Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/792 E. 2019/641 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/792 Esas
KARAR NO : 2019/641 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/400 Esas 2017/812 Karar
TARİH : 18/10/2017
DAVA :İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 02/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirket ile müvekkili arasında 08/03/2014 tarihli alım satım sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında 31/07/2013 tarihli 2.500 TL bedelli 29/08/2013 tarihli 3.648 TL bedelli, 30/10/2013 tarihli 14.500 TL bedelli çekler ve 07/10/2013 tarihli 4.332 TL nakit olmak üzere toplam 25.000 TL ödeme yapıldığını buna rağmen sözleşme kapsamındaki makinelerin davalı tarafından zamanında teslim edilmediğini, makinelerin teslim edilmemesi sebebiyle Gebze …. Noterliği’nin 11.11.2014 tarihli ihtarnamesiyle sözleşmenin fesih edildiğini, sözleşme gereğince 10.000 USD cezai şartı ve ödenmiş olan 25.000 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini, davalının sözleşme kapsamında ödenen 25.000 TL yi müvekkilinin hesabına aktardığını, ancak cezai şarta ilişkin paranın ödenmediğini, bu nedenle Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasında 08/03/2014 tarihli makine alım sözleşmesi imzalandığını, buna göre çeşitli zamanlarda toplam 25.000 TL ödeme yapıldığını, sözleşmenin 2. maddesinde davacı tarafın daha önce … Şirketi’ ne yapılan makinenin aynısının yapılmasını talep ettiğini, daha sonra bu makinada mevcut olmayan tel ısıtma sistemini de talep ettiğini, davacının siparişi iptal etmek için taleplerde bulunduğunu, teslimatın yapılamadığını cezai şarttan sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 18/10/2017 tarih 2016/400 Esas 2017/812 sayılı kararında;”Takip talebinde asıl alacak olarak davacı tarafından davalıya ödenen 25.000 TL nin ödeme tarihine kadar ki avans faizinin talep edildiği anlaşılmakta ise de davalıya avans olarak ödenen 25.000 TL nin, davacı tarafından gönderilen ihtarname de belirtilen 7 günlük süre içerisinde davacıya iade edildiği, bu nedenle temerrüdün gerçekleşmediği anlaşıldığından takipte asıl alacak olarak talep edilen 3.891,06 TL alacağa ilişkin itirazın iptali talebinin reddine karar verilmiştir.Taraflar arasında ki sözleşmede sözleşmeye konu olan makinanın teslim tarihinde teslim edilmemesi halinde davalının cezai şart ödeyeceği belirtilmiştir. Söz konusu cezai şart 6098 sayılı yasanın 179/2 maddesinde düzenlenen ifaya ekli cezai şart olup bunun istenebilmesi için sözleşmenin fesh edilmemiş olması ya da sözleşme fesih halinde de ceza koşulu istenebileceğine dair hüküm bulunması gerekir. Taraflar ifaya eklenen ceza ile borcun zamanında ve belirlenen yerde ifa edilme ihtimalini kuvvetlendirmek istediğinden cezanın istenebilmesi için alacaklının ifayı talepten vazgeçmemesi gerekir. Başka bir deyişle sözleşme fesih edilmemelidir. Taraflar arasında ki akdin fesh edildiği, anlaşıldığından artık varlığı kalmayan sözleşmeye dayanarak o sözleşmede kararlaştırılmış bulunan cezai şart istenemez. Davacı işin yapılmadığını ileri sürerek ödediği iş bedelinin iadesini talep etmekle, sözleşmeden dönme iradesini açıkladığından sözleşmede fesih halinde dahi cezai şartın istenebileceğine dair hüküm de bulunmadığından davacının cezai şartla ilgili talebinin reddi gerekir…”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Tarafların yine konusu aynı olan makinaların yapımını içerir şifai anlaşmanın davalı tarafından makinaları teslim tarihi olan 31/12/2013 tarihinde teslim etmemesi nedeniyle tekrar bir araya gelerek 08/03/2014 tarihli yazılı makina satın alma sözleşmesini tanzim ettiklerini, 08/03/2014 tarihli makina satın alma sözleşmesinin protokol başlıklı paragrafında durumun kısaca özeti yer aldığını, Bahsi geçen protokol başlıklı kısımdan da anlaşılacağı üzere davalı şirket hem şifai sözleşme hem de 08/03/2014 tarihli yazılı sözleşme şartları bakımından yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu sebeplerle 08/03/2014 tarihli makina satın alma sözleşmesi kapsamında tarafların hür iradesi ile belirlemiş oldukları ve makinaların zamanında teslim edilmemesi nedeniyle cezai şartın söz konusu olacağını karşılıklı olarak kabul ettiklerini, yaşanan süreç değerlendirildiğinde, cezai şartın koşulları oluştuğunu, Müvekkili şirketin sözleşme kapsamındaki tüm edimlerini yerine getirdiği, makinaların teslim tarihi olan 31/03/2014 tarihinden de sonra makinaların tarafına teslim edilmesini beklediğini, davalı şirketin sözleşmenin yürürlükte kalması halinde dahi hiç bir edimini yerine getirmeyeceği hususunun açık ve net olduğunu, davalı şirket tarafından olumlu bir adım atılmaması neticesinde, müvekkili şirketin teslim tarihinden yaklaşık 7(Yedi) ay sonra 11/11/2014 tarihinde sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini, iş bu dava konusu sözleşme kapsamında