Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/816 E. 2019/1092 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/816
KARAR NO : 2019/1092
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 16/03/2018
DOSYA NUMARASI : 2015/324 Esas 2018/189 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davalı taraf aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas numaralı dosyasıyla 64.301,57 TL alacağının tahsili istemi ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, iş bu takip çerçevesinde ödeme emrinin davalıya 27.02.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafın itiraz dilekçesi üzerine durdurulduğunu, itiraz dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, borçlunun yetki itirazının yersiz olduğunu, HMK’nın 7. maddesi çerçevesinde 5 ayrı borçlu olduğundan ve takipteki diğer borçlular için İstanbul İcra daireleri yetkili olduğundan 5 borçlu içinde İstanbul İcra dairesinde takip başlatıldığını, icra konusu çekten kaynaklanan alacağın davacı tarafa ödenmediğini, davalı-borçlu şirketin davacı tarafı sürüncemede bırakmak amacıyla takibe itiraz ettiğini, alacak iddiasının haklılığının davalı tarafın ticari defterleri incelendiğinde anlaşılacağını beyanla; itirazının iptali ile takibin devamına, davalının % 20’ den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava konusu çekin kambiyo senedi vasfı taşımadığını, davacının davasını ispat etmesi gerektiğini, dolayısıyla da delil başlangıcı niteliği bulunmayan iş bu çekten ötürü davacının davasını ispat etme yükümlülüğü bulunduğunu, keza davacının yine davalı şirket ile arasında bulunan temel borç ilişkisini de açıklaması ve ispatlaması gerektiğini, davalı şirketin davacıya ne kambiyo senedine dayalı, ne de temel borç ilişkisine dayalı bir borcu bulunmadığını, bu durumda ticari defter kesin delil niteliği taşıdığını, davalı şirketin ticari defterleri incelendiğinde alacaklı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığının ortaya çıkacağını, davacının var olduğunu iddia ettiği alacak konusunda kendi keyfine göre işlemiş faiz talep ettiğini, açıkladıkları sebepler de göz önünde bulundurulduğunda ödeme emri, faiz ve diğer talepler yönünden de usule uygun olmadığını beyanla, davanın reddine, davacının % 40′ tan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 16/03/2018 tarih ve 2015/324 Esas – 2018/189 Karar sayılı kararında; ” … Davacı tarafın, davalı şirketin ciranta sıfatıyla borçlusu olduğu 27.000,00 USD tutarlı çeke istinaden davalı şirket aleyhine icra takibi başlattığı, davalı şirketin takibe itirazı sonucunda takibin durduğu, davacı vekili, dava dilekçesinde “Alacak iddiasının haklılığı davalı tarafın ticari defterleri incelendiğinde anlaşılacaktır” şeklinde yazılı beyanda bulunarak, itirazın iptali ile takibin devamını talep ettiği, davalı şirket vekilinin ise; takip konusu çekin kambiyo senedi vasfı taşımadığını, davacının davasını ispat etmesi gerektiğini, davacının yine davalı şirket ile arasında bulunan temel borç ilişkisini de açıklaması ve ispatlaması gerektiğini, davalı şirketin davacıya ne kambiyo senedine dayalı, ne de temel borç ilişkisine dayalı bir borcu bulunamadığını beyan ettiği ve dosyanın incelenmesi için bilirkişiye tevdi edildiği, ancak davacının ticari defterlerinin ibraz etmediği bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere; taraflardan Davalı … San. ve Tic. A.