Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/932 E. 2019/892 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/932 Esas
KARAR NO : 2019/892 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2012/586 Esas 2017/964 Karar
TARİH : 12/10/2017
DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ: 26/06/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin, … Ltd. Şti., … ve …. ile birlikte davalı firma arasında … ili, … İlçesi, … Çiftliği … paftada yer alan …parsellerde bulunan taşınmazlarla ilgili 01.06.2006 tarihli komisyon sözleşmesi akdedildiğini ve 01.02.2006 tarihli komisyon anlaşmasına davalı …’nin şahsi borçlu ve müteselsil kefil olduğunu; …. yani davalı …. Ltd. Şti.’nin … İlçesi … Çiftliğinde … paftada toplanmış olan parsellerle ilgili yine kan hısımlığı bulunduğu ve birlikte … San. ve Dış Tic. A.Ş. ile birlikte ortak olarak “… ” projesine başladığını; müvekkilin anılan parsellere ilişkin komisyon ücreti ödenmemesi üzerine Üsküdar … Noterliği 03.08.2011 tarih ve …. sayılı ihtarnamesi keşide edildiğini ve 05.08.2011 tarihinde davalılara tebliğ edildiğini; davalıların gönderilen ihtarnameye karşı Üsküdar … Noterliği 12.08.2011 tarih ve …. sayılı cevabi ihtarnamesiyle cevap vermek suretiyle yapılan anlaşmayı kabul ettiklerini, komisyon sözleşmesinin 2. maddesine göre, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sözleşmeye göre nakit ödenmesi gereken 225.000-USD’nin l/3’ü … Ltd. Şti’ne 75.000-USD, kalan 150.000-USD’nin diğer simsarlar …. ve müvekkili arasında eşit olarak paylaşılacağı için nakit bedelden 50.000 USD + KDV müvekkiline ödenmesi gereken komisyon bedeli olduğunu; organizatörlere verilecek 1 adet daire de kat irtifak tapuları çıkartılırken tapuları müvekkili ve ortakları adına çıkartılmadığından proje tamamlanma aşamasında olduğundan ve davalılar daireyi vermediklerinden dairenin bedelinin tahsiline karar verilmesi gerektiği ve dairenin tahmini bedelinin 225.000 USD olduğu ve bu meblağdan da yukarıdaki hesaba göre müvekkiline düşen 50.000-USD + KDV düştüğünü, toplamda müvekkiline ödenmesi gerekenin 50.000 + 50.000 = 100.000-USD + KDV olduğunu, müvekkilinin ilgili bölgelerdeki arsa sahipleri ile yaptığı görüşmelerde davalı firmanın lehine çalıştığını, bölgelerde bire bir ilişkiler kurmuş, ciddi ve yoğun mesai tüketerek firmanın menfaatleri doğrultusunda maliklerle sözleşme yapıldığı ve satın almalar gerçekleştirildiğini, bu işlerde müvekkil ve diğer komisyoncuların ilgili bölgelerdeki itibarını, güvenilirliğini, tecrübesini kullandığını, sözleşmeye uygun davranarak üstüne düşen yükümlülükleri layıkıyla yerine getirdiğini ve BK m.405’deki şartlarda ücrete hak kazandığını ileri sürerek, “müvekkilinin komisyon alacağının şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 07.05.2012 tarihindeki merkez bankası döviz satış kuru üzerinden 1 USD 1.7567 TL olduğundan müvekkiline düşen 50,000 USD X 1.7567 TL 87.835 TL nakdi bedel ile l adet daire bedelinden hissesine düşen ayni bedel karşılığı 1 USD 2.165 TL olmak üzere toplam 90.000,00-TI’nin davalılardan müştereken ve mütesekilen ihtarname tebliğ tarihi olan 05.08.2011 tarihinden 3 gün sonrası olan 08.08.2011 tarihinden itibaren en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, HMK md.109/2 uyarınca kısmi dava açılamayacağını, eski BK md. 126/4 (Yeni BK md. 147/5) gereğince 16.12 2005 tarihli ve 01.02.2006 tarihli sözleşmeler ve nihayet 16.03.2006 tarihli Taahhütname ve Sulh Sözleşmeleri üzerinden dava tarihi itibariyle 5 yıldan fazla bir zaman geçtiğini, bu nedenle, davacının alacağı olmamasına rağmen, kabul anlamına gelmemek kaydıyla alacağı olsa bile zamanaşımına uğradığını; dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlarla