Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/770 E. 2019/591 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/770
KARAR NO : 2019/591
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 22/12/2017
DOSYA NUMARASI : 2017/51 Esas – 2017/1281 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/04/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket adına kayıtlı taşınmazların İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından kısmen kamulaştırılması nedeniyle açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası sonrası yapılan yargılama sonrası, kamulaştırma bedelinin mahkemece (Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemest’nin 2012/979 Esas-2013/755 Karar, 2012/1025 Esas-2013/754 Karar sayılı dosyalar} bankaya yatırılmasına karar verildiği, bu karar üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın söz konusu bedeli davalı bankanın Valide Sultan Şubesine yatırdığını, yatırılan kamulaştırma bedelinin 3/5 hissesinin (bu hisse üzerinde mülkiyet İhtilafı olması nedeniyle) yeni malik belli olana kadar davalı bankada vadeli hesaba alınması ile tedbir konulduğunu ve bu hisse karşılığının ödenmediğini ve banka uhdesinde tutulduğunu, davalı bankaya 20.09.2013 tarihinde toplam 788.918,40.TL + 724.296,00.TL = 1.513,214,40 TL yatırıldığını belirterek bu paranın 29.11.2016 tarihindeki ulaşacağı gerçek-doğru bedelden mahsubu ile aradaki farkın karşılığı olarak şimdilik 2.000,00 TL nin, faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine, müvekkili şirketin davalı banka tarafından yapılan eksik ödeme ve geç ödeme nedeniyle uğradığı munzam zararın karşılığı olarak da şimdilik 1.000,00 TL nin faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının davaya konu olayla ilgili olarak kısmi dava açmış olduğunu, kısmi davanın, 6100 Sayılı HMK’nın 109. maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin 1. fıkrasında “Talep konusunun niteliği itibarıyle bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebilir” hükmüne, 2. fıkrasında ise; “Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz” hükmüne yer verildiğini, dava dışı İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından davacı ve ….Ltd. Şti. aleyhine Büyükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesi nin 2012/1025 Esas ve 2012/979 Esas sayılı dosyalarına kayden kamulaştırma bedelinin tespitine dair dava açıldığını, kamulaştırma bedeli tespit edilecek davalara konu taşınmazlarla ilgili olarak ise davacı …. San. ve Tic. A.Ş. ile dava dışı … San.Tic.Ltd.Şti. arasında Büyükçekmece 4.Asliye Hukuk Mahkemesi nin 2013/378 Esas sayılı dosyasına kayden sözleşmenin iptaline ilişkin dava açıldığını, dava konusu olayda paranın davacı vekiline ödenmesine dair müvekkil Bankaya tebliğ edilen müzekkerenin tarihinin 30.09.2016 olduğunu, bu tarihe kadar müvekkili Bankadan ödeme talep edilmediğini, davacının faiz talebine ilişkin iddialarını kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile, 30.09.2016 tarihine kadar talep edilmeyen ve dolayısı ile de ödenemeyecek olan faizden kaynaklı herhangi bir zarar olmadığını söz konusu tutarlar vergi dairesine ödenmese ve vadeli hesapta faiz işlemeye devam etse dahi davacının ödeme talep ettiği tarih 30.09.2016 tarihi olduğundan ve ödeme bu tarihte yapılacağından, 30.09.2016 tarihli müzekkerenin tebliği öncesinde uğranılan bir zarar da bulunmadığını öne sürerek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2017 tarih 2017/51 Esas – 2017/1281 Karar sayılı kararında;”…HMK.nun 114. maddesinde dava şartlarının düzenlendiğini, HMK 115.maddesi gereğince dava şartlarının eksikliği halinde mahkemece yapılacak işlemlerin belirtildiğini, buna göre dava açıldığı sırada miktarı belirlenebilir alacak yönünden belirsiz alacak davası açılmasının mümkün olmadığı, Yargıtay Dairelerince verilen emsal kararlar da gözetilerek (örneğin 22. Hukuk Dairesinin 2012/30463 esas 2012/30091 K.sayılı ilamı,Yargıtay 8 Hukuk Dairesi’nin 23/05/2017 tarih ve 2016/6356 Esas,2017 7557 Karar sayılı içtihatları ) davanın reddine karar verilmesi gerektiği..”gerekçesi ile, Davanın HMK 114/1 VE 115/2 mad uyarınca dava şartı yokluğundan davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalı bankanın tedbirin ve talimatın aksine vergi dairesine söz konusu bedeli ödediğini, bu bedele 29/11/2016 tarihine kadar işleyecek olan faizi müvekkili şirkete ödemediğini, müvekkili şirketin yanlış işlem nedeniyle zarar uğratıldığını, İlk derece mahkemesinin dava konusunu yanlış değerlendirdiğini ve sanki dava konusunun vergi