Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/776 E. 2019/781 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/776 Esas
KARAR NO : 2019/781 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 21/02/2018
DOSYA NUMARASI : 2014/1471 Esas 2018/138 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Acentalık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili sigorta şirketi ile borçlu … LTD ŞTİ aralarında 10/08/2006 tarihinde yetkili acentelik sözleşmesi imzalandığını, müvekkil sigorta şirketi ile borçlu … Ltd Şti. arasındaki ticari ilişkiye teminat olmak üzere müvekil şirket lehine davalı … tarafından 20/07/2007 tarihinde gayrimenkul ipoteği tesis edildiğini, müvekkil şirket lehine tesis edilmiş olan gayrimenkul ipoteğinin paraya çevrilmesi için yapılacak olan yasal takipten önce taraflara MK 887.maddesi gereğince 02/09/2009 tarihinde Beyoğlu ….noteri … yevmiye nolu ihtarname ile bildirimde bulunduğunu, borçlu/davalının haksız itirazları nedeniyle takibin durduğunu, bu nedenlerle davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, alacaklının, kredi asıl borçlusu ile kefile aynı gün takip başlattığını, İstanbul …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasından dosyanın tarafları ile hiçbir ilgi ve alakası olmayan kişilere tebligatlar yapılarak dosyanın tamamlanmaya çalışıldığını, davacı tarafın hiçbir tarihte cari hesap sözleşmesi sunmadığını, çünkü mevcut olmadığını, dava alacağının ne kadar olduğu açık ve net olarak belirlenemediğini, bu nedenlerle davanın esastan reddini ve açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 21/02/2018 tarih 2014/1471 Esas 2018/138 Karar sayılı kararında;”…Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamından edinilen vicdani kanaat sonucunda; davacı … şirketi tarafından dava dışı asıl borçlu şirket ile aralarındaki acentelik sözleşmesi kapsamındaki ticari ilişkiye teminat olmak üzere davalı adına kayıtlı ipotekli taşınmaza ilişkin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla asıl borçlu ile davalı aleyhine takibin başlatıldığı, işbu icra takibine davalı ipotekli taşınmaz malikinin itirazı üzerine yalnızca taşınmaz maliki davalı yönünden itirazın iptali davasının ikame edildiği, asıl borçlu … Ltd Şti’nin ise dava dışı bırakıldığı, itirazın iptali davalarının takibe sıkı sıkıya bağlı olması nedeni ile uyuşmazlığın dava ve takip konusu ipotek resmi senedi çevçevesinde değerlendirilip çözümlenmesinin gerektiği, huzurdaki davada davalı …’in borçtan şahsen mesul olmayıp, dava dışı asıl borçlu şirketin borcu için ipotek veren konumunda olduğu, Türk Medeni Kanunu’nun 887.maddesinin; ”İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır şeklindedir.” şeklinde düzenlendiği, bu hükme göre, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilmek için ipotek veren davalıya ihtarda bulunulmasının zorunlu olup, dava kapsamında takip talebinden evvel davalı adına ilgili ihtarnamenin tebliğ edildiği, bununla birlikte TMK 887 ve İİK’nın 148 vd. hükümleri gereğince ipotek veren taraf ile asıl borçlu arasında mecburi dava arkadaşlığının bulunması nedeniyle davanın asıl borçlu ile birlikte ipotek veren hakkında ikame edilmesinin gerekmesi, her iki tarafın da dava edilmesinin zorunlu olup, aralarında zorunlu dava arkadaşlığının mevcudiyetine rağmen somut olayda davanın yalnızca ipotek veren 3. şahıs aleyhine açıldığı, pasif husumete ilişkin bu hususun HMK’nın 114/1-d ve 115. maddeleri uyarınca resen nazara alınmasının gerektiği, yargılamada gelinen aşama itibari ile dava edilmeyen dava dışı asıl borçlu şirketin davaya dahil edilmesinin hukuki dinlenilme hakkı (HMK 27. madde) bağlamında somut olay adaletine uygun düşmeyeceği kanaatine varıldığı…”gerekçesi ile, TMK 887 delaleti ile HMK nın 114/d-115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Borca itiraz etmemiş bir tarafa karşı itirazın iptali davasını ikame etmede bahsedilen dava şartlarının bulunmayacağının aşikar olduğunu, davanın esası hakkında hükmün verilmesi gerekirken usulden reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ( Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/7461 E. 2016/14883 K. sayılı 17.11.2016 Tarih) Mahkemenin dava arkadaşlarının davaya katılmasını sağlaması için davacı tarafa belirli bir süre vermesi gerektiğini, verilen sürede davacı, zorunlu dava arkadaşlarına davanın teşmilini sağlayamazsa, davanın usulden reddine karar verilebileceğinin doktrin ve Yargıtay içtihatlarıyla sabit olduğunu, (Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2013/19904 E. 2014/3599 K. sayılı 11.02.2014 tarih)Muhakeme süresince mahkeme tarafından, davalı ile arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğunun belirttildiğini, dava dışı şirkete de davayı yöneltilmesi için herhangi bir süre verilmediğini, mahkemenin bu şekilde bir ara kararının bulunmadığını, aksine davanın esasına girildiğini ve bilirkişi incelemelerin de dahil olmak üzere esasa ilişkin birçok ara kararın verildiğini, ancak son celsede davanın usulden reddine karar verildiğini ve gerekçeli kararın da bu doğrultuda yazıldığını, bu nedenle de ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması gerektiğini,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda talepleri doğrultusunda davanın esastan incelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1471 Esas 2018/138 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davaya konu edilen ipoteğin davacı şirket ile dava dışı borçlu arasındaki acentelik ilişkisi nedeniyle doğmuş ve doğacak alacakların teminatını oluşturmak amacıyla malik davalı tarafça verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla hem asıl borçlu davadışı … Hizm LTD ŞTİ hem de davalı … aleyhine takip başlatıldığı, asıl borçlu dava dışı şirketin takibe itiraz etmediği, davalının itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı görülmüştür. Uyuşmazlık konusu somut olayda, aynı takip dosyasında asıl borçlu hakkında ipotekli takip yapıldığı, borçlunun itiraz etmediği görülmüştür. Bu itibarla itiraz eden malik davalı ile birlikte itirazın iptali davasının asıl borçluya yöneltilmesi gerekmez, sonuçta davalı ile asıl borçlunun mecburi takip arkadaşı olarak haklarında takip başlatıldığı, mecburi takip arkadaşı olmaları nedeniyle itiraz etmeyen dava dışı asıl borçlu hakkında itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, bu bağlamda mecburi dava arkadaşlığından bahsedilemeyeceği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/7461 E. 2016/14883 K. sayılı kararı emsal alındığında, mahkemenin yazılı şekilde mecburi takip arkadaşlığını hukuka aykırı değerlendirildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf sebebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda; mahkemece davalının ipotek ilişkisi nedeniyle sorumluluğunun tespitinde takip tarihi itibarıyla asıl borçlu şirketin borç tutarının saptanması gerekmektedir. Hal böyle olunca dava dışı asıl borçlu şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemekle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-a/4-a/6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yeniden yargılamak yapılmak üzere mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2018 tarih ve 2014/1471 Esas – 2018/138 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a4/6 maddeleri uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,3-İstinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10.TL ile dosya gidiş- dönüş masrafı 34,50.TL toplamı 132,60.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/05/2019 tarihinde HMK 353/1-a4/6 maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.