Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/941 E. 2019/952 K. 03.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/941
KARAR NO : 2019/952
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2018
ASIL DOSYA NUMARASI : 2017/755 Esas – 2018/67 Karar
Birleşen Dava: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi ( 2016/2 Esas )
DAVA : Menfi Tespit (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 03/07/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Taraflar arasında alt kira sözleşmesinden kaynaklanan kira ilişkisi olduğunu, davalı tarafın İstanbul Anadolu .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 2015 Nisan ayı kirasına ilişkin verilen 22.000 TL’lik çeki icraya koyduğunu, takibe konu çekin 21.05.2015 tarihinde 2015 yılı Nisan ayına ilişkin kira bedeli için verilmiş olmasına rağmen davacı tarafından davalı lehine verilen daha önceden … Bankasına ait 77.000 TL ‘lik teminat mektubunun 24.06.2015 tarihinde paraya çevrildiğini, davalının 3,5 aylık kira bedelini ve ürün bedeli için verilen her biri 4.500 TL’ den 3 adet çek karşılığını çeklerin ödeme zamanı gelmeden önceden alınmış ve elinde bulundurduğu 4 adet çek ve takibe koyduğu bir adet çekin bedelsiz hale geldiğini belirterek davacı tarafın bu çeklerden dolayı bir borcunun bulunmadığınını tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen dava dilekçesinde davacı vekili, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyasındaki talimat uyarınca Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ nün … Tal sayılı dosyasında işyerinde haksız olarak haciz uygulandığını öne sürerek bundan dolayı uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı ile akdedilen Franchise sözleşmenin atipik sözleşme hukuk düzeninin sınırları içinde tarafların sözleşme özgürlüğü çerçevesinde özgür irade ile imzalandığını, 22 maddeden oluşan sözleşmede sözleşmenin konusu, tanımı, süresi gibi hükümlerin ayrıntılı olarak düzenlendiğini, davacının her sayfanın altında imzası olduğunu, davacının sözleşme kapsamında … dükkanını işletme yükümlülüğü altına girdiğini, akdedilen franchise sözleşmesinden doğan alacak, tazminat ve diğer tüm feri haklar saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, davacı aleyhine HMK 392/2 gereğince 5.000 TL disiplin para cezasına hükmedilmesini, her iki taraf da tacir olduğundan yetki şartına ilişkin hükümler bağlayıcı olduğundan, 6100 sayılı HMK gereği yetki sözleşmesinde gösterilen mahkeme kesin yetkiye haiz olduğundan davaların usulden ve esastan (yetki ve görev yönünden) reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi 07/02/2018 tarih 2017/755 Esas – 2018/67 Karar sayılı kararında;
” … Taraf şirketlerin ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda davacı şirketin davalı şirkete 215.219,00 TL borçlu olduğu, taraflar arasında cari hesap farkı bulunmadığı, davacı şirketin 215.219,00 TL borcu içerisinde, asıl davada dava konusu yaptığı Küçükçekmece … icra Müdürlüğü …E. Sayılı dosyası) 30.06.2015 keşide tarihli(22.000, – 1.200, =) 2.800.-TL ve 31.07.2015 keşide tarihli 22.000, TL tutarındaki iki adet çek ile 4.500,00 TL tutarında üç adet çekten dolayı borçlu olduğu, banka sorumluluk bedeli olarak davalı şirket tarafından tahsil edilen 1.200,00 TL’nin de davacı şirketin cari hesap borcundan düşüldüğü bu nedenle istirdadının mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı,
Dosya ile birleşen Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/2 E. sayılı dosyasındanbirleşen davada ise davacı şirketin talep ettiği haksız fiilden kaynaklanan tazminat talebinin ise reddi gerektiği … ” gerekçesi ile,
Asıl ve mahkeme dosyası ile birleşen Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/2 Esas sayılı dosyalarının REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu,
Müvekkili şirket tarafından davalıya verilen 77.000 TL miktarındaki teminat mektubunun davalı tarafından paraya çevrilmiş olduğu, davalı tarafın tüm alacaklarını tahsil ettiğini, bu sebeple müvekkili şirketin davalıya verdiği tüm çeklerin konusuz hale geldiğini, ödemede tekerrür olmaması için icra takibinin iptali ve davalıda bulunan diğer çeklerin müvekkili şirkete iadesinin gerektiğini,
İlk derece mahkemesinin yetkisiz ve görevsiz mahkemelerde yapılan araştırmalarla yetinerek ilk celsede dosyayı karara bağladığını, eksik inceleme neticesinde tesis edilen hatalı kararın bozulmasının gerektiğini,
İlk derece mahkemesi tarafından dosyadaki eksiklikler giderilmeksizin, dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdii edilerek bilirkişi raporu alınması talebinin dahi dinlenilmeden hüküm tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu,
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında da, hatalı bilirkişi raporu dışında dosyaya sunulan hiçbir belgenin ve beyanın değerlendirilmediğini, Müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki kira sözleşmesine dayalı hukuki ilişkide müvekkili şirketin verdiği çekler, davalı tarafından kötü niyetli olarak daha önce yine takibe konu edildiğini, ancak davalı şirket aleyhine açılan menfi tespit davasında müvekkili şirketin borcu olmadığına hükmedildiğini, İlk derece mahkemesi tarafından, hatalı bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadan hüküm tesis etmek suretiyle, hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkının açıkça ihlal edildiğini ileri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibinin İPTALİNE, müvekkili şirket lehine dosya konusu miktarın %20’si oranında tazminata hükmedilmesine, 0597049 nolu 22.000 TL bedelli 31.07.2015 keşide tarihli, 0597043 nolu 4.500 TL bedelli 21.08.2015 keşide tarihli, 0597044 nolu 4.500 TL bedelli 21.09.2015 keşide tarihli, 0597042 nolu 4.500 TL bedelli 21.07.2015 keşide tarihli çeklerden borcunun olmadığının tespitine ve çekler sebebiyle bankanın sorumlu olduğu yaprak başınan ödenen 1.200 TL’nin istirdatı ile davacı tarafa ödenmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Asıl dava İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyasında takibe konu çekin bedelsiz olduğu gerekçesiyle menfi tespit davasıdır.
