Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/960 E. 2019/1228 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/960 Esas
KARAR NO : 2019/1228 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİ : 22/01/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/610 Esas 2018/34 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, tarafların dava dışı ortağı oldukları … Ltd.Şti.’deki ortaklıklarını 01/10/2012 günlü protokol ile sona erdirdiklerini, anılan protokolün 11. maddesinde, ortaklığı devam ettiği döneme ilişkin olarak şirkete karşı açılmış ve açılacak tüm davalardan dolayı ödenecek tazminat ve masrafların eşit olarak karşılamayı kabul ettiklerini, ortaklık döneminde çalışan … tarafından işçilik alacaklarının tahsili amacı ile dava dışı şirkete karşı Bakırköy 25.İş Mahkemesi’nin 2013/337 esas sayılı dosyasında açılan dava sonucu hükmedilen tazminatın müvekkili tarafından Bakırköy…İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında ödendiğini, protokol uyarınca davalı payına isabet eden 20.572,94-TL’nin ödenmemesi üzerine Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasında düzenlenen protokolde yargılaması devam etmekte olan davalar nedeni ile ödenen tazminatların taraflarca eşit ödenmesinin öngörüldüğü, dava konusu tazminatın bu kapsamda bulunmadığını, müvekkilinin sözleşmedeki koşullar ile şirket payını davacıya devrettiğini, dava dışı işçinin şirkette çalışıp çalışmadığı, protokol tarihinden önce dava açıp açmadığı ve davacının ödeme yapıp yapmadığının anlaşılamadığını, belirtilen hususların yargılamayı gerektirdiğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi 22/01/2018 tarih 2017/610 Esas – 2018/34 Karar sayılı kararında;
“…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, tarafların ortağı olduğu dava dışı şirketteki ortaklığın paylaşım yolu ile sona erdirilmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Tarafların dava dışı şirketin eşit paylı ortakları olduğu, şirketteki ortaklığın 01/10/2012 günlü sözleşme ile tasviye edilerek şirketin aktif ve pasifleri ile birlikte davacıya bırakıldığı, protokol ile sabittir. İmzası inkar edilmeyen protokolün 11. Maddesi uyarınca 01/10/2012 tarihinden önce açılıp bu tarihi itibari ile kesinleşmemiş olan davalardan doğan tazminat alacaklarının taraflarca eşit olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Maddenin yevam eden cümlelerinde, bu tarihten önce üretimi ve satımı yapılan imalattan doğacak zararlar ile faaliyet nedeni ile düzenlenecek idari para cezalarından tarafların eşit oranda sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Maddenin açık yazılış ve anlamından anlaşılacağı üzere taraflar şirkete karşı açılacak davalar yönünden protokol tarihini esas almış, bu tarihten önce açılmış olan davalardaki tazminatın eşit olarak paylaşılacağı ön görülmüştür. Somut olaydaki dava, her ne kadar işçinin iş akdi, protokol tarihinden önce fesh edilmiş ise de davanın protokol tarihinden sonra açıldığı sabittir. Bu durumda somut olayda ödenen tazminattan davalının her hangi bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla…”gerekçesi ile,
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Mahkememizce 12/12/2017 tarihli ara karar ile konulan ihtiyati haczin kaldırılmasına, ihtiyati haciz nedeni ile ödenen teminatın davacıya İADESİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Davacı müvekkili … ile davalı … arasında sahip oldukları …. Tic. Ltd. Şti.’nin ortaklığın paylaşma yoluyla sona erdirilmesi hakkındaki protokol ile sabit olduğunu, bahse konu protokolün 11. maddesi ile taraflar ortaklığın devam ettiği döneme ilişkin olarak şirkete açılan tüm davalardan dolayı ödenecek tazminat ve masrafları eşit olarak karşılamayı kabul ettiklerini,Tarafların ortaklık döneminde … Tic. Ltd. Şti.’de