Ş. 2012 – 2013 yılı ticari defterler, yardımcı defter kayıtları incelendiğinde; dava konusu takibe dayanak olan 25.05.2013 keşide tarihli 27.000,00USD tutarlı … numaralı … Karaköy şubesi çekinin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, takibe dayanak çek üzerindeki ciro silsilesi incelendiğinde; … Tic. Ltd. Şti tarafından keşide edilen çekin, davalı şirketten önce sırasıyla, … ve … Ltd. Şti tarafından ciro edildiği, en son olarak da davalı şirketin unvanı yazılı olan kaşe ve imza ile ciro edilerek davacıya verildiği, bu nedenle çek üzerindeki cirantaların her biri davalı şirket ticari defterlerinde aranarak, davalı şirketin bu cirantalarla ticari ilişkisinin olup olmadığının tetkik edilmeye çalışıldığı, yapılan inceleme neticesinde çek üzerindeki cirantalardan… Ltd. Şti. ile davalı şirket ile arasında ticari ilişki bulunduğu gözlemlendiği, takibe dayanak çeke ilişkin … Ltd. Şti. cari hesabında kayıt olmadığı, ayrıca 101 alınan çekler hesabında da takibe dayanak çeke ilişkin bir kayıt bulunmadığı, ayrıca davalı şirket ile davacının da aralarında ticari ilişki bulunduğuna dair kayıt olmadığı tespit edildiği, dosyaya sunulan deliller ve ticari defterlerin incelemesi sonucu, davalının ticari defterlerindeki kaydî verilere göre takibe dayanak çekin hiçbir şekilde davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı ile davacı arasında ticari ilişki bulunmadığı görülmekle, davacının iddiasının dosyaya mübrez bilgi ve belgeler ile davalının ticari defterleri kapsamında bu aşamada ispata muhtaç olduğu anlaşıldığı…”gerekçesi ile, Davacının davasının REDDİNE, Davalının koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yeterli araştırma yapmaksızın, eksik inceleme ve değerlendirme ile kararın verildiğini, Takibin kambiyo yolu ile takip değil, genel haciz yoluyla takip olduğunu, davalının çekteki imzaya itiraz etmemesinin çek adi senet olarak değerlendirilse bile borçlunun borcunu kabul ettiğini ortaya koyduğunu, Adi çek adi senet bile olsa bunun aksinin senetle ispatlanmasının gerektiğini, Bilirkişi raporunda, … Ticaret Ltd. Şti. ile iş ilişkisi olduğu tespitinde bulunulduğunu, Müvekkilinin ticari defterlerinin yerinde inceleme talebi dikkate alınmadan defterlerin sunulmadığı kanaatine varıldığını, Davacı talebi doğrultusunda yemin deliline başvurulduğunu, davalı yemin edasında bulunurken, çeki kendisine ciro eden …Ticaret Ltd. Şti. ile ticari ilişkilerinin bulunduğu beyan ettiğini, salt bu hususun bile davalı yanın borcunu ikrar ettiğinin kanıtıdının olduğunu ileri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; kambiyo senedi vasfı taşımayan çeke dayanarak yapılmış ilamsız icra takibine itirazın iptali davasıdır. İcra takibine konu (kambiyo senedi vasfını kaybetmiş) çekin keşidecisi … Ltd. Şti. Lehdarı …’ dur. Çekin arkasında … firması, davalı firma keşe ve imzası ile davacının adı soyadı ve imza bulunmaktadır. Altında 28/05/2013 itibariyle çekin kanuni şekil şartlarını taşımadığından işlem yapılmamıştır şeklinde … Karaköy şubesinin kaşesi ve imzası bulunmaktadır. Davacı cirantasına karşı dava açmıştır. Davalının defterlerinde dava konusu çekin kayıtlı olmadığı bilirkişi tarafından belirlenmiştir. Davacı defterlerini sunmamıştır. Hacimli olduğu için sunamadığını öne sürmüştür. Davacı kambiyo senedi vasfı taşımayan belgeye dayandığına göre aralarındaki ticari ilişkiyi kanıtlamalıdır. Buna ilişkin bir kanıt bulunmamaktadır. Davalı şirket yetkilisi kendisi ile üst cirantası arasında ticari ilişki olduğunu fakat davacı ile bir ticari ilişki olmadığına yemin etmiştir. Sonuç olarak; taraflar arasında ticari bir ilişki olmadığına göre davacının davalıdan vasfını kaybetmiş çekten dolayı alacaklı olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Davalının bu nitelikteki bir belgede kayıtsız şartsız borç vaadinde bulunan bir kimse konumunda olmaması ve davacının davalı ile aralarındaki temel ilişkiyi kanıtlayamamış olmasına göre, istinaf nedenleri yerinde olmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 11/09/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.