Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/862 E. 2019/873 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/862 Esas
KARAR NO : 2019/873 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/267 Esas 2018/561 Karar
TARİH : 09/05/2018
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/06/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı arasında … sözleşmesi düzenlendiğini, düzenlenen sözleşmeye göre davalıya kredi açıldığını, açılan kredi kapsamında davalının müvekkili şirkete 2.153.460-TL borcu bulunduğunu, söz konusu borcun ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik 500.000-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, taraflar arasında … sözleşmesinin düzenlendiğinin doğru olduğunu, sözleşme gereğince müvekkiline 2.153.460-TL üzerinden kredi hesabı açıldığını, müvekkiline düzenlenen sözleşme kapsamında herhangi bir mal ve hizmet sunulmadığını, sistemden borçlanmasını gerektirir herhangi bir mal almadığını, ayrıca müvekkili tarafından da … sözleşmesine uygun olarak sisteme Bakırköy ….Noterliğinin 11/01/2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinde belirttiği malları sunduğunu, sistem gereğince müvekkilinden dava konusu yapılan meblağın istenemeyeceğini savunarak, yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 09/05/2018 tarih 2017/267 Esas 2018/561 sayılı kararında;”Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen BARTER sözleşmesinin 3/a maddesinde … sistemini: firmanın satın aldığı mal ve hizmetlerin bedelini sisteme üye diğer firmalara mal ve hizmet satarak ödemesidir şeklinde tarif ettiği, bu bağlamda davalı tarafından da sözleşme kapsamına uygun olarak Bakırköy ….Noterliğinin 11/01/2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinde belirtilen mallarını sisteme sunduğu, … sistemi gereği üyelerin sistemden çekmiş oldukları malların bedelini yine kendileri tarafından sisteme sunulan mal ve hizmetle ödemesinin esas olduğu, … sözleşmesine göre davalıya 2.153.460-TL … kredisi açılmasının tek başına üye olan davalının bu miktarda borcu olduğu şeklinde değerlendirilemeyeceği (Yargıtay 11.HD 2012/11645 esas 2013/11102 karar ve Yargıtay 23.HD 2014/10871 esas 2015/6467 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere), kaldı ki davacı tarafın da davalının sistemden dava konusu yapılan alacak miktarı kadar mal ve hizmet satın aldığını ispatlayamadığı gibi davalı adına da diğer üyelere ödeme yaptığı hususunda dosyaya herhangi bir delil sunmadığı, bu kapsamda davacı tarafın taraflar arasında düzenlenen … sözleşmesine göre davalıdan 500.000-TL alacağı bulunduğunu kanıtlayamadığı…”gerekçesi ile, Sabit görülmeyen davacının davasının reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, … sisteminin üye firmanın satın aldığı mal ve hizmet bedelini, kendi ürettiği mal ve/veya hizmetle ödemesi olduğunu, sistemin, uygulamada hem mal ve hizmetin satışında bir pazarlama tekniği, hem de bir ödeme aracı olarak kullanıldığını, Genellikle 6-9 aylık süreler içerisinde sistemden mal alan gerçek ve tüzel kişilerin aldığı mal bedeli kadar sistemde kendi malını satamadıysa sisteme borcunu nakit olarak ödemek zorunda kalacağını, bu sayede sistemin suistimalinin önlendiğini, Yerel mahkemenin dosyayı verdiği bilirkişiden Yargıtay 11. HD 2012/11645 E. 2013/11102 K. sayılı ve Yargıtay 23. HD 2014/10871 E. ve 2015/6467 K. sayılı ilamları da incelemesi istendiğini, söz konusu ilamlarda bahse konu olay ile dava konusu olayın aynı olmadığını, hem Yargıtay kararlarında hem de işbu dava konusu olayda bir barter işlemi yapıldığı, karşılığı alınamadığını ve bedelin nakden iadesi istendiği gibi göründüğü ancak