Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/910 E. 2019/911 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/910
KARAR NO : 2019/911
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 27/11/2017
DOSYA NUMARASI : 2015/103 Esas – 2017/1071 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 26/06/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, dava konusu … – Fındıkzade Şubesi’ ne ait 60.000 TL bedelli, 30/01/2015 vadeli … numaralı çekin kendisi tarafından keşide edildiğini, sonra … ve … tarafından ciro edilmesi nedeniyle ciro silsilesinin bozulduğunu, bu nedenle dava konusu çekin kambiyo vasfını yitirdiğini, davacı ile davalının … marka akralik diş malzemesi alımı için şifahen anlaştığını, davalı ile davacının eskiden beri aynı konuda ticari ilişki içerisinde olduğunu, davalının plastik diş malzemelerini malzemenin özelliği gereği bizzat kendisi aracılığı ile davacıya elden teslim ettiğini, somut olayda davalının diş malzemelerini getirerek bizzat elden teslim ettiğini ve bu malzemelerin bedeli kadar borçlu olduğunu, dava konusu çeki bir kez de alacaklı sıfatıyla ciro ederek davalıya verdiğini, davalıdan alınan diş malzemelerini son kullanıcıya verdiğinde yapılan kontrolde malzemenin bozuk ve kullanılamaz olduğunun görüldüğünü ve davacıya iade edildiğini, davacının almış olduğu malları birkaç gün içerisinde tekrar kendisi aracılığı ile davalıya iade ettiğini, ancak davalı tarafından iade edilen bozuk malların yerine yeni malzeme verilmediği gibi söz konusu çekin de iade edilmediğini, sonradan öğrenildiğine göre çekin ciro edilerek kullanıldığını, davalıya çek iadesi için İstanbul … Noterliğinden ihtarname çekildiğini, ihtara cevaben malların faturasının gönderildiğini ve itiraz edilmeyerek kabul edildiğini, iade olarak ayıplı mal almadıklarını beyan ederek çekin ciro edildiğinin belirtildiğini ileri sürerek dava konusu çek bedelsiz kaldığından ve ayrıca ciro silsilesi bozulduğundan alacağın temliki hükümlerine tabi olmakla ortada geçerli bir temlik de bulunmadığından davalıya dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava konusu çekin davacı tarafından davalının alacağına istinaden verildiğini, çekin kambiyo vasfını haiz olup davalı şirket borcuna istinaden üçüncü kişi … ciro edildiğini, keşideci davacının çeki yeniden ciro ettiği için çekin kambiyo vasfını devam ettirmekte olduğunu, davalının keşideci ve diğer cirantaya karşı yasal işlem yapma hakkını kaybetmediğini, davalının uzun yıllar diş malzemesi ticareti yaptığını, davacıya 22/09/2014 tarihli faturada belirtilen diş malzemelerinin kargo ile teslim edildiğini, kargo teslim fişinin bulunduğunu, davacının söz konusu malzemelere karşılık 30/01/2015 tarihli 60.000,00 TL bedelli çeki verdiğini, 22/09/2014 tarihli faturada yer alan malzemelerin sözleşme gereği eksiksiz olarak davacıya teslim edildiğini, teslim edilen malzemeye ilişkin davacı tarafından ayıplı mal ihbarı yapılmadığını ve herhangi mal iadesi gerçekleşmediğini, davacının aldığı ürünleri sattığını, davacının iade ettiğini iddia ettiği mallara ilişkin iade faturası ve ihbar sunmadığını, davacının açmış olduğu menfi tespit davasında haksız olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 27/11/2017 tarih 2015/103 Esas – 2017/1071 Karar sayılı kararında; ” … Somut olayda davacının borcun varlığını inkar ettiği, bu yüzden ispat yükünün davalıda olduğu, davalının, kambiyo senedine dayandığı, davaya konu, … tarafından keşide edilen … – Fındıkzade Şubesine ait 60.000 TL bedelli, 30/01/2015 vadeli … numaralı çekin kambiyo senedi olup Türk Ticaret Kanunu’nun 776. maddesinde sayılı unsurları taşıdığı, kambiyo senedi vasfı nedeni ile temel ilişkiden mücerret borç ikrarını