Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/783 E. 2019/816 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/783
KARAR NO : 2019/816
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2018
DOSYA NUMARASI : 2015/638 Esas – 2018/154 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Genel Müdüre Verilen İş Avansının İadesi)
KARAR TARİHİ 29/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının müvekkil şirketin kurucu ortağı olup, şirket bünyesinde genel müdür ve yönetim kurulu üyeliği görevlerini imza ortağı olarak ifa etmekteyken azledildiğini, davalının görevi kapsamında kendisine yapılan iş avansı ödemelerinin bakiye tutarını şirkete iade etmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine karşı davalının haksız yere yönelttiği itirazın iptali ile takibin devamına, asgari %20 inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davacı şirkete %40 hissedar olduğunu, yaptığı tüm harcamaların belgeli olup, şirket kayıtlarında da mevcut olduğunu tam aksine müvekkilinin genel müdürlük dönemine ilişkin maaş alacağının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 07/02/2018 tarih 2015/638 Esas 2018/154 Karar sayılı kararında; ” … Dosyaya sunulan deliller, davacı tarafın ticari defter kayıtları ile banka hesap ekstreleri üzerinde yapılan tetkikat ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davalıya ödenen iş avansının iade edilmediği, davacının 50.077,00 ile 59.123,00 TL olmak üzere toplam kayden 109.200,52 TL davalıdan alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı…”gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜ ile; 1-İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptali ile; 109.200,52 TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faiziyle birlikte tahsili için takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,2-Alacak likit ve belirlenebilir nitelikte olduğundan %20 inkar tazminatı 21.840,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Muavin defter kayıtlarının hükme esas alınamaz olduğunu, Muavin Defter Kayıtları geriye dönük olarak değiştirilebildiğini, ekleme veya çıkarma yapılabilecek nitelikteki kayıtlar olduğunu, bu hususun ilk derece mahkemesinin kararında da açık olarak yer aldığını,Kanuni defter niteliğinde olmayan ve geriye dönük olarak her zaman değiştirilebilen Muavin Defter Kayıtlarına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin esas açısından hukuka aykırı bir işlem olduğunu, Davanın birleştirilmesine ilişkin usuli hata yapıldığını, müvekkili …’nın İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1261 esas sayılı davasıyla şirketin feshi ve ortaklıktan çıkma davası ikame ettiğini, bu nedenle, işbu davanın İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1261 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesini veya 2014/1261 esas sayılı dava dosyasındaki yargılamanın bekletici mesele sayılarak, davanın karar kesinleşinceye kadar bekletilmesinin hukuken gereklilik olduğunu belirttiklerini, ancak ilk derece mahkemesinin dikkate almadığını, verilen kararın hukuka aykırılık oluşturduğunu, çünkü İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1261 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda ortaklık payları tasfiye edileceğini ve taraflara alacak ve borçları ortaklık payının tasfiyesinde tenkis edileceğini, işbu dava sonucunda davacı tarafın ilk derece mahkeme kararını icraya koyması durumunda dava konusu miktar, mükerrer tahsile konu olacağını, zaten davacı tarafça ilk derece mahkemesi kararını İstanbul ….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu hususun, davada verilen kararın bozulması için gerekli ve yeterli şart olduğunu,İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığı tarafından 2015/638 esas sayılı dava dosyası bilirkişi incelemesine gönderildiğini ve iş avansı ile ilgili hesapların yanında hesap müstenidatı belgelerinin de incelenmesinin istenildiğini, bilirkişi kurulunun 02.09.2016 tarihli bilirkişi raporunda, müvekkili …’nın davacı şirkete 50.077,52 TL borçlu olduğu kanaatinin yer aldığını,Bilirkişi kurulunun ilgili raporunda, davacı şirketin muavin defterinde yer alan iş avansı alacağına ait makbuzların ilgili mahkemeye sunulmadığının tespit edildiğini, bununla birlikte, müvekkili … tarafından genel müdürlük görevi nedeniyle şirket çalışanlarına açıktan ücretlerine mahsuben birtakım ödemeleri yaptığını ve bu ödemeler toplamının 59.123,00 TL olduğunu, bu miktarın, dava tutarından tenzil edilmesinin