Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/870 E. 2019/837 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/870
KARAR NO : 2019/837
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 12/02/2018
DOSYA NUMARASI : 2014/1351 Esas 2018/119 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari İş Tellallığı Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, İstanbul …. İcra Dairesi’ nin … sayılı dosyası ile davalı …. San. Ve Tic. A.Ş. aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini, takibe konu alacağın dayanağı olan faturanın açık fatura olduğunu, açık faturanın malın teslim edildiği ancak ödemenin daha sonra yapılacağı anlamına geldiğini, borçlu şirketin malı teslim almış olmasına rağmen ödemeyi gerçekleştirmediğini belirterek icra takibine ilişkin yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devam etmesine, davalının yaptığı itiraz nedeni ile % 20’ den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine alacaklarına icra takibinin başından itibaren Amerikan Doları alacağa işletilecek yıllık % 7 faizin işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davacı arasında yapılmış olan satış sözleşmesi uyarınca davacı tarafından istenilen malzemelerin müvekkili şirketçe özel olarak üretilerek 4 adet fatura kapsamında davacıya teslim edildiğini ve davacının yapmış olduğu ödeme ile birlikte ticari ilişkinin sona erdiğini, siparişlerin tesliminden sonra davacı tarafından müvekkiline ulaşılarak, bazı malzemelerin ellerinde fazladan kaldığını ve …San. ve Tic. Ltd. Şti. adlı şirkete satıldığını ancak ilgili şirkete fatura kesilemediği ve kendi iç kayıtlarında gözükmesi açısından taraflarına iade faturası kesileceğinin bildirildiğini, bu talebin müvekkili şirket tarafından kabul edilmediğini, faturanın kendi kayıtlarına geçmeyeceğinin davacıya bildirildiğini, buna rağmen, davacı tarafından dava konusu olan 03.10.2013 tarih ve 23.562,24 U.S.D.’lik faturanın müvekkil şirket adına kesildiğini, ilgili faturanın müvekkil şirketin muhasebe ve vergi kayıtlarında hiçbir şekilde gözükmediğini, davacının kendi kendine fatura düzenlediğini, dava konusu faturanın aslen bir iade faturası olduğunu ve 31.05.2013 tarihli faturaya istinaden düzenlendiğinin açıkça yazılı olduğunu, iade faturasında bulunan malzemenin “KS103MCSF-60 Cephe Paneli ÎPN” Ek-l’de sunulu 31.05.2013 tarihli faturada açıkça yazılı olduğunu ve davacıya teslim edildiğini, satış işleminin tamamlandığını, iade faturasında açıkça görüleceği üzere irsaliye bilgileri kısmının boş olduğunu, fatura kapsamında bulunan malzemelerin müvekkili şirkete kesinlikle teslim edilmediğini, iade edildiği öne sürülen emtianın sevkiyatına ilişkin herhangi bir belge bulunmadığını, malzemelerin taraflarınca kabul edildiğine dair de hiçbir delil olmadığını, olayın davacımn kendi tarafından kendilerine karşı fatura düzenlemesinden ibaret olduğunu, davacıya özel üretilmiş malzemelerin iade edilebilmesi için malzemelerin “Müvekkilin sorumluluğu kapsamında” siparişe aykırı veya hatalı üretilmiş olmasıının gerektiğini, hata veya başka bir nedene dayalı olarak iade içerikli her hangi bir ihtarın müvekkili şirkete yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilerek, dava değerinin % 20’ sinden aşağı olmamak üzere davacı tarafın kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 12/02/2018 tarih 2014/1351 Esas – 2018/119 Karar sayılı kararında; ” … Davacı şirketin merkezi İzmir’ de olduğundan talimatla bilirkişi raporu alındığı, 06/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı-alacaklı ..A.