Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/955 E. 2019/1162 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/955 Esas
KARAR NO : 2019/1162 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2017
NUMARAS : 2014/952 Esas – 2017/762 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili asıl davada dava dilekçesi ile, davalı aleyhine, 16.07.2014 tarihinde, Bakırköy ..İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyasında, Hamiline yazılı hisse senetleri ve 06.10.2000 tarih 002205 no.lu Teslim-Tesellüm Belgesine dayalı olarak 8.880.52 TL’si Asıl alacak 41.568.68 TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.449.20 TL’si üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, davalı borçlunun Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve davacıdan tahsil tarihi olan 06.10.2000 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte tahsiline, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeni ile davalının %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili birleşen 2014/981 Esas sayılı davada dava dilekçesi ile, davalı aleyhine 21.07.2014 tarihinde Bakırköy …İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyasında hamiline yazılı hisse senetleri ve 06.10.2000 tarih 002206 no.lu Teslim-Tesellüm Belgesine dayalı olarak 3.552.21 TL.sı Asıl alacak 16.627.46 TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.179.67.TL’si üzerinden haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı,davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştirDavacı vekili birleşen Bakırköy 3. ATM 2014/1179 Esas sayılı davada dava dilekçesi ile, davalı aleyhine 21.07.2014 tarihinde, Bakırköy ..İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında, Hamiline yazılı hisse senetleri ve 06.10.2000 tarih 002209 no.lu Teslim-Tesellüm Belgesine dayalı olarak 3.552.21 TL.sı Asıl alacak 16.627.46 TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.179.67 TL’si üzerinden haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili birleşen Bakırköy 6. ATM 2014/1078 Esas sayılı davada dava dilekçesi ile, davalı aleyhine, 21.07.2014 tarihinde, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyasında, hamiline yazılı hisse senetleri ve 06.10.2000 tarih 002208 no.lu Teslim-Tesellüm Belgesine dayalı olarak 3.552.21 TL’si Asıl alacak 16.627.46 TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.179.67 TL’si üzerinden haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçeleri ile, davacı tarafından dava konusu yapılan hisse senetlerinin Türk Ticaret Kanununa göre talep edilmesi gereken zaman aşımı süreleri geçtikten sonra icra takibine konulduğunun açık olduğu, davacının dayandığı belgenin 06.10.2000 tarihli olduğu, ancak icra takibi ve dava sürecinin 10 yıllık zaman aşımı süresinden sonra açıldığından davanın zaman aşımı yönünden reddinin gerektiğini, davacının dava dilekçesinde aleyhe olan yada davacı tarafından bilerek kasıtlı olarak aleyhe yönlendirilmeye çalışılan bütün iddiaların asılsız olduğunu, davacının ortağı olduğu şirketin (6.000 ve 2.400) DM. Değerindeki hisse senetleri değerini kendi katlamalı faiz hesabıyla (50.449.20 ve 20.179.67 TL.sı)na çıkardığını, bu şekilde bir faiz hesabının kabulünün mümkün olmadığını, paylar elinde bulunduğu sürece davacının müvekkili şirketin hissedarı olduğunu, davacının aldatılması yada kandırılmasının söz konusu olmadığını, davacı ve diğer şirket ortaklarının şirkette pay sahibi olmalarının tamamen Türk Hukuk Mevcuzatına uygun bir şekilde gerçekleştirilmiş olduğunu, kurulacak şirketin kar etmesi durumunda elde edilecek kardan ortaklarında pay alacağının açık olduğunu, müvekkili şirketin kurulduktan hemen sonra usul ve yasal gereklilikler doğrultusunda SPK’ ya baş vurarak mevzuat çerçevesinde ortak sayısı itibariyle kayıt altına alınması düzeyine eriştiğini ve 10.07.1997 tarih 21/1129 sayılı kurul kararıyla kayıt altına alınmasına karar verildiğini, davacının elinde bulunan hamiline yazılı hisse senetleri ile şirketin ortağı olduğu ve davacı tarafından sunulu teslim-tesellüm belgeleri ile hisse senetleri teslim edilmiş ve şirkete ortak olmuş olduklarını ve ortaklığın halen devam ettiğini, şirket kar etmiş ise bu kardan ortağın faydalanması kadar tabii bir durum olamayacağını ancak zarar eden bir şirketin ortaklarına kar dağıtmasının da düşünülemeyeceğini, davacının muaccel olmuş bir alacağının bulunmadığını ve fahiş faiz hesaplamasını kabul etmediklerini” beyanla davacının davasının zaman aşımı yönünden reddine, esasa girilmesi halinde davacının tüm taleplerinin reddine, davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 17/07/2017 tarih 2014/952 Esas 2017/762 sayılı kararında;
” mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davalı tarafından davacılara ortaklık vaadiyle satılan hisse senetleri sebebiyle davacıların davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında olup davalı şirket hakkında TBMM meclis araştırma komisyon raporu ve davanın (İİK. m 67/1) uyarınca açılan itirazın iptali davası olduğu dikkate alındığında, dava konusu takibe ilişkin alacağın varlığı ve miktarının davacı tarafça ispatının gerektiği, davacılar tarafından dosyaya ibraz edilen hisse senetleri nazara alındığında hamiline yazılı hisse senetlerinin sermayenin 1.000.000.000.000.-TL.sından 600.000.000.000.-TL.sına düşürülmesi nedeniyle bu sermayeyi temsil etmek üzere ihraç edildiği beyanını içermekte olduğu, diğer taraftan 2001-2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007,2008, 2009, 2010, 2011,2012,2013 yılı genel kurul tutanaklarına göre; davacıların yapılacak genel kurullara davet edildiğine ilişkin herhangi bir belge vesair evrakın bulunmadığı gibi davacıların anılan genel kurullarda temsil edilmedikleri, davacılar tarafından sunulu takip ve dava konusu hisse senetlerinin yukarıda isimleri yazılı hissedarlar tarafından satılan hisse senetleri olması gerektiği, ancak hangi hissedar tarafından satıldığı belirgin olmadığı gibi gerek pay defterinde ve gerekse ibraz edilmiş yasal defterlerde 500 Kodlu Sermaye hesabında kayıt altına alınmamış olup bu durumda davacıların hisse devir tarihleri itibariyle şirket ortağı olarak görünmedikleri, davacılar davalı tarafın her istidiği an paranın geri alabileceği garantisi, yüksek oranda faiz dağıtılacağına yönelik davalı tarafın beyanları ile Alman markı itibariyle davacıya para yatırdığı ancak davalının geri ödeme vaaadi ve yüksek faiz getirisi taleplerine rağmen bu talepleri yerine getirmediği anlaşıldığından haksız para alımını gerçekleştirmesi sebebiyle davalının bedelden sorumlu olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Benzer konuda ki Yargıtay içtihatlarında belirtildiği gibi Yargıtay 11. Hukuk dairesi 2013/11517 esas ve 2014/ karar sayılı ilamı gereğince ve MK 2 maddesi kapsamında dürüstlük kuralı kapsamında davalının sorumlu olduğu, öte yandan takip tarihleri itibariyle T.C Merkez Bankası Efektif satış kurları nazara alınmak suretiyle faiz talep edildiği, işlemiş faiz talep edilebilmesi için davalının (TBK. 117) uyarınca mütemerrit olması gerektiği, ancak davalının mütemerritliğini ispatlayacak her hangi bir vesaikin dosyada mübrez bulunmadığı, nazara alındığında davacı alacağının; Asıl dava davacısı …’ ın 3.067.75 Euro x 2,8948 = 8.880.52 TL, birleşen 2014/981 E. sayılı dosyada …’ ın 1.227.10 Euro x 2.8948 = 3.552.46 TL birleşen 3 ATM 2014/1179 …’ ın 1.227.10 Euro x 2.8948 = 3.552.46 TL, birleşen 6.ATM 2014/1078 …’ ın 1.227.10 Euro x 2.8948 = 3.552.46 TL asıl alacaklardan müteşekkil olduğu, bu itibarla takiplerin yukarıda belirtilen asıl alacaklar üzerinden devamı ile işbu alacaklara takip tarihlerinden itibaren 3095. Sy.K.nunun 4489 Sy.K.nun ile değişik 2. maddesi gereğince T.C Merkez Bankası tarafından dönemde Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranı üzerinden basit usulde (3095 Sy.K.m3) temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağı, takip miktarları ile karşılaştırıldığında fazla talebin söz konusu olduğu anlaşılarak işlemiş faiz talebi yönünden davanın reddine, asıl alacak yönünden kabulü gerektiği…”gerekçesi ile,
1-Asıl dava yönünden davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile;
