Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/967 E. 2019/1146 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/967
KARAR NO : 2019/1146
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2018
DOSYA NUMARASI: 2012/520 Esas – 2018/412 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 18/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalılardan …’un davacının bayisi olduğunu, … davacı şirkete karşı doğmuş ve doğacak borçlarına karşılık olarak diğer davalı … adına kayıtlı Avcılar da bulunan taşınmaz üzerine 100.000,00 TL üzerinden ipotek tesis edildiğini, davalı …’un bayi olarak ödemelerini yapmadığını, 2008 yılından beri hesabı kapatmadığını, ayrıca davalı …’in yine bayiliğini yaptığı dava dışı ….A.Ş.ve …. Ltd. Şti.’ ne bayilik ilişkisinden dolayı bu şirketlerin alacaklarının tahsili için Kayseri de İcra Müdürlüğünde 3 adet takip başlatıldığını, bu icra dosyalarındaki alacaklar ile icra takibi konusu yapılmayan cari hesap ilişkisi sebebiyle olan alacakların davacı şirket tarafından dava dışı şirketlerden 26/09/2011 tarihinde temlik alındığını, ihtarnameye rağmen davalıların bir ödemede bulunmadığını, bu nedenle Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ nün…. Esas sayılı dosyasından tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile Küçükçekmece…. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasında icra takibine girişildiğini, takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü dosyası yönünden itirazın iptalini talep etmiştir. Davacı vekili 16/12/2013 tarihli açıklama dilekçesinde, cari hesap kayıtlarına göre davalılardan 13/03/2010 tarihi itibariyle 37.621,00 TL alacaklı göründüğünü, alacağı temlik eden şirketlerin toplam asıl alacağının 57.581,00 TL olduğunu, bu alacakların temlik edenler tarafından icra takibine konu olmaları nedeniyle kapak hesaplarına göre 104.000,00 TL’ ye ulaştığını, temlik sözleşmesinin buna göre düzenlendiğini belirtmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, Dava konusu ipoteğin … ile … Ltd. Şti. arasındaki bayilik ilişkisinden kaynaklanan alacakların teminatı olarak kurulduğunu, davacı şirketin ipotek tarihinden sonra başka şirketlerin olan alacaklarını temlik alarak teminatsız alacakları teminat kapsamına dahil etmeye çalıştığını, muacceliyet ihbarının dava şartı olduğunu, ipotek belgesinin kayıtsız şartsız bir borç ikrarı içermediğini, üst sınır ipoteği olduğunu, alacak ispatlanmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe girişilemeyeceğini, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, dava dışı … ve … gerçek bir alacaklarının olup olmadığının belirlenmesinin gerektiğini öne sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 17/04/2018 tarih 2012/520 Esas 2018/412 Karar sayılı kararında; ” … Son celse sunulan ancak öncesinde itiraza konu olmayan 08/09/2008 tarihli bayilik sözleşmesine göre davalı …’ un davacı şirketin bayiliğini üstlendiği, ipotek tescil belgesine göre bayilik sözleşmesinden dolayı …’un davacı şirkete doğmuş ve doğacak borçlarının 100.000,00 TL faiz ve ferileri ile birlikte teminat altına alındığı, ipotek konulan taşınmazın diğer davalı adına kayıtlı olduğu, her ne kadar davacı davalı …’ten cari hesaptan alacaklı olduğunu ileri sürmüş ise de yaptırılan incelemeler kapsamında, davacının davalıdan cari hesaptan dolayı alacağının tespit edilemediği, davalı …’e yapılan satıştan fazla tahsilatın davacı şirketin defterlerinde kayıtlı bulunduğu, tahsilde belirtilen senetlerin icraya konu edildiği, icra takiplerinin derdest olduğu, bu nedenle cari hesaptan kaynaklı bir alacağın varlığının davacı tarafça ispat edilemediği, temlik sözleşmesinde belirtilen alacak için ise taşınmaz rehninde “belirlilik ilkesi”nin bulunduğu, ipotek resmi senedinde ” bayilik sözleşmesinden dolayı” … doğmuş ve doğacak borçları için bu teminatın verildiği, …’ in 3. kişilere olan borcunun bu teminatın kapsamına girmesinin hukuken mümkün olmadığı …” gerekçesi ile, Davanın reddine, şartları oluşmadığından davalı lehine istenen kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili şirketin, davalı … ile imzaladığı bayilik sözleşmesinin … A.