gerektiği tespitlerinin de raporun sonuç kısmında açıkça yer aldığını,İlk derece mahkemesi kararında ısrarla müvekkili tarafından sunulan makbuzların dikkate alınmadığını, bu makbuzların üzerinde şirket kaşesi olmadığını ve bu nedenle dava miktarından tenzil edilmemesi gerektiğini kabul ettiğini, Müvekkili tarafından sunulan makbuzların üzerinde kaşe olmamasına rağmen makbuz muhteviyatı miktarının teslim aldığını beyan eden şirket çalışanının imzasının bulunduğunu, belge tümüyle bir miktar paranın teslim edildiğini ve alındığını tevsik eden hukuki bir belge niteliğinde olduğunu, bu nedenle, bu belgelerin üzerinde kaşe olmadığından bahisle makbuz olarak kabul edilemeyerek, dava tutarından düşülmemesinin işbu mahkeme ilamının bozulmasını gerektirdiğini,Şirket personeli dahil ödemelerin, makbuz yoluyla yapılmasının sebebinin ödeme tarihinde işyerindeki cihazların yeni kurulması ve ilgili personelin o tarihte yeni işe başlamış olmasından dolayı banka hesaplarına sahip olmaması olduğunu, kendilerine ödenen paranın, on beş günlük çalışma sürelerine ilişkin maaş alacakları olduğunu, yapılan ödeme zorunluluk sebebiyle yapılmış, sonradan banka sistemine geçildiğinden ödemelerin banka yoluyla yapıldığını,Davanın konusuz kaldığını, iş avansı hesabının tamamıyla sıfır bakiye verdiğini, mahkeme her ne kadar bunu sadece muhasebe işlemi olarak değerlendirmekte ise de ortaklar hesabının kanuni bir hesap olduğundan basit bir muhasebe işlemi olarak da değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, çünkü Vergi Usül Kanunu hükümleri gereğince tutulması gereken hesaplardan olan Ortaklar Alacak Hesabı kayıtları her zaman değiştirilebilen bir hesap türü olmadığını, iş avansı hesabının bu hesaba virmanlandığında iş avansı alacağının kapanmış sayılacağından daha sonra iş avansı hesabına göre dava açmanın mümkün olmadığını, davanın bu yönüyle konusuz kaldığını, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, İstanbul ….İcra müdürlüğünün … esas ayılı dosyasıyla icra takibine geçtiğinden ve müvekkilin maddi açıdan zor durumda olması sebebiyle teminatsız olarak (kabul görmediği takdirde %5 tutarında teminat karşılığında) icranın durdurulmasına ilişkin Tehiri İcra kararı verilmesine, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda itirazın iptali davasının reddine, yargılama harç ve masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/638 Esas 2018/154 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı anonim şirketin eski genel müdürü ve yönetim kurulu başkanı olan davalının şirkete verdiği iddia olunan zararın tazmini istemiyle açılmış sorumluluk davasıdır. Anonim şirketlerde, şirket ile yönetim kurulu üyeleri arasındaki hukuki ilişkide yönetim kurulu üyelerinin, ortaklığın yönetimi ve iş yılı sonunda hesap verme yükümlülüğü bulunmakla birlikte ibra edilmeyi talep hakkı da vardır. Davacı, 05/09/2014 tarihli genel kurul kararı ile, davalının şirket genel müdürlüğünden azline karar verildiğini beyan etmiştir. 6102 sayılı TTK hükümleri arasında mülga TKK’nın 341. maddesi gibi açık bir düzenleme olmamakla birlikte 6102 sayılı TTK’nin 408/1 ve 479/3-a maddelerindeki düzenleme karşısında anonim şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için, şirket genel kurulunda karar alınması gereklidir. Fakat, anılan yönteme uyulmaması davanın hemen reddi sonucunu doğurmamalıdır. Somut olayda davalı yönetici aleyhine tazminat davası açılması yönünde alınmış bir genel kurul kararının olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Böyle bir kararın varlığı dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Bu durum karşısında mahkemece, genel kurulda davalı hakkında dava açılması yönünde alınmış bir karar var ise ibrazının sağlanması, yoksa anılan eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa HMK’ nın 54. maddesi uyarınca uygun süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde doğrudan işin esasına girilerek hüküm kurulmasının yerinde olmadığı görülmekle, HMK 353/1-a4. maddesi gereğince mahkemenin kararının kaldırılmasına, dava şartı olan eksiklik tamamlandıktan sonra yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/02/2018 tarih ve 2015/638 Esas – 2018/154 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 1.864,87 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10 TL’ nin davacıdan alınarak istinaf eden davalıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/05/2019 tarihinde HMK 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.