Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/837 E. 2019/720 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/837
KARAR NO : 2019/720
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2018
DOSYA NUMARASI: 2014/1021 Esas – 2018/121 Karar
DAVA : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 15/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı … tarafından ciro edilen senetlere istinaden davalı … tarafından müvekkili aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, takibe konu edilen 15/05/2011 vade tarihli 105.000,00 TL bedelli ve 15/06/2011 vade tarihli 750.000,00 TL bedelli senetlerin müvekkili tarafından, alacaklı tarafa teminat olarak verildiğini, müvekkili ile davalı arasında 16/01/2009 tarihli sözleşme/taahhütname başlıklı protokol ile … San. Tic. Ltd. Şti.nin kurulması konusunda anlaştıklarını, şirketin beklenen karı elde edemediğini, müvekkilinin senet metninde yer aldığı şekilde davalılardan her hangi bir mal almadığını ileri sürerek, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasında müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, söz konusu icra takibinin iptaline, davalı tarafın kötü niyetli olarak müvekkili aleyhine başlatmış olduğu takip neticesinde hakkında % 20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, her iki senedin de müvekkilerine teminat senedi olarak verilmediğini, borç senetleri olarak verildiğini belirterek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 22/02/2018 tarih 2014/1021 Esas 2018/121 Karar sayılı kararında; “…Davacı tarafça bonoların teminat amaçlı düzenlendiğinin ileri sürülmesi ve davalılarca da borca karşılık alındığının savunulması karşısında; bonoların düzenlenme nedeninin her iki tarafça da talil edildiği, bu durumda senet metnindeki “malen” kaydına itibar edilmesinin yani senede konu malın davacı borçluya teslim edildiğinin kabulünün gerektiği, davacı borçlu tarafın da, söz konusu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitini istediğine göre, belirtilen karinenin aksini yani, borçlanmaya konu malların teslim edilmediğini HMK’nun 201.md gereğince kesin kanıtlarla kanıtlamak zorunda olduğunu, davacı tarafın dava konusu bonolara ilişkin malın kendisine teslim edildiği yönündeki karinenin aksini kesin kanıtlarla kanıtlayamadığı ve davalı … da takip alacaklısı olmadığı…”gerekçesi ile, 1-Davalılardan … yönelik açılan davanın, takip alacaklısı olmaması nedeniyle pasif husumet yokluğundan ve bu nedenle dava şartı yokluğundan usulden reddine, 2-Diğer davalı …’a yönelik açılan davanın reddine, 3-Koşulları oluşmadığından davalıların kötü niyet tazminat istemlerinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk Derece Mahkemesi tarafından 3 kez rapor aldırıldığını, bilirkişi heyetinin görüşüne katılmama nedeninin hiç tartışılmadığını ve gerekçeli kararda bilirkişi heyetinden rapor alındığının dahi tartışılmadığını, bu hususun usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, Bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarında, dava konusu bonoların bedelleri oranında müvekkilin, şirkete ve davalılara borçlu olduğunun ispatlamasının gerektiğini, aksi takdirde davalıların, dava konusu bedel oranında sebepsiz zenginleşeceğinin açıkça belirtildiğini, (Hukuk Genel Kurulunun 17.12.2003 tarih ve 2003/19-781 Esas, 2003/768 Karar ) Davalı tarafın senetteki malen ibaresine karşı borcun, ortaklıktan dolayı sermaye borcu ve para borcundan kaynaklanmakta olduğunu ikrar ettiğini, iki tarafın da üzerinde ittifak ettiği hususta senedin karşılıklı talilinden söz edilemeyeceğini, ispat külfetinin senetteki malen ibraresi yerine nakit verildiğini iddiasını ispat yükünün davalı tarafa ait olduğunu, (Yargıtay 19.HD. 3.7.1997, 966/6987. – Yargıtay 13.HD. 2.6.2003, 2627/7129) Davalı tarafın da davaya konu bonodaki malen ibaresini içeren malların teslim edildiğini yargılamanın hiçbir aşamasında ileri sürmediği halde, hatta tam aksine söz konusu bonoların, sözleşmeden kaynaklı, sermaye ve para borcunu kapsadığının belirtildiğini, ancak İlk Derece Mahkemesinin dava konusu bonolarda malen ibaresinin olduğu ve malların müvekkile teslim edildiği karinesi ile davanın reddine karar verdiğini, bu kararın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu ileri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … no.lu dosyasında takibe konu senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davacı, dava dışı … Ltd. Şti.’ nin kuruluşunun kararlaştırıldığı 16/01/2009 tarihli sözleşmede kurulması öngörülen şirketin zarar etmesi nedeniyle sermaye taahhüdünün yerine getirilmediğini, taahhütlerine yerine getirilmemesinden dolayı bunu temin için dava konusu senetlerin tanzim edildiğini senetlerin bedelsiz olduğunu öne sürmektedir. Dava konusu senetlerin keşidecisi … ve dava dışı şahıslardır. Senet, 07/04/2009 tarihinde keşide edilmiş olup, lehdarı … dır. Senetlerden 105.000,00 TL bedelli olanın vadesi 31/05/2011, 750.000,00 TL bedelli olanın vadesi ise 15/06/2011 dir. Kambiyo senetlerinde malen ahzolunduğu yazmaktadır. Mahkeme davacının kambiyo senetlerinin aksini yazılı delille kanıtlaması gerektiğini böyle bir delil olmadığını kabul ederek davanın reddine karar vermiştir. Bilirkişi heyeti, dava dışı … şirketinin kayıtlarından davacı ile dava dışı senet borçlularının çektiği paralardan yola çıkarak kök raporda davacının 115.709,00, TL, 1. ve 2. ek raporda 120.519,84 TL borçlu olabileceğini ifade etmiştir. Davacı istinaf dilekçesinde bilirkişi raporlarının tartışılmadığını öne sürmüşse de HMK 282. maddesine göre hakim bilirkişi raporunu diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirdiğinden ve hukuki tavsif mahkemeye ait olduğundan bu istinaf sebebi yerinde değildir. Davalının senedin sermaye ve para borcundan kaynaklandığını savunması nedeniyle senetteki malen ibaresini talil ettiğini ve ispat yükünün yer değiştirdiğini istinaf nedeni olarak öne sürülmüştür. Davacı dava konusu senetlerin bedelsiz ve teminat amacıyla verildiğini iddia etmektedir. Teminatın ne olduğu dava dilekçesinde açık bir şekilde belirtilmemiş olmakla birlikte davacının sermaye koyma ve bağlantılı borçlarını ödememesi nedeniyle buna karşı bir teminat olarak verildiğini bizzat davacı iddia etmiş durumdadır. Bu durumda da esasen ispat yükü yer değiştirmemiş olup, davacı davasını kanıtlamakla yükümlü olmasına rağmen HMK 200 v.d.md.leri anlamında bir delilinin olmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak davacı, davasını uygun delillerle kanıtlayamamış olup; İlk Derece Mahkemesi hüküm ve gerekçesinde dosya kapsamına, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 15/05/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.