Ş.’ nin Bölge Müdürlüğü sıfatıyla imzalandığını, … A.Ş’ nin bayilik sözleşmesinden kaynaklı alacağının da ipotek sözleşmesinin teminatına dahil olduğunu, müvekkil şirketin … A.Ş.’ den ayrılırken temlik aldığı Kayseri …. İcra Müdürlüğü …. Esas Kayseri …. İcra Müdürlüğü … Esas ve …Esas sayılı dosyalarında kaynaklanan alacakların da bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacak olduğunu, Müvekkil şirketin davalı …’ tan olan alacağına karşılık keşidecisi …. olan toplamda 30.000.TL değerinde müşteri senetleri aldığını, bunların cari hesaba işlendiğini, fakat bu senetlerin de gününde ödenmediğini, bu senetlerinin gününde ödenmemiş olmasına rağmen muhasebesel hata ile cari hesaptan çıkışının yapılmadığını, dolayısı ile bilirkişi incelemelerinde cari hesapta müvekkilin alacağının saptanamadığını, fakat tahsilat gibi görünen müşteri evraklarının ödenmediğini ve davacı tarafın icraya konulduğu iddiası bilirkişiler raporlarında ödenmeyen çek ve senetler var ise alacaklının bunları ispatlaması halinde o kadar alacaklı olacağı şeklinde görüş bildirdiklerini, ödenmeyen senetlerin olduğunu, icraya konulduğu ve tahsil edilemediğinin ispatlandığını, ancak ilk derece mahkemesinin haksız olarak davanın reddine karar verdiğini, İcra takibi yapılan senetlerin tahsilatlarının yapılamadığını, yapılmasının da mümkün görünmediğini, 30/11/2009 ve 30/12/2009 vade tarihli 10′ ar bin liralık senetler için davalılar borçlusu …davacısı olduğu Bakırköy 16. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada bu dosyanın davalısı …’un senetlerle ilgili borcun mevcut ve gerçek olduğuna dair beyanlarının bulunduğunu, borçluların borca batık ve senetlerin de zamanaşımına uğradığını, kötü niyetli borçlu tarafından zamanaşımı iddiası ile dava açıp icra takiplerinin geri bırakılmasının sağlanmaya çalışıldığını bu yüzden bu dosyaların tahsil kabiliyetinin olmadığını, Yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporlarında belirtilen “ödenmeyen çek ve senetler var ise davacının ispatlaması halinde ispatlanan bu tutarlar kadar alacağı olduğu tabidir” tespiti doğrultusunda davanın kendileri tarafından ispatlandığını, bu ispat vasıtalarına rağmen Mahkemenin alacaklarını tespit edip davanın kabulüne karar vermediğini, alınan bilirkişi raporlarında davalıdan yapılan tahsilatların çek, senet, banka havalesi ve fatura şeklinde gerçekleştiğinin tespit edildiğini, söz konusu senetler de ödenmediği için davacı müvekkil şirketin alacak hakkının reddedilen dava nedeniyle hukuk eliyle zarar gördüğünü, hukukun kötü niyetli borçluyu korumayacağını, Somut olayda, alacağın icra dairesi vasıtası ile tahsil edilemediğinden ve itirazın iptali davası da reddedildiğinden dolayı alacaklının ve borçlunun menfaatler dengesinin korunmasının, kötü niyetli borçlular lehine engellendiğini, cari hukuk muhakemeleri kanununa göre davanın reddi kararı ve bu kararın kesinleşmesi ile takip konusu alacağın mevcut olmadığının kesin hüküm olarak tespit edilmiş olacağını, alacaklının borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası da açamayacağını, Bu halde ilk derece mahkemesinin eksik inceleme ile ulaştığı sonucu kesin hukuka aykırılık durumu ve değerlendirmenin yerinde olmaması nedeni ile davanın istinaf