Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/840
KARAR NO : 2019/790
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 09/04/2018
DOSYA NUMARASI : 2016/973 Esas – 2018/411 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin sağlık kuruluşlarının ihtiyaçları olan her türlü tıbbi cihaz ve yedek parçaların imalatı, alımı, satımı, pazarlaması işi ile iştigal ettiğini, davalı şirketin işlettiği … Hastanesi isimli özel hastaneye, tedavi için başvuran … isimli kişinin tedavisinde kullanılmak üzere, müvekkili şirketten 10/04/2013 tarihli irsaliyeli fatura ile satın alınıp, adı geçen hasta için kullanılan 13 kalem tıbbi malzemenin bedeli olan 29.997,00 TL’ nin müvekkili şirkete ödenmediğini, SGK tarafından davalı şirkete uygulandığı anlaşılan 50.061,77 TL tutarında ki idari para cezasının müvekkili şirket ile alakası olmamasına rağmen, müvekkilinin başka satışlar nedeniyle davalı şirketten olan alacağından kesildiğini, bu nedenle alacağın 80.058,77 TL’ ye ulaştığını, alacağın tahsili için davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin davacıdan medikal ürünleri aldığını, alınan ürünlerin bedelinin SGK tarafından müvekkiline ödenmesini takiben davacıya ödendiğini, SGK’nın faturayı ve kullanılan malzemeyi SUT’a uygun görmesi ve kabul etmesi halinde müvekkili şirkete yapılan ödemenin davacıya gönderildiğini, davacının alacak iddiasına dayanak gösterdiği 10/04/2013 tarihli faturanın, … isimli SGK ‘lı hastada kullanılan medikal ürünlere ait olduğunu, faturanın SGK’ya gönderildiğini ancak, SGK tarafından yapılan inceleme neticesinde Sut tebliğine uygun olmadığı gerekçesi ile ödeme kesintisine gidildiğini, müvekkili tarafından üst komisyona yapılan itirazın reddedildiğini, Sut’a uygun ürün kullanılmadığı gerekçesiyle idari para cezası uygulandığını ve müvekkili şirketin SGK’dan olan alacağından mahsub edildiğini, davacı şirketin yetkilisinin bilgisi dahilinde 80.058,77 TL tutarında iade faturası düzenlendiğini, bu fatura ile müvekkilinin davacıdan 23.039,29 TL alacaklı duruma geçtiğini, SGK ‘nın ödeme yapması halinde müvekkili şirket tarafından davacıya ödeme yapılmanın kararlaştırıldığını, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 09/04/2018 tarih 2016/973 Esas – 2018/411 Karar sayılı kararında;”…Davacının dayanağı olan 10/04/2013 tarihli 29/997,00 TL bedelli faturanın davacı ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının bu faturaya karşılık 16/04/2014 tarihinde 80.058,77 TL tutarlı fatura kestiği, bu faturanın da davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturaya karşı davacının itirazda bulunmadığı, bu nedenle faturaların kesinleştiği, taraflar arasında ilaç ve tıbbi malzeme tedarikine ilişkin ticari bir ilişkinin olduğu, davacının davalı hastaneye tedarik etmiş olduğu ilaç ve medikal gibi diğer malzemelerin davalı tarafından SGK’ ya fatura edilmesini müteakip SGK tarafından fatura bedelinde yapılan kesinti ve bu kesinti sonrasında taraflar arasındaki e-mail görüşmelerinde kurum tarafından kesilen cezanın faturalandırılarak alacağa mahsub edileceğine ilişkin anlaşma bulunduğu ve davalı tarafından buna dair kesilen faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu …”gerekçesi ile, davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalı tarafın hem 13 kalem tıbbi malzemenin bedelini ödemediğini ve hem de SGK’ nın kendisinden kestiği idari para cezasını müvekkiline yüklediğini,İlk Derece Mahkemesinin red kararına esas alınan 25.08.2017 tarihli bilirkişi raporunda davacı ve davalı şirketlerin ticari defterlerindeki kayıtlardan hareketle ve davalı şirket tarafından kesilen 16.04.2014 tarihli … seri numaralı 80.058,77 TL bedelli iade faturası nedeni ile müvekkili şirketin davalıdan alacaklı olmadığının öne sürüldüğünü, bilirkişi raporu ve red kararının kendi içerisinde çelişkili olduğunu,Müvekkilinin davalı şirkete sattığı 29.997,00 TL tutarındaki medikal malzeme davalının işlettiği hastanede … isimli hastada kullanıldığını ve bedelinin ödenmediğini, davalı şirketin basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, hastasında kullanılan tıbbi malzemelerin bedelinin SGK tarafından ödenip ödenmeyeceğini kontrol etmeden hastasında kullandığını,Davacı şirketle davalı arasında SGK, bu malzemelerin parasın ödemediği takdirde davalı şirketin ödeme yükümlülüğünden kurtulacağına ilişkin herhangi bir sözleşme olmadığını, örnekleme adı altında SGK tarafından davalı şirketten kesilen 50.061,77 TL tutarındaki idari para cezasının muhatabının da davacı olmadığını, müvekkili şirketle davalı şirket arasında SGK’nın davalı şirkete kestiği idari para cezalarını müvekkilinin ödeyeceği konusunda herhangi bir sözleşme bulunmadığını,Bilirkişi raporunda benzer bir davadan bahsedildiğini, şirketin SGK aleyhine dava açtığını ve kazanarak SGK’ dan kazandığı parayı müvekkili şirkete ödediğini, anılan davanın İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 16/10/2014 T. 2013/706 E. – 2014/411 K. Olduğunu, bu dosyanın dava dilekçesinin ekinde sunulduğunu, işbu mahkeme kararını tasdikleyen Yargıtay kararının