Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/782 E. 2019/569 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/782 Esas
KARAR NO : 2019/569 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/367 Esas 2018/91 Karar
TARİH : 06/02/2018
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/04/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında ticari ilişki olduğunu, davacının davalıdan almış olduğu malların ayıplı çıkması üzerine malları iade ederek iade faturası düzenleyerek davalıya gönderdiğini, davalının iade faturasının bedeli olan 1.744,34 TL ‘yi ödemediğini ayrıca davalı tarafından kesilen 19/02/2014 tarihli irsaliyeli faturanın bedelinin çek ile ödenmesine rağmen malların davacıya teslim edilmediğini ve davalının sebepsiz zengileştiğini bu nedenle iki faturadan kaynaklı toplamda 9.328,41 TL alacağının bulunduğunu bunun ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığının davalının takibe yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının iddialarının doğru olmadığını, bahse konu iade faturasının tebliğ edilmediğini, ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, söz konusu faturanın imza kısmının boş olduğunu, davacının ayıp ihbarında bulunmadığını, davacının diğer faturadan dolayı iddia ettiği şekilde malların teslim edilmemiş olmasına rağmen çek ile ödeme yapmasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 06/02/2018 tarih 2015/367 Esas 2018/91 sayılı kararında;”Gerçekten de olayın oluşuna ve akla uygun, denetime olanaklı bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, icra takibine konu iki adet faturadan biri iade faturası olup, diğeri de teslim edilen mallar için düzenlenen ancak bedeli ödenmeyen irsaliyeli satış faturası olduğu anlaşılmıştır. Ne var ki iade faturası olduğu iddia edilen birinci fatura bakımından davacı iddialarını ispatlayamamıştır. İade faturası gibi malların da teslim edildiğini ileri sürmesine rağmen tebliğ ve teslim hususu ispatlanamamıştır. Bu malların bedelinin çekle ödemiş olan davacı için çekin bir ödeme aracı olduğu kuralı gereği aksini ispat etmesi gerekir. Keza irsaliyeli satış faturası bakımından da malların teslim edildiğini ispat yükü davacı tarafta olup, davacı bunu da ispatlayamamıştır.Bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, olayın oluşuna uygun olduğu anlaşılarak itibar edilmiştir…”gerekçesi ile, Davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmetmeye yer olmadığına karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Bilirkişi raporunun yanlış verilerle dolu olup, bilirkişinin kendisini yerel mahkemenin yerine koyarak hukuki nitelendirmede bulunarak mütaalada bulunduğunu, öncelikle bilirkişinin görevi mahkemeyi teknik konularda aydınlatmak olup, bilirkişilerin hukuki nitelendirmelerde bulunamayacaklarını, Bilirkişi raporuna itiraz ettikleri halde mahkemenin eksik ve yanlış veriler içeren raporu dikkate alarak hüküm tesis ettiğini, bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde belirtildiği gibi bilirkişinin iddialarını ispat yükümlülüğünde olduklarını ve bunu kesin delille ispatlamaları gerektiğini belirttiğini, dosyaya sunulan çekle ödeme ve faturalardan başka nasıl bir kesin delil beklendiğinin anlaşılamadığını, davalı tarafa kesilen faturanın TTK’ya göre kesin delil olduğunu, Müvekkilinin malların parasını ödediğinin dosya üzerinden sabit olduğunu, buna rağmen davalının malları teslim etmediğini, müvekkilinin malların parasını ödeyerek yükümünü yerine getirdiğini, ancak davalının yükümünü yerine getirmediğini, bu sebeple iddiasını ispatlaması gerektiğini, eğer malları teslim etmiş ise elinde muhakkak bir belge olması gerektiğini aksi halde malları teslim etmediğine karine olduğunu,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/367 Esas 2018/91 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, bedeli ödenmesine rağmen teslim edilmeyen mal nedeniyle oluşan alacak ile iade faturasından kaynaklı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Davacı, taraflar arasındaki ticari ilişkide bedeli çek ile ödenmesine rağmen davalı tarafından gönderilen fatura içeriği malların teslim edilmediğini, davalı tarafından gönderilen bir kısım malların ayıplı çıktığını, ayıplı çıkan bu malların iade faturası ile iade edildiğini, bedelinin ödenmediğini belirterek alacaklı olduklarını ileri sürmektedir. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre içeriği malların teslim edilmediği belirtilen davalı faturası davacı ticari defterlerinde kayıtlıdır. Davacı ticari defter ve kayıtları aleyhine delil teşkil eder. Buna göre davalı faturası davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan fatura içeriği malların davacıya teslim edildiğine ilişkin karine teşkil etmektedir. Bunun aksinin yani fatura içeriği malların teslim edilmediğinin ispat külfeti davacıdadır. Davacı bu hususu usulüne uygun delillerle ispatlayamamıştır.Davacının iade faturası davalı defterlerinde kayıtlı değildir. Davacı fatura içeriği ayıplı olduğu ileri sürülen malların davalıya iade edildiğini ve karşılığında düzenlenen faturanın davalı tarafa tebliğ edildiğini ispatlayamamıştır.HMK’nın 282. maddesine göre hakim bilirkişi raporunu diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Buna göre hüküm veren hakim de dosya içinde bulunan tüm delillerle birlikte bilirkişi raporunu da değerlendirmiş olup, değerlendirme ve sonuç dosya içeriği ile uyumludur. Bu nedenle davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına davacının iddialarını usulüne uygun şekilde ispatlayamamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde davacı tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından davacı tarafa tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/04/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.