Birleşen dava ise, davalı firmanın İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyasında işyerinde haksız yere haciz uygulandığı iddiasıyla maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkemece her iki dava da reddedilmiştir. Uyuşmazlık konusu; davacı aleyhine yapılan takibe konu çekin bedelsiz olup olmadığı, bu bağlamda davacının davalıya borçlu olup olmadığı, davalı alacaklının davacı borçlu adresinde haksız haciz uygulayıp uygulamadığı, bu suretle davacının maddi ve manevi zararının oluşup oluşmadığı noktasındadır. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyasında takibe konu çekin keşidecisi davacı, lehdarı davalıdır. Çekin tarihi 30/06/2015 olup, rakamla 22.000.000 TL yazıyla ise Yirmiikibinlira yazılmıştır. Çekin lehdar tarafından 30/06/2015 tarihinde muhatap … bankasına vekaleten …bank’a ibraz edildiği, karşılıksız kaşesinin basıldığı, daha sonra Av…. ismi ve imzanın yer aldığı ve 08/07/2015 tarihi itibariyle muhatap bankanın Kavacık şubesine ikinci kez ibraz edildiği, yine karşılıksız kaşesinin basıldığı anlaşılmaktadır. İcra dosyasında takip borçlusu olan davacının İcra mahkemesine yaptığı itiraz sonucu, İstanbul Anadolu 7. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin 03/08/2015 T ve 2015/530 E-631 K sayılı kararıyla icra dairesinin yetkisizliğine, dosyanın Küçükçekmece İcra Müdürlüğü’ ne gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı asıl davada takibe konu çekin Nisan 2015 kirasına ilişkin olduğunu, bunun dışında Mayıs ayına ait kiranın da 31/07/2015 tarihli başka bir çekle ödendiğini buna ilişkin makbuz alındığını, davalı alacaklının 77.000,00 TL’lik teminat mektubunu 24/06/2015 tarihinde bozdurduğunu, 3.5 aylık kira ve ürün bedeli olarak her bir 4.500 TL den 3 adet çek aldığını, teminat mektubuyla kira parası tahsil edildiği için dava konusu çekin bedelsiz kaldığını öne sürmektedir. Birleşen dava açısından ise davacı, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında tahliye davası açtığını, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında yazılan talimat gereği Küçüçekmece …İcra Müdürlüğünün … Tal dosyasında işyerinde fiili haciz ve muhafaza işlemi uygulandığını davalı alacaklının kendisini zor duruma düşürmek ve ailesi ve müşterileri önünde itibarının sarsılmasının amaçlandığını işyerinin 1 hafta kapalı kaldığını bu yüzden zarara uğradığını öne sürmektedir. Taraflar arasında Franchising sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporlarda (asıl ve ek) taraf defterleri arasında cari hesap farkı olmadığı, davacının dava konusu çekten dolayı muhatap bankadan tahsil ettiği sorumluluk bedelini davacının cari hesap borcundan düştüğü, 77.656,55 TL tutarındaki iki adet teminat mektubunun da tahsil edilerek davacının hesabından düşüldüğü, davacının davalıya 215.219,00 TL borçlu olduğu ifade edilmiştir. Dava konusu çekin Nisan 2015 kirasına yönelik olarak verildiği yönünde 21/05/2015 tarihli bir belge bulunduğu, davacının teminat mektubunun tahsilinin kira parasının tahsili anlamına geldiğini öne sürdüğü, bununla beraber teminat mektubunun tahsilinin çek borcunun ödendiği anlamına gelmediği, teminat mektubu ile çek arasında bir bağlantı kurulamadığı, teminat mektubunun çekin teminatı olmadığı, davacının davalıya açık hesabından borçlu olduğu tahsilatın açık hesaptan düşüldüğü, teminat mektubunun paraya çevrilmesinin çekin ödenmesi anlamına gelmediği, bu durumda dava konusu çekin bedelsiz olduğu iddiasının kanıtlanmadığı anlaşılmaktadır. Birleşen dava açısından da davalı alacaklının haczi geçerli bir icra takibine istinaden yaptığı anlaşılmaktadır. Davalı alacaklının davacı aleyhine kira süresinin bitmesinden dolayı tahliye emri düzenleterek icra takibine geçtiği anlaşılmakla birlikte, haczin başlı başına davacı borçluyu izaç için yapıldığı yönünde delil bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde dosya kapsamına, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dava ve birleşen dava davacısının asıl ve birleşen davalar yönünden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince asıl ve birleşen davalar yönünden davacı tarafından yatırılan 98,10′ ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibari ile Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden davacıdan alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, asıl dava davacısı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL harcın asıl dava davacısından tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihi itibari ile Harçlar Kanunu gereğince birleşen dava yönünden birleşen dava davacısından alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, birleşen dava davacısı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL harcın birleşen dava davacısından tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 03/07/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.