A-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının asıl alacak yönünden iptaline,
B-Davacının işlemiş faiz (41.568,68 TL) talebinin reddine,
C-Asıl alacağa (8.880,52 TL) icra takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 oranında 3095 Sayılı Yasa uyarınca avans faizi uygulanmasına,
D-Davalı borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
2-Birleşen 2014/981 E. Sayılı dosya yönünden davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile;
A-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesinin …E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının asıl alacak yönünden iptaline,
B-Davacının işlemiş faiz (16.627,47 TL) talebinin reddine,
C-Asıl alacağa (3.552,21 TL) icra takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 oranında 3095 Sayılı Yasa uyarınca avans faizi uygulanmasına,
D-Davalı borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
3-Birleşen Bakırköy 3. ATM’nin 2014/1179 E. Sayılı dosya yönünden davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile;
A-Davalı borçlunun Bakırköy .. İcra Dairesinin …E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının asıl alacak yönünden iptaline,
B-Davacının işlemiş faiz (16.627,46 TL) talebinin reddine,
C-Asıl alacağa (3.552,21 TL) icra takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 oranında 3095 Sayılı Yasa uyarınca avans faizi uygulanmasına,
D-Davalı borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
4-Birleşen Bakırköy 6. ATM’nin 2014/1078 E. Sayılı dosya yönünden davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile;
A-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesinin… E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının asıl alacak yönünden iptaline,
B-Davacının işlemiş faiz (16.627,46 TL) talebinin reddine,
C-Asıl alacağa (3.552,21 TL) icra takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 oranında 3095 Sayılı Yasa uyarınca avans faizi uygulanmasına,
D-Davalı borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili istinaf dilekçesi ile,
Zamanaşımı itirazının reddine ilişkin gerekçenin hiçbir dayanağı olmadığını, zamanaşımı itirazının reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin gerekçesinin müvekkili şirketin yöneticisi hakkında ceza kovuşturması açılması olduğunu, müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanı hakkında uydurma sebep ve tutanaklarla düzenlenen, ilk andan itibaren itiraz edilen SPK raporlarına dayanılarak başlatılan ceza kovuşturmasında müvekkili hakkında hiçbir şekilde ceza- mahkumiyet kararı verilmemesine karşın, yalnızca dava açılması nedeniyle kötü niyet iddiasında bulunulması ve mahkeme hakiminin de bu gerekçeyle BK da yer alan mutlak zamanaşımı hükmünü dolanması kabul edilir, anlaşılır ve hukuk mantığı ile izah edilir olmaktan uzak olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından oluşturulan söz konusu kararın başından itibaren izah etmeye çalıştıkları üzere yasayı, yasa koyucuyu hiçe sayarak oluşturulduğunu, Herkesin iddiasını ispata mecbur olduğunu, müvekkili hakkında ileri sürdüğü mahkumiyet iddiasını hiçbir şekilde ispat edemediği, etmesinin mümkün olmadığı, iddianın tamamen dayanaksız olduğunu, Kararın öncelikle bu açıdan irdelenmesi, ilk derece mahkemesi tarafından sadece ceza kovuşturmasının varlığına dayanılarak, mutlak zamanaşımı itirazının reddine dair kararın kaldırılması gerektiğini, Şirket yöneticisi hakkında mahkumiyet kararı olmadığını, müvekkili şirket yöneticisi Yakup Yönten hakkında ceza kovuşturması açılmış olması mahkumiyet kararı verildiğini göstermeyeceğini, davayla alakası olmayan bir durumdan yola çıkılarak zamanaşımı konusunda mahkeme tarafından yapılan tespitin kabul edilemez bir hata olduğunu, müvekkili şirket yöneticisi hakkında ceza kovuşturması açılmasından bahisle mahkeme tarafından kötü niyetli olduğu sonucuna varılmasının hukuka uygun hiçbir yönü bulunmadığını, Müvekkilinin kötü niyeti ispat edilemediğini, iddianın soyut bir kavram olmaktan öteye geçemediğini, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre davalının kötü niyetli olduğunun davacı tarafça iddia ve ispat edilmesi gerektiği, aksi halde kötü niyetin mahkemece kendiliğinden nazara alınamayacağı, mahkemenin bu durumu göz ardı ettiğini, Davacının, 14 yıl sonra bütün zamanaşımı süreleri geçtikten sonra pay senedi alarak ortak olduğu şirket hakkında bu tür bir işleme girişmekle kötü niyetin kendisinde olduğunu açıkça gösterdiği, TMK madde 2 gereği kötü niyetin korunmayacağı, davacının da bu kötü niyetli girişiminin korunmaması gerektiği,