farklılıklar bulunduğunu, Yargıtay kararlarına konu olan olayda taraflar arasındaki işleme ilişkin hiçbir yazılı belge bulunmamakla birlikte taraflar birbirlerinden taleplerini somutlaştıramadıklarını, özellikle barter sözleşmelerinde belirtilen süre ve nakit iade hususları hakkında kararda hiçbir bilgi bulunmadığını, dava konusu işbu olayda taraflar arasında imzalanan barter sözleşmesinin 13. Maddesinde barter ortak pazarından alınan mallar karşılığı davalının borçlandığı her ürünün bedelini satın aldığı tarihten itibaren barter sistemi ile ödemesi için 9 ay süresi olduğunu, bu sürede borcu ödeyemez veya ödediği miktar borcunu karşılamaz ise hiçbir ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşeceği ve on gün içinde nakden ve defaten ödeyeceğini, Yargıtay kararlarındaki davalarda taraflar arasındaki sözleşmede böyle bir hüküm olsa bunun kesinlikle ilamda yer bulacağını, … sistemi her yerde hemen hemen aynı olduğu, ama bu farklılıklar işin gideceği yönü tayin edeceğini, bilirkişi raporunda da bunlar yazıldıktan sonra müvekkilinin alacaklı olduğunun belirtildiğini, Davalının cevap dilekçesinde, davalının barter sistemine e-posta yoluyla elindeki emtiaları bildirerek mal sunmayı teklif ettiği, sanal olarak bunları sunduğu ancak bunları sisteme sunmanın bir ödeme anlamına gelmediğini söylediklerini, davalının borcunu ikrar ettiğini, sanal ortama sundukları malların da bir ödeme yerine geçmediğini açıkça belirttiklerini, yerel mahkemenin HMK’daki taraflar dosya içerisindeki beyanları ile bağlıdır ilkesine uymadığını, Rapora göre bu tutarda KDV ve komisyon ödemesinin esas işlem gerçekleşmeden yapılmasının mümkün olmadığının altı çizildiğini, bu mal alımı yapıldığının göstergesi olduğunu, davalının da bunu kabul ettiğini, ancak mahkemenin kabul etmediğini, Müvekkili barter şirketinin sadece kendi aldığı komisyonu ticari kayıtlarına kaydeceği, sistemden alışveriş yapanların aldıkları ve sattıkları kendi ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, barter şirketinin bu kayıtları tutmayacağı, çünkü bu ticari ilişkide bulunan tarafları ilgilendireceği, müvekkili şirketin ticari defterlerinde davacıya ait alım ve satımların borç veya alacak olarak işlenmemesinini sebebinin bu olduğunu, Davalıya yapılan barter sözleşmesinde bildirilen ve daha sonra 3 ay uzatılan süre 12 ay sonunda dolduğu, sözleşmeye göre süre dolana kadar sistemden çekilen malın bedeli kadar sistemde satış yapılmazsa bu bedelin nakdi olarak ödendiğini, davalıya ödeme talebinde bulunulduğu ancak ödeme yapmadığını, 26/12/2016 tarihinde Bakırköy …. Noterliği aracılığıyla gönderilen ihtarnameye davalı tarafından 11/01/2017 tarihinde verilen cevapta borcunu ikrar ettiğini, bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını, Davalının hem sistemden mal çektiği hem de sisteme koymayı taahhüt ettiğini, sanal olarak bildirdiği malları satamadığı, hem de mahkemece haklı görüldüğünü, davacının hem para vermeden mal aldığı hem de karşılığını vermediği, hem de elinde satmak üzere sisteme sanal olarak teklif ettiği malların uhdesinde kaldığını, mahkemenin hatalı bir karara imza attığını, Gerekçeli kararda davalıya 2.153.460.TL … kredisi açıldığından bahsedildiği, bunun hatalı olduğunu, dosya kapsamındaki belgelerde ne kadar kredi açıldığı açıkça yazıldığı, yapılan alışverişler sonrası kalan kredi bakiyesi 2.153.460 TL olduğunu, mahkemenin daha açılan kredinin miktarını tayinde hataya düştüğünü,Raporda ayrıntılı tablo olarak yer alan ve davalının yaptığı harcamalar ile ilgili olarak yapılan tüm alışverişin listesi dava dosyasında mevcut olduğu, …A.