dairesine ödenen bedelin bankadan iadesi talep ediliyormuş gibi karar verdiğini, ilk derece mahkemesinin delilleri değerlendirmeden karar verdiğini,Vergi dairesine ödenmemesi gereken tutarın ödenerek tahsilat tarihine kadar oluşacak faizden müvekilinin mahrum edildiğini ve zararu uğratıldığını,Faiz oranları bilinmediği için belirsiz alacak davası açıldığını, ilk derece mahkemesinin bu hususu dayanak alarak karar vermesinin hatalı olduğunu, dilekçede olan eksiklerin düzeltilmesi için süre verilmesi gerektiğini, Kamulaştırma bedeline hükmeden mahkemenin; bankaya yatılan bedelin, mülkiyet ihtilaflı olması nedeni ile malik belli olana kadar davalı banka tarafından 3’er aylık vadeli bir hesaba alınması ve bu hesaba tedbir konulmasına karar verdiğini, bu bedelin ödenmemesi için mahkeme tarafından tedbir konulduğunu buna rağmen vergi dairesinin talebi üzerine 24/03/2015 de tedbirli bedelin mahkemeden izin alınmadan vergi dairesine gönderildiğini, bu transfer tarihinden itibaren blokeli ve vadeli tutulması gereken paranın vade almadığını, taleplerinin bu tarihten itibaren bankadan tahsilatın yapıldığı güne kadar işlenen faizin ödenmesi olduğunu, ilk derece dava konusunu yanlış anladığı için davayı reddettiğini beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda talepleri doğrultusunda karar verilmesini ve eğer taleplerinin yerinde görülmez ise; kararın kaldırılarak tekrar karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, dava dışı … tarafından kamulaştırılan taşınmaz kamulaştırma bedelinin, taşınmazın 3/5 hissesindeki mülkiyetin ihtilaflı olması nedeniyle davacıya ödenmeyip davalı bankaya bloke edilmesinden sonra taşınmaz mülkiyetine ilişkin davanın, davacı lehine sonuçlanması üzerine mahkemece davacıya ödeme yapılması yönündeki 30/09/2016 tarihli yazısına rağmen davalı banka tarafından paranın, dava dışı (davacının mülkiyet ihtilafı yönünde ihtilaf yaşadığı) şirketin vergi borçlarına karşılık vergi dairesine gönderildiği gerekçesiyle ödenmemesi üzerine 26/10/2016 tarihli ihtar üzerine bu kez 29/11/2016 tarihinde 1.569.127,95 TL olarak ödenmesinden dolayı, paranın bankaya yatırıldığı tarihteki tutarı olan 1.513.214,40 TL üzerinden faiz işletilmesi ve daha yüksek tutara ulaşması gerekirken kendilerine eksik ödeme yapıldığı iddiasıyla eksik faiz ödendiği ve munzam zarar oluştuğu iddiasıyla bunun tazmini yönünde 3.000,00 TL üzerinden açılmış belirsiz alacak davasıdır. Mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı, bu bağlamda mahkemenin verdiği kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır. Davacının munzam zarar yönünden talebinin yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 122. Maddesinde yazılı aşkın zarardır. Bu maddeye göre: Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder. Kamulaştırma bedeli olan 1.513.214,40 TL’ nın bankaya yatırıldığı tarih olan 20/09/2013 tarihinden, davacıya ödendiği tarihte nemalandırılması gerekenle birlikte toplam tutarın belirlenmesi ve davacıya ödenen 1.569.127,95 TL dan fazla ise aradaki fark davacının zararı olup, davacının olduğunu iddia ettiği zararı kendisinin belirlemesi mümkün değildir. Mahkeme, davacının isteminin davalı banka tarafından yanlışlıkla vergi dairesine ödenen bedelin yasal faizi olduğunu kabul ederek hüküm kurmuş olup, davacı kamulaştırma bedelinin davalı tarafından nemalandırılması ile daha fazla tutara ulaşması gerekirken kendisine eksik ödeme yapıldığını öne sürdüğüne göre aradaki farkın bilinebilir olduğu kabul edilemez. Fark varsa belirlenmesi bilirkişi incelemesini gerektirmektedir. Kısmi davanın tanımlandığı 6100 sayılı HMK’ nın 109.maddesinde yer alan 2.fıkra da 01/04/2015 tarih ve 6644 sayılı yasanın 4.maddesi uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır. Açıklanan nedenlerle davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının yerinde olduğu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığı, istinaf nedenlerinin yerinde olduğu kanaatine varılmakla mahkeme kararının HMK 353/1-a4 kapsamında kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2017 tarih ve 2017/51 Esas- 2017/1281 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK.nın 353/1-a4 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazneye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf başvuru harcı 98,10 TL ve dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş-dönüş masrafı 34,30 TL olmak üzere toplamı 132,4 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/04/2019 tarihinde HMK 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.