içerdiği, bu durumda ispat yükünün yer değiştirdiği ve davacının, çek karşılığı aldığı malların bozuk ve ayıplı olduğu, malları iade ettiği yolundaki iddiasını kambiyo senedine karşı ancak yazılı delil ile ispat etmesinin gerektiği, davacı tarafından yazılı delil ibraz edilemediği gibi davalı ticari defterleri ile, davalı tarafından davacı adına kesilen iki adet faturanın 2014 yılı yevmiye defterinin 30/09/2014 tarihli … nolu mahsup fişinde usulüne uygun olarak kaydedildiği, fatura bedeli toplamı olan 59.999,25 TL nin alınan çekler hesabı ile kapatıldığı, davalı şirket tarafından davacı adına kesilen faturalarda satışı düzenlenen malların iadesine ilişkin iade faturası veya kayıt olmadığının tespit edildiği, davalı şirket yetkilisince davacıya satılan akrilik dişlerin ayıplı ve bozuk olmadığı, bozuk akrilik dişleri geri teslim etmediğine ilişkin yemin edildiği, davaya konu çekin bedelsiz olmadığı, icra takibine de geçilmediği…”gerekçesi ile, Davanın reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı ve davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Toplam alınan malzemenin 110 koli olduğunu, bedelinin de 60.000TL’lik çekle ödendiğini, ancak malzemelerin bozuk çıktığını, bu nedenle güven ilişkisine dayanarak şahsi araba ile şirket elemanı … teslim edildiğini, arabaya sığmayan 34 kolinin ise kargo ile iade edildiğini, 60.000 TL’ lik malzemenin 34 koliye sığamayacağının açık olduğunu, işbu durumun tespiti için bilirkişi incelemesinin yapılmasını talep ettiklerini, ancak ilk derece mahkemesinin talebi uygun görmeyerek reddettiğini ve eksik inceleme sonucunda kararın verildiğini, 22/09/2014 tarihli … ve … numaralı iki adet faturanın gerçek ile ve alınan mal ile alakası olmayıp davalıdan sadece akrilik dişin alındığını, diğer malzemeler ve mallar fatura bedelini doldurmak için davalı tarafından haklılığını ispat için faturaya yazıldığını, Faturaların kabul edilmeyerek davalıya kargo ile geri iade edildiğini, ancak davalı tarafından teslim alınmadığını, kargo evraklarının sorulmasının ve istenmesinin talep edildiğini, ancak bu konuda işlemin yapılmadığını, eksik incelemenin yapıldığını, Ürünleri teslim alan …’ ın yemin etmesinin talep edildiğini, ancak ürünü teslim almayan şirket yetkilisi tarafından yemin edildiğini, bu yönüyle eksik inceleme neticesinde kararın verildiğini ileri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi tarafından verilen davanın reddi kararının yerinde olduğunu, ancak kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına ilişkin hükmün hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibin davaya taraf olan kişilere açılması şartının getirilmediğini, söz konusu borcun varlığına ilişkin bir icra takibinin olmasının yeterli görüldüğünü, müvekkiline borcu olmadığı iddiasında bulunan davacı 3. kişi … çek bedelini ödediğini ve icra takibinin kapatıldığını, Aynı borca ilişkin birden fazla davanın açıldığını, müvekkilinin kötü niyetli olarak davalarla uğraştırıldığını, alacağını uzun süre alamayarak zarara uğratıldığını ileri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kötü niyet tazminatı yönünden öncelikle düzeltilerek onanmasını aksi takdirde kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava kambiyo senedinden dolayı bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit ve istirdat davasıdır. Uyuşmazlık konusu davalının alacaklı olduğu senedin kambiyo senedi vasfı taşıyıp taşımadığı, senedin bedelsiz olup olmadığı, bu bağlamda davacının davalıya borçlu olup olmadığı yönündedir. Dava konusu çekin keşidecisi ( ….) davacıdır. Lehdar … adlı bir şahıs olup, 30/01/2015 tarih ve 60.000,00 TL bedelli çekin muhatabı … Fındıkzade şubesi olup, çekin arkasında tam okunamamakla