ilgili olarak 90 gün geçerli olmak üzere 16.12.2005 tarihinde Tellallık Sözleşmesi (ana sözleşme)’nin, daha sonra 01.02.2006 tarihinde (muharref tarihli) ikinci sözleşmenin imzalandığını, birinci sözleşmeye göre davalı … Ltd Şti adına, ikinci sözleşmeye göre ise diğer davalı … adına husumet itirazının bulunduğunu; anılan sözleşmelerde vc dava dilekçesinde zikredilen parsellerle ilgili olarak, tellallık sözleşmeleriyle amaçlanan sonuçlar gerçekleşmediğinden davalı ile parsel sahipleri arasında kat karşılığı inşaat sözleşmeleri imzalanmadığını, bu nedenle davacının herhangi bir komisyon talebinde bulunulmasının olanaklı olmadığını; tellallık sözleşmelerinde adı geçen diğer simsarların, gerekli çalışmayı yapmadıklarından, parsel sahipleri ile yükleniciyi bir araya dahi getiremediklerinden ve nihayet hedeflenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin kurulmasını temin edemediklerinden yani başarısız olduklarından ve edimlerini ifa edemediklerinden hukuken ücrete hak kazanmaları söz konusu olmadığını; tellallık sözleşmesinde adı geçen taraflar arasında 16.03.2006 tarihinde “Taahhütname ve Sulh Sözleşmesi” imzalandığını ve bu sözleşme ile tarafların, anılan simsarlık sözleşmesi ile bağlı olmadıklarını ve karşılıklı olarak yüküm altında bulunmadıklarını, içerik olarak da sulh olduklarını kabul ve beyan ettiklerini; davacı ve dava dışı diğer simsarların, davalılara, kendilerini arsa sahiplerinin yetkili temsilcİsiymiş gibi tanıttıklarını, fakat daha sonra davacının (ve diğer simsarların) arsa sahiplerini hiç tanımadığı ve onların yasal temsilcisi olmadığının anlaşıldığını; simsarların, görevlerini ifa edemeyişlerinin temel nedenin bu olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/10/2017 tarih 2012/586 Esas 2017/964 sayılı kararında;”Dosya içeriği incelendiğinde … no’lu parsellerin tevhidi ile … no’lu parselin oluştuğu anlaşılmaktadır ve bu konuda taraflar arsında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosyaya’ya mübrez Ümraniye Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğü’nün gönderdiği 03.07.2013 tarihli dosya içeriği incelendiğinde, birleşen … no’lu parselin içinde yer aldığı … İli, … İlçesi, … Mah., … pafta … no’lu parsele ilişkin olarak davalılar…. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ve …’nin de ayrıca garantör olarak imzasının bulunduğu dava dışı … Ticaret A.Ş’nin müteahhit, parsel maliklerinin ise iş sahibi konumunda olduğu Ankara …. Noterliği’nin … yev.no’lu 18.10.2007 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’nin akdedildiği ve söz konusu sözleşmenin Ankara …. Noterliği’nin 17 06.2008 tarih ve …. yev.no’lu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Devir Sözleşmesi” ile yine geçerli bir şekilde … Ticaret A.Ş’nce yeni müteahhit olarak … Ticaret A.Ş.’ne devredildiği görülmektedir. Davacının 08.07.2013 havale tarihli dilekçesinde sonradan devredilen ilk sözleşmede müteahhit tarafı oluşturan …Ticaret A.Ş.’ne davalı …’nin ortak konumunda olduğu ve sonrasında ilk sözleşmeyi yine davalı …’nin kardeşleri adına kurdurduğu …. Ticaret A.Ş’ne devrettiği iddiasındadır. Dosya içerisindeki belgelerde davalının bu iddiasını, yani davalı …, davalı …San. ve Tic.Ltd. Şti., dava dışı …. Sanayi Ticaret A.Ş., dava dışı …. Ticaret A.