdüre; elektrik, su, doğal gaz aboneliklerini yapma, şirket adına bu işlemleri yapma yetkisi verilmesini,… isimli müşteri iletişim bilgilerinin kullanıma açılmasına ilişkin yetki verilmesini, şirketin tekrardan eski faaliyetlerine dönebilmesi için personel istihdamı yetkisi verilmesini, kiraların ödenmemesi, kira sözleşmesinin devamına ilişkin işlem yapmak üzere yetki verilmesini, sosyal medyada işletmenin kapatıldığı yönünde yapılan yayınlar karşında açıklama yapılması hususlarında yetki verilmesini, mümkün olan en yakın tarihte şirket merkezinde genel kurul toplantısı yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin müdür sıfatıyla gereken özen ve yükümlülüğü yerine getirdiğini, müvekkilinin Bakırköy … LTD. Şti’nin işletmesini fiili işletmesini davacı … ve kardeşi…. bıraktığını, ,… ve Eğitim Hizm. San. ve Tic. LTD. Şti’nin garanti hesaplarını kullanabildiğini, müvekkilinin …ic. LTD. Şti’ye sadece haftada iki gün geldiği, işletmenin fiili idaresinin …da olduğu whatsapp konuşmalarıyla sabit olduğunu, dilekçe ekinde sunduklarını, …un şifreyle internet şubesinde işlemler yaptığını, ….adlı çalışanların …’un talimatıyla …’un şahsi hesabına kasadan para yatırdığını, ….n kardeşi …’un şirketteki ortaklığını kullanarak işletmede münhasıran fiili hakimiyet kurmak istediğini, bu hakimiyeti kurmak için de hukukla bağdaşmayan fiil ve eylemlerde bulunmakta ve davacı yan …u da bu tip davranışlarda bulunması için teşvik ettiğini, bu nedenlerle hiçbir maddi delille gerekçelendirilmediğinde, beyan ve delillere istinaden davacı yanın tüm ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 27/04/2018 tarih 2018/297 Esas sayılı ara kararında;
“Davacının davalı … aleyhine TTK 630/2 maddesine dayalı azil davası açtığı, iş bu davada davalının müdürlük yetkisinin kaldırılarak mahkemece şirketi temsile yetkili müdürün atanmasının tedbiren talep edildiği, ayrıca atanacak müdürün yapacağı işler hakkında talepte bulunulduğu, ancak dava dilekçesinin ve cevap dilekçesinin içeriğindeki iddia ve savunmalar dikkate alındığında ileri sürülen hususların yargılamayı gerektirdiği, verilecek tedbir kararının davanın sonucunu elde eder nitelikte olduğu, yargılama sırasında azil için haklı nedenlerin olup olmadığının belirlenebileceği, delillerin tam olarak toplanmadığı anlaşılmakla…”gerekçesi ile,
Davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
…’un tek yetkili müdür olarak Şirket’te sahip olduğu yetkileri ve görevlerini kötüye kullanarak şirketi kapatmaya yönelik faaliyetlerde bulunduğunu, bu faaliyetlerin sonra ermesinin tek yolu ivedilikle tek yetkili müdür …’un tedbiren azledilmesinden geçtiğini,
Türk Ticaret Kanunu 161. maddesine göre idare işlerinin sözleşme ile bir ortağa verilmesi durumunda onun idare yetkisi ve görevi diğer ortaklar tarafından sınırlandırılamayacağı gibi, görevden de alınamayacağını, ancak haklı sebeplerin varlığı halinde, ortaklardan birinin talebi üzerine mahkeme kararı ile ortağın yönetim yetkisi sınırlandırılabileceğini veya kaldırılabileceğini,
Diğer ortakların sermaye payları ne denli büyük olursa olsun ana sözleşme ile atanan ortak sıfatına sahip kişinin müdürlük sıfatına son verilmesi mümkün olmayacağını, yasaya göre, bu durumda diğer ortakların yapabilecekleri tek şeyin, mahkemeye başvurarak müdürün azlini istemek olduğunu, ayrıca, mahkemeden bu yönde bir karar alınabilmesi için diğer ortakların müdür hakkında 161. Maddede gösterilen şekilde basiretsizlik, ağır ihmal ya da idarede iktidarsızlık gibi haklı bir sebebin varlığını kanıtlamaları gerekeceğini,
Kanun koyucunun haklı sebebin varlığını aradığını, dava konusunda bu haklı sebebin varlığı kesinlikle oluştuğunu, tabelanın indirilmesi, doğalgazın kapatılıp mühürletilmesi, işçilerin işten çıkartılması, kiranın ödenmemesi, kendisine ait farklı iş yerine müşterilerin kaydırılmasının açık bir şekilde basiretsiz, ağır ihmalin varlığı ve idarede iktidarsız olduğunu gösterdiğini,
HMK’da ihtiyati tedbir şartları tek tek sayılmadığını, hangi durumlarda ihtiyati tedbir talep edilebileceğinin genel çerçevesi çizildiğini, hâkime bu ölçüler içinde takdir hakkı tanındığını,
Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, (m.389).
