Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/766 E. 2019/778 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/766 Esas
KARAR NO : 2019/778 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2018
DOSYA NUMARASI : 2015/501 Esas 2018/33 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili sigorta şirketi tarafından emtia nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalanan davadışı … San ve Tic AŞ tarafından Birleşik Arap Emirliklerinden 30/12/2013 tarihli 269266 nolu fatura ile satılan lazer kesme makinasının nakliye rizikolarına karşı sigortalandığını, malın Gemlik Limanından Birleşik Arap Emirliklerinin Jebel Ali Limanına nakliyesinin davalı şirket tarafından üstlenildiğini, malın alıcıya teslimi sırasında makinanın kabininin tavanında kırılma ve çökme şeklinde hasar bulunduğunun görülerek 20/02/2014 tarihli yazı ile hasarın kayıt altına alındığını, ekspertiz incelemesi sonucunda 22.383,00 TL hasar bedeli tespit edilerek, bu tutarın 25/03/2014 tarihinde sigortalıya ödendiğini, bu şekilde müvekkili sigorta şirketinin TTK ‘nun 1472. maddesine göre sigortalısının haklarına halef olduğunu, sigortalıya ödenen tazminat tutarının yapılan ihtarlara rağmen davalıdan tahsil edilemediğini, bu nedenle Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, davalının itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına, alacağın % 20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın TTK ‘nun 1188.maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının ekspertiz raporunda belirtildiği şekilde sigortalı firmanın alıcı firmaya hasarlanan mal yerine yeni bir mal imal ederek gönderdiğini, buna ilişkin işçilik ve nakliye ödemesi yaptığının ispatlaması gerektiğini, aksi halde davacının aktif husumet ehliyetinin söz konusu olamayacağını, müvekkili şirkete süresi içerisinde hasar ihbarında bulunulmadığını, taşımaya ilişkin konişmentoda yer alan kayıtlara göre emtianın gönderici tarafından yüklendiği, istiflendiği hususunun sabit olduğunu, bu durumda yükleme, istifleme ve sabitleme ile ilgili tüm sorumluluğun gönderici şirkete ait olduğundan müvekkilinin hasardan dolayı sorumlu tutulamayacağını, Jebel Ali Limanından tır ile Dubai’ye aktarılan konteynerin alıcı tarafından herhangi bir hasar tespiti olmaksızın teslim alındığını, mevcut belgelere göre hasarın hangi aşamada meydana geldiğinin anlaşılamadığını, müvekkilinin malın Dubai’ye taşınması ile ilgili herhangi bir bilgisi ve taahhüdünün olmadığını, gemi kaptanının yazılı beyanına göre emtianın gemiye sağlam şekilde yüklenip, sağlam şekilde tahliye edildiğini, sonuç itibari ile muhtemel ve ispatlanmamış bir zararın tazmininin istenemeyeceğini savunarak davanın zamanaşımı ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 12/02/2018 tarih 2015/501 Esas 2018/33 Karar sayılı kararında;”…Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına göre, davacı … şirketi tarafından nakliyat sigorta poliçesi ile nakliyat rizikolarına karşı sigorta teminatı altına alınan davadışı Nukon şirketinin üreticisi ve satıcısı olduğu lazer kesme makinasının Gemlik Limanından Dubai Jebel Ali Limanına gemi ile nakliyesinin davalı şirket tarafından üstlenildiği, davalının akdi taşıyan konumunda bulunduğu, taşımaya ilişkin konişmento üzerinde bulunan “shipper’s load, stown, lashed and durnaget” klozundan anlaşıldığı üzere makinanın kırkfilat rack konteyner içerisinde yükün ambalajlama ve brandalama işlemlerinin yükleyici firma tarafından yapılarak Gemlik Limanından Dubai’ye gemi ile taşındığı, burada gemiden tahliye edilip sekiz gün limanda bekletildikten sonra … isimli gemiye yüklenerek Jebel Ali Limanına taşındığı, yükleme sonrası yükleyicinin fabrikasında çekilen ve dosyaya sunulan resimlerden anlaşıldığı üzere makine ve aksamlarının üzerinin yükleme ve leasing sonrasında branda ile kaplandığı, filatrack olarak isimlendirilen bu tip konteynerlerin üstü ve yan taraflarının açık olduğu, dolayısıyla konteynerin elleçlemesi sırasında üzerindeki yükün çarpma ve darbeye karşı korumasız durumda bulunduğu, konteyner Dubai’de alıcı tarafından teslim alındıktan sonra alıcının tesislerine götürülüp burada ambalaj açıldığında makinanın kabin tavanının hasarlı olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere yükün