Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/917 E. 2019/941 K. 03.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/917
KARAR NO : 2019/941
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2017
DOSYA NUMARASI: 2014/210 Esas – 2017/680 Karar
KARAR TARİHİ : 03/07/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davacıların Tasfiye Olunan … Tic Ltd Şti’ nin ortaklarından oldukları, davalı … da mezkur şirketin en son tasfiye memuru olduğunu, mezkur şirketin faaliyet alanının inşaat ve taahhüt işleri olup, … İli … İlçesi … Mah … Caddesinde kain … pafta … ada … parsel sayılı arsa üzerine kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile 5 bloktan (A,B, C,D, E)oluşan bir inşaat yaptığını, mezkur şirketin, kat irtifakının tesisinden sonra, 1979 tarihinde A, B, C, D bloklarından 4. bodrum katları ile E blok 3. bodrum katta bağımsız bölüm ilavesi yaptığını, 22.05.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3290 sayılı yasa ile, 2981 sayılı yasanın 16. maddesine eklenen/son fıkra uyarınca gereken işlemleri ikmal ederek, Beşiktaş Belediyesinden bahse konu ilave bağımsız bölümlerin de dahil olduğu yapı için 24 Ağustos 1993 tarih ve 205673 sayılı yapı kullanma izin belgesi/iskan ruhsatı aldığını, bahse konu ilave bağımsız bölümlerin, Tapu İdaresinde mezkur şirket adına tescil işlemlerinin ikmali için kat maliklerinden muvafakatnameler alındığını ve noter marifetiyle çekilen ihbarname ile kat malikleri tapu işlemlerinin ikmali için Tapu Dairesine davet edilmiş olmalarına rağmen maliklerin bu davete icabet etmediklerini, ihyası istenen şirketin kurucu ortağı ve davacıların murislerinin rahatsızlığı ve vefatı nedeniyle, 2981 sayılı yasanın 16.maddesi uyarınca, ilave bağımsız bölümlerin şirket adına tescilinin sağlanması için dava açılmasının gerekirken bilahare bu hususun tamamen ihmal olunarak, şirketin 26 Ağustos 2003 tarih ve 5871 sayılı ticaret sicil gazetesinin 303. sayfasından da görüleceği üzere tasfiye olunduğunu, bu nedenlerle bahse konu ilave bağımsız bölümlerin tasfiye edilen şirket adına tescilinin sağlanmasını teminen, şirket adına “tapu tescil davası açılması” ve işbu “şirketin de ihyası” talebinde bulunmanın gerektiğini beyanla, tasfiye edilen … Tic Ltd Şti.’ nin 6762 sayılı TTK’ nun 552 ve 450 maddelerinin atfı ile 207 vd.maddeleri uyarınca ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün vekili cevap dilekçesi ile, davaya konu olayın cereyan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTKnun madde 34 ve Ticaret Sicil Tüzüğü madde 28 hükümleri çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket “tasfiye memuru”nda olduğunu, davalının davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacaklarını beyanla, davalı yönünden açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … ön inceleme hazırlık tutanağı, dava dilekçesi ve ekleri ile birlikte tebliğ edilmiş, davalının davaya ilişkin herhangi bir beyanını içerin dilekçe sunmadığı, ön inceleme duruşma günü davalılara meşruhatlı ve ihtaratlı olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen işbu ön inceleme duruşmasında da hazır bulunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 10/05/2017 tarih 2014/210 Esas – 2017/680 Karar sayılı kararında; ” … Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı tarafça sicilden terkin edilen … Ltd Şti’nin … … … Mah … Ada … Parselde kayıtlı A, B,C, D Blokların bodrum 4.katında, E Bloktaki ise 3.katında bağımsız bölüm ilavesi yapıldığı, söz