Ş. arasındaki organik bağı kanıtlayamamıştır. Ankara …. Noterliği’nin 17.06.2008 tarih ve … yev.no’lu sözleşmesine davalıların garantör olarak imza atmaları organik bağı (menfaat ilişkisini) ortaya koymak için yeterli olmayacaktır. Kaldı ki bu organik bağa dayalı menfaat ilişkisi davacı tarafından ispatlanmış sayılsa bile davacı davasını ispatlayamamış olacaktır. Zira davacının ücret alacağına hak kazanabilmesi için yukarıda da belirttildiği üzere, esas sözleşmenin (kat karşılığı inşaat sözleşmesinin) tellalın (kendisinin) yüklendiği tellallık faaliyetini görmesi sonucu kurulduğunu, diğer bir deyişle davacı tellalın tellallık faaliyeti ile esas sözleşmenin kurulması arasında illiyet bağının mevcut olduğunu ispatlaması gereklidir ve dosya içeriğinde davacının bu yöndeki faaliyetinin varlığını ortaya koyan bir delil sunulamadığı, davacının tellallık sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini dolayısıyla tellallık alacağının varlığını kanıtlayamadığı…”gerekçesi ile, Kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkeme tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmeksizin tamamen eksik, hatalı ve hükme elverişli olmayan rapor esas alınarak ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, Yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin imzası bulunmayan 16.03.2006 tarihli “Taahhütname ve Sulh sözleşmesi” esas alınarak rapor tanzim edilip, tamamen hatalı raporun hükme esas alınması usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel mahkeme tarafından sözleşme hükümlerinin hatalı değerlendirildiğini, Komisyon Sözleşmesinde herhangi bir süre şartı öngörülmediği, süre şartı öngörülmeyen sözleşme nedeniyle hangi tarihte olursa olsun davalıların yasal ilişki ve irtibatlı bulundukları gerçek veya tüzel kişiler adına kat karşılığı inşaat sözleşmesi veya satın alma gerçekleştiği taktirde komisyoncuların ücrete hak kazanacağı açık iken hatalı değerlendirmeler ile davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dosyadaki belgeler ve kat karşılığı inşaat sözleşmeleri tellallık faaliyeti ile esas sözleşmelerin kurulduğunu ispatlayan yazılı deliller olup, dosyada mevcut olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, Yerel mahkeme tarafından alınan bilirkişi ek raporunun 4. sayfasında; “Tellalın tellallık faaliyeti sonucu üçüncü kişiyle esas sözleşmenin salt “müvekkilin hesabına” değil, “müvekkilin menfaatine” imzalandığı hallerde de psikolojik illiyet var sayılır. Müvekkil ile üçüncü kişi arasında ekonomik, akrabalığa veya herhangi bir sebebe dayalı yakın bir bağın varlığı müvekkilin menfaatinin varlığının kabulü için yeterlidir. Örneğin müvekkilin oğlu, eşi, annesi veya ortağı olduğu şirketin, tellalın bulduğu üçüncü kişi ile esas sözleşmeyi akdettiği hallerde de tellal, tellallık ücretine hak kazanır Mevcut tellallık sözleşmesinin 4. maddesine göre de “Alıcının kendisi ve/veya yasal ilişki ve irtibatlı bulundukları, kurulmuş/kurulacak kooperatif şirket, konsorsiyum gibi gerçek/tüzel kişilerin dahi almaları veya bu doğrultuda anlaşmalar yapmaları halinde dahi yukarıda belirtilen komisyon ücretinin ALICI tarafından ödeneceği kabul ve taahhüt edilmiştir” şeklinde tespit yapıldığını, Yerel mahkeme tarafından alınan bilirkişinin raporunda dosya içerisinde yer almadığını ifade ettiği ancak dosyada mevcut olan ve bilirkişiler tarafından raporda değerlendirilmeyen belgeler; a-Üsküdar …. Noterliğinin 29.01.2010 tarih ve … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi Ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’ne ek Ek Tadil Ve Devir Sözleşmesi” incelendiğinde davalı … Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesini önce ortağı olduğu …. San. Tic. A.Ş. adına düzenlediği daha sonra bu sözleşme ile kardeşleri adına kurdukları …. Tic. A.Ş. ye devir etmiş davalı … ayrıca kendisi de bu sözleşmeye … müşterek ve müteselsil kefildir” yazdırdığını, iş bu sözleşmenin eki 19.07.2007 tarihli … yev. sayılı sözleşmeye ek tadil sözleşmesi’ incelendiğinde sözleşmenin 1 nolu bendine devir eden taraf …San. Tic. A.