müvekkilinin davalı şirket tarafından defalarca mağdur edildiğini, sözleşmenin gereklerini yerine getirmeyen bir şirket karşısında, sözleşmenin varlığını devam ettirmenin olanağı kalmadığını, yerel mahkemece cezai şart talebinin kabul edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,İtirazın iptaline konu alacak bakımından 23.400,00 TL cezai şart, 3.891,06 TL’de asıl alacak miktarı olmak üzere toplam 27.291,06 TL talep edildiğini, Davacı şirket tarafından ödenen 25.000,00 TL peşinatın, ödeme tarihinden müvekkili şirkete iade tarihine kadar davalı tasarrufu altında kaldığını, yerel mahkemece bu konuda karar verilmemiş olup, dava dosyasının tamamı cezai şart olarak nitelendirildiğini, uzman teknik bilirkişiden istemekte haklı oldukları alacak kalemleri ve miktarı ile ilgili gerekçeli ve denetime elverişli rapor alındığını, bu bakımdan cezai şart talebinin reddedilmesi durumunda dahi ödenen peşinatın, müvekkili şirkete ödendiği tarihe kadar faizinin hesaplanarak bu talep bakımından karar verilmesi gerektiğini, bu bakımdan davanın kabulü gerekirken, reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu ortadan kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/400 Esas 2017/812 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin haklı feshi nedeniyle sözleşmede öngörülen cezai şart alacağı ile sözleşme nedeniyle avans olarak verilen bedelin geç ödenmesinden kaynaklı faiz alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Mahkemece, sözleşme kapsamında verilen avansın davacı tarafça sözleşmenin feshi ile gönderilen ihtarname ile 7 gün süre verilerek geri iadesinin talep edildiği, davalının ihtar edilen süre içinde alınan avans bedelini iade ettiği, temerrüt gerçekleşmediği için faiz talep edilemeyeceği, sözleşmede öngörülen cezai şartın TBK’nın 179/2 maddesinde öngörülen ifaya ekli cezai şart olduğu, bu cezai şartın talep edilebilmesi için sözleşmenin feshedilmemiş olması ya da sözleşmede aksine hüküm bulunması gerektiği, taraflar arasındaki akdin feshedildiği, sözleşmede de aksinin kararlaştırılmadığı bu nedenle cezai şartın da talep edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Taraflar arasında 08/03/2014 tarihli ve Protokol başlıklı makine satın alma sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye göre makinelerin 31/03/2014 tarihinde tesliminin kararlaştırıldığı, alıcı-davacı tarafından makine bedeline karşılık 25.000 TL avans ödemesi yapıldığı, sözleşmenin IV/1. maddesinde sözleşmenin geç ifa edilmesi halinde satıcı- davalının cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, davalının sözleşme ile kararlaştırılan edimini yerine getirmediği, bunun üzerine sözleşmenin davacı tarafça 11/04/2014 tarihli ihtarname ile feshedildiği, fesih ihtarnamesi ile davacının sözleşme ile belirlenen cezai şartı ve avans olarak ödenen bedelin fazi ile iadesini talep ettiği, davalının sözleşme gereği aldığı avansı ihtarnamede belirtilen süre içinde davacıya iade ettiği hususları taraflar arasında çekişme konusu değildir.Uyuşmazlık, avans olarak ödenen bedelin fazi ile sözleşmede öngörülen cezai şartın talep edilip edilemeyeceği noktasında çıkmaktadır.TBK’nın 125/3. maddesinde sözleşmeden dönme halinde tarafların karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulacakları ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilecekleri, bu durumda borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olmadığını ispat edememesi halinde alacaklının sözleşmenin hükümsüz kalması nedeniyle uğradığı zararı isteyebileceği düzenlenmiştir.Maddeye göre sözleşmenin feshi halinde taraflar karşılıklı olarak verdiklerini isteyebileceklerdir. Davacı da sözleşmeyi feshetmiş ve avans olarak ödediği bedelin iadesini talep etmiştir. Davalı da sözleşmenin feshi ile avans olarak aldığı bedeli kendisine ihtarla verilen süre içinde iade etmiştir. İade hususunda davalı temerrüde düşmediğinden avans olarak verilen bedel için faiz talep edilemez. Davacı sözleşmenin feshi nedeniyle zarara uğramış ise ancak bu zararını talep edebilecektir. Davacı dava ve takipte sözleşmenin feshi nedeniyle zarar isteminde bulunmamış, avans olarak verdiği bedelin faizini talep etmiştir.Cezai şart istemine gelince, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart TBK 179/2 maddesinde düzenlenen ifaya ekli ceza koşuludur. Bu ceza koşulunun talep edilebilmesi için sözleşmenin feshedilmemiş olması veya sözleşmede bunun aksinin yani sözleşmenin feshi halinde dahi cezai şartın istenebileceğinin kararlaştırılmış olması gerekir. Sözleşmede cezai şartın sözleşmenin feshi halinde de istenebileceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Davacı da geçiken ifa nedeniyle sözleşmeyi feshetmiştir. Bu nedenle sözlemede geç ifa için öngörülen ceza koşulunu talep edemez. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/05/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.