Davacılar lehine hükmedilen kötü niyet tazminatının reddedilen kısım için lehlerine hükmedilmemesinin hatalı olduğu,
Asıl dosya ve birleştirilen tüm dosyalar bakımından davacıların takibe konu ettiği alacak miktarların;
“- …’ın icra takibi ve davadaki talep ettiği miktar 50.449,20 TL,
– …’ın icra takibi ve davadaki talep ettiği miktar 20.179,67 TL,
– …’ın icra takibi ve davadaki talep ettiği miktar 20.179,67 TL,
– …’ın icra takibi ve davadaki talep ettiği miktar 20.179,67 TL” şeklinde olduğunu,
Davada tüm davacılar yönünden kabul edilen toplam miktarın 19.537,15 TL, reddedilen miktarın ise 91.451,07 TL olduğunu,
Gerekçeli kararda açıklandığı üzere davacılarının taleplerinin büyük kısmının reddedildiğini, ancak davada reddedilen kısmın kabul edilen kısımdan fazla olduğu ortada iken müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmediğini, Davacılarının taleplerinin çoğunun reddedilmiş olması onların takibinde haksız, fahiş taleplerde bulunduğunun göstergesi olduğu, bu durum mahkemece göz ardı edilip sadece kabul edilen kısım üzerinden müvekkili icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edildiği, ancak davacı / alacaklının kötü niyetli olarak talep ettiği, mahkemece de reddedilen miktar üzerinden müvekkili lehine tazminatına hükmedilmediğini,
Davacıların kötü niyetli oldukları ortada iken, kısmen kabul, kısmen red şeklinde verilen kararda, davacı lehine hükmedilen kısım için inkar tazminatına hükmedilmesi buna karşılık reddedilen kısım için davalı lehine inkar tazminatına yer verilmemesinin İ.İ.K 67. maddesi amir hükmüne aykırı ve kararın başlı başına kaldırılması sebebi olduğunu, İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesinin şartlarından birinin alacağın likit olması olduğunu, mahkemenin alacağın likit olduğuna kanaat getirdiği ve bu kanaat üzerine karar verdiğini, bu kısım üzerinden inkar tazminatına hükmettiğini, Diğer yandan hem bilirkişi raporundan hem de karardan görüleceği üzere mahkemece alacağın reddedilen kısmı likit olduğu, takipte ve davada talep edilen rakamlarda hiçbir değişiklik olmadığı, talep kısmen kabul ve kısmen reddedildiği, buna karşılık davacıların taleplerinin yerinde olmadığı tespit ve karar altına alındığını, İİK’nın 67/5 Maddesi hükmü gereğince (Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) bu kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınacağını, bu durumda mahkemece talep edilen alacak her iki taraf için de likit kabul edileceği, kabul ve reddedilen miktarlar dikkate alınarak her iki taraf lehine inkar tazminatına hükmedileceği ya da her iki taraf açısından likit kabul edilmeyecekse her iki taraf içinde inkar tazminatına hükmedilmeyeceğini,İki dosyada davalı lehine kısmen reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının kararın kaldırılması sebebi olduğunu,Mahkemece ana dosyada ve birleşen dava dosyalarından birinde, kısmen reddedilen kısımla ilgili olarak davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, buna karşılık 2014 / 952 E. sayılı dosyası ile birleşen Bakırköy 3. ATM. 2014/1179 E. sayılı dosyası ve Bakırköy 6. ATM. 2014/1078 E. sayılı dosyası ile verilen kısmen red kararlarında , reddedilen kısımla ilgili olarak müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın reddine, davacının kötü niyeti nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, birleşen dosyalarda reddedilen kısımlar için davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili istinaf dilekçesi ile,
Yerel Mahkemenin, birleşen dosyalar da dahil faiz talepleri yönünden red kararına katılmadıklarını,