Ş.’nin 2013-2014 yılı yasal defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu; yevmiye defteri kayıtlarının kebir defteri ile uyumlu olduğu; davalı-borçlu … A.Ş. tarafından davacı-alacakiı … A.Ş. adına düzenlenmiş bulunan kdv dahil 276.644,10 USD karşılığı 523.521,91 TL tutarındaki 4 adet faturanın; davacı-alacaklı şirketin yasal defterlerinde kayıt altına alındığı, davacı-alacaklı …A.Ş. tarafından davalı-borçlu şirket adına banka aracılığı yapılmış bulunan toplam 297.613,95 USD karşılığı 607.350,31 TL tutarındaki ödemenin; davacı-alacaklı şirketin yasal defterlerinde kayıt altına alındığı, davalı-borçlu …A.Ş. tarafından davacı-alacaklı şirket adına banka aracılığı ile yapılmış bulunan 20.969,85 USD karşılığı 45.961,72 TL tutarındaki ödemenin; davacı-alacaklı şirketin yasal defterlerinde kayıt altına alındığı, davacı-alacaklı … A.Ş. tarafından davalı-borçlu şirket adına düzenlenmiş bulunan takip ve dava konusu 03,10.2013 tarih 131796 no.lu kdv dahil 23.562,24 USD karşılığı 47.649,92 TL tutarında iade faturasının; davacı-alacaklı şirketin yasal defterlerinde kayıt altına alındığı, davacı-alacaklı şirket tarafından davalı-borçlu şirket adına düzenlenmiş bulunan takip ve dava konusu faturanın; davalı-şirket adına … tarafından teslim alındığı, davacı-alacaklı şirket tarafından düzenlenmiş bulunan takip ve dava konusu faturanın ve fatura muhteviyatının; davalı-borçlu şirket tarafından kabul edilmediğini ve davacı-alacaklı şirkete iade edildiğini gösterir ihtarname v.b bir belgenin bulunup bulunmadığı konusunda net bir bilgi ve bulguya rastlanmadığı, davacı-alacaklı şirketin yasal defterlerine göre; taleple bağlı kalınarak davacı-alacaklı …A.Ş.’nin icra takip tarihi olan 01.04.2014 tarihi itibari İle davalı-borçlu… A.Ş.’nden 23.562,24 USD karşılığı 50.960,41 TL tutarında alacaklı olduğunun bildirildiği, Davalının ticari defterlerinin incelenmesi için de bilirkişi raporu alındığı, 15/08/2017 günlü bilirkişi raporunda ; İncelenen davalı şirkete ait 2013-2014 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, 01.04.2014 takip tarihi itibarıyla davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığı, bilirkişi raporu ekinde yer alan davacı şirkete ait muavin hesap ekstresinde söz konusu fatura ile ilgili “fatura iadesi” ifadesinin bulunduğu görülmekle, faturanın iade faturası olarak düzenlendiğinin açık olduğu, raporun “değerlendirmeler” bölümünde açıklanan nedenlerle, takibe konu fatura muhteviyatı ürünlerin davalı şirket tarafından, davacı şirket şantiyesinden alınıp, dava dışı … Yapı firmasına teslim edileceğinin anlaşıldığı, bu durumda ürünlere ait irsaliye ve faturanın davalı şirket tarafından … yapıya düzenlenmesinin gerektiği, bunun için de öncelikle davacı şirketin davalı şirkete iade faturası düzenlemesinin gerektiği, her iki halde de takibe konu fatura muhteviyatı ürünlerin dava dışı … yapıya teslim edildiği, ürünlerin dava dışı şirkete kim tarafından teslim edildiği ve faturanın düzenlenip düzenlenmediği hususlarının dosya içerisinde yer alan belgelerden tespit edilemediği, ayrıca … adlı kişinin davalı şirket çalışanı olup olmadığı yönünde, dava dosyasma celp edilen herhangi bir SGK yazısının bulunmadığı, davacı yanın 27.01.2016 tarihli dilekçesi ekindeki belgeden anlaşılan şekli ile ürünlerin … şantiyesinden iade alınıp .. yapıya fatura edileceği yönündeki mutabakat çerçevesinde, davacı şirket tarafından takibe konu faturanın iade faturası olarak düzenlenmesinin yerinde olduğu, bu itibarla davacı yanın 01.04.2014 takip tarihi itibari ile davalı-borçlu …A.