Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/79 E. 2018/508 K. 30.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/79
KARAR NO : 2018/508
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2017
DOSYA NUMARASI : 2016/981 Esas – 2017/708 Karar
DAVA : Muarazanın Giderilmesi
KARAR TARİHİ : 30/05/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; .. Bankası Sultanhamam Şubesinin … numaralı hesabından keşide etmiş olduğu … numaralı çekleri boş, doldurulmamış ve imzasız şekilde önceden kaybettiğini, söz konusu çeklerin düşümünün yapılabilmesi için davalı bankaya başvurduğunda çeklerin iptaline ilişkin mahkeme kararı talep edildiğini, bunun üzerine İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinde açmış olduğu çek iptal davasında çeklerin boş yaprak olması sebebiyle çek niteliğinde olmadığına karar verildiğini, bu kararı davalı bankaya ibraz ederek teminat olarak tutulan paranın kendisine iadesini talep ettiğini ancak çek iptal kararı sunamadığından halen çek hesabının açık olduğunu ve davalı banka ve diğer bankalar ile ticari ilişkilerinin olumsuz yönde etkilendiğini ileri sürerek davalı banka ile arasındaki muarazanın giderilmesine ve bahse konu beş çek yaprağının düşümüne ve davalı bankaca bu yönde işlem yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 5941 sayılı Çek Kanunun 3.maddesinin 3. fıkrası (davacının davalı banka ile sözleşme imzaladığı dönemde yürürlükte olan 3167 Sayılı Çek Kanunu m.10), taraflar arasındaki Bankacılık Sözleşmesinin 4.1 ve 4.4. maddeleri ile düzenlenen hususların somut olaya uyarlanması durumunda anlaşılacağı üzere, davacının müvekkili banka ile imza etmiş olduğu sözleşmeler kapsamında kendisine teslim edilen çek koçanlarındaki her bir çek yaprağı için kanun ve sözleşmedeki düzenlemeler ile zorunlu ödeme tutarlarından zaten sorumlu olduğunu, bu ilişkinin gayri nakdi kredi ilişkisi gereği müşteriden talep edebileceğini ve müvekkili bankanın aslında davacının kendisine taahhüt etmiş olduğu ve zaten hesabında bulundurmak zorunda olduğu tutar nedeniyle çek yaprakları üzerinde risk düşümlerini yapmamasının usul ve yasaya uygun olduğunu, 5941 Sayılı Çek Kanunu’ nun geçici 3. maddesinin 4. fıkrasında bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, muhatap bankanın 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğunun 30.06.2018 tarihinde sona ereceğinin belirtildiğini, anılan tarihe kadar bankanın ödeme sorumluluğu ve dolayısıyla riski devam ettiğine göre bankanın 5 adet çek bedeline ilişkin risk düşümünü yapmamasının taraflar arasındaki akdi ilişkiye ve çek mevzuatına uygun düşmekte olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 18/09/2017 tarih ve 2016/981 Esas – 2017/708 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … davalı bankanın davaya konu beş adet çek bedeline ilişkin risk düşümünü yapmamasının taraflar arasındaki akdi ilişkiye ve çek mevzuatına uygun olduğu … ” gerekçeleri ile; ” davanın reddine, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı asıl tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı asıl istinaf dilekçesinde özetle;
Bahse konu imzasız ve boş olarak kaybettiği çeklerle ilgili diğer mahkemenin vermiş olduğu karar da dikkate alındığında çek niteliğinde olmadığını,
Bunun yanında bahse konu kayıp çeklerin çek kanununda yapılan düzenlemeler nedeniyle piyasaya sürülmesi mümkün olmayan ve geçersiz hale gelmiş çekler olduğunu,
Geçersiz hale gelmiş çeklerden dolayı 30.06.2018 tarihine kadar sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla;
Yerel Mahkemenin 2016/981 Esas sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde “kaldırılmasına” ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından açılan dava; davalı banka tarafından davacıya verilen 5 adet çek yaprağına ilişkin davalı banka kayıtlarındaki risk kaydının kaldırılması suretiyle taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı asıl tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Muhatap bankanın sorumluluğunun hangi süre ile sınırlı olduğu başka bir anlatımla hamilin muhatap bankadan ödeme yapmasını hangi süre içinde istemesi gerektiği hususunda mülga 3167 Sayılı Kanunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesinin 3. fıkrasına (mülga 3167 Sayılı Kanunun 10/1. maddesine) göre çek hesabı sahibi ile muhatap banka arasındaki ilişki çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi niteliğindedir. Bankanın ödeme yükümlülüğü( riski) de bu sözleşmeden kaynaklanmaktadır.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun geçici 1. maddesinin 3. fıkrasında ; “Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunur”.Aynı yasanın geçici 3. maddesinin 4. fıkrasında ise; bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, muhatap bankanın 3. maddenin üçüncü fıkrasına göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu 30/06/2018 tarihinde sona erer.” hükmü bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan yasa hükümleri dikkate alındığında; davalı bankanın iade edilmeyen çek yapraklarından kaynaklanan sorumluluğu ve riski 30/06/2018 tarihine kadar devam ettiğinden ilk derece mahkemesinin kabul ve gerekçesine göre yerinde görülmeyen davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 30/05/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.