Alacak konusu nama yazılı hisse senedi olması bakımından üzerinde yazılı tarihten itibaren davalının ödeme yükümü olduğu, bu tarih itibariyle davalının faiz ödemesi gerektiğini,
Davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirinin de bu bakımdan hatalı olduğunu,
İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, istinaf incelemesinde tespit edilecek nedenler, reddedilen kısımlar ve aleyhe olan kısımlar yönünden ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/952 Esas 2017/762 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Davalar, davacılar tarafından, davalının var olduğu ileri sürülen haksız ve hukuka aykırı fiilleri sonucu davalı şirkete yatırılan paranın tahsili istemi ile yapılan takibe itirazın iptali davalarıdır.
Davacılar vekili, davalının kamuoyu tarafından da bilindiği üzere Avrupa’daki Türk işçilerinden para tahsil eden şirketlerden biri olduğunu, davacının parasını istediği her zaman geri alabileceği, karşılığında yüksek oranda faiz verileceği vaatleri ile Avrupa’daki birçok Türk işçisi gibi davalı tarafından dolandırıldığını, çeşitli tarihli hamiline yazılı hisse senedi belgesi adlı belgeler ile davalı tarafından para tahsil edildiğini, bu belgeler karşılığında davalı şirketin hisse senetlerinin verildiğini, söz konusu şirkete ortak edilmedikleri gibi vermiş oldukları paraların da iade edilmediğini, davalı tarafından yapılan bu para toplama faaliyetinin SPK, Eski TTK, Banka Kanunu, BK ve sair mevzuata aykırı olduğunu, davalının hisse senedi satamayacağını, halka arz edemeyeceğini, mevduat kabul edemeyeceğini, para toplamayacağını, davalıya verdikleri bedellerin tahsili için yaptıkları takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, görev itirazları bulunduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin şirketler hukukuna-hamiline hisse senedi alımına dayalı olduğunu, davacı tarafından yapılan takibin ve açılan bu davanın ortaklık ve ortaklık paylarına ilişkin bir dava olduğunu, davacının şirkette ortak olduğunu, takip yapmakta ve davayı açmakta kötüniyetli olduğunu, takip konusu borçlarının bulunmadığını, 6102 sayılı TTK’nın 379-387. maddelerine göre bu davayı açamayacağını, kabul anlamına gelmemek üzere asıl alacak ve faiz miktarını kabul etmediklerin savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, takipten önce davalı temerrüde düşürülmediğinden takipte faiz talep edilemeyeceğinden bahisle davaların kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş karara karşı davacılar ve davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosya kapsamından davacılardan, “21. Yüzyıl Büyük Anadolu Holding Teslim ve Tesellüm Belgesi” başlıklı belge karşılığında para tahsil edildiği, karşılığında davalı şirketin hisse senetlerinin teslim edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.Davacıların davalı şirkete ortak olup olmadığı hususunun tespiti için davalı kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, sunulan raporda, davacılara teslim edilen hisselerin pay defterinde kayıtlı olmadığı, davacıların şirket genel kurul toplantılarına çağrılmadığı tespit edilmiştir.Buna göre davaya ve takibe konu hisse satış işlemleri gerçek olmayıp usulsüz para toplama işlemidir. Bu nedenle davalının söz konusu bedelleri davacılara iade etmesi gerekir. Asıl alacak yönünden davaların kabulüne dair mahkeme kararı esas itibarıyla doğrudur. Davalının zamanaşımı itirazına gelince Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin emsal mahiyetteki kararında somut koşullarda zamanaşımı definin ileri sürülmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, ayrıca davalı şirket yöneticisi aleyhine ceza davası açıldığından zamanaşımı itirazı yerinde değildir. (Bu durumda zamanaşımı süresi söz konusu paranın tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığı tarihten itibaren işleyecektir) Bu nedenle davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerekir. Davalı vekili reddedilen dava yönünden lehlerine kötüniyet tazminatı hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiş ise de, İİK 67/2 