Ş. den yapılan alımların listesinin dosyada olduğu, davalı …’ün de yaptığı alışverişler ve ödediği komisyon bilgileri de dosyada mevcut olduğu, ancak gerekçeli kararda “davacı tarafın davalının sistemden dava konusu yapılan alacak miktarı kadar mal ve hizmet satın aldığını ispatlayamadığı…” yazıldığını, bilirkişi raporunda sayfalarca anlatılan ve dosyada delili bulunan bu alışverişe ilişkin mahkemenin mal ve hizmet satın alındığının ispatlanamadığı demesinin, mahkemenin dosyayı incelemediği, okumadığı anlamına geldiğini, Aynı kararda “davalı adına da aynı üyelere ödeme yaptığı hususunda dosyaya herhangi bir delil sunmadığı…” ifadesinin mahkemenin barter sistemini anlamadığını gösterdiğini, … şirketinin aracılık faaliyeti yürüttüğünü, aracı olduğunu, davalı adına diğer üyelere ödeme yapmadığını, bunun gerekçe gösterilmesinin kararın kaldırılması sebebi olduğunu, Barter sisteminin mantığının bu olduğunu, müvekkili şirket tarafların birbirine mal alım satımına yarayan platformu kurduğunu, hiçbir ödeme yükümlülüğü olmadığını, Gerekçenin sonunda da davacının barter sözleşmesine göre alacağını kanıtlayamadığından dolayı davanın reddedildiğini, dosyada bulunan tüm deliller ve bilirkişi raporunun tek bir şeyi gösterdiğini, hatta davalının cevabının da aynı yönde olduğunu, sözleşmeye göre yapılan alım karşısında davalı süresi içinde ayni olarak borcunu ödeyemediği ve bu sebeple borcun nakdi olarak ifası gerektiğini, zaten davalının da sisteme sundukları emtiaların ödeme yerine geçmeyeceğini bildirdiğini, davalının ödeme yerine geçmez ifadesini incelendiğinde, davalının borcunu kabul ettiğini, sunduğu mallarında satılmaması sebebiyle sisteme ödeme yapamadıklarını kabullendiğini,Dosyadaki tüm deliller, davalı tarafından keşide edilen ihtarnamedeki ikrar, cevap dilekçesindeki borcu kabul hepsi HMK 187 anlamında kesin delil niteliğinde olduğu, dosyadaki mevcut bilirkişi raporunun da iddiaları desteklediğini ve davacı şirketin alacaklı olduğunu, bu bedeli aralarındaki sözleşmeden dolayı nakden alması gerektiğini zaten bütün barter sözleşmelerinde mantığın aynı olduğunu, sonuçta davacının davalıdan 2.153.460 TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatini belirttiğini ve takdiri mahkemeye bıraktığını, tüm deliller ve rapor davacının davasını haklı çıkartmasına rağmen mahkemenin verdiği kararın dosyanın durumunun tam aksine olmasının hiçbir şekilde açıklanamayacağını,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/267 Esas 2018/561 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava Barter sistemine üye olan davalının, sistem üzerinden satın aldığı ürünlerin bedelini, yine sisteme ürün satarak ödememesi üzerine satın aldığı ürün için kullandığı barter kredisi bedelinin tahsili davasıdır.Davacı, davalının barter sistemine üye olduğunu, 24/12/2014 tarihli barter sözleşmesini imzaladığını, davalının 31/07/2015 tarihinde barter kredisi kullanım sözleşmesi imzalayarak, barter kredisi kullanarak borçlandığını, sözleşme gereğince 12 ay içinde kredi borcunu mal ve hizmet olarak ödemediğini, 12 ayı takip eden 10 gün içersinde borcunu nakden ödemesi gerektiğini belirterek alacağın tahsilini talep etmiş, davalı … sistemine üye olduğunu, davacı tarafça kendisine barter kredi hesabı açıldığını, kullandığı kredi miktarınca barter sistemine mal bildirdiğini, malların kabul edilerek satışa sunulduğunu, böylece borcunu ifa ettiğini, sisteme sunulan malların satışının davacının sorumluluğunda olduğunu bu nedenle davanın reddini savunmuş, mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, barter sözleşmesi gereği kullanılan barter kredi alacağından kaynaklanmaktadır. Hukukumuzda, barter sisteminin düzenlenmesine ilişkin