taşımasının Malta aktarmalı olarak gerçekleşmesi, Malta limanında sekiz gün bekletilmesi, taşıma süresinin bir ay sürmesi hususları gözönüne alındığında hasarın nakliye sırasında elleçlenmesi veya Malta Limanında bekletilmesi aşamasında meydana geldiği kanaatine varıldığı, emtianın satışı CIF esasına göre yapılmış olsa da, hasarın sigortalı satıcı firma tarafından giderildiği, bu durumda satıcı firmanın hasar giderim masraflarının sigorta şirketinden talep etmesinde hukuki yararının bulunduğu, ödenen sigorta tazminatının sigorta teminatı kapsamında kaldığı, sigorta şirketinin üretici – satıcı … şirketine 25/03/2014 tarihinde 7.500,00 Euro yani 22.383,00 TL sigorta tazminatı ödediği, bu şekilde TTK ‘nun 1472.maddesine göre ödediği tazminat tutarınca hasar sorumlusuna karşı rücu hakkının doğduğu, davalı şirketin akdi taşıyan konumunda olması nedeniyle söz konusu hasardan dolayı TTK ‘nun 1178.maddesi gereğince sorumlu olduğu, ödenen hasar bedelinin kadri marufunda olup, gerçek hasar miktarını yansıttığı kanaatine varıldığından bu kanaat ışığında davanın kabulü ile davalının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine itirazının iptaline, 22.383,00 TL alacağın 25/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili için icra takibinin devamına, kabul edilen tazminat miktarı yargılama neticesinde tespit edilip likit olmadığından koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerektiği…”gerekçesi ile, 1-Davanın kabulü ile davalının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine itirazının iptaline, 22.383,00 TL alacağın 25/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili için icra takibinin devamına, 2-Koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı, davacı ve ihbar olunan vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Dava konusu eşyanın 02/02/2014 tarihinde teslim edildiğine dair taraflar arasında ihtilafın bulunmadığını, ilk derece mahkemesinin başlangıç tarihinin 30/01/2015 kabul ettiğini, takip başlangıç tarihinin ise 16/02/2015 olduğunu, TTK’nun 1185. maddesinin 1. fıkrasında belirlenen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde yargı yoluna başvurulmadığını, dolayısıyla davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dava konusu taşımada konteynerlerin taşıyıcı dışında yüklenici tarafından istifinin yapıldığını, bu durumda taşıyıcının konteynerdeki limanda hasarlı olduğuna dair herhangi bir tutanakta tutulmadığını, TTK’nun 1185. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen süre ve şekilde davalıya ihbar ve bildirimde bulunulmadığını, zarardan davalının sorumlu olduğunun davacı tarafından ispat edilmesinin gerektiğini, hasarın hangi aşamada meydana geldiğinin ispatlanamadığını, bilirkişilerin soyut yorumuna dayalı görüşüne dayanaksız olarak itibar edildiğini, CIF teslim şekline göre satıcının mallarının ziyanı ve hasarı ile ilgili sorumluluğunun FOB teslim şeklinde olduğu gibi eşyanın gemi küpeştesinin geçinceye kadar olduğunu, CIF teslim şeklinde sorumluluğa aykırı olarak ödemenin yapıldığını, ödemenin davacının sigortalısı yerine alıcıya yapıldığını, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, esas yönünden de davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, aksi yönde verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay’ın hasar bildiriminin yasal süresi içinde yapılmamasının, bir yıllık hak düşürücü sürede yargı yoluna başvurulmamasının, ispat yükü teslim şekline ilişkin istikrar kazanan kararının bulunduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurusunun duruşmalı olarak görülmesine, istinaf başvurusunun kabulüne, istemin özeti kısmında belirtilen başvuru konusu ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda davanın reddine, istinaf başvurusunun kabulü halinde kötü niyet veya ağır kusuru bulunan davalının takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,Bir alacağın likit sayılması için mutlaka bir belgeye dayanmasının zorunlu olmadığını, borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı veya bunun belirlenebilmesi için gerekli tüm unsurların biliniyor ya da bilinmesi gerekiyorsa alacağın belirli ve likit olduğunu, icra inkâr tazminatının yasal gayesinin de, borçlunun miktarı tartışmasız olan borç için borca haksız olarak itiraz