Ş. 5 nolu bendinde ise davalılar “ … ve ….San.Ve Tic. Ltd. Şti.” kefil olduğu, kefil olan davalılar iş bu sözleşmede müteahhidin iş bu sözleşmeden kaynaklanan bütün hukuki mali yükümlülüklerine kefil olduklarını, kefalet bu sözleşme yürürlükte kaldığı sürece devam ettiğini, b-Üsküdar …. Noterliğinin 22.06.2009 tarih ve … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi Ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’ne Ek Ek Devir Sözleşmesi, Muvaffakatname Ve İbranamesi” incelendiğinde devir eden … San. Tic. A.Ş. şirket yetkilisinin davalı … olduğu iş bu sözleşmenin … pafta … parsel ( tevhit sonrası yeni kayıt ile … pafta … parsele) ait olduğunun görüldüğünü, c-Üsküdar …. Noterliği 22.06.2009 tarih ve … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi Ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’ne ek devir sözleşmesi, muvaffakatname ve ibranamesi” incelendiğinde devir eden …San. Tic. A.Ş. adına davalı …’nin işlem yaptığı tadil sözleşmesinin … pafta … parsel ( tevhit sonrası yeni kayıt ile … pafta … parsele) ait olduğunun görüldüğünü, d-Üsküdar …. Noterliği 18.06.2009 tarih ve … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi Ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’ne ek devir sözleşmesi, muvafakatname ve ibranamesi” incelendiğinde devir edenin davalı … ait …. San. Tic. A.Ş., olduğu arsa sahibi … adına davalı … hareket ettiği sözleşmenin … pafta … parsel ( tevhit sonrası yeni kayıt ile … pafta … parsele) ait olduğunun görüldüğünü, e-Bodrum …. Noterliğinin 12.06.2009 tarih ve…. yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi Ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Devir Ve Temliki” incelendiğinde devir eden şirketin davalı … San. Tic. A.Ş. olduğu şirket adına …nin vekil olduğu sözleşmenin … pafta … parsele ( tevhit sonrası yeni kayıt ile … pafta … parsele) ait olduğunun görüldüğünü, f-Üsküdar …. Noterliği 16.06.2009 tarih ve … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Vekâletname incelendiğinde … Tic. A.Ş. ni temsilen … davalı …’ye Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Ve Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmesi yapması için muvafakat ettiği ve vekil tayin ettiğinin görüldüğünü, aynı zamanda bu vekâletname inşaatı yapan firma ile davalıların irtibat içinde olduklarının açık kanıtı olduğunu, g-Üsküdar…. Noterliği 03.06.2009 tarih ve … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Vekâletname” incelendiğinde davalı … ortağı olduğu …San. Tic. A.Ş. imza yetkilisi tarafından davalı … üçüncü şahıslarla Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Ve Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmesi yapması için davalı …’nin vekil tayin edildiğinin kanıtı olduğunu, h-Üsküdar …. Noterliği 16.06.2009 tarih ve … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Vekâletname” incelendiğinde davalı ….. San. Ve Tic. Ltd. Şti. nin imza yetkilisinin üçüncü şahıslarla kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılması için davalı …’nin vekil tayin edildiğinin kanıtı olduğunu, ı-Üsküdar ….. Noterliğinin 10.06.2009 tarih ve …. yevmiye numaralı “Düzenleme Genel Vekâletname” incelendiğinde dava konusu taşınmazların bulunduğu alana inşaat yapan ….San. Ve Dış.Tic.A.Ş.’nin kat karşılığı inşaat sözleşmesi için yetkiler ve taşınmaz mal satın almak için davalı …’nin vekil tayin edildiğinin kanıtı olduğunu, Dosyaya ibraz edilen davalı … ve kardeşlerine Üsküdar… Noterliğinden verilmiş vekaletnameler de yasal ilişkinin varlığını ortaya koymakta olduğunu, Davalıların ….San. Tic. A.