herhangi bir mevzuat yoktur. … sistemi, karşılıklı ticaret uygulamaları ile gelişmiştir. … sistemi; üye firma veya gerçek kişilerin satın aldığı mal veya hizmetlerin bedelini yine sistem içerisinde, üyelere mal veya hizmet satarak ödediği bir sistemdir. Barter sistemi ile satış yapan üye, satış bedeli kadar … sisteminden alacaklı olur ve satışla elde ettiği barter çeki ile alacağını, sistemden yine mal veya hizmet satın alarak tahsil eder. … şirketi; barter sistemine üye olan firmaların çalışmalarını organize den aracı bir kuruluştur. … çeki ise; üyeler arasında gerçekleşen alım satım işlemlerinde, bir ödeme ve tahsilat işlemi olarak kullanılan, mal veya hizmeti alan tarafından düzenlenen evrakdır. … çekinin kambiyo vasfı yoktur. Uygulamada; barter sistemine üye olmak için, firma veya gerçek kişi ile barter şirketi arasında üyelik sözleşmesi düzenlenir. Üye, … şirketine yıllık üyelik ücreti öder. Ayrıca üye, … sistemi içinde yapılan alım satım işlemlerinde, barter şirketine, sözleşmede kararlaştırılan oranda komisyon öder. Barter şirketinin üyelik sözleşmesinden doğan borçları ise; her üye için bir cari hesap açmak, ürün veya malların listesini oluşturmak, satış işlemi taleplerinde satış onay kodu vermek, üyeler arasında yapılan alış verişleri ve barter çeklerini kabul ederek cari hesaplara kaydetmek, cari hesap ekstresini üyeye tebliğ etmek şeklinde sıralanabilir. Barter sisteminde, üyeler arasında alım satım işlemleri ise şu şekilde gerçekleştirilir; … hesabı yeterli olan üye, sistemden ihtiyacı olan mal veya hizmeti satın almak istediğinde, barter şirketinden satış onay kodu alır, satış işlemi sonucunda, satıcı firma karşı tarafa barter çeki düzenleyerek verir. Barter şirketi, alıcı üyenin cari hesabına borç kaydı, satış yapan üyenin cari hesabına ise alacak kaydı işler. Sistem içerisinde alış verişler mal ve hizmet üzerinden işlem görür, nakit para ile işlem yapılmaz. Barter şirketi, alım-satım sözleşmesinin tarafı değildir. … şirketinin, satın alınan mal veya hizmetin teslim edilmemesi, geç teslim edilmesi veya ürünün ayıplı olması gibi hallerden dolayı sorumluluğu yoktur. Ancak barter şirketi, satış onay kodu alınarak yapılan işlemlerde, tahsilat için garantördür.Taraflar arasında 24/12/2014 tarihli barter sözleşmesi ve 31/07/2015 tarihli barter kredisi kullanma sözleşmeleri imzalandığı hususu çekişme konusu değildir.Yine davalı savunmasından, 11/07/2017 tarihli Bakırköy …. noterliğinin … yevmiye nolu davalı tarafça davacıya gönderilen ihtarnameden ve dosyada alınan bilirkişi raporundan davalının 31/07/2015 tarihli sözleşme kapsamında 2.600.000 TL barter kredisi kullandığı, kullanılan kredinin bir kısmının nakit ve taşınmaz verilerek ödendiği, kalan bedel karşılığında davalı tarafça barter sistemine mal sunulduğu sabittir. Davalı da davacıya gönderdiği ihtarnamede ve davaya cevap dilekçesinde, … kredisi kullandığını, bunun bir kısmını ödediğini, 2.153.460 TL kredi borcu kaldığını, bu kredi borcuna karşılık sisteme mal bildirdiğini, sisteme bildirdiği malların satılmadığını kabul etmekte, ancak kredi borcunu mal bildirerek ödediğini, sisteme bildirdiği malların satılmasından davacının sorumlu olduğunu savunmaktadır.Taraflar arasındaki ihtilaf sistem gereği kullanılan barter kredisi kadar sisteme mal sunan davalının borcunu ifa etmiş sayılıp sayılmayacağı noktasında çıkmaktadır.Taraflar arasında imzalanan 24/12/2014 tarihli barter sözleşmesinin kredilendirme başlığı altında yer alan 13.1 maddesinde “… A.