mahkemesine taşınması zarureti doğduğunu, eksik inceleme ile adil bir sonuca ulaşılmasının mümkün olmadığını beyanla; Yerel Mahkemenin 17/05/2018 tarih 2012/520 Esas – 2018/412 Karar sayılı, usul ve yasaya aykırı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak esas hakkındaki talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bayilik sözleşmesi kapsamında ödenmediği öne sürülen borçların tahsili amacıyla yapılan takibe itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık konusu davacının bayilik sözleşmesi bulunan …’ tan alacaklı olup olmadığı, davacının (temlik aldığı alacaklar dahil) alacağının diğer davalı …’up ipoteği ile teminat altına alınıp alınmadığı bu bağlamda itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Dava sürecinde 08/09/2008 tarihli yazılı bir bayilik sözleşmesi sunulmuştur. Sözleşmeye göre…, …Ltd. Şti.nin bayisidir. Davacı, Küçükçekmece …. İcra Dairesi’ nin … sayılı dosyasında davalılar aleyhine …. yevmiye sayılı 8/09/2008 tarihli ipotek açıklamasıyla Küçükçekmece …. İcra Dairesi’ nin … sayılı dosyasındaki takip açısından tahsilde tekerrür olmamak üzere ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmış itiraz üzerine eldeki dava açılmıştır. Küçükçekmece …. İcra Dairesi’ nin … sayılı dosyası davacı tarafından sadece ipotek borçlusu …’a karşı aynı ipotekten dolayı açılmış ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiptir. Adı geçen takip dosyası da itiraz üzerine durmuştur. İcra takibinin dayanağı olan 8/9/2008 tarihli ipotek resmi senedinde ipotek veren …’un taşınmazı üzerine … ile (davacının eski unvanı) … San ve Dış Tic. Ltd. Şti. arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olmak üzere 100.000,00 TL üst sınır (maksimal) ipotek konulduğu anlaşılmaktadır. Davacı, dava dilekçesinde davalıdan olan alacakları arasında dava dışı Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti.’ nin davalıdan alacaklarını tahsil yönünde yaptıkları Kayseri …. İcra Md. nün… sayılı dosyaları ile Kayseri … İcra Md. Nün … sayılı dosyasında takibe konu alacakları ile icra takibine konu yapılmayan alacaklarını da temlik aldığını belirterek bunları da dahil etmiş bulunmaktadır. Söz konusu temlik sözleşmesi Bakırköy … Noterliği’ nin 26 Eylül 2011 tarih ve … no.lu temlik sözleşmesidir. Söz konusu temlik sözleşmesinde temlik edenler olarak yer alan Tasfiye Halinde …Tic. Ltd. Şti ile … San ve Tic. A.Ş’nin Kayseri … İcra Md. nün… ve … sayılı dosyaları ile Kayseri … İcra Md. Nün … sayılı dosyasında takibe konu alacakları dahil olmak üzere 104.000,00 TL alacağını … San ve Tic. Ltd. Şti’ni temlik ettikleri ifade edilmektedir. Kayseri … İcra Md. nün … sayılı dosyası … San ve Tic. A.Ş tarafından … aleyhine iki adet kambiyo senedine dayalı olarak yapılmış kambiyo senetlerine mahsus icra takibidir. Kayseri … İcra Md. nün … sayılı dosyası … San ve Tic. A.Ş tarafından … aleyhine 4 adet kambiyo senedine dayalı olarak yapılmış kambiyo senetlerine mahsus icra takibidir. Kayseri … İcra Md. nün … sayılı dosyası …San ve Tic. A.Ş. tarafından … San ve Dış Tic. A.Ş. ile … aleyhine 1 adet çeke dayalı olarak yapılmış kambiyo senetlerine mahsus icra takibidir. Davacı ile davalı … arasındaki bayilik ilişkisi kapsamında davacının davalı bayisi …’tan olan alacağının olup olmadığı varsa miktarının tespiti yönünde davacı faaliyet adresi Kayseri’ ye yazılan talimat sonucu alınan bilirkişi raporuna göre davacının davalı …’a düzenlediği faturalar sonucu yaptığı tahsilatların sonucunda davalı …’un borcunun bulunmadığı, hesabın 0 bakiye verdiği davacının temlik aldığı alacaklara ilişkin belge ve kaydın bulunmadığı belirtilmiştir. Daha sonra işletme hesabı tuttuğu anlaşılan davalı …’ un