Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/936 E. 2019/1203 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/936 Esas
KARAR NO : 2019/1203 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİ Hİ : 26/12/2017
DOSYA NUMARASI : 2016/1056 Esas 2017/1260 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile… … Ltd. Şti. nin internet üzerinden ve e-mail yoluyla Ek-1 de belirtilen yükü İstanbul Silivri’den Almanya’nın Gelsenkirchen şehrine taşınması konusunda 08.06.2016 tarihinde anlaştıklarını, ancak … şirketinin anılan taşımanın kardeş şirketleri olan davalı … üzerinden yapılmasını talep ettiğini, taşıma ile ilgili tüm yazışma ve işlemlerin davalı …ile yapıldığını, davalının talebine uygun olarak yükün taşındığı ve alıcıya teslim edilmiş olmasına rağmen, davalının navlun ücretini ödemediğini, davalıya gönderilen faturanın “böyle bir hizmet alınmadığı” şeklindeki asılsız bir iddia ile geri iade edildiğini, bunun üzerine davalıya karşı Silivri İcra Dairesi…. no.lu dosya üzerinden icra takibine başlandığı, davalının takibe itiraz ettiğini, davalı borçlunun itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiğini, bu nedenle borçlunun itirazının iptali takibin devamı ve borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak sadece takibi uzatmaya yönelik itirazı sonucu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına çarptırılması, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Müvekkili şirketin mobilya üretimi ve perakende satış işiyle uğraştığı, Almanya’da yaşayan ….e isimli bir müşterisine mobilya sattığını, mobilyaların Almanya’ya nakliyesinin bedelini müşterisinin üstlendiği sadece nakliye firması konusunda yardımcı olunmasının istendiği, müvekkilinin de mobilyaların nakliyesi konusunda alacaklı nakliye firmasıyla alıcısı müşteri arasında aracı olduğunu, Mobilyaların nakliyesi sırasında davacı firmanın alıcının bilgisi halinde farklı bir gümrüğe gittiği ve beyan eksikliği yüzünden, kendi hatasından kaynaklanan nedenle, davacıya gümrükte cezai işlem uygulandığı, ancak davacı nakliye firması kendi hatasından kaynaklanan bu cezayı ve navlun bedelini alıcı … isimli müşteriden istediğini, müşteri bu ödemeyi reddedince davacı nakliye firması müşteriden alamadığı bu bedeli bu sefer de müvekkili şirkete ödetmeye çalıştığını, Davacının müşteriden alamadığı bu bedeli müvekkilinden talep ettiği, bu talebi müvekkili tarafından reddedilince de haksız olarak müvekkili şirkete 2700 Euro değerinde fatura keserek bu parayı almak istediğini, müvekkilinin davacıdan bir hizmet almadığı aracı olduğu için 14.07.2016 tarihinde tebliğ aldığı bu faturaya süresi içinde 19.07.2016 tarihinde itiraz ettiğini, davacı itiraz evrakını 25.07.2016 tarihinde tebliğ aldığını, Müvekkilinin bu ödemeyi kabul etmeyerek faturaya itiraz edince davacının bu sefer de haksız olarak icra takibine giriştiğini, müvekkilinin alacaklıdan 2700 Euro değerinde bir hizmet satın almasının söz konusu olmadığını, haksız olarak açılan davanın reddine alacaklının % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi 26/12/2017 tarih 2016/1056 Esas – 2017/1260 Karar sayılı kararında;
“…Her türlü hukuki tavsif, nihai karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, Mahkeme görevlendirmesi kapsamında dosyaya sunulan bilgi ve belgeler üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, yukarıda açıklanan nedenlerle; Uyuşmazlığa konu davada CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulama alanı bulacağı, CMR madde: 4, 6 f.l(i), 13 f. 2, hükümleri uyarınca davacı …. Ltd. Şti.’nin davalı … firmasından 2.700,00 Euro tutarında taşıma-navlun alacağını talep edebileceği, Davacının icra inkar tazminatı talebinin Mahkemenin takdirinde bulunduğu açıklanmış olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının yapmış olduğu nakliye bedelinin kimin tarafından ödeneceği yani nakliye bedelinin davacıya davalı mı yoksa malın teslim edildiği alıcının mı ödeyeceği hususunda olup, davalı vekili yemin deliline dayandığından davacı şirket yetkilisi duruşmada yemini eda edip davalı şirket tarafından Almanya ya gönderilen mobilyaların nakliye ücretini davalı şirket tarafından ödeneceği dava dışı Almanya daki alıcı … nin nakliye ücretini ödeyeceğini bilmediğini, daha önce davalı ile yani taşıma öncesi davalı ile aralarında nakliye ücretinin dava dışı … tarafından ödeneceğine dair hiçbir konuşma geçmediğine, görüşme olmadığına dair yemin etmiş, gerek bilirkişi raporundaki gerekçe ve gerekse davacı şirket yetkilisinin yeminli beyanı göz önüne alındığında davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının kısmen kabulüne karar vermek gerektiği…”gerekçesi ile,