Ş.’nden 23.562,24 USD karşılığı 50.960,41 TL tutarında alacaklı olduğu, alacağına takip tarihinden itibaren 3095 saylı yasanın 4/a maddesi gereğince ABD dolan üzerinden yıllık %7 faiz talep edebileceğinin belirtildiği; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 27/06/2003 tarih ve 2001/1 E. 2003/1 K. Sayılı ilamında da açıklandığını üzere; bir faturayı alan kişinin aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahip olduğu, aksi takdirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağı, mülga 6762 sayılı TTK 23/2 ve 6102 sayılı TTK 21/2 ‘de bir fatura alan kişinin aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamış ise bu içeriği kabul etmiş sayılacağı, mahkeme dosyasında, davaya konu ürünlerin … Merter şantiyesinden iade alınıp … yapıya fatura edileceği yönündeki mutabakat çerçevesinde, davacı şirket tarafından takibe konu faturamın iade faturası olarak düzenlenmesinin yerinde olduğu, bu itibarla davacı yanın 01.04.2014 takip tarihi itibari ile davalı-borçlu … A.Ş.’nden 23.562,24 USD karşılığı 50.960,41 TL tutarında alacaklı olduğu, bunun talimatla alınan 06/06/2016 tarihli bilirkişi raporu ile 5/08/2017 günlü bilirkişi raporundan tespit edildiğini, Türk Ticaret Kanununun 21/2, maddesi, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 27/06/2003 tarih ve 2001/1 E. 2003/1 K. Sayılı kararı ve her iki bilirkişi raporu da göz önüne alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği…”gerekçesi ile, 1-Davanın kabulü ile davalının İstanbul …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 23.562,24 USD (50.980,41 tl ) üzerinden aynı koşullar ile devamına, 2-4.712,448 USD (10.196,09 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Dava konusunun bir iade faturası olduğunu, 31.05.2013 tarihli faturaya istinaden düzenlendiğinin açıkça yazılı olduğunu, Dosyada mübrez satış sözleşmesinin 7.2 maddesi uyarınca, alıcının üretimden önce siparişini iptal etmesi halinde, sözleşme bedelinin %20’sini ve ayrıca bu sözleşme için satın alınan standart olmayan çelik bedelini ödemeyi taahhüt etiğini, alıcının sözleşmeyi üretimden sonra iptal etmek istemesi halinde, alıcının sözleşme bedelinin % 85′ inden sorumlu olacağının yazılı olduğunu, Müvekkili şirketin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacının talep ettiği satış konusu malzemelerin davacıya özel olarak üreterek eksiksiz şekilde davacıya tesliminin yapıldığını, davacının tüm bu malzemelerin bedelini müvekkili şirkete ödediğini, Davacıya özel üretim yapılmış olan malzemelerin iade edilebilmesi için malzemelerin müvekkilinin sorumluluğu kapsamında siparişe aykırı veya hatalı üretilmiş olmasının gerektiğini, hata veya başka bir nedene dayalı olarak iade içerikli herhangi bir ihtarın müvekkili şirkete yapılmadığını, Satış sözleşmesi ve ticari mevzuat gereği müvekkili şirketin özel üretim malzemelerini geri alma sorumluluğunun bulunmadığını, malzemelerde siparişe aykırılık olmaması halinde iadenin yapılabilmesinin müvekkili şirketin kabulüne bağlı olduğunu, müvekkili şirketin iade ile ilgili hiçbir şekilde kabulünün bulunmadığını, her ne kadar yerel mahkemenin gerekçeli kararında farklı şekilde belirtilmiş olsada malzemelerin müvekkile iades edilmediğini, malzemelerin dava dışı … Şirketine teslim edildiğine dair bir belgenin de bulunmadığını, işbu hususun bilirkişi raporlarıyla da tespit edildiğini, TTK’ nın m.21/2 hükmünde: “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmünün var olduğunu, yerel mahkeme kararında olayın ve dosyanın içeriğini irdelemeksizin söz konusu kanun uyarınca hükmün