Ş’nin, üyeye barter ortak pazarından satın aldığı ve karşılığında borçlandığı her ürünün bedelini, satın aldığı tarihten itibaren barter sistemi ile ödemesi için işlem tarihinden itibaren 9 ay vade tanır. Üye satın aldığı bir ürünün bedelini 9 ay vadede barter ortak pazarına mal veya hizmet satarak ödeyemez veya ödeyebildiği miktar borcunu karşılamaz ise hiçbir ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşmüş kabul edilir, borcunu 9 ayın sonunda 10 gün içersinde defaten ve nakten … A.Ş.’ye komisyonu ile birlikte öder.” diğer hükümler başlığı altında 19.1 maddesinde “bu sözleşmeden doğan ihtilaflarda … A.Ş’nin defter, kayıt ve belgeleri muteberdir. Üye bunlara karşı her türlü itiraz hakkından feragat ederek … A.Ş. kayıtlarının kati delil teşkil edeceğini kabul ve taahhüt eder” hükmü, 31/07/2015 tarihli barter kredisi kullanma sözleşmesinin 3.1 maddesinde davalıya sistem barter havuzundan ürün ve hizmet alımında kullanmak üzere 2.153.460 TL barter kredisi açıldığı, 3.3 maddesinde davalının kendisine açılan kredi tutarını 12 ay içinde barter olarak ödeyeceği düzenlemesi yer almıştır.Buna göre; davalının barter sistemine üye olduğu, imzaladığı kredi sözleşmesi ile sistem barter havuzuna sunulan mal ve hizmet almak için davacı ile sistem barter kredisi kullanmak üzere sözleşme imzaladığı, davacı tarafça kullandırılan kredi ile barter sistemi üzerinden dava dışı 3. kişiden mal aldığı, kullandığı kredi tutarınca berter sistemine mal sunduğu, ancak davalının sunduğu malların sistem üzerinden satılmadığı, davalı tarafından sisteme mal sunulmasının ödeme sayılamayacağı, ödeme sayılması için davalı tarafça sisteme sunulan malların sistemde bulunan diğer üyelerce satın alınması gerektiği, kredi kullanımı üzerinden 12 ay geçtiği, kredi bedelini barter olarak ödemediği, sözleşmenin 13. maddesi gereğince belirlenen sürede barter olarak ödenmeyen borcun nakten ödenmesini kabul ettiği, anlaşılmakla davanın kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi, dosya kapsamına, usul ve yasaya aykırı olmuştur.Davacı gönderdiği ihtarname ile söz konusu borcun ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde ödenmesini talep etmiştir. Dosyada ihtarnamenin davalıya tebliğine ilişkin tebligat parçası bulunmamakta ise de, davalı söz konusu ihtarnameye 11.01.2017 tarihli ihtarname ile cevap verdiğinden ihtarnamenin en geç bu tarihte davalıya tebliğ edildiği kabul edilerek temerrüt tarihi buna göre hesaplanmıştır.Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne taleple bağlı kalınarak 500.000.TL’nin 15/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/05/2018 tarih 2017/267 Esas 2018/561 Karar sayılı ilamının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; 1-DAVANIN KABULÜ ile, 500.000,00.TL’nin 15/01/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, İLK DERECE YÖNÜNDEN: 2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 34.155,00.TL harçtan, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 8.538,75.TL harcın mahsubu ile bakiye 25.616,25.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 8.538,75.TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından sarfedilen 1.500,00.TL bilirkişi gideri, 120,50.TL posta / tebligat gideri olmak üzere toplam 1.620,50.TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesaplanan 33.950,00.TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN:7-Harçlar Kanunu gereğince isttinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, 8-Davacı tarafından sarf edilen 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 31,00.TL dosyanın istinafa gönderim gideri olmak üzere toplam 129,10.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Dosyada artan gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 20/06/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.