maddesine göre kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takipte haksız ve kötüniyetli olduğunun ispatlanması gerekir. Reddedilen yön bakımından davacıların takipte kötüniyetli oldukları ispatlanamamıştır. Bu nedenle mahkemece kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi doğrudur. Bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Davalının birleşen iki davada reddedilen kısım için lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğine ilişkin istinaf sebebi ise yerindedir. Reddedilen davalarda davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Karar bu yönü ile hatalı olmuştur.Davacılar vekilinin istinaf başvurusuna gelince Yargıtay 11. H.D. emsal kararlarında belirtildiği üzere, davacılar tarafından yatırılan paranın yatırıldığı tarihten itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince takip tarihine kadar faiz işletmek suretiyle tahsilini talep edebileceklerdir. Mahkemece davalının takipten önce temerrüde düşürülmediğinden bahisle takipte talep edilen faizi isteyemeyeceklerine dair kararı usul ve yasaya aykırıdır. Dosyada mahkemece iki defa bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ilk bilirkişi kurulundan kök ve ek rapor alınmış, bu ilk bilirkişi raporunda davacıların talep edebileceği asıl alacak miktarı yatırılan bedeller tedavülden kalkan Alman Markı olarak yatırıldığından bu para biriminin Euro ve TL kurları üzerinden çevrilmesinde hata yapılarak asıl alacak miktarı yanlış tespit edilmiştir. İkinci bilirkişi kurulu raporunda ise asıl alacak miktarı doğru kurlar üzerinden TL’ye çevrildiğinden asıl alacak miktarının tespitinde bu raporun esas alınması gerekmiştir. Ancak bu bilirkişi raporunda da Yargıtay ilamında belirtildiği şekilde alacağa, paranın davalı tarafa teslim edildiği tarihten itibaren faiz hesabı yapılmadığı anlaşıldığından, 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince faiz oranları üzerinden dairemizce faiz hesabı yapılmıştır.
Dairemizce resen yapılan faiz alacağı hesabında, asıl dava yönünden takip tarihi olan 21/07/2014 tarihi itibariyle davacı …’ın faiz alacağının;
FAİZ DÖNEMİ FAİZ İŞLETİLECEK ANA
BAŞLANGICI DÖNEMİ BİTİŞİ SAYISI ORANI PARA TUTARI TUTARI
06/10/2000 06/10/2001 365 8 3.067,75 248,83
06/10/2001 06/10/2002 365 5,75 3.067,75 178,85
06/10/2002 06/10/2003 365 5 3.067,75 155,52
06/10/2003 06/10/2004 366 4,8 3.067,75 149,71
06/10/2004 06/10/2005 365 3,75 3.067,75 116,64
06/10/2005 06/10/2006 365 3,75 3.067,75 116,64
06/10/2006 06/10/2007 365 4,25 3.067,75 132,19
06/10/2007 06/10/2008 366 5 3.067,75 155,94
06/10/2008 06/10/2009 365 6 3.067,75 186,62
06/10/2009 06/10/2010 365 5,5 3.067,75 171,07
06/10/2010 06/10/2011 365 4,25 3.067,75 132,19
06/10/2011 06/10/2012 366 4,8 3.067,75 149,71
06/10/2012 06/10/2013 365 5,6 3.067,75 174,18
06/10/2013 21/07/2014 288 3,65 3.067,75 89,58
TOPLAM : 2.157,66
ANA PARA : 3.067,75
GENEL TOPLAM: 5.225,41
21/07/2014 tarihi itibariyle (kur 2,8948) TL karşılığı :15.126,50

Dairemizce resen yapılan faiz alacağı hesabında, birleşen davalar yönünden takip tarihi olan 21/07/2014 tarihi itibariyle davacıların ayrı ayrı faiz alacağının;

FAİZ DÖNEMİ FAİZ İŞLETİLECEK ANA
BAŞLANGICI DÖNEMİ BİTİŞİ SAYISI ORANI PARA TUTARI TUTARI
06/10/2000 06/10/2001 365 8 1.227,10 99,53
06/10/2001 06/10/2002 365 5,75 1.227,10 71,54
06/10/2002 06/10/2003 365 5 1.227,10 62,21
06/10/2003 06/10/2004 366 4,8 1.227,10 59,88
06/10/2004 06/10/2005 365 3,75 1.227,10 46,66
06/10/2005 06/10/2006 365 3,75 1.227,10 46,66
06/10/2006 06/10/2007 365 4,25 1.227,10 52,88
06/10/2007 06/10/2008 366 5 1.227,10 62,38
06/10/2008 06/10/2009 365 6 1.227,10 74,65
06/10/2009 06/10/2010 365 5,5 1.227,10 68,43
06/10/2010 06/10/2011 365 4,25 1.227,10 52,88
06/10/2011 06/10/2012 366 4,8 1.227,10 59,88
06/10/2012 06/10/2013 365 5,6 1.227,10 69,67
06/10/2013 21/07/2014 288 3,65 1.227,10 35,83
TOPLAM : 863,06
ANA PARA : 1.227,10
GENEL TOPLAM: 2.090,16
21/07/2014 tarihi itibariyle (kur 2,8948) TL karşılığı :6.050,60

olarak bulunmuştur.