kurulduğunu,Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre: “TTK’nın 21/2. maddesi hükmü gereği; faturayı alan kimsenin, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde içeriği hakkında itirazda bulunmaması sonucu fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılabilmesi için, faturanın, taraflar arasındaki yazılı sözleşme şartını değiştirecek içerikli olmamasının gerektiğini, çünkü, taraflar arasında bir yazılı sözleşme mevcut ise taraflardan birisinin tek yanlı olarak sözleşme hükümlerini değiştiremeyeceğini, Fatura içeriğindende anlaşılacağı üzere, fatura taraflar arasındaki sözleşme hükmüne açıkça aykırı olduğunu, düzenlenmiş iade faturası içeriğinin taraflar arasındaki sözleşme içeriğinin tek taraflı değiştirir nitelikte olduğunu, söz konusu faturanın sadece müvekkili şirketin bir sigortalı çalışanına kaşe, ünvan ve sair belirteçler olmadan imzalatıldığını, imzası bulunan … şirketi borçlandırma, sözleşme hükümlerini değiştirme ve sair yetkilerinin bulunmadığını, Tüm beyanlarında ve dilekçelerinde söz konusu faturanın sevk ve irsaliye kısımlarının boş olduğunu, teslimin olup olmadığının dosya içeriğinden anlaşılamadığının beyan edildiğini, ayrıca söz konusu durumun bilirkişi raporları ile tespitinin yapıldığını, İlk Derece Mahkemesi tarafından gerekçeli kararda tam aksi istikamette bilirkişi raporlarının lehe kısımlarının göz ardı edildiğini ve dilekçelerinin dikkate alınmadığını, İlk Derece Mahkeme kararında ürünlerin … merter şantiyesinden iade alınıp … yapıya fatura edileceği yönündeki mutabakat çerçevesinde gerekçesinin yazılı olduğunu, müvekkiline işbu mutabakata ilişkin herhangi bir belge tebliğ edilmediğini, taraflar arasındaki hukuka uygun tek mutabakat olarak satış sözleşmesinin olduğunu, Dava konusu faturanın sorumluluğunun müvekkili şirkete ait olmadığını, sorumluluk gerekli şartların mevcut olması halinde … yapı şirketine, şartların bulunmadığı takdirde ise şahsi imzası bulunan … ait olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumlu olabileceğinin düşünülse dahi işbu sorumluluğun sözleşme uyarınca % 85 bedel düşüldükten sonra dava konusu fatura bedelinin %15’ine ilişkin olabileceğini, Herhangi bir sigortalı çalışanın şahsi imzası ile anonim şirketlerin sorumlu olacağının düşünmenin tüm ticari hayatın sona erdireceğini, gerek iç hukuk gerekse evrensel hukuk normlarının temelinin çökmesi anlamına geldiğini, Dava konusu ve sigortalı çalışanın imzası bulunan fatura aslının dava dosyasına sunulmadığını, icra dosyasına sunulu fotokopi belgede de silik bir imzanın bulunduğunu, imzanın gerçek olup olmadığının dahi kontrol edilemediğini, işbu durumun İlk Derece Mahkemesine beyan ve raporlar ile tespit edildiğini, ancak İlk Derece Mahkemesi tarafından dikkate alınmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda davanın reddini ve % 20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava; …. San. Ve Tic. A.Ş, aleyhine İstanbul …. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında yapılan 23.562,24- USD (50.960,41-TL) tutarındaki faturaya dayalı icra takibine davalının itirazı nedeniyle İİK. 