konusu bağımsız bölümün şirket adına tescili için işlemler ve çağrı yapılmış olmasına rağmen tapuda bu işlemin yapılamadığı (Af projesi kapsamında), daha sonra taşınmazların ferdi mülkiyete geçirilerek şirketin tasfiyesine karar verildiği, söz konusu taşınmazların şirket adına kaydının sağlanması bakımından tapu iptal ve tescil davası açmak için tasfiyesine karar verilen şirketin yeniden ihyasına karar verilmesinin talep edildiği fakat celp edilen tapu kayıtlarından … Ada … parselde kayıtlı taşınmazın tüm bloklarının davacılar ve dava dışı şahıslar adına kayıtlı olduğu, yine gerek E Blokta (davacılara ait daire olduğu belirtilen) gerekse diğer bloklarda ferdi mülkiyetleşmenin gerçekleştiği, şirket tarafından şirket amacının gerçekleştirilerek tasfiye edildiği, davacıların dava açtıkları taşınmazda aynı zamanda hissedar oldukları, yine davacıların dava dilekçesinde belirttikleri 2981 sayılı Kanunun 16.maddesinde 3990 sayılı Kanunla getirilen ek fıkra hükmünün süresinin dolduğu, ferdi mülkiyete geçilmiş olması sebebiyle davacı tarafça söz konusu taşınmazla ilgili işlem yapılacaksa, Kat Mülkiyeti Kanunun 44.maddesi uyarınca, diğer kat maliklerine dava açması gerektiği, davacıların kat maliklerine dava açmaksızın, 3290 sayılı Kanundan (süresi geçtiği için yararlanamayacak olmalarına rağmen) yararlanmak amacıyla diğer kat maliklerini taraf kılmaksızın, şirket ana sözleşmesindeki faaliyetini tamamlamış ve bu bağlamda tasfiyesine karar verilmiş şirketin yeniden ihyasını talep ettikleri, bu nedenle gerek davacıların söz konusu ihtilafı ancak diğer kat maliklerine karşı açabilecekleri, taraflı bir davada ileri sürülebilecek oluşları, gerekse 3290 sayılı Yasa ile 2981 sayılı Yasaya eklenen ve getirilen af süresinin sona ermiş oluşu göz önüne alındığında, davacıların söz konusu şirketin yeniden ihyasını talep etmekte hukuki yararlarının bulunmadığı anlaşıldığı … ” gerekçesi ile, Davaya konu taşınmazda ferdi mülkiyete geçirilmiş olduğu ve taşınmazın dava dışı şahıslar adına kayıtlı olduğu, söz konusu davacı tarafça yapılacak başvuruların ancak hali hazırda taşınmaz adlarına kayıtlı olan tapu maliklerine açılabilecek bir dava sonucunda elde edilebileceği, bu bağlamda ferdi mülkiyete geçirilerek amacını tamamlayan şirketin yeniden ihyasında davacının bir hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, İhyası istenen şirketin kurucu ortağı ve müvekkillerin murislerinin rahatsızlığı ve vefatı nedeniyle, 2981 Sayılı Yasa’nın 16’ncı Maddesi uyarınca, ilave bağımsız bölümlerin şirket adına tescilinin sağlanması için dava açılması işinin gündemden düştüğünü, daha sonra bu hususun tamamen ihmal olunarak şirketin 26 Ağustos 2003 tarih ve 5871 sayılı ticaret sicil gazetesinin (EK.1) 303′ üncü sayfasından da görüleceği üzere tasfiyesinin olduğunu Bahis konusu ilave bağımsız bölümlerin tapuda şirket adına tescilleri sağlandıktan sonra şirketin tasfiye edilmesi gerekirken, bu hususun sağlanmadan tasfiyenin gerçekleştirilmiş olmasının usüle uygun olmadığını, (Yargıtay 18.HD.1997/2214-4014 sayılı dosyaya sunulu içtihatı – (Yargıtay 11’nci HD’nin ekte sunulu 2007/10685 E. Ve 2009/1807 K.) İlk derece mahkemesinin red kararının ve gerekçesinin yerinde olmadığını, davanın yasal dayanağı olan 2981 Sayılı Yasa’nın, 3290 sayılı Yasa ile değişik 16’ncı Madde hükmünde mezkur düzenlemeden yararlanmak için herhangi bir süre tahdidinin konulmadığını, 16. Maddede yazılı şartları taşıyan arsa payına bağlanmamış bağımsız bölümler yönünden