Buna göre takip tarihine kadar davacı … 2.157,66 EURO, diğer davacılar ise ayrı ayrı 863,06 EURO faiz talep edebileceklerdir. Söz konusu asıl alacaklar ve asıl alacağa takip tarihine kadar işlemiş faizin takip tarihi itibarıyla TL’ye çevrilmesi sonucunda, asıl dava davacısı … davalıya vermiş olduğu 3.067,75 EURO karşılığında 8.880,52 TL asıl alacak ve 2.157.66 EURO işlemiş faizi karşılığında 6.245,98 TL faiz, birleşen davalar davacıları verdikleri 1.227,10 EURO karşılığında 3.552,46 TL asıl alacak ve asıl alacağa işlemiş faiz 863,06 EURO karşılığı 2.498,14 TL faizi ayrı ayrı talep edebileceklerdir. Buna göre yapılan hesaplamada talep edilebilecek faiz miktarı takipte talep edilenden az olduğundan ve davacıların asıl alacak ve dairemizce hesaplanan faizi üzerinden takipte haklı oldukları, davalının bu miktarlar yönünden takibe itirazı haksız olmakla davanın kısmen kabulü ile itirazların kısmen iptaline, takiplerin asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4489 sayılı kanunla değişik 2. maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli avans kredilerine uyguladığı değişen faiz oranları üzerinden faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına fazlaya ilişkin istemin reddine, davada kabul edilen miktar yönünden davacılar lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davacıların takipte kötüniyetli oldukları ispatlanamadığından reddedilen kısım yönünden davalı taraf lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, kabul edilen davalar yönünden davacılar lehine, reddedilen miktarlar yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Buna göre sonuç olarak tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davacıların davasının kısmen kabulü ile davalının takiplere yaptığı itirazın asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihine kadar işlemiş faiz bedeli üzerinden kısmen iptaline karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Tarafların istinaf başvurularının KISMEN KABULÜ ile; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/07/2017 tarih ve 2014/952 Esas – 2017/762 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
1-ASIL DAVA yönünden davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİ ile;
A-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesinin … E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının asıl alacak 8.880,52.TL ve 6.245,98.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.126,50.TL yönünden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine
B-Asıl alacağa (8.880,52.TL) icra takip tarihinden itibaren yıllık 3095 sayılı Kanun’un 4489 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi gereğince Merkez Bankası’nın kısa vadeli avans kredilerine uyguladığı değişen faiz oranları oranında avans faizi uygulanmasına,
C-Davalı borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si (3.025,30.TL) oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
D-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
Harç ve Yargılama gideri
1-Alınması gereken 1.033,29.TL karar harcından davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 609,34.TL nispi peşin harcın mahsubu ile 423,95.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından yatırılan 609,34.TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00.TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Reddedilen kısım yönünden davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 4.235,50.TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen harç, tebligat posta, bilirkişi gideri toplamı 2.508,00.TL yargılama giderinden kısmen kabul red oranına göre hesaplanan (%30 kabul) 752,40.TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarfedilen harç, tebligat posta masraf gideri toplamı 39,00.TL yargılama giderinden kısmen kabul red oranına göre hesaplanan (%70 red) 27,30.TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
2-BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2014/981 E. SAYILI DAVA yönünden davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİ ile;
