Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/839 E. 2019/1103 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/839 Esas
KARAR NO : 2019/1103 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2017
DOSYA NUMARASI : 2014/1099 Esas – 2017/1062 Karar
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
KARAR TARİHİ: 11/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile, Müvekkillerinden…. Ltd. Şti. ile davalı şirket arasında 14.05.2008 tarihinde 1 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, işbu bayilik sözleşmesi kapsamında da müvekkili şirketin sözleşme kapsamında doğmuş ve doğabilecek borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davalı şirket lehine hem davaya konu olan ve diğer müvekkilleri … ile …’ın maliki oldukları, İstanbul İli, Şile İlçesi,… akaryakıt istasyonu niteliğindeki taşınmaz üzerinden 2. Derecede, 819.000 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, hem de …Bankası Şile Şubesi tarafından düzenlenen, 17.06.2008 tarih ve 444370 sayı ve 400.000 USD tutarlı bir adet teminat mektubu verildiğini, müvekkillerinden.. Petrol …Ve Tur. İşi. Tic. Ltd. Şti. ile davalı şirket arasındaki bayilik sözleşmesinin sürenin bitmesi nedeniyle sona erdiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete bayilik sözleşmesinden kaynaklı olarak herhangi bir borcu olmamasına rağmen haksız ve hukuka aykırı bir şekilde, yukarıda belirtilen … Bankası Şile Şubesi tarafından düzenlenen, 17.06.2008 tarih ve 444370 sayı ve 400.000 USD tutarlı bir adet teminat mektubunun nakte çevrildiğini, diğer müvekkillerinin 1/2 eşit miktarda malik oldukları davaya konu olan taşınmaz üzerindeki ipoteğin davalı şirket tarafından terkin edilmediğini, bu konuda davalı şirkete Kadıköy … Noterliği’nin 02.04.2012 tarih ve… yevmiye nolu ihtarı keşide edilmesine rağmen de hala ipotek terkini yapılmadığını, müvekkillerinin hiçbirinin davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, aksine teminat mektubun haksız bir şekilde nakde çevrilmesi nedeniyle alacağı olduğunu, İstanbul İli, Şile İlçesi,… tek katlı akaryakıt istasyonu niteliğindeki taşınmaz üzerinden davalı şirket lehine tesis edilen 01.07.2008 tarih, …yevmiye nolu, 2. Dereceden , 819.000 TL bedelli ipoteğin terkinine, karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Tapuda İstanbul İli, Şile İlçesi, … olarak kayıtlı bulunan ve Meşrutiyet Köyü Kumbaba Mevkii Şile İstanbul adresindeki taşınmaz ile ilgili olarak müvekkil şirket lehine 10.06.2008 tarih ve … yevmiye numarası ile tapuya tescil ettirilen intifa hakkı ile söz konusu Akaryakıt İstasyonu’nun kullanma, yararlanma ve tasarruf haklarının 10.06.2028 yılına kadar müvekkil şirkete bırakıldığını, müvekkili şirket tarafından İntifa Hakkı ile elde edilen kullanım, yararlanma ve tasarruf etme haklarına istinaden davacı … . Dağ. Ve Tur. İşi. Tic. Ltd. Şti. ile imzalanan 14.05.2008 tarihli Bayilik Sözleşmesi ile davacı şirketin söz konusu akaryakıt istasyonuna bayi olarak atandığını, akabinde davacı şahıslar tarafından gerek kendi doğmuş, doğacak tüm borçları ile gerekse diğer davacı şirketin doğmuş, doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere, bayilik Sözleşmesi’nden ve taahhütnamelerden doğan cezai şartlar dahil olmak üzere her türlü ticari ilişki nedeni ile doğan borçların temin ve güvencesini teşkil etmek üzere istasyon arazisi üzerinde müvekkili şirket lehine 01.07.2008 tarih ve … yevmiye numaralı 2. derecede 819.000-TL bedelli işbu davaya konu ipoteğin tesis edidiğini, davacılardan … Petrol’ün, müvekkili şirket ile arasındaki münakit Bayilik Sözleşmesi ve sair tüm sözleşmeleri haksız ve hukuka aykırı olarak feshettiğini ve taşınmaz üzerindeki Akaryakıt bayilik faaliyetini sona erdirdiğini, …Petrol’ün başka bir akaryakıt dağıtım şirketi ile anlaşarak faaliyetini söz konusu şirketin amblem ve markası altında sürdürmeye başladığını, davacıların, teminat ipoteğinin fekki talebinin haksız ve hukuka aykırı olması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 27/12/2017 tarih 2014/1099 Esas – 2017/1062 Karar sayılı kararında;
“… Davacı bayi şirket ile davalı dağıtım şirketi arasındaki bayilik sözleşmesi 20 yıl üzerinden yapılmış ise de, Rekabet Kurulu kararı ile 5 yıla indirilmiştir. Davacılar bayilik sözleşmesinin sona erdiğini iddia ederek Akaryakıt İstasyonu tapu kaydı üzerindeki ipoteğin terkinini istemişlerdir. Taşınmaz üzerine tesis olunan ipotek, dağıtım şirketinin bayi şirketten olan ve diğer davacılarında kefil olarak katıldıkları bayi şirketin davalıya olan borcunun ödenmemesi halinde bunu teminat altına almak için tesis olunmuş bir güvencedir. Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davalıya dava tarihi itibarı ile 96.062,10 TL borçlu olduğu görülmekte ise de, davalı dağıtım şirketi S…’ın ticari defter kayıtlarına göre davacının hiçbir borcu gözükmediği rapor edilmekle,Davalı dağıtım şirketi olan…’ın lehine tesis olunmuş ipoteğin fekki istenmektedir. Bu nedenle davalı şirketin ticari defterlerinin esas alınması uygun bulunmuş, davalı … ticari defter kayıtlarına göre davacıdan hiçbir alacağı bulunmadığı, bayilik sözleşmesinin de feshedildiği, bu şartlar altında ipoteğin devamını haklı kılacak hiçbir neden kalmadığından davanın kabulü ile Şile İlçesi… taşınmazda davalı şirket lehine tesis olunmuş 01/07/2008 tarihli…y. sayılı ipoteğin terkinine, karar verilmesi gerektiği…”gerekçesi ile,
Davanın kabulü ile Şile İlçesi …parsel taşınmazda davalı şirket lehine tesis olunmuş 01/07/2008 tarihli … sayılı ipoteğin terkinine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesine itiraz edilmesine rağmen karar ihdasına elverişli olmayan, eksik inceleme ile verilen bilirkişi raporuna dayanarak müvekkili şirketin davacıdan herhangi bir alacağının bulunmadığından bahisle davanın kabulüne kararının verildiğini, ancak müvekkilinin davacıdan bir alacağının olup olmadığı konusunda incelemenin yapılmadığını, sadece taraflar arasındaki cari hesap ilişkileri üzerinde incelemenin yapıldığını, müvekkili şirketin davacıdan olan alacağının cari hesap ilişkisinden kaynaklanmadığını,Bayilik Sözleşmesinin, Rekabet Kurulunun duyuru ve kararları neticesinde süresinden önce sona erdiğini, bu sebeple de taraflar arasındaki sözleşme gereğince, müvekkili tarafından davacı şirkete yapılan ödeme ve istasyona yapılan yatırımlar, sözleşme süresinin, idari karar sebebiyle kullanılamayan bakiye dönemi için davacı nezdinde haksız kazanç ve sebepsiz zenginleşme olduğundan, müvekkili yönünden alacak teşkil ettiğini, müvekkilinin davacıdan olan alacağın fazlaya dair kısım ve faizi hariç olmak üzere asgari alacağının 278.689,00 TL. olduğunu,
Bilirkişi raporunun aksine bu alacağın kapatıldığı konusunda bir ödeme, belge ve dokümanın olmadığını ve davacılar tarafından da sunulmadığını,Yargıtay kararlarının da, bayilik sözleşmesinin süresinden evvel sona ermesi halinde dağıtım şirketi tarafından yapılan yatırımın göz önünde bulundurulup, bayiden alacaklı olup olmadığının tespit edilmesinin gerektiğinin belirtildiğini, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E: 2014/17471 K: 2015/8137 K.T.: 02.06.2015 )