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali davadır.Uyuşmazlık konusu davacının icra takibinin dayanağı olan faturadan dolayı alacaklı olup olmadığı noktasındadır. Davacının takibe dayanak yaptığı fatura 03/10/2013 tarihli KDV dahil 23.562,24 USD bedelli faturadır. Faturada mal veya hizmetin cinsi kısmında 60 Cephe Paneli IPN alt kısımda da 31/05/2013-136338 FTR. İstinaden yazmaktadır. Dava konusu faturanın iade faturası olduğu davalının davacıya satıp teslim ettiği, 31/05/2013 tarihli fatura içinde yer alan emtialardan bir bölümüne ilişkin kısmi bir iade olduğu anlaşılmaktadır. Talimatla alınan ve davacı defterlerinin incelendiği bilirkişi raporunda davacının iade faturasının defterlerinde kayıtlandığı, iade faturanın üzerinde aslını elden teslim aldım ibaresi ile … ad soyad ve imzasının bulunduğu, söz konusu iade edilen emtianın aynı şekilde dava dışı … firmasına fatura edileceğine dair davalı şirket adına aynı şahıs tarafından açıklama yapıldığı, faturanın davacıya iade edildiğine dair bir bilginin olmadığı ifade edilmiştir. Daha sonra yaptırılan bilirkişi incelemesinde ise davacının dayandığı faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı ifade edilmiştir. Davalı taraf, … davalı şirketin sigortalı çalışanı olduğunu, fakat malları iade alma ve faturaları teslim alma gibi konularda yetkili olmadığını, iadenin sözleşme şartlarında yapılabileceğini kendilerine iadenin söz konusu olmadığını, davacının malları … iade ederek iade faturası düzenleneceğini kendilerine bildirdiğini, fakat kendilerince bunun kabul edilmediğini aşamalardaki savunmalarında beyan etmiştir.İade faturası davalı defterlerinde kayıtlı değildir. Takip dosyasında buluna fatura örneğinin üzerinde aslını elden aldım yazan Tamer Hamzalar’ın imzası bulunmaktadır. Bu durumda davalı firmanın iade faturasını aldığı fakat defterlerine kaydetmediği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme sunulmadığı için iadenin nasıl yapılacağına ilişkin sözleşmesel bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf, …sözleşme koşullarını değiştirme, malları ve faturaları iade almaya yetkili olmadığını, fakat çalışanları olduğunu ifade etmişse de, şirket bünyesinde ne sıfatla çalıştığına dair bir belge sunmamıştır. Faturayı ve malları teslim alma gibi işlemler fiili işlemler olup sözleşme koşullarını değiştiren (zaten taraflar arasında sözleşme koşullarını içeren yazılı bir kanıt sunulmamıştır) davalı şirketi borç altına sokan işlemler değildir. Esasen davalı şirketin onayı olmadan bir çalışanın malları üçüncü bir firmaya teslim dahil faturayı teslim alma konusunda kendi iradesiyle hareket etmesi ticari hayatın olağan işleyişine aykırıdır. Dosyada bulunan… adına … ile … yapı adına … imzalı evrakta … inşaat şantiyesinden iade alınmıştır…yazılı evrak, iade faturasıyla birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafından davacıya satılan emtianın bir kısmının davalının bilgisi ve onayı dahilinde … adlı başka bir firmaya verildiği, davacının da kısmi iade edilen emtiaya ilişkin iade faturası düzenlediği, davalı çalışanı … iade faturasını teslim aldığı fakat, davalı firmanın bunu ticari defterlerine işlemediği, davacı firmanın iade faturasına konu işlemi Çakabey Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne Ekim 2013 dönemine ilişkin BS formunda gösterdiği, bu durumda davacı tarafından davalının onayıyla üçüncü bir firmaya iade edilen kısmi emtiaya ilişkin iade faturasından dolayı davacı firmanın alacaklı olduğu, davalı firmanın teslim aldığı fakat defterlerine kaydetmediği, iade faturasına 6102 sayılı TTK’ nın 21/2.maddesine göre teslim tarihinden itibaren 8 gün içinde itiraz edildiğine dair bir delil bulunmadığı mahkemece kurulan hükmün dosya içeriğine usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.482,47 TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 870,61 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.611,86 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/05/2019 tarihinde HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.