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun Silivri İcra Dairesi … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 2.700 Euro asıl alacak üzerinden devamına,
2-Takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4a maddesi gereği takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar ve fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden Euro alacak için işlemecek %3,5 Euro mevduata kamu bankalarınca fiilen uygulanan azami yıllık faiz ve değişen oranlarda faiz uygulanmasına,
3-Asıl alacak üzerinden takip tarihindeki kur üzerinden TL ye çevrilerek % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu,
İlk derece mahkemesi kararı çelişkiler içeren bilirkişi raporuna göre verdiğini, bilirkişi raporunda İNCOTERMS -ICC kuralları kapsamına göre ve CMR KONVANSİYONUNA göre iki aşamalı bir değerlendirmenin yapıldığını,Raporda uyuşmazlık konusu davada CMR hükümlerinin uygulanacağını ancak, İNC0TERMS -ICC ve CMR KONVANSİYONU yönünden yapılan değerlendirmelerin mahkemeye ait olacağının belirtildiğini,
Bilirkişi raporu çelişkili olup raporun D-CMR Konvansiyonu kapsamında değerlendirme başlıklı kısmında taşıma ücretinin CMR 13.f.2 uyarınca gönderilen tarafından ödeceğini ve davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığının belirtilmesine rağmen raporun sonuç kısmında davalının sorumlu olduğu şeklinde görüşün bildirildiğini,Davalı tarafça rapordaki bu çelişkiler belirtilerek rapora itirazın edildiğini ancak, ilk derece mahkemesince bilirkişiden ek rapor alınarak bu çelişkinin giderilmesinin istenmediğini, çelişkili rapora göre kararın verildiğini,Mahkemece CMR KOMİSYONU hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiş; CMR 4 , 6/1.i ve 13/2 gereğince taşıma ücretinin davalıdan talep edilebileceği yönünde hükmün kurulduğunu, CMR 4. maddesinin sevk mektubunu düzenlediğini, 6/1.fıkra i bendi sevk mektubunun taşıma ücretini içereceğini, 13/2 maddesinde taşıma ücretinin alıcı tarafından ödeneceğinin açıkça düzenlendiğini, ancak ilk derece mahkemesince gönderici yani müvekkili tarafından ödemeye karar verilmesinin haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu,Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere taraflar arasında taşıma sözleşmesinin yapılmadığını, müvekkili sadece mobilyaların nakliyesi konusunda davacıyla mobilya alıcısı müşteri arasında aracı olduğunu, taşıma ücretini, müvekkilinden mobilya alan …isimli şahıstan (gönderilen)alınacağının maillerle sabit olduğunu,Davacının ödemeyi alıcının yapacağını bildiğini ve bunu kabul ettiğini, bu konuda hiçbir itirazının da olmadığının maillerden anlaşıldığını, bilirkişi tarafından da bu durumun tespit edildiğini, bu nedenle taşıma ücretinden müvekkilinin sorumlu olduğundan bahsedilemeyeceğini, dosya içinde mevcut maillerden davacı tarafın sonuna kadar navlun ücretini alıcı … isimli şahıstan tahsil etmeye çalıştığını ancak, ondan tahsil edemeyince durumu müvekkiline bildirdiğini, bu sırada müvekkilinden… isimli alıcının telefonununı isteyerek onunla da ödeme yapması konusunda görüşmeler yapmaya devam ettiğini ancak, ondan tahsil edemeyeceğini anlayınca müvekkili adına fatura kestiğinin anlaşıldığını,
Müvekkili, tarafına kesilen bu faturaya açık ve kesin bir dille itiraz ettiğini, maillerden davacının ödemeyi alıcının yapacağını bildiği ancak alıcının bir ceza ödemesi nedeniyle ödemeyi kabul etmemesi üzerine bu sefer alacağını kötü niyetli olarak müvekkilinden tahsil etmeye kalktığının açıkça anlaşıldığını,
İlk derece mahkemesinin icra inkar tazminatına hükmetmesinin haksız olduğunu, alacağın aslının müvekkili tarafından ödenip ödenmeyeceği uyuşmazlık konusu olup müvekkilinin icra takibine itirazında kötü niyetli olduğundan kesinlikle bahsedilemeyeceğini,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, navlun faturalarına dayalı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve davalı vekili yemin deliline dayandığından davacı şirket yetkilisi duruşmada yemini eda etmiştir.
Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, ilk dererece mahkemesi kararına karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık,davacı tarafın yapmış olduğu nakliye bedelinin kimin tarafından ödeneceği, yani nakliye bedelinin davalıyamı yoksa malın teslim edileceği alıcıyamı ait olduğu noktasındadır.
HMK 282 Maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir ” düzenlemesi uyarınca davalı vekilinin yargılama aşamasında alınan çelişkili rapor kapsamında karar verildiği yönündeki istinaf nedeni yerinde değildir.Davalı vekili yemin deliline dayandığından, mahkemece davacı şirket yetkilisine yemin teklifinde bulunulmuş, davacı şirket yetkilisi 26/12/2017 tarihli duruşmada yemini eda edip davalı şirket tarafından Almanya ya gönderilen mobilyaların nakliye ücretini davalı şirket tarafından ödeneceği dava dışı Almanya daki alıcı … nin nakliye ücretini ödeyeceğini bilmediğini, daha önce davalı ile yani taşıma öncesi davalı ile aralarında nakliye ücretinin dava dışı … tarafından ödeneceğine dair hiçbir konuşma geçmediğine, görüşme olmadığına dair yemin etmiş, gerek bilirkişi raporundaki gerekçe ve gerekse davacı şirket yetkilisinin yeminli beyanı göz önüne alındığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne ve takibin asıl alacak yönünden devamına karar verilmiştir. Yargıtay 11.HD 2015/15089 E 2016/1656 K17/02/2016 Tarihli karar içeriğinde de belirtildiği üzere, Gönderen; taşıma sözleşmesinde taşıyıcının sözleşme yaptığı karşı taraf olup, sözleşme uyarınca eşyanın taşınması kendisine karşı taahhüt olunan ve bunun karşılığında taşıma ücreti ödemekle yükümlü olan kimsedir. Gönderen kavramının navlun sözleşmesindeki karşılığını da taşıtan kavramı oluşturmaktadır. Taşıma sözleşmesi gönderen veya taşıyıcı tarafından şahsen veya temsilci vasıtasıyla yapılabileceği gibi, eşyanın taşıtılmasında veya taşınmasında fiilen rol almaları da gerekmez. Gönderen, eşyanın taşıyıcıya teslimi veya ondan tesellümü için üçüncü kişiye yetki de verebilir. Gönderen sıfatının kazanılmasında, taşınacak yükün mülkiyetine sahip olunması da şart değildir. Gönderen, taraf olduğu taşıma sözleşmesine dayanarak gerek kendisine ait bir yükü, gerekse de başkasına ait yükü taşıttırabilir. (Karayolunda Uluslararası Eşya Taşıma Sözleşmeleri Hakkında Konvansiyon CMR Şerhi, Doç. Dr. Hakan Karan, Ankara 2011 ve Taşıma Hukuku, Yrd. Doç. Dr. Vural Seven, Anadolu Üniversitesi Yayınları, 1. Baskı )Bu bağlamda, takibe konu fatura alacağının miktarı likit, belirlenebilir olduğu, bu nedenle mahkemenin davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davalı vekilinin istinaf sebepleri ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve değerlendirilmesine göre yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak,dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde, mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 687,95 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 172,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 515,95 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesinde taraflara tebliğe çıkartılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/09/2019 tarihinde HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.