çalışan … tarafından, işçilik alacaklarının tahsili için açılan dava sonucunda verilen İstanbul 25. İş Mahkkemesi’nin 2013/337 E.ilam, Bakırköy … İcra Müdürlüğü… E. No’lu dosyadan takibe konulduğunu ve dosya borcunun tamamı olan 41.145,88 TL müvekkili davacı tarafından ödendiğini,Davalı, dosya borcundan kendine düşen 20.572,94-TL’lik payı ödemediğini, müvekkili, davalı tarafından bu miktarın yarısının faizi ile birlikte tahsili için davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. dosyasından takip başlattığını, ancak davalı borca itiraz ederek takip durdurulduğunu, ancak yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesi tarafından dava konusu borcun protokolün 11.maddesinde yer alan ifadeden dolayı davalının borcunun olmadığı söylenerek, protokol kapsamı dışında kaldığı gerekçesi ile davanın reddedildiğini,Söz konusu protokolün 11.maddesinde her ne kadar 31.10.2012 tarihine kadar dava açılmış olmasından bahsedilse de, bu ifade protokol tarihinde sehven hatalı bir şekilde kaleme alındığını,Dava konusu işçi işten protokolde belirtilen 31.10.2012 tarihinden, 2 ay önce ayrıldığını (29.08.2012 tarihinde), protokolde kastedilen sürenin içinde yer aldığını, davalı tarafın da buna ilişkin bir itirazının bulunmadığını,
Protokolün maksadına ve ilgili 11.maddenin tamamına bakıldığında yanlış yorumlama sonucu hukuka aykırı kararın verildiğini,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, tarafların ortağı olduğu dava dışı …. Ltd. Şti.deki ortaklığın paylaşma yoluyla sona erdirilmesi için yapılan protokolden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitler ve taraflar arasında düzenlenen protokolün 11 maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.İlk dererece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde söz konusu protokolün 11.maddesinde her ne kadar 31.10.2012 tarihine kadar dava açılmış olmasından bahsedilse de, bu ifade protokol tarihinde sehven hatalı bir şekilde kaleme alındığını, dava konusu işçi işten protokolde belirtilen 31.10.2012 tarihinden, 2 ay önce ayrıldığını (29.08.2012 tarihinde), protokolde kastedilen sürenin içinde yer aldığını, davalı tarafın da buna ilişkin bir itirazının bulunmadığına yönelik istinaf talebi incelendiğinde; Yerel mahkeme kararında da belirtildiği üzere; tarafların dava dışı şirketin eşit paylı ortakları olduğu, şirketteki ortaklığın 01/10/2012 tarihli sözleşme ile tasviye edilerek şirketin aktif ve pasifleri ile birlikte davacıya bırakıldığı, protokol ile sabittir. İmzası inkar edilmeyen protokolün 11. Maddesi uyarınca 01/10/2012 tarihinden önce açılıp bu tarihi itibari ile kesinleşmemiş olan davalardan doğan tazminat alacaklarının taraflarca eşit olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Maddenin devam eden cümlelerinde, bu tarihten önce üretimi ve satımı yapılan imalattan doğacak zararlar ile faaliyet nedeni ile düzenlenecek idari para cezalarından tarafların eşit oranda sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Maddenin açık yazılış ve anlamından anlaşılacağı üzere taraflar şirkete karşı açılacak davalar yönünden protokol tarihini esas almış, bu tarihten önce açılmış olan davalardaki tazminatın eşit olarak paylaşılacağı ön görülmüştür. Somut olaydaki Bakırköy 25 İş Mahkemesi’nin 2013/337 Esas sayılı dosyası ile açılan dava 31/10/2012 tarihinde açılmış olup , her ne kadar işçinin iş akdi, protokol tarihinden önce fesh edilmiş ise de davanın protokolün düzenlendiği 01/10/2012 tarihinden sonra açıldığı sabittir. Bu durumda somut olayda ödenen tazminattan davalının her hangi bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmış olup davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle; dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/09/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.