A-Davalı borçlunun Bakırköy 5. İcra Dairesinin 2014/10611 E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının 3.552,21.TL asıl alacak ve 2.498,14.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.050,35.TL yönünden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine
B-Asıl alacağa (3.552,21.TL) icra takip tarihinden itibaren itibaren yıllık 3095 sayılı Kanun’un 4489 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi gereğince Merkez Bankası’nın kısa vadeli avans kredilerine uyguladığı değişen faiz oranları oranında avans faizi uygulanmasına,
C-Davalı borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si (1.210,07.TL) oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
D-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
Harç ve Yargılama gideri
1-Alınması gereken 413,30.TL karar harcından daha önce yatırılan 243,85 TL nispi peşin harcın mahsubu ile 169,45.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından yatırılan 243,85.TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Reddedilen kısım yönünden davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
3-BİRLEŞEN BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2014/1179 E. SAYILI DAVA yönünden davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİ ile;
A-Davalı borçlunun Bakırköy 5. İcra Dairesinin 2014/10610 E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının 3.552,21.TL asıl alacak ve 2.498,14.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.050,35.TL yönünden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine
B-Asıl alacağa (3.552,21.TL) icra takip tarihinden itibaren itibaren yıllık 3095 sayılı Kanun’un 4489 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi gereğince Merkez Bankası’nın kısa vadeli avans kredilerine uyguladığı değişen faiz oranları oranında avans faizi uygulanmasına,
C-Davalı borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si (1.210,07.TL) oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
D-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
Harç ve Yargılama gideri
1-Alınması gereken 413,30.TL karar harcından daha önce yatırılan 243,85 TL nispi peşin harcın mahsubu ile 169,45.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından yatırılan 243,85.TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Reddedilen kısım yönünden davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-BİRLEŞEN BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2014/1078 E. SAYILI DAVA yönünden davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİ ile;
A-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesinin… E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının 3.552,21.TL asıl alacak ve 2.498,14.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.050,35.TL yönünden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine
B-Asıl alacağa (3.552,21.TL) icra takip tarihinden itibaren itibaren yıllık 3095 sayılı Kanun’un 4489 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi gereğince Merkez Bankası’nın kısa vadeli avans kredilerine uyguladığı değişen faiz oranları oranında avans faizi uygulanmasına,
C-Davalı borçlunun hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si (1.210,07.TL) oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
D-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
Harç ve Yargılama gideri
1-Alınması gereken 413,30.TL karar harcından daha önce yatırılan 243,85.TL nispi peşin harcın mahsubu ile 169,45.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından yatırılan 243,85.TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Reddedilen kısım yönünden davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00.TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN :
1-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, karar harçlarının talep halinde davalı tarafa iadesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, karar harçlarının talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-İstinaf edenler tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Dosyada artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/09/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.