halen yürürlükte olduğunu, (Yargıtay 18’nci Dairesi’nin 01.04.2004 tarih ve E. 2004/1658, K. 2004/2567, Yargıtay 18’nci Dairesi’nin 04.11.2008 tarih ve E. 2008/7468, K. 2004/11529 ) Yargıtay 18’nci Dairesi’nin 20.5.2005 tarih ve E. 2005/3326, K. 2005/5287 sayılı kararında; “…. Öte yandan, 2981 sayılı Yasanın 16. maddesine 3290 sayılı Yasayla eklenen son fıkra hükmünün uygulanabilmesi için ana taşınmazda daha önce kat irtifakının kurulmuş olması ve kat irtifaklı yapıda bu Yasadan yararlanılarak bağımsız bölüm kazanılmış olması gerekir…” denildiğini, 2981 Sayılı Yasa’nın 3290 Sayılı Yasa ile değişik 16’ncı maddesi’nin uygulanmasında, ana taşınmazda, 22.05.1986 tarihinden önce kat irtifakı kurulmuş olması haricinde, başkaca herhangi bir süre şartının öngörülmemiş olduğunu, İlk derece mahkemesinin ne yasal düzenleme metinlerinde ne de uygulamada mevcut olmayan, “af süresi” değerlendirmesinin hiç bir yasal dayanağının bulunmadığını, Öte yandan dava “sicil ihyası” davası olduğunu, tapu kayıtları ve tescile yönelik hususlar sicilin ihyasından sonra, ihya olunan şirket adına açılacak tapu davasında değerlendirileceğini, işbu sicil ihyası davasında ise diğer kat maliklerine husumet yöneltilmesinin düşünülemeyeceği, İlk derece mahkemesinin, dayanak yasal düzenlemede süre tahdidi öngörülmememiş olmasına rağmen, mezkur yasa hükmünden yararlanma süresinin sona erdiğinden bahisle davayı reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, tasfiye edilen …Tic. Ltd. Şti.’ nin(sic. No.:… – …), 6762 Sayılı T.T.K.’ nun 552 ve 450 maddelerinin atfı ile 207 vd. maddeleri uyarınca ihyasına, istinaf giderlerinin davacı müvekkilleri üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava şirketin ihyası davasıdır. Uyuşmazlık konusu şirketin ihya koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Davacılar tasfiye edilen şirketin ortakları olduklarını, tasfiye edilen şirketin inşa ettiği yapıda daha sonra yapılan ek dairlerin imar affı kapsamına girdiğini ve iskan verildiğini, arsa payı oranında malikler adına kaydının yapılabilmesi için şirketin ihya edilmesini talep etmişler, Mahkeme taşınmazlarda ferdi mülkiyete geçildiği, 2981 sayılı Kanunun 3990 sayılı yasa ile getirilen 16.maddenin ek fıkrasında tanınan sürenin dolduğu, davacıların Kat Mülkiyeti Kanunun 44. maddesi uyarınca kat maliklerine karşı dava açabilecekleri af süresinin dolmuş olması nedeniyle bu davanın açılmasında hukuki yarar dava şartının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. 2981 Sayılı Kanunun 3290 sayılı Kanunla eklenen 16. maddenin ilgili fıkrası şöyledir: (Ek : 22/5/1986 – 3290/9 md.) Daha önce kat irtifakı kurulmuş binalarda bu Kanundan istifade ile bağımsız bölüm kazanılmış ise, arsa payına bağlanmamış bağımsız bölüm sahibi, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 44 üncü maddesi gereğince kat maliklerinin ittifakını sağlayamıyorsa, bu Kanuna göre bağımsız bölümüne ait tasdik edilmiş yapı ruhsatı ve kullanma izni belgesi ile arsa payına karşılık hesap edilen değeri, hak sahibi kat malikleri adına bir milli bankaya bloke ettikten sonra sulh mahkemesinden kendisine ait bağımsız bölüm için arsa payı ayrılarak tescilini ister. Mahkeme, mevcut belgelere dayanarak diğer kat maliklerinin muvafakatını aramaksızın arsa payını tespit ederek ilave bağımsız bölümün tesciline karar verir. Tescil ilamı gereğince her kat malikinin arsa paylarında resen düzeltme yapılır. Daha önce düzenlenmiş yönetim planı ve diğer belgeler