Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/878 E. 2019/854 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/878 Esas
KARAR NO : 2019/854 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/321 Esas 2018/219 Karar
TARİH : 06/03/2018
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı ile müvekkili arasında yapılan alışveriş neticesinde 9.720 USD miktarındaki borcun 4.000 USD’lik kısmının 02/08/2016’de müvekkilinin banka hesabına yatırıldığını, ancak kalan 4.720 USD’lik kısmının ise ödemediğini, borcun ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından davalı aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı/borçlunun takibe itirazı neticesinde takibin durduğunu, davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki takibe itirazının iptaline, duran takibin devamına ve davalı borçlunun alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin davacıya 4.000 USD tutarında ödeme yaptığını, kalan kısmın ise müvekkilince davacıya elden nakden ödeme olarak yapıldığını, davacının elden ödemeyi makbuzlandıracağını ve buna dair ödeme makbuzu göndereceğini beyan ettiğini, ancak bu güne kadar göndermediğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 06/03/2018 tarih 2017/321 Esas 2018/219 sayılı kararında;”Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, yemin kesin delildir. Yemin edildikten sonra artık diğer delillerin hiç biri dikkate alınmaz. Yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı ispat edilmiş olur. Yeminin şartları ve sonuçlarını kanun belirlediğinden hakimin bağlı olduğu ve taktir yetkisine sahip olmadığı delillerdendir.Dosya kapsamı ve taraf beyanlarına göre taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki kapsamında davalının davacıya 9.720,00 USD borcunun olduğu, bu borçtan davalının yaptığı ödeme sonucunda davacıya 4.720,00 USD borcunun kaldığı, davalının kalan borç miktarı olan 4.720,00 USD’yi elden ödediği savunmasının ispatı için yemin deliline dayandığı, davacının mahkeme huzurunda yapmış olduğu yemininde davalının kendisine olan 4.720,00 USD borcunu ödemediğini beyan etmesi, HMK hükümlerince yeminin kesin delil olması nedeniyle davalının davacıya takip tarihi itibari ile 4.720,00 USD borçlu olduğu tespit edilmiş olduğundan davacının davasının kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin 4.720,00 USD asıl alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi gereğince faiz uygulanmasına, alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan hükmedilen alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davalının davacıya takip konusu olan ve talep edilen miktar oranında borcu olmadığını, davalının takip konusu dayanak belge olan faturaya ilişkin olarak 02.08.2016 tarihinde alacaklı …’in banka hesabına 4.000USD (dörtbindolar) ödeme yaptığını, kalan kısmın ise davacıya elden nakden ödendiğini, ancak davacı elden ödemeye karşılık makbuz vereceğini söylemesine rağmen bugüne kadar vermediğini, davalının bu harici elden yapmış olduğu ödeme için makbuz talep ettiğinde davacı tarafın ağır küfür ve hakaretlerine maruz kaldığını, Davacının aynı eylemi davalı müvekkilinin çalışanına da yaptığını, bu duruma ilişkin olarak da suç duyurusu yapıldığını, davalı müvekkilinin borcunun olmadığının faturaların niteliğinin, ticari kayıt ve evrakların incelemesi ile de sabit olmasına rağmen yerel mahkemece ticari defter ve kayıtlar incelenmediğini, deliller arasında işbu defter ve kayıtlarda ileri sürülmüş olmasına rağmen mahkemece göz ardı edildiğini, bilirkişiye dosya gönderilmediğini, yalnızca yemin deliline dayanıldığını, Davacının kararın çıkmasının ardından takibe devam ettiğini, müvekkilinin davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas dosyasına 22.351,23 TL ödeme yaparak dosyayı infaz ettiğini, müvekkilinin borçlu olmadığı halde dosya borcunun tamamını ödediğini, müvekkilinin ödeme gücünün olduğunu, müvekkilinin amacının alacağın tahsilini geciktirmek değil, borçlu olmadığının ispat etmek olduğunu, müvekkilinin kötü niyetinden bahsedilemeyeceğini, bu nedenle asıl alacak üzerinden %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/321 Esas 2018/219 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davasıdır.Davacı, aralarındaki ticari ilişki nedeniyle davalıya 8.720 USD bedelli fatura düzenlediğini, davalının fatura bedelinin 4.000 USD’lik kısmını ödediğini, kalan 4.720 USD’yi ödemediğini, tahsili için yaptıkları takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek itirazın iptalini talep etmiş, davalı ise fatura bedelinin 4.000 USD’sini banka havalesi ile kalanını ise elden ödediğini, elden ödemeye karşılık davacının makbuz vermediğini, borcu kalmadığını belirterek davanın reddini istemiş, mahkemece davacıya teklif edilen yeminin davacı tarafça yerine getirildiği, yeminin kesin delil olduğundan bahisle davanın kabulüne, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, fatura bedelinin bir kısmının elden ödenip ödenmediği konusunda çıkmaktadır. Davalı fatura bedelinden takipte talep edilen kısmını elden ödediğini, karşılığında davacının makbuz vermediğini ileri sürmektedir. İspat külfeti kendisinde olan davalı her ne kadar delil listesinde taraf ticari defter ve belgelerine de dayanmış ise de elden ödeme iddiasını elinde yazılı bir belge olmadığı için yazılı delille ispatlayamamaktadır. Cevap dilekçesinde de elden ödeme savunmasını yemin delili ile ispatlayacaklarını belirtmiştir. Bu nedenle taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek bulunmamaktadır. Mahkemece davalı yemin deliline başvurduğundan davacı asile yemin yaptırılmış ve yemin sonucuna göre karar verilmiştir. Eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.İİK 67/2. maddesine göre itirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklının talebi üzerine borçlu %20’den az olamamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilir. İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için alacağın likit, itirazın haksız olması ve alacaklının talepte bulunması yeterlidir, ayrıca itirazın kötü niyetli olması aranmaz. Alacak likit ve belirli olduğundan ve borçlu itirazında haksız çıktığından icra inkar tazminatına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.212,83.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 303,20.TL harcın mahsubu ile bakiye 909,63.TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/05/2019 tarihinde HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.