Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/793 E. 2019/784 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/793
KARAR NO : 2019/784
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/44 Esas – 2018/237 Karar
DAVA : Mülkiyet (Tespit İstemli)
KARAR TARİHİ : 22/05/2019
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalılardan …. San ve Dış Tic. Ltd. Şti. arasında dava konusu aracın müvekkili şirket tarafından alımına ilişkin sözlü mutabakata varıldığını, bu mutabakat çerçevesinde müvekkili şirket araç üzerinde anlaşılan bedeli davalı şirket …. San ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ ne ödediğini ve davalı şirket tarafından müvekkili şirkete fatura tanzim edildiğini, müvekkilinin, dava konusu aracın noter devir işlemlemlerinin gerçekleştirilmesini talep etmiş ise de davalılardan …. San ve Dış Tic. Ltd Şti.’ nin aracın devrini gerçekleştireceklerini ancak biraz zaman alacağını beyan ettiklerini, müvekkili şirket tarafından yapılan araştırmada, davalı şirketin dava konusu aracı birden fazla fatura düzenleyerek başka kişilere sattığını, davalı şirketin dava konusu araç ve bilemedikleri başka araçlar üzerinden piyasadan para topladığı ve bu yol ile haksız kazanç elde ettiğini, davalı … aracın satıldığını, dava konusu aracın dava tarihinde kimin üzerinde olduğunun tespit edilemediğini, dava konusu aracın plakasının …olduğunu, davalı şirketin yetkililerinin dolandırıcılık suçu işlediğini beyanla dava konusu aracın başkalarına satışnın engellenmesi amacıyla tedbir konulmasına, dava konusu aracın otoparka çekilerek dava sonuna kadar korunmaya alınmasına, dava konusu aracın mahkeme kararı ile müvekkili şirket adına tescil edilmesine, dava konusu aracın müvekkili şirket adına tescil edilemez ise, davalılardan … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ ne ödenen 214.170,00 TL nin fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkili şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …. San ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafça eksik harç yatırıldığını, davacı tarafından araç bedelinin ödendiğine ilişkin soyut, gerçeğe aykırı HMK 29.maddesindeki gerekçe ile yalan söylememe ve TMK 2. maddesindeki iyi niyet ilkesine aykırı olarak beyanda bulunulduğunu, ödeme belgesinin ibraz edilmediği gibi delil sunulamadığını, müvekkilimiz ile davacı şirket arasında sözlü araç alım satımı sözleşme yapıldığı iddiasının davacının ispat etmesi gerektiğini, faiz talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 29/03/2018 tarih 2017/44 Esas – 2018/237 Karar sayılı kararında; ” … Alınan bilirkişi raporu ve ödeme definin yazılı belge ile ortaya konmaması yanı sıra, araç satım sözleşmesinin ancak noterde mümkün olduğu, bu nedenle sözlü araç satım sözleşmesinin de ortaya konulmasının mümkün olmadığı kanaatine erişilerek davanın ispatlanamaması…”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile Davalı firma, dava konusu aracı en az üç kişiye sattığını, bu satışlar üzerinden haksız kazanç elde ettiğini, dava dilekçesinde yer alan taleplerin mahkemece dikkate alınmadığını, değerlendirilmediğini ve hükmün dahi kurulmadığını, yazılı yargılama usulü işleyen bu davada taleplerin dava dilekçesinde yazılı olarak iletildiğini, mahkeme davaya dar çerçeveli baktığını, dava konusunu sadece araç bedelinin ödenip ödenmediği hususunun üzerine kurduğunu, ancak dava mevcut zararının ortaya çıkarılarak bu zararın giderimini karşılamakla birlikte dava konusu aracın gerçek hak sahibini tespit ettiğini, bunun yapılabilmesi için dava konusu aracın hali hazırdaki güncel sahibini ve davalı firma tarafından varsa hangi kişilere satıldığını ortaya çıkarmak gerektiğini, dava konusu araç üzerinden piyasaya verilen bu zarar dava konusu araca tedbir konulmak suretiyle giderilmesi gereken bir konu olduğunu, bu hususun mahkeme tarafından göz ardı edildiğini, hukuka aykırı bir karar verildiğini, ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/44 Esas – 2018/237 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, haricen satılan … plakalı aracın trafik kayıtlarına tesciline, olmadığı takdirde ödenen satım bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Trafik siciline kayıtlı araçların mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin geçerliliği, 2918 sayılı kanunun 20/d maddesi uyarınca resmi şekilde yapılmalarına bağlıdır. Burada sözü edilen resmi şekil, sözleşmenin noterde re’sen düzenleme şeklinde yapılmasıdır. Bu şekil şartı geçerlilik şartı olup, bu şekle uygun yapılmayan sözleşmeler baştan itibaren geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler ise taraflar için hak ve borç doğurmazlar. Taraflar sadece ve ancak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak geri isteyebilirler. (HGK, E.2003/4-676-K.2003/639 sayılı kararında açıklandığı gibi) Somut olayda, ticari araç satımı olsa da, en nihayetinde araç satış sözleşmesinin, 2918 sayılı kanunun belirttiği şekilde yapılması gerektiği açıktır( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ nin 2017/1264 Esas – 2018/11620 Karar sayılı kararı). Dolayısıyla davada, geçersiz sözleşme nedeniyle ödenen paranın sebepsiz zenginleşme koşullarına göre tahsili talep edildiği görülmüştür. Tüm dosya kapsamı, iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre, davalı tarafından aracın satışına ilişkin fatura düzenlendiği ve ticari defterini kayıtladığı, ancak faturanın ödeme kaydının kayıtlı olmadığı, davalının düzenlemiş olduğu açık faturayı defterine kayıtlanmasının, faturanın davacı tarafça ödenmiş olduğunu göstermeyeceği, aksine Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlü olup, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekmektedir. (HMK m.190) Kural olarak; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrar ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar veya değeri kanunda öngörülen sınırı geçtiği takdirde senetle ispatlanması gerekir. (HMK m. 200/1) Hukuki işlemin miktar ve değerinin HMK m. 200/1′ deki sınırı geçip geçmediği, hukuki işlemin yapıldığı zamanki durumuna göre belirlenir. Bu bilgiler ışığında somut olayı irdelediğimizde; ispat yükü kendisine düşen davacı, TBK 97 nci maddesi kapsamında davalı ile yapıldığını iddia ettiği sözleşme kapsamında kendi edimini ifa ettiğini, yani davalı tarafça kesilen fatura tutarı 214.700,00 TL’ yi davalıya ödediğini yasal delillerle ispatlayamamıştır. Uyuşmazlık, miktar itibarı ile tanıkla ispat sınırının dışındadır. Davacı istinaf dilekçesinde, haklı sebebin varlığını somut delillerle ispat edememiş olduğunu kabul ettikten sonra, ispat kuralları ile çelişki oluşturacak şekilde, aracın sahibinin tespit talebinde ısrar etmesinin açıkça isabetsiz olduğu anlaşıldığından, istinaf sebeplerine bağlı yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL’ nin mahsubu ile bakiye 8,5 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı varsa, talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 22/05/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.