Dava konusunda doğması öngörülen ciddi zararların bulunduğunu,
İhtiyati tedbir talep edebilmek için, önce taraflar arasında uyuşmazlık konusu olacak bir hak ve bu hak üzerinde ihtiyati tedbir talep edilebilecek ihtiyati tedbir sebebi mevcut olması gerektiğini, bu tedbir sebeplerinin ise oldukça geniş tutulmakla birlikte, yine de bu sebeplerin oluşması ve hem hakkın hem de sebeplerin yaklaşık ispat seviyesinde ispat edilmesi gerektiğini,
…’un faaliyetlerinin şirketin kapatılmasına yönelik olduğunu resmi belgelerle daha önce eklerde sunarak ispatladıklarını, ispatların yaklaşık ispat şartını sağlamaya fazlasıyla yeterli olduğunu,
Aslolan şirketin tüzel kişiliği olduğunu ve her durumda öncelikli olarak tüzel kişilik menfaatlerinin korunması gerektiğini,
Ticari hayatta başarı sağlamış, büyük emek ve çabalar neticesinde bugünlere getirilmiş bir şirketin geleceği, akıbeti, çalışanlarının ve hissedarlarının durumunun şirket menfaatine hareket etme gayesi olmayan, tek amacı husumetli olduğu diğer hissedara zarar vermek olan kötü niyetli hissedarın / müdürün tekeline bırakılamayacağını,
Türk Ticaret Hukuku’nda esas olan ve her ne olursa olsun muhafaza edilmesi gereken tüzel kişilik varlığının devam ve istikrarını sağlamak olması gerektiğini, kanunun lafzı ve ruhu son derece açık olup, kötü niyetli hissedar lehine yorumlanmasının mümkün olmayacağını, her zaman şirket tüzel kişiliğinin ticari hayattaki varlığının ve devamlılığının sağlanması, ticari hayattaki varlığının ve devamlılığının sağlanması, ticari hayattaki başarılarının desteklenmesi olması gerektiğini, önceliğin her zaman şirket tüzel kişiliği olduğunu, korunması gerekenin şirket tüzel kişiliği olduğunu,
Somut olayda, kötü niyetli davalı evveliyetle kendisine verilmiş olan müdürlük görevini kötüye kullanarak, şirket tüzel kişiliğine ve hissedar müvekkiline zarar vermek kastıyla dürüstlük kuralına ve iyi niyet kaidelerine aykırı şekilde kullandığı ve kullanmaya devam ettiğini, davalının şirketi bitirmeye yönelik kasıtlı hareketlerinin, görevi müvekkilini daha büyük zararlara uğratma arzusunun devam ettiğini ve an itibariyle davalının kira sözleşmesini feshetmek üzere olduğunu,
Müvekkilineh hissedar olduğu şirketin faaliyetlerini yürütmeye ilişkin başka bir merkezi, şubesi bulunmadığını, tüm şirket faaliyetleri söz konusu taşınmazda gerçekleştirildiğini,
Şirket tüzel kişiliği hissedarlar arasındaki husumetlere, anlaşmazlıklara hiç dahil edilmemesi, gerçek kişiler arasındaki anlaşmazlıkların bedeli şirket tüzel kişiliğine mal edilmemesi, böyle bir tehlikeye mahkeme marifetiyle müdahale edilmesi gerektiğini,
İki hissedarlı bir şirketin geleceği, tasarruf yetkisi; aralarında dava husumeti olan taraflardan birinin tekeline bırakılamayacağını, devam eden husumetler sebebiyle şirket aleyhine hareket edilmesi, sırf diğer hissedara maddi-manevi zarar vermek, savunmasız bırakmak kastıyla şirketin ticari zarar ve ziyana uğratılması ileride telafisi mümkün olmayan zararların doğmasına sebep olacağını,
Davalının kasıtlı olarak şirketi işlevsiz hale getirdiğini, şirketin faaliyetlerinin sürmesini açık şekilde sabote ettiğini, şirketi kapatarak ciddi şekilde zarara uğratacağını,
Tedbir kararları geçici kararlar olup tedbir konulan şey için herhangi bir risk oluşturmadığını, ve hüküm ile kaldırılarak eski haline kolayca dönebileceğini, özellikle somut olayda tedbir konulmamasının ciddi hak kayıplarına sebebiyet vereceğini,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak, kasten şirket zararına hareket eden ve müdürlük görevini kötüye kullanan …’un, müdürlük görevinin işbu dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına, şirketin organsız kalmaması ve şirketin faaliyetinin devamı adına, yönetim kuruluna geçici bir temsilci atanmasına, şirketin bir daha faaliyete geçemeyecek kadar büyük zararlar görmemesi için geçici olarak atanacak müdüre; elektrik, su, doğalgaz aboneliklerini yapma hakkı tanınmasına, … isimli müşteri iletişim bilgilerinin kullanıma açılması, personel istihdamı, kiraların ödenmesi, sosyal medyada yapılan‘’işletme kapatılmıştır’’ şeklindeki haksız yayın karşısında açıklama yapması hususunda yetki verilmesine, en erken tarihte şirket merkezinde genel kurul toplantısı yapılmasına, işbu dava sonuçlanıncaya kadar müdürlük görevini kötüye kullanan davalının müdürlük görevinin tedbiren durdurulmasına, dava sonuçlanıncaya kadar şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi için kayyum atanmasına veya yeni bir müdür seçilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/297 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Talep ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkindir.
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davada, davalı …’un davalı şirket müdürü olup, TTK 630 maddesi uyarınca müdürlük görevinden azlinin talep edildiği, yargılama sürecince tedbiren davalının müdürlük yetkisinin kaldırılarak şirketi temsilen kayyım atanmasının ve tedbiren atanacak kayyıma bazı işleri yapma yetkisi tanınmasının talep edildiği, ilk derece mahkemesince iddiaların yargılamayı gerektirdiği, verilecek tedbir kararının davanın sonucunu elde eder nitelik taşıyacağı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verildiği, kararın davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmaktadır.
İhtiyati tedbir yasada koruyucu önlem olarak düzenlenmiştir. Yargılamayı esastan yürütüp sonuçlandıracak olan ilk derece mahkemesince sunulan delillerin takdirine göre ve davacı iddialarının yargılamayı gerektirdiği de gözetildiğinde, ilk ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/07/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.