İlk derece mahkemesi kararının eksik inceleme ile verildiğini, hukuka ve yasaya aykırı olduğunu,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, taraflar arasında imzalanmış olan akaryakıt bayilik sözleşmesi nedeniyle doğmuş ve doğacak borçların teminatı olmak üzere davaya konu taşınmaz üzerinde davalı lehine kurulmuş olan ipoteğin fekki talebine ilişkindir.Dosya içinde bulunan tüm belgelerden, 14/05/2008 tarihli bayilik sözleşmesinden davacılardan … ve Tur. İşl. Tic. Ltd. Şti. ile davalı arasında bir yıl süreli ve süre sonundan bir ay önce taraflarca feshedilmemesi halinde aynı şartlarda birer yıl için uzatılacak ve her şart altında 5 yılı aşmayacak olan bayilik sözleşmesi kurulduğu, sözleşme kapsamında davacı şirketin ve ipotek veren diğer davacı gerçek kişilerin davalıya olan borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davaya konu taşınmaz üzerine davalı lehine ipotek tesis edildiği, akaryakıt bayilik sözleşmesinin davacı tarafça davalıya keşide edilen 02/04/2012 tarihli ihtarnameden önce sona erdiği ihtilaf konusu değildir.
Davaya konu ipotek bayilik sözleşmesi kapsamında davacıların davalıya karşı doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edilmiştir.
Taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora göre davacı ticari defterlerine göre dava tarihi itibarıyla davacı şirketin davalıya borcu görünmekte ise de davacı şirket ticari defterleri usulüne uygun olarak tutulmamıştır ve yine nakde çevrildiği ihtilafsız olan ve davacı şirket tarafından davalıya verilen teminat mektubundan davalı tarafça tahsil edilen bedel davacı ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Davalı ticari defterleri usulüne uygun tutulmuş olup, teminat mektubundan tahsil edilen miktar defterlere işlenmiş olup davalı ticari defter ve kayıtlarına göre dava tarihi itibarıyla bayilik sözleşmesi nedeniyle davacıların davalıya bir borçları görünmemektedir.Davalı her ne kadar bayilik sözleşmesinin süresinden önce haksız feshi nedeniyle cezai şart, yatırım bedelleri ve intifa bedeli alacakları olduğunu ileri sürmüş ise de bu konuda ilk derece mahkemesi karar tarihine kadar davacılar aleyhine açmış olduğu bir dava bulunmadığı gibi ticari defterlerinde de bu konuda bir alacak kaydı bulunmamaktadır. Dolayısıyla karar tarihi itibarıyla davacılardan alacaklı olduklarına dair bir delil dosya içine sunulmamıştır. Davalı tarafça davacı gerçek kişiler aleyhine bu konuda dava açılmış ise de açılan dava ilk derece mahkemesi kararından sonra açıldığından ve istinaf dilekçesinde bu hususta bir itiraz bulunmadığından bu husus istinaf incelemesinde değerlendirilmemiştir.Dosya içinde bulunan tüm belge ve bilgilerden davaya konu ipoteğin taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi nedeniyle davacıların davalıya olan borçlarının teminatını teşkil etmek üzere kurulduğu, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona erdiği, dava tarihi itibarıyla davacıların davalıya bayilik sözleşmesi nedeniyle borçlarının bulunduğunun davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmakla ipoteğin fekki gerekmektedir.Bu nedenle dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 55.945,89.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 13.987,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 41.958,89.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 11/09/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.