Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/962 E. 2018/702 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/961
KARAR NO : 2018/716
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/382 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 17/07/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen 03/04/2018 tarihli ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin …Şirketinin gerek kendi araçları gerekse kiraladığı araçlarla taşıdığı muhtelif eşyaların Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortası Abonman Sözleşmesi ile teminat altına alındığını, İzmir’de üretim fabrikaları bulunan taşıtanlar …A.Ş ile … A.Ş tarafından Konya’daki alıcısına gönderilen ürünlerin taşıma işinin sigortalı … Ltd. tarafından üstlenildiğini ve alt taşıyıcı olarak ta .k…Ltd Şirketi ile anlaştığını, alt taşıyıcının ise fiili taşıyıcı olarak davalı …’i görevlendirdiğini, taşımaya konu emtianın İzmir’de davalıya ait olan ve bizzat davalı tarafındna sevk ve idare edilen… plakalı kamyona yüklendiğini, 23/12/2017 tarihinde Afyon Çay mevkiinde davalının aracın kontrolünü kaybetmesi neticesinde tek taraflı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sırasında taşınan emtianın tamamen zayi olduğunu, müvekkilinin, sigortalısının zararını karşılayarak onun haklarına halef olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek toplamda 113.720,10 TL ‘nin davalıdan tahsili ile davalıya ait …plakalı aracın kaydı üzerine 3. kişilere devir ve satışının önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına, olmadığı takdirde araç üzzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 03/04/2018 tarihli ara kararı ile; ” … Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbirin HMK’nun 389 ve devam eden maddelerinde düzenlendiğini, açılan dava sırasında bir ihtiyati tedbir kararının, ancak ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenilen hususun uyuşmazlık konusu olması halinde verilebileceği, dava konusunun trafik kazasından kaynaklanan alacak olup ihtiyati tedbir talep edilen aracın dava konusu ile ilgisinin bulunmadığı dava ve uyuşmazlık konusu olmayan husus hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden ihtiyati tedbir talebinin reddi, ayrıca İİK 257 maddesi uyarınca da yasal koşulları oluşmayan ve yargılamayı gerektiren ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği … ” gerekçeleri ile; ” Davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Alıcıya nakledilmek üzere davalıya ait araca yüklenen emtianın, davalının dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak aracın kontrolünü kaybetmesi üzerine meydana gelen trafik kazasında zayi olduğunu, kusurunu gizlemek isteyen davalının, kaza sonrasında polis tarafından kaza tespit tutanağı tutulmasına engel olduğunu,
Bir gerçek kişi olan davalının, müvekkilin alacağını karşılamaya yeter miktarda mal varlığı olup olmadığının bilinmediğini ve yargılama öncesinde bunu araştırma veya tespit etme imkanı bulunmadığını, dahası müvekkilin alacağını karşılayabilecek yegane mal varlığının bu araç olduğu bir varsayımda, müvekkilin alacak taleplerinden kurtulmak isteyen davalının kolaylıkla mal varlığını gizleme, kaçırma, elden çıkarma veya müvekkilin mal varlığına ulaşmasına engel teşkil edebilecek çeşitli hileli işlemlere başvurma ihtimali bulunduğunu,
Yargılama sürecinin beklenmesinin müvekkilinin alacağına kavuşması ihtimalini ortadan kaldıracağını, telafisi güç hatta imkansız zararlara yol açabileceğini, bu nedenlerle Mahkemece ihtiyati tedbir taleplerinin reddi yönünde karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu,
Hakkında tedbir kararı verilmesi istenen aracın dava konusu ile bir ilgisinin bulunmadığı gerekçesiyle tedbir taleplerinin reddedilmesinin de yanlış olduğunu, Yargıtay’ ın yerleşik uygulaması uyarınca, tedbir kararı verilmesinde hukuki yarar bulunan hallerde doğrudan davanın konusunu teşkil etmeyen hususlar üzerinde de HMK md. 389 uyarınca tedbir kararı verilebildiğini, ( Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 25.11.2011 tarihli, 2011/47825 E. 2011/4122 K. )
Somut olayda, ilk olarak araştırılması gerekenin müvekkilin davalı üzerine kayıtlı bulunan araç üzerinde tedbir talep etmekte hukuki yararı olup olmadığı hususu olması gerektiğini,
Müvekkilin alacak talebinin doğrudan davalının sevk ve idaresinde bulunan …plakalı aracın yapmış olduğu kazadan kaynaklandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, ihtiyati tedbir taleplerinin reddi halinde ihtiyati haciz taleplerinin değerlendirmeye alınması gerekirken, bu talepleri göz ardı edilerek tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş olmasının da hatalı olduğunu,
İleri sürerek; tedbir talebinin reddine ilişkin olarak verilen kararın istinaf yoluyla incelenerek ortadan kaldırılmasına,
… plakalı kamyon üzerine HMK’nın 389. maddesi gereğince ihtiyati tedbir konulmasına,
Şayet bu taleplerinin kabulü mümkün değil ise aynı araç üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Talep, Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortası Abonman Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsiline yönelik açılan derdest davada, davalıya ait araç üzerine ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz konulması istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İhtiyati tedbirinin şartlarını düzenleyen 6100 sayılı HMK’ nın 389/1. maddesine göre, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” İhtiyati tedbir, bu madde hükmü uyarınca kural olarak kendisi çekişmeli olan, bir diğer ifade ile davacının üzerinde ayni hak iddia ettiği malların üçüncü kişilere devrinin engellenmesi amacını güder.
Derdest davada tedbir konulması talep edilen davalıya ait aracın mülkiyetiyle ilgili herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK’nın) 257’nci maddesinin 1’nci fıkrası uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hükme göre, rehinle temin edilmemiş bir para alacağının muaccel hâle gelmesi durumunda alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir.
İhtiyati haciz kararının dayanağı alacak Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortası Abonman Sözleşmesi ve Taşıma Sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, sigorta poliçesi kapsamında davacının rücu hakkının bulunup bulunmadığı, davalı fiili taşıyıcının Türk Ticaret Kanunu’nun 875,876,878,880,882. maddeleri kapsamında zarardan sorumlu olup, olmadığı, sorumluluğunu ortadan kaldıran veya azaltan hallerin bulunup bulunmadığı, sorumluluğu varsa sorumluluk miktarının, tespiti yargılamayı ve incelemeyi gerektirdiğinden, İİK’ nun 257. maddesindeki koşulların somut olayda gerçekleştiğini kabul etmek mümkün değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine de aykırı olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/07/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.