Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/77 E. 2018/539 K. 06.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/77
KARAR NO : 2018/539
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2017
DOSYA NUMARASI : 2015/1070 Esas – 2017/721 Karar
DAVA : Alacak (Sebepsiz Zenginleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 06/06/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesini özetle; dava dışı …Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkili bankanın sanayi-levent şubesi kredi müşterisi olduğunu, müvekkili bankaya … ve Dış Tic. Ltd. Şti. Firması tarafından tahsilinde kredi borcuna mahsup edilmek üzere keşideci davalı …olan 2 adet çeki müvekkili bankaya ciro ve tevdii ettiğini, söz konusu çeklerin yasal süresi içinde muhatap bankaya ibraz edildiğini ancak karşılığının çıkmadığını, müvekkili banka tarafından söz konusu çeklerle ilgili olarak davalı/keşideci aleyhine 11/01/2010 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından kambiyo takibine geçildiğini,takipte borçlunun taşınmazlarına haciz konulduğunu, taşınmazların satışının talep edildiğini, taşınmazların satışı yönünden dosya yetkili icra müdürlüğü olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına gönderildiğini, ancak borçlunun çeklerin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle dava açtığını,İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/24 E. 2015/790 K. Sayılı dosyası ile takipten sonraki zamanaşımı nedeniyle İİK.33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verildiği, bu karar nedeniyle müvekkili banka aleyhine takip konusu edilen tutar kadar sebepsiz zenginleşme sağladığını, buna göre davalı ödemekle yükümlü olduğu halde ödemediği söz konusu çeklerden dolayı haksız ve sebepsiz yere zenginleşmiş olduğunu,müvekkili bankanın yetkili hamil sıfatıyla gerek T.T.K.nın belirtilen hükümleri gereksi genel hükümlere göre davalıdan alacaklı olduğunu, bu nedenle davalının ödemediği çeklerden dolayı sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak 20/10/2009 tarihli çek bedeli 13.500,00-TL ve 30/10/2009 tarihli çek bedeli 16.500,00-TL olmak üzere toplam 30.000,00-TL tutarındaki alacağının, çeklerin ibraz tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı bankanın dava dilekçesinde davaya konu 2 adet çekin, dava dışı … ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından kredi borcu karşılığında kredi müşterisinden alındığını beyan ettiğini, dolayısıyla somut olayda her ne kadar dava konusu çekler üzerinde, çekin rehin cirosuyla devredildiği belirtilmemiş ise de söz konusu çeklerin davacı bankadan alınan kredinin teminatı olarak davacı bankaya ciro edilmiş olduğunu, anılan nedenlerle dava konusu çekleri, dava-dışı firmadan kredinin teminat olarak alan davacı bankanın yetkili hamil olmadığından ,huzurdaki olayla TTK md.732 ye dayanılması hukuken mümkün olmadığını, zamanaşımı itirazının dikkate alınarak huzurdaki dava öncelikle zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığından davanın bu nedenle reddine aksi halde esasa ilişkin itirazların dikkate alınarak hukuki dayanaklardan yoksun bulunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 25/09/2017 tarih ve 2015/1070 Esas 2017/721 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;” … Dosyada mevcut tüm deliller ve bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda davaya konu çeklerin dava dışı borçlunun davacı bankadan kullanmış olduğu kredinin teminatı olarak, davacı bankaya ciro edildiği, çeklerin kredinin teminatı olarak alındığı somut olayda davacı bankanın yetkili hamil olmadığı ve çeklerin zamanaşımına uğramasından dolayı kambiyo vasfını yitirdiği … ” gerekçeleri ile; ” Davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Müvekkili tarafından davalı keşideciye karşı süresi içinde müracaat hakkı kullanıldığını, ancak takip devam ederken, takipten sonra 6 aylık süre içinde talep açılmadığından takipten sonraki zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasının söz konusu olduğunu, dolayısı ile süresi içinde müracaat hakkını kullanan müvekkili açısından eski TTK 644 yeni TTK’nın 732 maddeye göre sebepsiz zenginleşmeye dayalı dava açma hakkı bulunduğunu, Yerel Mahkemenin çeklerin kredinin teminatı olduğu yönündeki gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira dava dilekçesinde söz konusu çeklerin teminat olarak alındığının belirtilmediğini, çeklerin rehin cirosu ile alınmasının söz konusu olmadığını, Müvekkili banka tarafından dava dışı kredi borçlusuna kredi kullandırıldığını, anılan çeklerinde borçlu tarafından müvekkil bankaya, tahsil edildiğinde kredi borcundan mahsup edilmek üzere, temlik cirosu ile ve meşru hamil banka olacak şekilde ciro yolu ile bankaya teslim edilmiş çekler olduğunu, temlik cirosu ile teslim alınan çeklerin bankaya teslim edildiği andan itibaren, çekte yer alan tüm hak ve alacakların keşideci ve diğer ilgililere karşı ileri sürülmesinde bankanın, meşru hamil sıfatı ile yetkili konumunda olduğunu, dolayısı ile yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, Dosyada, çeklerin teminat olarak veya rehin cirosuyla verildiğine ilişkin herhangi bir belge bulunmadığını, yerel mahkemenin çeklerin kredinin teminatı olarak müvekkil banka tarafından alındığı ve yetkili hamil olmadığı yönündeki gerekçesinin yerinde olmadığını,İleri sürerek; Yerel Mahkeme tarafından verilen kararın bozularak kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava, 6102 sayılı TTK’ nun 732. maddesine (6762 sayılı TTK’ nun 644. maddesine) dayanan sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacak istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Olay tarihinde yürürlükte bulunan BK 133. maddesine göre icra takibi sırasında alacaklının alacağına kavuşmak amacı ile yaptığı her takip işlemi zamanaşımını kesmektedir. Dava konusu 20/10/2009 ve 30/10/2009 keşide tarihli çeklerle ilgili olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … eski Esas (… yeni Esas) sayılı dosyasında davalı hakkında takip yapıldığı, davacı vekilince icra dosyasında 11/10/2012 tarihinden 21/05/2014 tarihine kadar zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığı, dosya kapsamına göre sabittir. 6762 Sayılı TTK’ nun 726. maddesinde çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay iken 03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Yine 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK’ nun 6273 Sayılı Kanun’ un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre de çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır. Çeklerde zamanaşımının süresinin belirlenmesinde ibraz müddeti dikkate alınacağından, takibe konu çekler altı aylık zamanaşımı süresine tabidir.( Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2014/3061 esas 2015/6204 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2014/11009 esas 2014/17719 karar sayılı ilamı) İcra takibine konu çeklerin keşide tarihlerinin 20/10/2009 ve 30/10/2009 olduğu görülmüştür. Bu durumda takibe konu çekler yönünden zamanaşımı süresi altı aydır.Takip dosyasında alacaklı tarafından 11/10/2012 tarihinde yapılan işlemle zamanaşımının kesildiği, bu tarihten itibaren 21/04/2014 tarihine kadar ( 1 yıl 6 ay 10 gün süreyle ) herhangi bir işlem yapılmadığı görülmüştür. Buna göre dava konusu çekler 11/04/2013 tarihinde zamanaşımına uğramış olup sebepsiz zenginleşme davasının ise 6102 sayılı TTK’ nın 732. maddesinde öngörülen bir yıllık süreden sonra 30/10/2015 tarihinde açıldığı, davalının süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmakla; ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine de aykırı olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 31,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 4,50 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/06/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.