edip icra işlemlerini geciktirmesinin önlemek olduğunu, buna ilişkin Yargıtay kararlarının yargılama sırasında sunulduğunu,Taşınan emtianın gerçek değerinin ve hasar miktarının da bilinmekle alacağın likit ve tartışmasız olduğunun sabit olduğunu, dava dilekçesi ile talep olunan İİK m.67 gereği alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, ancak talebin reddi yönünde hükmün kurulmasının hatalı olduğunu, İleri sürerek, davalı ve ihbar olunanın istinaf taleplerinin reddine, yapılacak inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararının icra inkar tazminatına ilişkin kısmının kaldırılmasına ve bu talebin kabulüne, tüm yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin de karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.İhbar olunan vekili katılma yolu ile sunduğu istinaf dilekçesinde özetle, Bilirkişi raporunda ciddi yanlışlıklar ve eksikliklerin olduğunu, rapora karşı itirazların dikkate alınmadığını, yeni bir bilirkişi raporunun alınmadan hükmün tesis edilmesinin hatalı olduğunu, Davacının emtiadaki hasarın taşıma esnasında meydana geldiğini ispat edemediğini, davacının sunduğu ekspertiz raporunda hasarın hangi aşamada, neden ve nasıl oluştuğunun net olarak belirleme imkanının bulunmadığının açıkça ifade edildiğini, bilirkişi raporunda ise dosyada mevcut belgelerden, söz konusu hasarın nakliyenin hangi aşamasında meydana geldiğinin kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığının belirlenmesine rağmen emtiada meydana gelen hasarın 06/01/2014 ile 02/02/2014 tarihleri arasında, yaklaşık bir ay süren elleçleme sırasında oluşabileceği şeklinde varsayımda bulunulmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Hasarın ne zaman meydana geldiği belli olmamasına rağmen hasardan davalının sorumlu tutulduğunu, ilk derece mahkemesince hukuki dayanaktan yoksun bir takım varsayımları temel alarak hükmü kurduğunu, bu kararın bozulması gerektiğini,Konteynerların hasar tespit raporu olan … dosyaya ibraz edildiğini, ibraz edilen raporlarda konteynerin gemiden iyi durumda tahliye edildiğinin ispatlandığını, hasarın taşıyanın sorumluluk sahasında iken meydana gelmiş olduğunun davacı tarafından ispat edilemediğini, Kabul anlamına gelmemek ile birlikte emtianın yükün tahliyesi esnasında hasara uğradığını düşünsek bile bundan dolayı taşıyanın sorumlu tutulamayacağını, dava konusu taşıma için düzenlenen konişmentonun ön yüzünde yer alan ek klozlar başlıklı bölümünün dördüncü klozunda tahliye limanında tüm risklerin, hasarın ve sorumluluğun alıcıya ait olduğuna dair ifadenin yer aldığını, tüm sorumluluğun alıcıya ait olduğunu, Davacı hasar ihbarının yasal süresi içerisinde yapıldığı iddiasını ispat edemediğini, iddia edildiği gibi 05/02/2014 tarihinde sörvey yapıldı ise bu raporun da dosyaya sunulmaması sebebinin araştırılması gerektiğini,Kabul anlamına gelmemek ile emtianın taşıyanın sorumluluk alanında hasarlandığını varsayımı yapılır ise de ambalaj eksikliğinden ileri gelmiş olabileceği hususunun ilk derece mahkemesince yeterince incelenmediğini, konteyner içi yüklemede istifin, bağlamanın ve brandalamanın usulüne uygun olarak yapılmaması nedeni ile oluşan hasarlardan taşıyanın sorumlu olmadığını, (TTK 1182. mad. )İleri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/501 Esas 2018/33 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, “Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi”ne istinaden ödenen tazminatın rücuan tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. TTK’nın halefiyet başlıklı 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.Davalı vekilinin takibin bir yıllık süresinde başlatılmadığına yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; TTK’ un 1188 inci maddesi gereğince, eşyanın ziya veya hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat istem hakkı, bir yıl içinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşer. Bu süre taşıyanın eşyayı veya bir kısmını teslim ettiği veya eşya hiç teslim edilmemiş ise, onun teslim edilmemesinin gerektiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasından 30/01/2015 tarihinde icra harçları yatırılmak suretiyle genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede borca itiraz ettiği, alacaklının takibin devamını sağlamak amacıyla