olduğunu, (Yargıtay 13 HD’ nin 17/12/2015 T. 2015/18720 sayılı kararı)Davalı şirketin ödeme yapmamasının, SGK kendisinden kesinti yaptıysa SGK aleyhine davayı açmamasının ve tamamen atıl vaziyette bekleyerek müvekkili şirketi zarara uğratmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. ve 3 üncü maddelerinde belirlenen “Dürüst Davranma” ve “İyiniyet” ilkelerine tümüyle aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin bu hususu hiç dile getirmemesinin de hukuka aykırı olduğunu, İade faturasının esas itibariyle bir fatura olmadığını, davalı şirketin müvekkili şirketin sattığı malları kabul ettiğini, faturaya süresinde itirazın edilmediğini ve hatta müvekkilden aldığı tıbbi malzemelerin hastada kullanarak tedavisinin sağlandığını, müvekkili şirkete hiçbir şey iade etmeden iade faturasının düzenlemesinin, bunu cari hesaptaki müvekkili alacaklarından düşülmesinin ve borçlu olmadığının iddia edilmesinin kabul edilemez olduğunu, 80.058,77 TL lik rakam … isimli hastada kullanılan medikal malzeme bedeli 29.997,00 TL ile SGK tarafından davalı şirkete uygulandığı anlaşılan 50.061,77 TL tutarındaki örnekleme isimli idari para cezasının toplamından oluştuğunu, iade faturası adı altında davalı şirketin kestiği ve takas/mahsupta kullandığı bu belgenin gerçek anlamda fatura olmadığının 6102 sayılı TTK nun 21/1, 213 sayılı VUK nun aşağıda aynen verilen 227/3, 229, 230 ve 231. maddelerindeki düzenlemelerden açıkça anlaşıldığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasında ileri sürdüğü itirazlarının iptaline ve alacağın varlığının tespitine, duran icra takibinin devamına, davalının % 20 icra inkar tazminatı ile ticari işlerde uygulanan yıllık temerrüt faizini ödemeye mahkum edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalı firmaya satılan ve davalı tarafından bir hastasında kullanılan tıbbi malzemelerin SUT tebliğlerine uygun olmadığı gerekçesiyle SGK tarafından ödenmemesi üzerine davalı firmaya SGK tarafından kesilen para cezası ile birlikte davacının davalıya fatura ettiği emtia bedelinin davalı firma tarafından davacıya yansıtıldığı, davacının da davalı tarafından kendisine yansıtılan bu tutarı esas alarak davalı aleyhine ilamsız icra takibi yaptığı itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Temel uyuşmazlık konusu, davacı tarafından davalıya satılan ve davalı tarafından kullanılan tıbbi malzemenin bedelinden ve davalıya yansıtılan ceza tutarından kimin sorumlu olduğu üzerinedir. Taraflar arasında tıbbi malzeme tedarikinin nasıl gerçekleşeceğine ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Bu bağlamda SUT tebliğine uygun olmayan malzeme satışı yapılması ve genel sağlık sigortası kapsamında bulunan, davalı özel sağlık kuruluşunda tedavi olan hastaya kullanılan tıbbi malzemenin SGK tarafından ödenmemesi durumunda tıbbi malzemenin bedelinden kimin sorumlu olacağına ilişkin taraflar arasında uygulanabilecek sözleşmesel bir düzenleme bulunmamaktadır. Mahkeme, davacının davalıya düzenlediği davanın temelini oluşturan 10/04/2013 tarih ve 29.997,00 TL’ lık faturanın her iki tarafın defterinde kayıtlı olduğunu, buna ek olarak davalının davacıya düzenlediği ve “örneklenmiş malzeme kesinti bedeli açıklamalı” 16/04/2014 tarih ve … no.lu 80.058,77 TL bedelli iade faturasının da her iki taraf defterinde kayıtlı olduğu, davacının bu iade faturasına itiraz etmemesi nedeniyle kesinleştiğini belirten bilirkişi raporunu esas alarak davacının davalıdan alacaklı olmadığına karar vermiştir. Davalının davacıya düzenlediği örneklenmiş malzeme kesinti bedeli açıklamalı” 16/04/2014 tarih ve 134789 no.lu 80.058,77 TL bedelli iade faturasının 50.061,77 TL tutarındaki kısmının SGK tarafından davalı firmaya kesilen idari para cezası olduğu taraf beyanlarından anlaşılmaktadır.Davalının düzenlediği iade faturası olarak tanımlanan ve içinde hem davacının davalıya sattığı emtia bedeli hem de davalıya kesilen ceza olan faturanın davacı tarafından itiraza uğramadan defterlerine kaydedilmesi ve TTK’nın 21/2.maddesine göre davalının iade faturasının içeriğini kabul etmiş olması anlamındadır. Dosyada bulunan davalı şirket müdürü ile davacı şirketin tek ortağı ve yetkilisi olduğu anlaşılan … arasındaki 21/03/2014 tarihli e.posta yazışmaları ve davalı şirketin işlettiği hastane başhekiminin yazısından da bu durumun davacı tarafından kabullenildiği anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan belgeler ve davacının iade faturasına itiraz etmeden defterine kaydetmesinden, iade faturasının mutabakatla düzenlendiği, ilerde SGK ya açılacak davada… firmasının haklı çıkması durumunda bu sefer yeniden iade faturasıyla davalı şirkete yansıtılması durumunda davalı tarafça davacıya ödeme yapılması yönünde tarafların anlaştığı sonucuna ulaşılmaktadır. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL’ nin mahsubu ile bakiye 8,5 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/05/2019 tarihinde HMK 361/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 2 hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine oy birliği ile karar verildi.