birlikte lehdarın cirosundan sonra davacı …’ın cirosu bulunmaktadır. Bu durumda lehdardan çeki alan keşidecinin çeki tekrar ciro ederek tedavüle soktuğu anlaşılmaktadır. Davalının defterlerinde yapılan incelemede davalı şirketin çekin karşılığında irsaliyeli satış faturaları düzenlediği, çekin bu faturaların karşılığı olarak kaydedilip davacıya ait hesabın kapatıldığı, satılan malların iade edildiğine dair bir kayıt olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı satılan malların 34 koliye sığmayacağını öne sürerek bunun tespiti için bilirkişi incelemesi talep etmiş, mahkemece bu talep reddedilmiş olup, davacı vekili bu konu incelenmediği için tahkikatın eksik olduğunu istinaf nedeni olarak öne sürmektedir. Davacı davalının kendisine sattığı malları ayıplı olduğu için iade ettiğini öne sürmektedir. İddia edilen husus bunu ispatlayan bir delil değildir. Davacı aldığı ürünlerin ayıplı olduğu iddiasını ve iadeyi ispatlayacak 6102 sayılı TTK 23/1-c maddesine uygun bir delil sunmadığı için bu istinaf nedeni yerinde değildir. Davacı, diğer tarafın dayandığı faturaların içeriğinin gerçekle ve alınan malla alakası olmadığını öne sürmektedir. Bu konuda da TTK 21/2 ye aykırı iddiasını süresinde yaptığına dair bir kanıt sunmamaktadır. Davacı mallar ayıplı çıkınca faturaların iade edildiğini fakat davalı tarafça tekrar kendilerine iade edildiğini, bu hususun kargodan araştırılmadığını öne sürmüştür. Davacının davalıya yönelik ihtarnamesi 12/01/2015 dir. Faturanın tarihi ise 22/09/2014 tür. Davacının iddiasını ispat için davalıya yemin teklif etmiş olup davalı yetkilisi davacıya satılan emtianın ayıplı ve bozuk olmadığına, bozuk akrilik dişleri geri teslim etmediğine yemin etmiştir. Davacı malları alan şirket çalışanının yemin etmesi gerektiğini öne sürmektedir. Davalı tüzel kişilik olup, sadece yetkilisi onun adına irade beyanında bulunmaya yetkili olduğundan istinaf nedeni yerinde değildir. Anlatılan hususlar karşısında davacının defterleri incelenmemiş olmakla birlikte davacının çekin bedelsiz olduğunu ispatlayamamıştır. Zira HMK 200. Maddesine göre senede karşı her türlü iddia aynı nitelikli senetle ispat edilmek zorundadır. Davalı istinaf nedeni olarak ise davacının kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini öne sürmektedir. Davacı davasını istirdat davasına çevirdiği cevaba cevap dilekçesinde bile çeki ödediğini belirterek davaya istirdat davası olarak devam ettiğini açıklamakla birlikte hangi icra dosyasında ödeme yaptığını açıklamamıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, çekin hamili 3. Şahıs tarafından yapılan icra takibi olduğunu belirtmiş ve davacının davalıyı uğraştırdığı için kötüniyetli olduğunu icra takibinin de bulunduğunu öne sürmüştür. Davalının icra takibinin bulunmadığı ve alacağını almakta gecikmediği anlaşılmakta olup kötüniyet tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. Esasen davalının davacıdan aldığı çeki ciro ederek 3. şahsa vermiş olması ve defterlerinde davacı hesabının çekle kapatıldığını ifade etmesi çekten doğan alacağını tahsil ettiği anlamına geldiğinden kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi yerindedir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde, dosya kapsamına, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı ve davalı tarafın istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince taraflarca yatırılan 98,10’ar TL istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 44,40TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 44,40TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 6-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 26/06/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.