Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/900 E. 2019/1090 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/900 Esas
KARAR NO : 2019/1090 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 20/04/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/645 Esas 2018/391 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalıya mal sattığını, davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi 20/04/2018 tarih 2017/645 Esas – 2018/391 Karar sayılı kararında;
“…Takip dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; davacının sözleşme ilişkisi ve mal teslimine ilişkin ispat vasıtası getiremediği, davalının takibe konu faturanın gerçek kişi olan davalı adına düzenlendiği ve davalının da sevk irsaliyesindeki imzayı kabul etmediği, davacının delilleri arasında açıkça yemin delilinin de bulunmadığı anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış…”gerekçesi ile,
Davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi kararında davacı yanın esas sözleşme ilişkisine ve mal teslimine ilişkin ispat vasıtası getiremediğinden bahisle davanın reddine karar verildiğinin ifade olunduğunu ancak, bu durumun gerçekle örtüşmediğini, ilk derece mahkemesi kararının eksik inceleme ve delillerin takdirinde isabetsizlik nedenleriyle kaldırılmasının gerektiğini,Davalının isticvap üzerine ve sadece son celseye gelerek isticvapta davalının sevk irsaliyesini ve mal teslimini kabul etmediğini beyan ettiğini, mahkemenin bu beyana dayalı olarak hüküm kurmasının hatalı olduğunu, delil listesinde tanık deliline başvurduğunu,listenin bilahare verileceğinin belirtildiğini,davalının mal teslimine ilişkin hiçbir şekil ve dava safhasında bir itiraz ve beyanının olmaması üzerine teslimin kabul olduğu varsayımıyla tanık listesi verilmesinin ertelendiğini, sadece son karar celsesinde ve isticvapta davalının buna dair beyanı üzerine sevk irsaliyesinde malı teslim alan …’ın tanık olarak dinlenmesine imkan vermediğini ve eksik inceleme sonucunda verilen kararın kaldırılmasının gerektiğini, Taraflar arasında temel bir borç ilişkisinin bulunduğunun tartışmasız olduğunu, bilirkişi raporunda bu durumun tespit edildiğini, temel borç ilişkisi sabit olduğu cihetle de faturanın TTK. m.21/2 hükmüne göre ispat niteliğinde olduğunun sabit olduğunu, süresinde itiraz edilmeyen faturaların davacı lehine delil olacağının açık olduğunu, ilk derece mahkemesinin hatalı değerlendirme sonucu karar verdiğini, kararın kabulünün mümkün olmadığını, Bilirkişi raporunda davalı yanın 15.772,18.TL borcunun mevcut olduğunun tespit edildiğini, davanın kabulünün gerektiğini, ancak reddine karar verilmesinin usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu,HMK. madde 173/2 gereğince hakimin isticvaba başlamadan önce isticvap olunan tarafa gerçeği söylemesi gerektiği hususunun hatırlatılmasının gerektiğini, bu usuli hükme uyulmadığını ve HMK. madde 174 gereğince isticvap tutanağının da düzenlenmediğini, bu tür isticvaba dayalı hükmün oluşturulması da kararın kaldırılmasının gerektiğini,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava; fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davasıdır.Taraflar arasındaki somut uyuşmazlık; taraflar arasında ticari ilişkinin olup olmadığı,takibe dayanak faturadaki malın davalıya teslim edilip edilmediği ve bu faturadan kaynaklı davacının alacaklı olup olmadığı noktasındadır.Yerel mahkemece, davacının sözleşme ilişkisi ve mal teslimine ilişkin ispat vasıtasını yerine getiremediği, davalının takibe konu faturanın gerçek kişi olan davalı adına düzenlendiği ve davalının da sevk irsaliyesindeki imzayı kabul etmediği, davacının delilleri arasında açıkça yemin delilinin de bulunmadığı belirtilerek ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği ve davacı vekili tarafından istinaf edildiği görülmüştür.Davacı vekilinin istinaf talepleri incelendiğinde; Hakim, isticvaba başlamadan önce HMK 173/2 maddesi uyarınca davalıya gerçeği söylemesi gerektiği hususunu hatırlatmadığı görülmüş ise de, sonuca etkili olmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde görülmemiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde mal teslimine yönelik tanık dinletmek istediğini ve bu hususta kendisine süre verilmediğini belirtmiş ise de, mahkemece 08/12/2017 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararı uyarınca delilleri arasında varsa tanık listesi,tanıkların açık adresleri ile hangi hususlarda dinletecekleri hususunda beyanda bulunmaları için HMK.140 ve 240 maddeleri uyarınca iki haftalık kesin süre verildiği,davacı vekili tarafından verilen süre içerisinde tanık listesi verip ve hangi konuda dinletileceği hususunda beyanda bulunulmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06/11/2002 tarih ve 2002/13-875 Esas,2002/885 Karar sayılı içtihadına görede, ispat kuralının malın değerine göre tespit edilmesi,malın değerinin yüksek olması sebebiyle teslim savunmasının yazılı delille ispatını gerektirdiğinden davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir. Mahkemece davalının gerçek kişi tacir olup olmadığının bildirilmesi için İstanbul Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere sonucu Küçükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden verilen 20/12/2017 tarihli cevabi yazıda 9810257165 vergi numaralı mükellef …’nin 24/09/2010 tarihinde internet yolu ile satış işine başladığı,söz konusu işi 30/12/2013 tarihinde terk ettiği,bilanço esasına göre defter tuttuğunun belirtildiği,mahkemece davacı tarafça sunulan sevk irsaliyesi eklenmek suretiyle davalı adına isticvap davetiyesi çıkartıldığı,davalı … 20/04/2018 tarihli duruşmada;” … LTD.ŞTİ. nin tek sahibi ve yetkilisi olduğunu,bu firma üzerinden davacı ile mal alışverişi yaptığını,ödeme ve faturaları olduğunu,kendi adına şahıs şirketi olmadığını, gösterilen 28/12/2016 tarihli sevk irsaliyesinden haberinin olmadığını,… adında bir kişiyi tanımadığını, böyle bir çalışanının olmadığını,borcu kabul etmediğini,kendisinin 2017 yılına kadar davacı şirkette proje yöneticisi olarak sigortalı çalıştığını,davacı şirketin 2017 yılında kendisini usulsüz işten çıkarttığı,” şeklinde beyanda bulunduğu, davacının mal teslimine ilişkin ispat yükümlülüğünü yerine getirmediğinden istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10. TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL. istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/09/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.