kayıt ve belgeleri üzerinde İstanbul’ da yaptırılan bilirkişi incelemesi ve daha sonra alınan nihai bilirkişi raporuna göre davacının davalıya bayilik ilişkisi çerçevesinde sattığı emtianın karşılığını tahsil ettiği ve davacının kendi defterlerine göre dahi alacaklı olmadığı, bunun dışında davacının dava dışı … yapı ile … adlı firmalardan temlik aldığı alacakları ile davalıya iade ettiği belirtilen bir kısım vadeli senet borçlarının da davalı borcuna eklendiği, böylelikle oluşan 164.653,06 TL alacağın davalı …’ un bayilik ilişkisinden kaynaklanan borç olduğu yönünde bir delil bulunmadığı ifade edilmiştir. Davacının temlik aldığı Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti ile …San ve Tic. A.Ş’nin alacaklarına ilişkin bir kaydın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, bayinin borcuna ilişkin verdiği senetlerin tahsiline ilişkin icra dosyaları olarak Bakırköy … İcra Dairesi’ nin … ve … sayılı dosyası ile Bakırköy …. İcra Dairesi’ nin … sayılı dosyalarını belirtmiş, davalı …’ un borcuna mahsuben verdiği müşteri çeklerinin tahsiline yönelik takipler olduğunu ifade etmiştir. Bakırköy …. İcra Dairesi’ nin … sayılı takip dosyasının … San ve Tic. Ltd. Şti. tarafından … aleyhine iki adet bonoya, Bakırköy …. İcra Dairesi’ nin … sayılı dosyasının ise … San ve Tic. Ltd. Şti tarafından …. aleyhine iki adet bonoya istinaden yapılmış kambiyo senetlerine mahsus takip olduğu anlaşılmaktadır. Takibe konu bonolarda …’un keşidecisi olduğu senetlerin lehdarı …Tic. Ltd Şti.,…San ve Dış. Tic. A.Ş nin keşideci olduğu çekin lehdarı … bankaya sunan hamilin ise … olduğu bu senetlerden doğan alacağın davacı ile davalı … arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan, diğer davalı … tarafından ipotek verilen alacakla ilişkisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Sadece Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takibe konu bonoların keşidecisi …, lehdarı … olup, … tarafından … San ve Dış Tic. Ltd Şti. Ne ciro edilmiştir. Bu senetlere dayanan takip, Bakırköy 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 13/09/2018 tarih e 2018/237 E-2018/616 K sayılı kararı ile … yönünden zamanaşımı nedeniyle iptal edilmiştir. Bu bonoların vadeleri de göz önüne alındığında davacı ile davalı … arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan ilişkide 30/09/2010 tarihinde davacının bizzat kendi tuttuğu defterlerde cari hesap bakiyesinin sıfırlanmış olması karşısında davacının bayilik sözleşmesi kapsamında alacağını tahsil ettiği, davalı …’ten bir alacağının olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyasına konu üst sınır ipoteğinden dolayı itirazın iptal edilebilmesi için, … ile arasındaki bayilik ilişkisinden kaynaklanan alacağının olup olmadığı varsa miktarının ispatlanması gerekmektedir. Davalı …’ a yönelik satış faturalarının karşılığı tahsilatların birbirini karşıladığı, hesabın sıfır bakiye verdiği, iade edilen ve takibe konulan senetler ile temlik alınan alacakların davalı … ile bayilik ilişkisinden kaynaklanan borca ilişkin olduğu yönünde HMK 200 anlamında bir delil ve borçla ilgisinin bulunmadığı, davacının 3. Şahıslardan temlik aldığı (… adı geçen 3. Şahıslara olan borçlarından kaynaklanan) alacakların, davalı …’in kendisi ile aralarındaki bayilik sözleşmesinden doğan bir borç olarak kabul edilemeyeceği ve aynı şekilde ipotek ile teminat altına alınan borç kapsamına da girmediği, davacının istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya, dosya içeriğine uygun olduğu, kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşılmakla; davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 18/09/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.