yeni bağımsız bölüm malikini de bağlar. Bu işlemlerden sadece bağımsız bölümün kayıtlı değeri üzerinden tapu tashih harcı alınır. İhyası istenen şirketin adına tescil olunacağı öne sürülen bağımsız bölümlere ilişkin işlemleri yapabilmesi, yahut mahkemenin belirttiği şekilde kat maliklerine karşı dava açılabilmesi için şirketin ihyası gerekmektedir. Kanunda başvuru açısından bir süre bulunmamaktadır. İhyası istenen şirket adına tescil edilebilecek taşınmazlar varken bunlar ihmal edilerek tasfiye yapılmış olması, tasfiyenin eksik yapılmış olduğunu göstermektedir. Tasfiye edilmiş şirketin hakkının aranabilmesi için ihyasının gerekmesi, davacı ortakların hukuki yararlarının bulunduğunu göstermektedir. Davacı ortaklar değil, şirket hak sahibi olduğuna göre şirketin yapılaca işlemlerle sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmesi gerekirken talebin reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2.maddesi uyarınca kaldırılarak dairemizce yeniden hüküm kurulması gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 10/05/2017 tarih ve 2014/210 Esas – 2017/680 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak, 1-Davanın kabulü ile TTK 547/1 maddesine göre İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun …-… sicil no.’sunda kayıtlı iken Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 26 Ağustos 2003 tarih ve 5871 sayılı nüshasında tasfiyesi ilan adilen TASFİYE HALİNDE … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ nin … Beşiktaş, … Mh. … Cd. de kain … Pafta, … Ada .. Parsel sayılı inşaat üzerindeki taşınmazlarda kat irtifakı tescilinden sonra eklenen kat ve bağımsız bölüm ilavelerinden dolayı 2981 sayılı Yasanın 16. maddesine 3290 sayılı yasa ile eklenen ek fıkra kapsamında gerekli başvuruları yapmak ve gerekli işleri yürüterek sonuçlandırmakla (Bu işleri yapmak için ne gerekiyorsa tam yetkili olmak üzere) sınırlı olmak üzere İHYASINA 2-Tasfiye memuru olarak son tasfiye memuru … tasfiye memuru olarak atanmasına, 3-İhya kararının ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilanına,4- Karar kesinleştiğinde bir örneğinin ticaret sicil müdürlüğüne gönderilmesine,5-Tasfiye memuru için ücret takdirine yer olmadığına, tasfiye memuruna verilecek ücretin ek tasfiye sürecinin sonucunda şirket ortaklar kurulunca kararlaştırılmasına,6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40 TL harçtan, davacılar tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 25,20 TL’ nin mahsubu ile bakiye 19,2 TL’ nin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 7- Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan toplam 54,20 TL harcın ve İlk Derece Mahkemesi’ nde yapılan yargılama sırasında ve istinaf aşamasında sarf edilen toplam 717,00 TL yargılama giderinin, davacıların isteğiyle davacılar üzerinde bırakılmasına 8-Davacıların istemiyle davacılar lehine ücreti vekalete hükmedilmesine yer olmadığına, 9- İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olup, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine masraf ve vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 10-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılar tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, 11-Davacı tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacılar üzerinde bırakılmasına, 12- Karar kesinleştiğinde dosyada artan gider avansı bulunması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 03/07/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.