Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/872 E. 2019/803 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/872 Esas
KARAR NO : 2019/803 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 10/04/2018
NUMARASI : 2016/1206 Esas 2018/388 Karar
DAVA : İtirazın İptali (kredili satım sözleşmesinden kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının davacıdan kredi kullandığını fakat süresinde geri ödeme yapmadığından bahisle hesabın kat edildiğini, buna rağmen ödeme yapılmayınca davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattıklarını iddia ederek, davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatı talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacının hukuki yararının bulunmadığını, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/656 esas sayılı dosyasından müvekkili lehine tedbir kararı verildiğini, müvekkilinin iflas erteleme sürecinde olduğunu, bu sebeple ödemelerde aksama olduğunu, asıl alacak yönünden hiçbir itirazın bulunmadığını, takipte talep edilen ferilere itiraz edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 10/04/2018 tarih 2016/1206 Esas 2018/388 sayılı kararında;”Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK 67. Maddesine göre iptali talebidir.Taraflar arasında … plakalı, … plakalı araçların finansmanına yönelik kredi ve rehin sözleşmesi bulunduğu, davalı tarafın davacıdan kredi kullandığı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, icra dairesinin yetkili olup olmadığı, davalının takip tarihi itibariyle temerrüde düşüp düşmediği, davacıya borçlu olup olmadığı noktalarındadır. Davacı tarafından, davalı tarafa Beşiktaş …. Noterliğinin 01/11/2016 tarih … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin keşide edildiği ve bu sebeple davalı tarafın ödenmeyen kredilerden dolayı temerrüde düşürüldüğü sabittir. Ayrıca takip ve dava para alacağına ilişkin olup, sözleşmeden kaynaklanmaktadır. HMK 10. Maddesine göre sözleşmeden kaynaklanan davalarda sözleşmenin ifa yeri mahkemesi de yetkili olup, TBK 89. Maddesine göre alacaklının ikamet yeri, ifa yeri olduğundan ve davacının ikameti Şişli yargı alanımız dairesinde bulunduğundan yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Öte yandan yaptırılan bilirkişi incelemesinde taraflar defter ve kayıtları irdelenmiş aldırılan rapora göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 10.027,58-TL asıl alacak, 21,56 İşlemiş faiz, 1,08 TL BSMV ve 186,31-TL ihtarname gideri alacağı olduğu rapor edilmiş, verilen bilirkişi raporu mahkememizce hadiseye ve hukuka uygun bulunmuş bu sebeple hükme esas kabul edilmiştir. Toplanan delillere iddia ve savunmalara ve dosyada bulunan bilirkişi raporuna göre…”gerekçesi ile, Davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalı borçlunun İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının 10.027,58-TL asıl alacak, 21,56 İşlemiş faiz, 1,08 TL BSMV ve 186,31-TL ihtarname gideri yönünden iptali ile takibin bu alacak kalemleri yönünden devamına, Takibe asıl alacağa takip tarihinden ödeninceye kadar %15,48 temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV işletilmesine,Alacağın %20’si olan 2.005,51-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, Müvekkili şirketin iflas erteleme sürecinde olup, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/656 Esas sayılı dosyası kapsamında lehine tedbir kararı tesis edildiğini, bu nedenle takibin devamına karar verilemeyeceğini, Müvekkilinin asıl alacağa itiraz etmemiş olup, sözleşme nüshaları müvekkiline tebliğ edilmediğinden ve içeriği de bilinmediğinden bahisle, asıl alacağa ek talep edilen fer’ilere itiraz edildiğini, Asıl alacağa itiraz etmeyen müvekkili hakkında asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, Bilirkişi raporunda da görüleceği üzere, raporun müvekkili lehine gelmiş olup, buna rağmen tamamı ile müvekkili aleyhine hüküm oluşturulduğunu, Fer’ilere ilişkin itirazları yerinde olmakla, işbu davanın kötü niyetle ikame edilmiş olduğu bu denli açıkken, bu hususlar mahkemenin gözünden kaçtığı, heyet raporunun 220,50TL müvekkil lehine gelmiş olmasına rağmen mahkemenin davanın reddi ile davacı lehine %20’den az olmamak koşuluyla kötü niyet tazminatına hükmetmemesinin açıkça hukuka ve usule aykırılık teşkil etmekte olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, fazlaya dair hakları dahil olmak üzere, her türlü hak ve alacakları ile beyan ve delil sunma hakları saklı kalmak üzere, dosyaya sunulu beyan ve talepleri tekrar ile, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.07.2016 tarihli iflas erteleme tedbir kararı ile uygulanması öngörülen tedbirler dikkate alınarak, yukarıda arz ve izah olunan ve mahkemenin re’sen nazara alacağı sebeplerle, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın reddine, davacı-alacaklı aleyhine %20’den az olmamak koşulu ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar kesinleşene kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1206 Esas 2018/388 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, itirazın iptali davasıdır.Davalı vekili müvekkili şirket hakkında iflas erteleme davasında alınan ihtiyati tedbir kararı gereğince takibin devamına karar verilemeyeceğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuş ise de, İİK’nun 179/b maddesinde iflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine takip yapılamayacağı ve evvelce yapılan takiplerin duracağı belirtilmiş, davalara etkisinden söz edilmemiştir. Bu durumda davalı hakkında açılan itirazın iptali davası görülüp hüküm kurulabilir. Ancak verilecek hükmün iflasın ertelenmesinin sonucuna kadar infazı yapılamaz. Somut olayda, takip ve dava tarihinden önce, davalı borçlu hakkında iflasın ertelenmesi davası açılıp, ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmaktadır. İflasın ertelenmesi talebinde bulunulması ve icra takiplerine ilişkin ihtiyati tedbir kararı ya da iflas erteleme kararı verilmesi infaza ilişkindir, ihtiyati tedbir ya da iflas erteleme kararı verilmesi borçlu davalı hakkında itirazın iptali davası açılmasına veya açılan davanın yürütülmesine engel teşkil etmeyeceğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir. (Yargıtay 19. HD 2017/3293 E., 2019/1580 K.; 2017/383 E., 2018/6628 K.) Davaya konu takipte davalı borçlu, asıl borca da itiraz etmiş olup, takipte sadece ferilere itiraz ettikleri, bu nedenle asıl alacak yönünden davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğuna ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir.Yine mahkemece, dosyada alınan ve hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda tespit edilen asıl alacak ve ferileri yönünden itirazın iptaline karar verilmiş olup, fazla talep reddedilmiştir. Davalı borçlu takipte asıl alacağa ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğundan ve yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan bilirkişi raporu ile hesaplanan asıl alacak ve ferilerine her hangi bir itirazı bulunmadığından bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Takipte davacının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından reddedilen miktar yönünden davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi de doğru olmuştur.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 699,26TL istinaf karar harcının istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 175,80.TL harçtan mahsubu ile bakiye 523,46 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/05/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.