Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/911 E. 2019/906 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/911
KARAR NO : 2019/906
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2018
DOSYA NUMARASI : 2016/464 Esas – 2018/368 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 26/06/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında ticari satımdan kaynaklanan cari hesap ilişkisinin bulunduğu, 6.511,92-TL asıl alacağın ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 13.01.2016 tarihinde Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu, alacağın ticari kayıtlarla sabit bulunduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, %20′ den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasında düzenlenen 3.12.2015 tarihli mutabakat metninden anlaşılacağı üzere davacının 26.768,41-TL hak edişinin bulunduğunu, belirtilen miktarının 03.11.2015 tarihli makbuz ile ödendiğini, diğer mutabakat mektubunda 31.12.2014 tarihi itibari ile davacının 36.768,41-TL alacağının 08.01.2015 tarihli çek ile ödendiğini, cari hesap mutabakatından anlaşılacağı üzere davacının ilgili döneme ilişkin olarak müvekkilinden başka bir alacağının bulunmadığını, buna rağmen mutabakat öncesi döneme ilişkin talepte bulunmasının TMK.’ nın 2. maddesine aykırı olduğunu, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 05/04/2018 tarih 2016/464 Esas – 2018/368 Karar sayılı kararında;” … Taraflar arasında, TTK.’ nın 89. maddesinde anlamında yazılı şekilde düzenlenmiş cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, ancak satım ilişkisinden davacı yanın davalıya mal sattığı davalının ise süreç içerisinde bedelini ödediği, tarafların birbirlerinden olan borç ve alacaklarını işleyen hesap şeklinde takip ettikleri, dosyaya sunulan taraf yetkililerin imzasını taşıyan 31.12.2013 tarihli cari hesap mutabakatında 120-2-31-249 kodu yazılarak davacının belirtilen tarihi itibari ile 25.880,07-TL borcunun bulunduğu, belirlenen borcun davalı tarafından ödendiği, dosyaya sunulu bulunan 21.01.2015 günlü cari hesap mutabakatında ise herhangi bir cari hesap kodu yazılmaksızın 31.12.2014 tarihi itibari ile davacının 36.768,41-TL alacağının bulunduğu, taraflarca belirlenmiş bu miktarın davalı tarafından ödendiği, bu durumda, taraflar arasında varlığı tartışmasız olan ve özellikle herhangi bir cari hesap kodu yazılı olmayan 31.12.2014 tarihli mutabakat ile davacının bu tarihten önceki alacağının belirlendiği, bu durumda davalı defterlerinde kayıtlı olmayan usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği anlaşılmayan 2012 yılına ait faturalar nedeni ile mutabakat metni göz önüne alındığında davacının herhangi bir talepte bulunamayacağı …”gerekçesi ile, Davacının davasının reddine,, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Taraflar arasında iki farklı kod üzerinden iki ayrı cari hesap ilişkisi olduğu hususunun mahkemece gözden kaçırıldığını,Davalı yanın tüm savunmaları, dosyaya sunduğu tahsilat makbuzları ve mutabakat mektuplarının yersiz ve uyuşmazlık konusu ile ilgisiz olduğunu, davanın konusunu çarpıtmaya yönelik olduğunu,İlk derece mahkemesi tarafından delillerin incelenmediğini, incelenmeden kararın verildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini,Uyuşmazlık konusunun cari hesap ilişkisinin 120-2-01-731 kodu üzerinden tutulan cari hesaba ilişkin olduğunu, bu cari hesaptan dolayı davalıdan 6.511,92 TL alacağının bulunduğunu, bilirkişi tarafından cevaba cevap dilekçesininin okunmadığını ve dava konusu alacakla herhangi bir ilgisinin bulunmayan 120-2-31-249 nolu cari hesap ilişkisindeki kayıtları ve bu hesaba ilişkin mutabakat mektubunu ve tahsilat makbuzunun incelendiğini, davanın konusundan saptığını, yemin delili incelenmeden yemin hakkının hatırlatılmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeler içerdiğini alınan bilirkişi raporuna ve ek rapora itiraz ettiklerini, alacağın birden fazla cari hesapta takip edildiğini ileri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, taraflar arasındaki satım ilişkisinden kaynaklanan davacı hesabındaki bakiye alacağın tahsili amacı ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Uyuşmazlık konusu davacının takip tarihi itibariyle cari hesap alacağı olarak belirttiği alacağın içeriği ve alacağın olup olmadığı noktasındadır.Davacı yemin deliline başvurmalarına rağmen mahkemece hatırlatılmadığını öne sürmüştür. Dava dilekçesinde yemin deliline açıkça başvurulmamış olmakla birlikte, tensip zaptının tebliği üzerine teati aşamasında sunulan 24/06/2016 tarihli delillerin somutlaştırılmasına yönelik dilekçede süresinde ve usulünce yemin delilini bildirdiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin yerleşik yargıtay kararlarına göre davacıya yemin delilini hatırlatmaması hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle; davacı tarafın davanın esasıyla ilgili olarak gösterdiği yemin delili toplanmadan ve hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’ nın 353/1-a6 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 05/04/2018 tarih ve 2016/464 Esas – 2018/368 Karar sayılı kararının 353/1-a6 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10 TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafı 35,00 TL toplamı 133,1 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/06/2019 tarihinde HMK 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.