Ş.’nin imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde garantör olarak yer almaları yasal ilişki ve irtibat için yeterli olduğunu, Mahkeme tarafından alınan bilirkişi ek raporunun 5. sayfasında; “Dosyaya mübrez Ümraniye Kaymakamlığı Tapu Sicil Müdürlüğünün gönderdiği 03.07.2013 tarihli dosya incelendiğinde, birleşen 14555 no’lu parselin içinde yer alan … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Pafta … no’lu parsele ilişkin olarak davalılar …San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ve …nin de ayrıca garantör olarak imzasının bulunduğu dava dışı … San. Tic. A.Ş.’nin müteahhit, parsel maliklerinin ise iş sahibi konumunda olduğu Ankara ….. Noterliği’nin … yevmiye no’lu 18.10.2007 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı inşaat sözleşmesinin akdedildiği ve söz konusu sözleşmenin Ankara …. Noterliğinin 17.06.2008 tarih ve …. yevmiye no’lu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi ve Kat Karşılığı inşaat sözleşmesi ile ve diğer devir sözleşmeleri ile yine geçerli bir şekilde … Sanayi Ticaret A.Ş.’nce yeni müteahhit olarak …Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne devredildiği görülmektedir.” şeklindeki tespitler ile organik bağ olduğu tespit edildiği olmasına rağmen aksi değerlendirmelerin dikkate alınması mümkün olmadığını, Davalılar … olarak asıl sözleşmenin yüklenici müteahhidin riskini üstelendiklerini, davalıların maddi menfaat elde etme için riski üstlendiklerini, maddi menfaat elde eden davalıların hak edilen ücretin ödenmesinden de sorumlu olduğunu, Asıl sözleşmeleri uygulayan ve inşaatı yapan firma olan … San. Ve Dış Tic. A.Ş. Yönünden hiçbir değerlendirme yapılmadığını, Müvekkilleri ile davalılar arasında sözleşme akdedildikten sonra davalıların kötü niyetli olarak hareket ettiklerini, davalıların müvekkiline komisyon ücreti ödememek için Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmelerini başka firma üzerine akdettiklerini, kendileri de bu sözleşmelerde garantör sıfatı ile yer aldıklarını, daha sonra sözleşmeleri tadil ederek Kat Karşılığı inşaat sözleşmelerini …. San. Ve Dış. Tic. A.Ş.’ye devri için arsa sahipleri ile tadil sözleşmeleri akdettiklerini, davalıların tadil sözleşmelerinde de yine garantör sıfatlarını devam ettirdiklerini ve yasal ilişki ve irtibat içerisinde oldukları … San. Ve Dış. Tic. A.Ş. üzerinden inşaatı tamamladıklarını, Hukukun kötü niyeti korumayacağından davalıların yasal ilişki ve irtibat içerisinde olduğu şirket tarafından yapılan inşaat ile maddi menfaat elde ettikleri açık olduğundan davalıların hak edilen ücreti ödemekle yükümlü ve sorumlu olduklarını, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykır olduğunu, Taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde davalı …’nin sözleşmede şahsi borçlu olarak yer aldığını, sözleşmenin 1. maddesinde … isminin yanında şahsi borçlu olduğunun açıkça yazdığını, davalı …’in sözleşmede şahsi borçlu olduğunu bilerek imza attığını, bu nedenle davalılar yönünden davanın müştereken ve müteselsilen sorumlu tutularak davanın kabulü yerine ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/586 Esas 2017/964 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava simsarlık sözleşmesi gereğince hak edilen ücret alacağının tahsili davasıdır.Davacı, müvekkilinin de aralarında bulunduğu simsarlar ile davalılardan …Ltd. Şti. arasında 01/02/2006 tarihli sözleşmede parsel numaraları yazılı taşınmaz sahipleri ile alıcı arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanması konusunda aracılık hizmetine ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşme konusu taşınmazların içinde bulunduğu inşaat projesinin yapıldığını, sözleşmelerin imzalandığını, bu nedenle aracılık faaliyeti ile ücrete hak kazanıldığını belirterek ücretin tahsilini talep etmiş, mahkemece söz konusu taşınmazlarla ilgili olarak dava dışı … A.Ş. ile arsa sahipleri arasında kat karşılığı inşaat sözleşmeleri imzalandığı, söz konusu kat karşılığı inşaat sözleşmesinin daha sonra yine dava dışı … A.