eldeki itirazın iptali davası açıldığı, eşyanın teslim tarihi 02/02/2014 tarihi takip tarihi 30/01/2015 tarihi arasında henüz bir yıllık sürenin dolmadığı görülmekle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekili ve ihbar olunanın süresi içinde zarar ihbarında bulunulmadığı, dolayısıyla zararın taşıyıcı tarafından ispatlanamadığına yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; TTK’ un 1191 inci maddesi gereğince, taşımanın gerçekleştirilmesi, kısmen veya tamamen bir fiili taşıyana bırakıldığı takdirde, taşıyan, navlun sözleşmesi’ ne göre, böyle bir bırakma hakkına sahip olmadığı dikkate alınmaksızın, taşımanın tamamından sorumlu kalmaya devam eder. Taşıyan, fiili taşıyanın ve onun taşıma borcunun ifasında kullandığı ve görevi ve yetkisi sınırı içinde hareket eden adamlarının fiili ve ihmallerinden de sorumlu olduğu, taşıyanın ve fiili taşıyanın, aynı zarardan sorumlu oldukları takdirde ve ölçüde sorumlulukları müteselsildir. Gözle görülmeyen, ancak teslimden sonra muayene sonucunda anlaşılabilen ziya veya hasar için alıcının tesliminden itibaren en geç üç gün içinde taşıyana başvurması gerekir. Eşyanın ziya veya hasarı bildirilmemiş veya tespit ettirilmemiş ise, taşıyanın, eşyayı taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir ziya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunur. Şu kadar ki, bu karinenin aksi ispat olunabilir. Somut olayda, heyet bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, dava dışı alıcı tarafından malların 02/02/2014 teslim tarihinden itibaren 04/02/2014 tarihinde elektronik posta yoluyla acente … A.Ş’ e ihbarda bulunduğu, bu şekilde hasarın taşıma sırasında meydana geldiği yönünde karinenin oluştuğu görülmekle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamı, iddia ve bilirkişi heyeti raporu ve mahkemenin gerekçeli kararında belirtildiği gibi, gümrük beyannamesinden anlaşılığı üzere CIF kaydıyla satım yapıldığı, konşimento kayıtlarında yüke ilişkin herhangi bir hasar kaydının mevcut olmadığı, emtianın iyi durumda teslim alındığı, hasar ihbarının süresinde yapıldığı gibi, sigorta eksper raporu ve eksper raporu olmak üzere ekspertiz ve 26/09/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda hasarın göçük şeklinde makinanın kabin tavanında meydana geldiği, taşımanın filat rack konteyner ile üstü açık bir vaziyette ve Malta aktarmalı olarak gerçekleşmiş olması gibi hususlar gözönüne alındığında, yükün 06/01/2014 tarihinden 02/02/2014 tarihine kadar yaklaşık 1 ay süren nakliye sırasında elleçleme veya Malta’da limanda bekletilmesi aşamasında hasarlanmış olabileceğinin bildirildiği, hasar ihbarının süresinde yapıldığı, hasarın taşıma sırasında meydana geldiği yönünde karinenin oluştuğu, sigorta eksper ve bilirkişi raporuna göre de, nakil esnasında meydana geldiği, bu nedenle oluşan zararın davalının sorumluluğunda meydana geldiği, dava konusu olayda davalı üst taşıyıcı, dava dışı …alt taşıyıcı konumunda olup, müteselsil sorumluluğu olduğu, ödenen hasar bedelinin kadri marufunda olup, gerçek hasar miktarını yansıttığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin icra inkar tazminatı hükmedilmesi gerektiğine yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; davadaki istemin tazminat niteliğinde olduğu, bu nitelikteki alacakların likit olmadığı, dolayısıyla likit olmayan alacağa dayalı takibe itirazın iptali davasında, davacının inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf talebi reddedilmiştir.Sonuç olarak, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde, dosya kapsamına, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının, davalının ve ihbar olunanın istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince taraflarca yatırılan 98,10’ar .TL istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.528,98.TL istinaf karar harcından istinaf eden ihbar olunan tarafından yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.493,08.TL’nin ihbar olunandan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.528,98.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından yatırılan 383,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.145,98.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/05/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.