Ş.’ne devredildiği, davalıların bu şirketlerle organik bağının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davanın dayanağını oluşturan 01/02/2006 tarihli komisyon sözleşmesi incelendiğinde tarafların …( … Ltd.Şti) alıcı, aralarında davacının da bulunduğu bir kısım simsarın da organizatör olarak yer aldığı, sözleşme konusunun sözleşmede parsel noları yazılı taşınmazların hangi amaç, bedel ve şartla olursa olsun, %50 kat karşılığı veya bedeli mukabilinde veya diğer şekil ve şartlarda tamamının veya enaz yan yana 5 parselin alıcı tarafından alınması, protokol, sözleşme yapılması halinde konunun gündeme getirilip sonuçlandırılmasını gerçekleştiren komisyonculara alıcı tarafından sözleşmede belirlenen şekilde ücret ödenmesi taahhüdü olduğu, sözleşmede davalı …’nin kefil olarak belirtildiği, sözleşmede davacı ve davalı şirket adına imza bulunduğu, ancak kefil olarak ismi zikredilen … adına atılı imza bulunmadığı görülmüştür.Anılan sözleşmede davalı … imzası bulunmadığından bu davalının sözleşme ile her hangi bir yükümlülüğü bulunmamaktadır. … sözleşmenin tarafı olmadığından bu davalıya husumet yöneltilemez. Bu nedenle bu davalı hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddi gerekirken bu davalı hakkındaki davanın da ispatlanamadığından reddine karar verilmesi hatalı olmuş ise de davalı istinafı bulunmadığından bu husus inceleme konusu yapılmamıştır.Sözleşmenin tarafı alıcı olarak davalı …. Ltd. Şti’dir. Sözleşmede bu şirket adına imza bulunmaktadır.Sözleşme konusu taşınmazlarla ilgili olarak dosyaya gelen düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin arsa sahipleri ile müteahhit olarak dava dışı … A.Ş arasında imzalandığı, bu şirketin davalı şirket ile organik bağının ispatlanamadığı, arsa sahipleri ile davaya konu aracılık hizmetine ilişkin sözleşmede alıcı olarak imzası bulunan davalı şirket arasında imzalanmış kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin bulunmadığı, söz konusu düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin daha sonra müteahhit … A.Ş tarafından yine dava dışı … A.Ş.’ne devredildiği anlaşılmaktadır.Bir kısım kat karşılığı inşaat devir sözleşmelerinde davalılar garantör olarak yer almakta ise de ve bir kısım kat karşılığı inşaat devir sözleşmelerinde devreden olarak davalılardan ….imzası bulunduğu anlaşılmakta ise de devir sözleşmelerinde davalıların garantör olarak bulunmaları arsa sahipleri ile yapılan ilk kat karşılığı inşaat sözleşmeleri dava dışı şirketle imzalandığından ve komisyon sözleşmesinin tarafı olan alıcı …Ltd. Şti ile …A.Ş arasında organik bağ ispatlanamadığından bu husus esasa etkili değildir.Komisyon sözleşmesi gereğince simsarın ücrete hak kazanabilmesi için sözleşmede öngörülen kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin alıcı ile arsa sahipleri arasında imzalanması veya alıcı ile organik bağı olan kişi veya şirketçe imzalanması, bu sözleşmelerin imzalanmasına davacı komisyoncunun aracılık etmesi veya sözleşme imzalanması şartlarını hazırlaması gerekmektedir. Davacı sözleşmede belirtilen taşınmaz malikleri ile kat kaşılığı inşaat sözleşmesini imzalayan dava dışı şirket ile sözleşmede alıcı olarak imzası bulunan davalı şirket arasında organik bağ olduğunu, sözleşmelerin imzalanmasına aracılık ettiğini ispatlayamamıştır.Bu nedenle mahkeme kararı; dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olmakla, yerinde olmayan davacı istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70. TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00.TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 26/06/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.